Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/152 E. 2019/950 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/152 Esas
KARAR NO : 2019/950

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının fatura borcunu ödememesi nedeniyle başlatılan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı icra dosyasına itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iş bu dava konusu yapmış olduğu alacağını cari hesaba dayandırıyor ise de; davacı alacaklının müvekkili nezdinde gerek yasal ve gerekse sözleşmesel açıdan herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, bilindiği üzere TTK:89.md.sine göre Cari Hesap sözleşmeleri iki tarafın herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşmenin cari hesap sözleşmesi olduğunu, TTK:89/2.md.si uyarına; Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz şeklinde belirtildiği üzere, Cari Hesap Alacağının doğması için yazılı şekil şartına da uyularak akd ve tanzim edilmiş bir Cari Hesap Sözleşemis bulunması zorunlu olmakla, müvekkili ile işbu takip dosyasının alacaklısı arasında bu nitelikle bir sözleşme kesinlikle bulunmadığını, bu nedenle, TTK.94.md.si hükmü gereğince, müvekkili ile davacı arasında Cari Hesap Alacağının Doğmasına sebep olacak herhangi akdi bağ ve munasebet de bulunmadığından, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu kesinlikle bulunmadığını, buna rağmen, davacının davaya konu Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine icra takibi başlatarak, ödeme emri tebliğ edildiğini, bu itibarla davacının işbu icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle, müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı halde kendince bir hesap yaparak alacaklı olduğunu iddia etmesinin davacının iyiniyetten uzak bir yaklaşım içerisinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kayıt ve koşulu ile, bir an için aksinin varsayılması halinde dahi; somut olayda davaya konu icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle her halükarda ve çekişmesiz olarak 6098 sayılı TBK:146.mad.si hükmü gereğince Zamanaşımı gerçekleşmiş bulunduğunu belirterek; öncelikle iş bu davanın zamanaşımı yönünden reddine, haksız maddi ve hukuki olgu ve dayanaklardan yoksun ve işbu davanın esastan reddi ile davacının %20 kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün…… Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 32.000,00 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, Beylikdüzü Vergi Dairesi cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 18/06/2018 günü, saat 15.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; SMMM bilirkişi …. 27/07/2018 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından ibraz edilen 2013….2017 yılı ticari defterlerinden, kapanış tasdik zorunluluğu olan 2013 ve 2015 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığını, diğer yıllara ait ticari defterlerin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin Mahkemenin takdirinde olduğunu, yanlar arasında davacı tarafından, davalıya Elektrik malzemesi satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğunu, davacının ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının davalı taraftan 152.207,23 TL alacaklı olduğunu, dava konusu icra takibine 32.000,00 TL ‘nin tahsilinin konu edildiğini, dava harçlandırmasının ise 10.000,00 TL üzerinden yapıldığını, davacının alacağına dayanak faturaların 89.305,44 TL’lik kısmında teslim alan isim imzası olduğunu, 62.901,79 TL’lik irsaliyeli fatura üzerinden ise herhangi bir teslim alan isim imzası olmadığını, davacı tarafından, takip öncesi işlemiş faiz talep edilmediğini, keza dava dosyasında takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil de bulunmadığını, takip sonrası talep edilen %9,75 faiz oranının, 3095 Say. Kan. Gereği tacirler arasında uygulanan avans faiz oranı olduğunu ve dolayısıyla uygun olduğunu bildirmiştir.
Ba formları yönünden ve itirazlar yönünden değerlendirme yapılması için dosyanın bilirkişiye ek rapor yönünden tevdine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 29/05/2019 tarihli ek raporunda özetle; kök rapor ve ek rapor kapsamındaki tespitler beraber değerlendirildiğinde; davacının ticari defterlerinde, icra takip tarihinde davacının davalı taraftan 152.207,23 TL alacaklı olduğunu, dava konusu icra takibine 32.000,00 TL’nin tahsilinin konu edildiğini, dava harçlandırmasının ise 10.000,00 TL üzerinden yapıldığını ve davacı vekilinin 08/08/2018 tarihli dilekçesi ile celse arası eksik harcın ikmal edildiğini beyan ettiğini, davalının BA formlarının incelenmesinde; davacının alacağına dayanak faturaların içerisinde, teslim alan isim imzası olmayan faturalardan sadece 19.09.2014 tarih 4.236,24 TL bedelli faturanın tebliğinin, BA bildirim haddinin altında kaldığından tespit edilemediğini, diğer faturaların gerek teslim alan isim imzası, gerekse BA formları ile tebliğ alındığının sabit olduğunu, keza davacının davalıdan 152.207,23 TL alacaklı gözüktüğünden, diğer faturaların davacının 32.000,00 TL alacak talebini fazlasıyla karşıladığını, davacı tarafından, takip öncesi işlemiş faiz talep edilmediğini, keza dava dosyasında takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir delil de bulunmadığını, takip sonrası talep edilen %9,75 faiz oranının, 3095 say. Kan. Gereği tacirler arasında uygulanan avans faiz oranı olduğunu ve dolayısıyla uygun olduğunu bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddede yer almaktadır. Ticari defterlerin delil olarak incelenmesi yönünden HMK’nın 219 ve 220. madde hükümleri de gözetilmelidir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup, davacının ticari defterlerine göre 152.207,23 TL alacaklı olduğu, davacının takibi kısmen 32.000,00 TL alacak üzerinden yaptığı, davalı tarafça defter ve belgeler bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davacı tarafça sunulan ve incelenen sevk irsaliyelerinde ve dayanak faturalarda 152.207,23 TL alacağın 89.305,44 TL’lik kısmında teslim alan imzası isminin bulunduğu, bu miktarın da takip konusu yapılan miktarı fazlası ile karşıladığı, aynı döneme ilişkin BA bildirimlerinin de bulunduğu, malın tesliminin ve faturanın tebliğ edildiğinin bu şartlar dikkate alınarak kabulünün gerektiği, süresinde faturaya itirazın bulunmadığı, davacının fatura yönünden davasını ispatladığı ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KABULÜ İLE
2-Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki takibin DEVAMINA,
3-Asıl alacak 32.000,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 2.185,92 TL harçtan peşin alınan 110,78 TL peşin harç, 435,70 TL tamamlama harcı ile 375,71 TL ıslah harcının mahsubu ile 1.263,73 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 146,68 TL, ıslah harcı 375,71 TL, tamamlama harcı 435,70 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 859,15 TL olmak üzere toplam 1.817,24 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 3.840,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır