Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/137 E. 2019/1208 K. 11.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/137 Esas
KARAR NO : 2019/1208

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıdan 27.449,84 TL alacaklı olduğunu, ödenmemesi üzerine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. esasına kayıtlı olarak başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek; davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketten satın aldığı camları dava dışı …. Mobilya’ya sattığını, …. Mobilya’nın camları kullanmak istediğinde büyük kısmında yüzey kırıkları, köşe kırıkları ve çıkmaz lekeler olduğunun tespit edildiğini, durumun davacıya bildirilerek ayıpsız misli ile değiştirilmesinin istendiğini davacının bir kısım ayıplı malları tamir ettiğini, 157 adet camı ise ayıpsız misli ile değiştirmediğini, toplam 440 adet camdan 157 adetinin ayıp nedeniyle kullanılamadığını, takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle ödenmeyen alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 27.449,84 TL asıl alacak, 2.558,48 TL Tkp. Önc. Faiz (Reeskont faiz) olmak üzere toplam 30.008,32 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
24/06/2019 tarihli celsede davacı tanığı … hazır. Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu.Tanık beyanında: ben davacı şirkette muhasebeci olarak çalışırım. Çalışmış olduğum şirket, cam işiyle uğraşır. Fabrikada camlar plaka olarak bize gelir. Müşteri sipariş veridğinde müşterinin siaprişine göre camlar ölçü alınarak kesilir ve teslim edilir. …… tekstile de siparşileri doğrıltusunda camlar kesilerek onlar bize ölçülerini verdiler. Biz bu ölçülere göre camları kestik ve kendilerine camları gönderdik. Camların bir kısmını çizik olduğu gerekçesiyle bize davalı firma yaklaşık 1-2 ay kadar süre sonra geri gönderdi. Biz bu camalrın tamirini yaptık ve davalıya tejkrar teslim ettik. Camlardaki çizikler bizden kaynaklı değildi. Biz çiziksiz olarak teslimn etmiştik ancak montaj yapılırken metgal çiziği oluşmuş, yine de müşterimiz olamsı nedeniyle tamirini gerçekleştirip geri gönderdik.dedi.Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: camlarda kırık var mıydı, ayıp ihbarnıa ilişkin maillerden haberi var mıdır sorulsun dedi.Tanık beyanında devamla; sadece çizik vardı. İade edilen camları kim gidip teslim aldı bilmiyorum. Bize de teslim edilmiş olabilir. Mail konusunda bilgim yokturç.a yıp ihbarı ne şekilde yapıldı bilmiyorum. Ancak bize gelen malları 1 hafta içerisinde geri gönderdik. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı. Davacı Tanığı … hazır. Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben davacı firmada imalatçı olarak çalışmakatyım. Bize camlar farbrikadan plaka halinde gelir. Biz bu plakaları müşterinin isteidği ölçülerde işleriz. O ölçüler çerçevesinde kesimini yaparız ve müşteriye teslim ederiz. Davalı firma bize camsiparişi verdi. Yaklaşık 500 ürün siparişi vermişti. İstediği ölçülerde işlemeyi yaptık. Kendilerien teslim ettik. Teslim ederken camlarda kırık, çizik yoktu. Hepsini paketleyip teslim ettik. Bizim teslşim ettiğimiz ürünler yaklaşık 2 hafta içerisinde tam olarak hatırlayamıyorum ancak süresi 2 hafta olması lazım, ürünlerin 50-60 tanesi ayıplı ve çizik olduğu gerekçesiyle geri geldi. Biz bu çizikleri ve ayıpları 3-4 gün içerisinde düzeltip sevkiyat halinde geri gönderdik. Ayıplı ürünler bizden kaynaklı değildi. Cam ürün metale değmemesi gerekir. Ürünleri teslim aldıktan sonra metalin üzerine koyup incelemişler. Bu yüzden çizikler meydana gelmiş. Bizdeki düzeltme aparatı nedneniyle bize geri geldi. Biz tamirini yaptık. Biz bunu bir ücret karşılığında mı yaptık bunu bilmiyorum. Dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: bu camlar nerede kullanılmıştır sorulsun. İkinci parti ile alakalı ayıp ihbarı konusudna bilgisi var mıdır dedi.Tanık beyanında devamla; camların nerede kullanıldığını bilmiyorum. Başka bir ayıp ihbarı konusunda bir bilgim yoktur. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı. Davalı Tanığı … hazır. Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu.Tanık beyanında: ben davalı firmada kalite kontrol sorumlusu olarak çalışmaktayım. Ürünler bize geldiğinde biz içeriye almadan ürünlerin kontrolünü yaparız. Bizim isteğimiz üzerine dacvacı firmadan ölçülerini vererek cam siparişini verdik. İstediğimiz ölçüde camları yapıp bize gönderdiler. Yaptıkları camların kontrolünde çizikler olduğunu gördük. Yaklaşık 1 hafta kadar kontroler sürdü. Sonrasında hermen firmaya bildirim yaptık. Ortalama 400 ürün vardı. 100 küsür tanesinde ayıp işaretledik net rakamları aklımda yoktur. Bu işaretlediğimiz ayıpları davacı firma yetkililerini çağırarak gösterdik. Bize düzeleeceklerini söyelediler ancak ürünleri düzeltip geri getirdiklerinde ürünlerdeki çizikler aynen duruyordu birazcık azalma vardı. Biz bu durumu satın almayıp ilettik. Sonraki süreçten bilgim yoktur. dedi.Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: ayıp ihbarındna sonra davalı firmanın ayıplarını gidermediği ürünler fabrikada kaldı mı sorulsun. Dedi. Tanık beyanla devamla; davalı firmanın ayıplarını gidermediği ürünler fabrikada kaldı. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı. Davalı Tanığı … hazır. Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben davalı firmada satın alma sorumlusu olarak çalışıyordum. Yaklaşık 1 ay önce işten ayrıldım. Davacı firmayı bilriim. Cam siaprişi vermiştik. Mktarı konusunda net bilgim ytoktur. Ancak camlarda bir takım ayıplar ortaya çıktı. Bu ayıplar defalarca firma yetkililieriyle görüşülerek iletildi. …. ve ….. Beyler ile görüşüldü. Yaklaşık 6 ay bu konuda diyalog halinde kalındı. Biz firmanın üretim sorumlularına durumu ilettik. Defalarca mail attık. Ancak anladığım kadarıyla firma yetkilileri üretim sorumluları tarafından bilgilendirilmemiştir. Aldığımız camlarda çizik ve kırıklar vardı. Ne kadar camda çizik ve kırık vardı başında ben olmadığım için bilmiyorum. Ayıplar görüldükten sonra hemen iletildi ancak bizim firmadaki üretim sorumlusu ve davacı firmadaki üretim sorumlusu arkadaşların tam bilgilendirmemeleri nedeniyle üst yetkililer tarafından sorun çözülemedi. Dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: satın aldıkları camlar nerede kullanılmıştır sorulsun dedi. Tanık beyanında devamla; camlar sehpa yapımında kullanılmaktadır. Ben sorundan haberdar olur olmaz davacı firmayı telefonla aradım. Ancak telefonlara cevap verilmedi. Sonra aylık kontrollerde birebir gidip görüştüm. İlgilenceklerini söyelediler ancak sonra yeniden bir çözüm elde edilemeedi.dedi Beyanı okunarak imzası alındı.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği, davacı ve davalı defterlerinde ticari ilişkinin bulunup bulunmadığının, var ise yapılmış bir ödeme olup olmadığı, tahsilin yapılıp yapılmadığının, ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, ihbarın süreside yapılıp yapılmadığının tespiti için ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 09/09/2019 günü, saat 14:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi ….ve Mimar bilirkişi …… 14/10/2019 tarihli raporlarında özetle; dava konusu camların, işyerinin giriş katında yer alan ana depo bölümünde ağaç paletler üzerinde niteliklerine göre ayrı ayrı olarak dizili vaziyette olduklarının görülmüş olduğunu, öncelikle davalı tarafından dosyaya sunulan 157 adet cam listesi ile, mevcut camlar eşleştirilmek suretiyle tek tek sayılmış ve listedeki karşılıklarına yazılmış olduğunu, yapılan sayıma göre değişik ebat, renk ve kalınlıkta toplam 160 adet cam tespit edilmiş olduğunu, uzun süreden beri beklemekte olan camların üstünde, yoğun olarak toz ve kir birikintileri bulunduğundan, ayıp ve kusurların tepiti için, her bir camın tek tek yıkanarak temizlenmesine karar verilmiş ve paletlerin, forklift aracıyla bina önüne taşınmış olduğunu, 160 adet camın her birinin, tek tek su ile yıkanmış olduğunu ve bezlerle silinerek temizlenmiş olduğunu, temizliği tamamlanan camların bu aşamada taraf temsilcileriyle birlikte ayrıntılı olarak incelenmiş olduğunu, yapılan tespitlerin cam listesindeki karşılıklarına not edilmiş olduğunu, ve bu şekilde tutulan tutanağın bilirkişiler, taraf temsilcileri ve …. Mobilya temsilcisi tarafından imza edilerek dosyaya eklendiğini, yapılan bu tespit ve değerlendirmelere göre, davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünler arasında, ayıplı ve kusurlu olduğu tespit edilen, toplam 23 adet camda, muhtelif nitelikte ayıplara rastlanmış olduğunu, bunların 11 adetindeki ayıpların, hatalı istifleme nedeniyle camların birbirine temas ettiğini, bu şekilde uzun süre beklediklerinden dolayı, renk bozulması ve yapılmadan kaynaklı oksitlenmelere rastlanmış olduğunu, istiflenme hatasından kaynaklanan ayıpların davalının ihmali ve dikkatsizliği nedeniyle oluştuğundan, bu ayıplardan davalının sorumlu olacağını, 1 adet camda ise kırık bulunduğunu, kırılmanın teslim sırasında olması halinde bunun, ilk teslim sonrası yapılan bazı değişiklik ve düzeltmeler sırasında gündeme gelmiş olacağını, ve değiştirilmiş olacağını ancak, uzun süreden beri davalının uhdesinde bulunduğundan kırılmanın bu sürede olabileceğini, bu ayıplardan davalı şirketin ve iştiraki …. Mobilya şirketinin birlikte sorumlu olacaklarının değerlendirildiğini, diğer 11 adet cam üzerinde rastlanan ayıpların ise teslim sırasında var olduğunu, bu ayıplardan satıcı davacı şirketin sorumlu olması gerekeceğinin değerlendirilmiş olduğunu, satıcı tarafından davalıya teslim edilen 440 adet camın 11 adetinde davacının ihmali veya dikkatsizliği nedeniyle ayıplı mal teslimi yapılmış olabileceğini, faturada gösterilen fiyatlara %18 KDV ilave edilmesi ile, toplam 1.300,36 TL’lik cam bedelinin davacının alacağından düşülmesi gerekeceğinin kanaatine varıldığını, davacının muavin defter dökümüne göre, davalı …… Tekstil şirketinden 30.11.,2016 tarihinde 11.830,00 TL tahsilat yapıldığını, 10.12.2016 tarihinde ise 39.279,84 TL tutarlı mal satış faturası düzenlenerek kayıtlara işlendiğini, bu sonuca göre; davacı şirketin davalıdan 27.449,84 TL alacaklı olduğunun gösterilmiş olduğunu, davalının muavin defter dökümüne göre, davacı Akcam Cam şirketine 29.11.2016 tarihinde 11.830,00 TL ödeme yapıldığını, 05.12.2016 tarihinde ise 39.279,84 TL tutarlı fatura ile mal alış kaydı yapıldığını, bu sonuca göre; davalı şirketin davacıya 27.449,84 TL borçlu olduğunun gösterilmiş olduğunu, sonuç olarak; davacı …’nin ayıplı mal teslimi nedeniyle toplam 1.300,36 TL den sorumlu olacağını, bu tutarın 27.449,84 TL alacak bedelinden düşülmesi ile davalı şirketten (27.449,84-1.300,36)= 26.149,48 TL alacaklı olduğunu bildirmişlerdir.
Yanlar arasında alım satım tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı BK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmakta olup, iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek (TBK’nın 479/1.md.), yüklenicinin borcu ise, eseri iş sahibinin amacına uygun, haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir (TBK’nın 471/1). Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474 ( 818 sayılı BK’nın 359), gizli ayıplarda ise 6098 sayılı TBK’nın 477. ( 818 sayılı BK’nın 362.) maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, 6098 sayılı TBK’nın 475. ( 818 sayılı BK’nın 360.) maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir.Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir.Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede (TBK m.474); gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir (TBK m. 477). Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m. 147/son ) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ve 16.01.2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında bu ilke ve esaslar ayrıntıları ile açıklanmıştır.) Öte yandan, YHGK’nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli hertürlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkündür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ticari satımdan kaynaklı olup, davacı tarafından satılan ürünün ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise bu ayıbın açık veya gizli ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı yapıldı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
6102 sayılı TTK’nun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda,Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”denilmek suretiyle ayıp ihbarının yapılacağı ticari satımlarda ayıp ihbarının yapılacağı süreyi belirlemiştir. Yine anılan kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” denilmek suretiyle denilmek suretiyle tacirler arasında temerrüde nasıl düşürüleceği hükme bağlanmıştır.
Borçlar Kanununa göre, eser sözleşmelerinde ayıp, sözleşme ile işin niteliğine göre, yapılan işte bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da bulunmaması gereken bazı bozuklukların bulunmasıdır. Ayıp ihbarının yapılması ve eserin teslim ya da iadesi, maddi vakıa niteliğinde olduğundan, bunlar her türlü delil ve tanık beyanı ile ispatlanabilir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddiası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine, davacı tarafça iş bu itirazın iptali davası açıldığı, taraflar arasında eser sözleşmesinin mevcut olduğu, bu nedenle borçlar kanunundaki ayıp hükümleri üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği, ürünlerin ayıbına ilişkin e-mail atıldığı, ayıplı ürün sayısı belirtilmese dahi, eser sözleşmelerinde her türlü vasıta ile ayıp ihbarında bulunulabileceği, usulüne uygun ayıp ihbarının yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, davalının bu nedenle ayıp iddiasını ispatladığının kabulünün gerektiği, yapılan incelemede ayıplı ürün sayısı ve miktarının belirlendiği buna göre ayıplı ürün adedi düşüldüğünde, davacının 26.149,48 TL alacaklı olduğu, davanın kısmen kabulü ile 26149,48 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜE İLE,
2-Büyükçekmece ….İcra Dairesi …. Esas sayılı dosyasındaki takibin 26.149,37 TL üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.786,26 TL harçtan peşin alınan 318,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.467,52 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 354,64 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 1.465,75 TL yargılama giderinin kabul oranı (%87,14) ret oranı (%12,86) dikkate alınarak hesaplanan 1.277,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yapılan 42,00 TL yargılama giderinin ret oranı (%12,86) dikkate alınarak hesaplanan 5,40 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.137,92 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, tarafların yüzlerine karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır