Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1379 E. 2020/553 K. 18.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1379 Esas
KARAR NO : 2020/553

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/09/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Davacı kooperatifin davalı aleyhine, davalının üyesi olduğu kooperatife ödemesi gereken borcunu ödenmemesi nedeniyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını ancak icra takibine yönelik haksız itirazda bulunduğundan takibin durduğunu, borçlunun icra takibine yönelik itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının itirazında müvekkiline belirtilen miktarda borcu olmadığını, 13.07.2011 tarihinde yönetim kurulu nezdinde hissesini …’e saatığını beyan ettiğini, ancak takibe konu alacağın 26.06.2011 tarihinde yapılan 2010 hesap yılı genel kurul toplantısında alınan karara dayalı olarak tahsilinin talep edildiğini, 26.06.2011 tarihli genel kurul kararının 7 maddesine göre kooperatifin tamamlanması için gereken borç ödeme ve maliyet farları için 2011 yılı ek bütçe oluşturulması konusunun onaya açıldığını ve onaylandığını, davalının da aralarında bulunduğu tüm üyelerden 10.000,00 TL ek ödeme alınarak kooperatifin tamamlanmasında kullanılmasına karar verildiğini, ancak davalı tarafın sadece önceki genel kurul kararlarında kararlaştırılan 95.000,00 TL’yi ödediğini, 26.06.2011 tarihli toplantıda onaylanan 10.000,00 TL’lik ek ödemeyi yapmadığını, genel kurulca belirlenen bu bedelin zamanında ödenmemesi halinde aylık %4 gecikme faizi uygulanacağının da kararlaştırıldığını ancak davalının bu borcunu yine ödemediğini, ayrıca kooperatifin 27.06.2015 tarihli genel kurulunda 2011 yılı genel kurulunda belirlenen işlerin yapılabilmesi için aralarında davalının da bulunduğu her bir üyeden 10.000,00 TL toplanmasına karar verilmiş olduğunu ve her iki genel kurul kararının da kesinleştiğini beyanla davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davaya yönelik zamanaşımı def’ilerinin bulunduğunu, 26.06.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar gereği icra takibinin başlatıldığını, takibe konu alacak talebinin beş yıllık zamanaşımı süresi içinde talep edilmediğinden öncelikle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca genel kurul kararlarının kesinleşmesi gerekirken davacı kooperatifin genel kurul kararının kesinleştiğine dair belgeyi dosyaya sunmadığını, davalının 2011 yılında kooperatif üyeliğini devir ettiğini, 2010 yılı genel kurulu 12 maddesinin geçmiş dönem borçlarının tamamını ödeyen üyeleri 10.000,00 TL’lik ek ödemeden istisna tuttuğunu, müvekkilinin kooperatif üyeliğinin 2011 yılında sonlandırıldığını beyanla açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı kooperatifin 2011 yılında yapılan genel kurul toplantısında alınan 10.000,00 TL ek ödeme yapılmasına ilişkin karar uyarınca davalının söz konusu tutarı ödemekle sorumlu olup olmadığı, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, söz konusu tutarın talep edilebilmesi için alınan genel kurul kararının kesinleşmesinin gerekip gerekmediği, davacının söz konusu tutarı ödemekten istisna tutulup tutulmadığı, bulunmakta ise miktarının tespiti hususlarında olduğunun tespitine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı kooperatif alacağından kaynaklı olarak 10.000,00 TL asıla alacak, 27.880,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 37.880,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup bilirkişi raporunda özetle; 1163 Sayılı kooperatifler kanununa göre temel kuralın, kooperatif üyesi olmayan kişinin hazirun cetvelinde ortak olarak gösterilemeyeceği gibi tapu satışının da tek başına üyeliğin devri anlamına gelmeyeceğini, davalı yanca üyelik devir işlemlerine yönelik başvuru dilekçesi ve üyelik hisse devir sözleşmesini dosyaya ibraz edilememiş ise de davalının üyeliğini devir ettiğini iddia ettiği …’ün 2012 yılından beri davacı kooperatif genel kurul hazirun cetvelinde üye olarak kaydedilerek bir kısım genel kurul toplantılarına katıldığının hazirun cetvelleri ile tespit edilmiş olması ve davacı kooperatifin davalıyı 2012 yılından beri genel kurul toplantılarına davet etmemesi ve hazirun cetvelinde ortak olarak kaydetmemesi dikkate alındığında üyeliğe kabul edilmeyen birinin hazirun cetvelinde ortak olarak kaydedilmeyeceği kuralı gereğince davalının tapu satışı yanında 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre üyeliğini de ….e devir ve temlik etmiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceğini, davacı kooperatifin üyeliği davalıdan devir ve temlik alan …’ü 2012 yılından beri davacı kooperatif hazirun cetvelinde kooperatif ortağı olarak kaydetmiş bulunduğunu, davalının üyeliğini tapu satışı yanında …’e kooperatif hissesini de devir ve temlik etmesi nedeniyle kooperatif ortağı olmadığının kabul edilmesi gerekeceğini, kooperatif ortağı olmayan davalının da 03.11.2017 tarihli icra takibiyle 2011 yılı genel kurul kararıyla tahsili talep edilen aidat ödemelerinden sorumluluğunun bulunmadığının kabul edilmesi gerekeceğini, yapı kooperatiflerinde ortağa intikal eden taşınmazın yanında ayrıca ortaklık payının da devri yapıldığı takdirde eski ortağın tüm hak ve alacakları ile borç ve yükümlülükleri de devir alana geçeceğinden bağımsız bölümü ve üyeliği devir alan ve cari muavin defter kayıtlarından da davalı kooperatife 10.180,00 TL borçlu olduğu tespit edilen …’den tahsil etmesi ve sorumluluğun devralan bu ortağa ait bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceğini, davalının kooperatif üyesi bulunduğunun mahkemece kabul edilmesi halinde davaya konu takip konusu edilen aidat alacak döneminin 2011 yılı olması ve icra takip tarihinin 03.11.2017 olması dikkate alındığında, TBK’nın 147/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceğini ancak genel kurulca ödemelerin geciktirilmesi halinde uygulanacak temerrüt faiz oranı belirlenirken, 6098 sayılı T.B.K’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan yasal sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğunu, böylelikle aylık gecikme faiz oranının yıllık %18, aylık %1,5 dan fazlasının genel kurulca kararlaştırılmayacağını, icra takibi ile talep edilen 10.000,00 TL tutarındaki asıl alacağa işleyen ve takip tarihinden sonra talep edilen gecikme faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan 3095 S.K.’ya göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı kuralı gereği asıl alacağa aylık %1,5 oranında gecikme faizi işletilmesi gerekirken alacağın aylık %4 gecikme faizi ile birlikte tahsilinin istenemeyeceğini, bu bağlamda takibe konu gecikme faiz tutarı ve oranı yönünden davalının icra takibine yaptığı itirazının haklı ve yerinde bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceğini belirtmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde dosya kapsamında bulunan bilgi, belge ve delillerin hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde aşağıdaki sonuç ve kanaate varılmıştır.
Davalının … Blok …. Kat 1 numaralı dairesini 13/07/2011 tarihinde dava dışı …’e sattığı, bu bakımdan taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığı, davalının söz konusu bağımsız bölümün tapuda satışını yapmasının tek başına üyeliğin devri anlamına gelmeyeceği, tapu satışı yanında ayrıca kooperatif üyeliğinin de devir ve temlik edilmesi gerektiği, davalının adına kayıtlı bağımsız bölüm ile birlikte üyeliğini de devir ettiğini belirttiği dava dışı …’ün 2012 yılından beri davacı kooperatif genel kurul hazirun cetvelinde üye olarak kaydedilerek bir kısım genel kurul toplantılarına katılması, davacı kooperatifin davalıyı 2012 yılından beri yapılan genel kurul toplantılarına davet etmemesi ve hazirun cetvelinde ortak olarak kaydetmemesi dikkate alındığında davalının tapu satışı yanında 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre üyeliğini de dava dışı …’e devir ve temlik etmiş olduğunun ve bu sebeple de davalının kooperatif ortağı olmadığının kabul edilmesi gerektiği, davacının da bir yapı kooperatifi olması sebebiyle yapı kooperatiflerinde ortağa devredilen taşınmazın yanında ayrıca ortaklık payının da devri yapıldığı takdirde eski ortağın tüm hak ve alacakları ile borç ve yükümlülüklerinin de devralana geçeceği, buradan hareketle davalının 2011 yılı genel kurul kararıyla tahsili talep edilen aidat ödemelerinden sorumluluğunun bulunmadığı, diğer taraftan bir an için davalının kooperatif üyesi bulunduğu kabul edilse dahi dava konusu aidat alacağının 2011 yılı genel kurul kararına dayandığı ve 03.11.2017 tarihli icra takibiyle tahsiline girişildiği nazara alındığında davalının zamanaşımı savunması da dikkate alınarak Türk Borçlar Kanununun 147/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresinin de geçtiği, her ne kadar 07/02/2020 tarihli celsede Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak ortaklar pay defteri ile gelen giden evrak kayıt defterinin gönderilmesinin istenmesine, müzekkere cevabı geldiğinde bilirkişiden ek rapor alınmasına şeklinde ara karar oluşturulmuş ise de 18/09/2020 tarihli celsede Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında bulunduğu belirtilen ortaklar pay defteri ile gelen giden evrak kayıt defterinin dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak beklenmesine yer olmadığına dair karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve sonuç olarak yapılan tespit ve açıklamalar uyarınca davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin şartlar oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40 TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 457,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 403,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 5.682,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/09/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır