Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1349 E. 2021/615 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1349 Esas
KARAR NO : 2021/615

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 27/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; davacı, İstanbul Ticaret Sicilinin … numaralı sicilinde kayıtlı davalı şirketin ortağı olduğunu, gördüğü lüzum üzerinde ortaklıktan ayrılmaya karar verdiğini, Bakırköy …. Noterliğinin 26.03.2018 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile keyfiyeti davalı şirket yönetimine bildirdiğini, davalının 18.04.2018 tarihinde ihtarnameyi tebliğ aldığını, ortaklıkta ayrılmasını gerektiren haklı nedenler bulunduğunu, şirket yönetiminde ciddiyetten uzak gevşek tutum ve ticari anlamda yanlış ve isabetsiz kararlar alındığını, performans kaybı ve maddi sıkıntılar yaşandığını, şirket genel kurulunun olağanüstü toplantıya çağrılması ve çare aranması hakkında görüşme talebine karşılık verilmediğini beyanla şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haklı sebeplerle limited şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesi talebine ilişkin olup uyuşmazlığın şirket ortaklığından ayrılma konusunda haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davalı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle davacının şirket ortaklığından ayrılma konusunda haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkin rapor alınmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 09/04/2021 tarihli raporda özetle; davalı şirkete ait 2020 yılı ticari defterlerinin açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığını, ticari defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğunu, TTSG’nin 19/06/2017 tarih ve 9350 sayılı nüshasında şirketin en son ortaklık yapısına göre 800.000,00 TL sermayenin 792.000,00 TL’sinin davacı …’a, 8.000,00 TL’sinin ise …’a ait olduğunu, şirketin ticari defterlerinde ise en son ortaklık yapısına göre sermayenin 790.000,00 TL’sinin davacı …’a, 10.000,00 TL’sinin ise …’a ait olduğunu, şirketin 2015 yılından sonra sadece kira geliri olduğunu, katlanılan sabit giderlerden dolayı 2016 yılında 14.507,00 TL, 2017 yılında 270,00 TL, 2018 yılında 2.735,00 TL ve 2020 yılında 3.571,31 TL zarar raporlandığını, şirketin dönen varlıklar hesaplarında 2015 yılından 2020 yılına kadar sadece kasa, banka ve ilk madde malzeme stokları olduğunu, faaliyetsiz olan şirketin 300.484,66 TL ilk madde malzeme stoğu gözüktüğü gibi 2020 yılında bu stokların 300.958,88 TL artış göstererek 601.443,54 TL’ye yükseldiğini, esasen bilançoların tümden incelenmesinde şirketin ilk madde malzeme stoklarındaki artışın ortakların taahhüt edipte ödemedikleri sermaye artırımını ödenmiş olarak gösterip stoklar hesabına almasından kaynaklandığını, çünkü ödenmeyen sermaye olan 300.958,88 TL ile stoklar kalemindeki artışın birebir örtüştüğünü, şirketin pasif kalemlerinde herhangi bir borcu olmadığını, davalı şirketin herhangi bir esas faaliyeti olmayan, sadece duran varlığı olan bir şirket olduğundan bahsetmenin mümkün olduğunu, davacının şirket müdürü sıfatıyla genel kurulu toplantıya davet etme, gündeme madde ekleme, kar payı dağıtım önerisini hazırlama ve özellikle de şirketi faal hale getirip karlılığa dönüştürme gibi birçok yetki ve görevinin bulunduğunun açık olduğunu, bu gibi hakların kullanılmadan davacının, şirketin ciddi yönetilmediği, gerekli katkının ortaklardan sağlanmadığı ya da şirket organlarının toplanamadığı yönünde ki iddialarla şirketten haklı nedenle çıkma talebinde bulunamayacağı kanaatinde olduklarını, mali inceleme bölümünde yer verildiği üzere ” şirketin dönen varlıklar hesaplarında 2015 yılından 2020 yılına kadar sadece kasa, banka ve ilk madde malzeme stokları olduğu, faaliyetsiz olan şirketin 300.484,66 TL ilk madde malzeme stoğu gözüktüğü gibi 2020 yılında bu stokların 300.958,88 TL artış göstererek 601.443,54 TL’ye yükseldiği, esasen bilançoların tümden incelenmesinde şirketin ilk madde malzeme stoklarındaki artışın ortakların taahhüt edipte ödemedikleri sermaye artırımını ödenmiş olarak gösterip stoklar hesabına almasından kaynaklandığı, çünkü ödenmeyen sermaye olan 300.958,88 TL ile stoklar kalemindeki artışın birebir örtüştüğü” yönündeki tespitler dikkate alındığında davacının sermaye borcunu yerine getirmediğinin de görüldüğünü, bütün bu hususların davacının TTK m. 625 hükmünde öngörülen yetki ve görevleri basiretli bir yöneticiden beklenen özenle yerine getirmediğini gösterdiğini, bu nedenle davacının şirketten çıkması şartlarının gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Uyuşmazlık, TTK’nın 636 maddesi uyarınca limited şirket ortağı tarafından açılan şirketten çıkarılma istemine ilişkin olup davacının, şirket ortaklığından ayrılma konusunda haklı sebeplerin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesinin gerektiği, 6102 sayılı TTK’nın 638/2 maddesine göre her ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, ortaklar arasındaki karşılıklı güveni sarsacak, ortakların birlikte çalışmalarını ciddi şekilde güçleştiren olayların limited şirketten çıkmak için haklı bir sebep oluşturduğu, davacının ortaklıktan ayrılması açısından haklı nedenlerin oluşup oluşmadığının tespiti için dosyanın tevdii edildiği bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda yer verilen ve Mahkememizce de benimsenen tespitler dikkate alındığında davacının şirket müdürü sıfatıyla genel kurulu toplantıya davet etme, gündeme madde ekleme, kar payı dağıtım önerisini hazırlama ve özellikle de şirketi faal hale getirip karlılığa dönüştürme gibi birçok yetki ve görevinin bulunmasına rağmen bu gibi haklarını kullanmadan şirketin ciddi yönetilmediği, gerekli katkının ortaklardan sağlanmadığı ya da şirket organlarının toplanamadığı yönünde ki iddialarla şirketten haklı nedenle çıkma talebinde bulunamayacağı, ayrıca bilirkişi raporunun mali inceleme bölümünde yapılan tespitlere göre davacının sermaye borcunu yerine getirmediğinin de görüldüğü, tüm bu hususların davacının TTK m. 625 hükmünde öngörülen yetki ve görevleri basiretli bir yöneticiden beklenen özenle yerine getirmediğini gösterdiği, bu nedenle davacının, davalı şirketten çıkması bakımından ileri sürdüğü haklı sebeplerin ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla davanın reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,

Dair davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 18/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır