Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1211 E. 2020/152 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1211 Esas
KARAR NO : 2020/152

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının itiraz dilekçesinde de kabul ettiği üzere; davalı-borçluya 21.09.2017 tarih ve 14.750,00 TL bedelli, 17.10.2017 tarih ve 767,00 TL bedelli iki adet faturaya konu mal ve hizmet teslim edilmiş olduğunu, davalı borçlunun borcuna mahsuben çek ile 4.000,00 TL lik kısmını ödemiş olduğunu ancak bakiye kısmı ödememiş olduğunu, bakiye borç miktarı ödenmediğinden davalı borçlu hakkında Bakırköy … İcra Müd.’nün …. E. sayılı dosyası ile takip başlatılmış olduğunu, ancak davalının yapmış olduğu itiraz neticesinde takibin durduğunu beyanla; 11.517,00 TL lik asıl alacağa ilişkin itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın davalı borçludan tahsili ile davacı-alacaklıya ödenmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı şirketten 21.09.2017 tarihinde 1 adet kompresör alındığını, alınan kompresörün bedelinin 14.750,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından davacı tarafa 4.000,00 TL’lik kısmının çekle ödendiğini, çek bedelinin davacı tarafından tahsil edilmiş olduğunu, kalan bakiye borç olan 10.750,00 TL olan kısma ilişkin ise tarafların 150 günlük bir çek ile ödenmesini kararlaştırmış olduklarını, müvekkilinin davacı firmadan satın almış olduğu kompresörün satın alım tarihinden kısa süre sonra bir çok kez teknik arızası meydana gelmiş olduğunu, davacı satıcı firmaya ulaşmak istense de satıcı firmanın geri dönüş yapmamış olduğunu, cihazın servis garantisinin bulunmasına ve defalarca servisin çağrılmasına rağmen servis hizmeti sağlanmamış olduğunu, böylelikle satın alınan kompresörün ayıplı olduğunun anlaşılmış olduğunu, müvekkilinin kendi olanakları ile başka firmadan onarım yaptırmış olduğunu, davacı tarafından dosyaya sunulan …. fatura numaralı 767,00 TL’lik faturanın ise müvekkilinin almış olduğu ürüne ait olmadığını, fatura müvekkiline teslim edilmemiş olduğundan kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı tarafa ayıplı olan bu ürünün ayıbının giderilmesi halinde kalan bakiye borcu ödeyeceğini bildirmişse de müvekkilinin mağduriyetinin giderilmemiş olduğunu, bu yüzden müvekkilinin ayıba yönelik indirim talep etmesi veya ayıbın giderilmesi yönünde taleplerinin yerine getirilmemesi sebebiyle, ayıplı olan ürün için sağlam bir ürünün fiyatının istenmesinin hukuka uygun olmadığını, davacıın davasının yerinde olmadığını, bu nedenle davacı tarafından yapılan icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini beyanla; davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 11.517,00 TL asıl alacak (bakiye cari hesap alacağı), 446,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.963,08 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
İddia ve savunmalar değerlendirilmek üzere dosya üzerinde tarafların ticari kayıt ve belgeleride incelenerek, icra dosyasındaki itiraz ve tüm dosya kapsamı gözetilerek davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğunu, ürün teslimlerinin davacı tarafça davalıya yapılıp yapılmadığı, ayıp konusunda bildirimin yapılıp yapılmadığının tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 09/09/2019 günü, saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; SMMM bilirkişi … 14/11/2019 tarihli raporunda özetle; inceleme gün ve saatinde davacı firmanın defter ve belgelerinin hazır olduğunu, davalı firmanın deftyani daha er ve belgeleri ile ilgili olarak davalı vekilinin mazeret dilekçesi verdiğini, davalı firmadan defter ve belgeler istenmesine rağmen ulaştırılmadığından davalı tarafın defter ve belgelerinin incelenemediğini, davacının yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin tam ve yasal süreleri içerisinde yapıldığını ve MUHGT’e uygun olarak tutulduğunu, davacı kayıtlarına göre; davacının 14.750,00 TL tutarındaki kompresör teslimine ilişkin faturasının 4.000,00 TL’sinin ödendiğini ve 10.750,00 TL alacağın kaldığını, bu tutar üzerinde her iki tarafın mutabık olduğunu, davacı kayıtlarında görülen ve davalı tarafın itiraz ettiği 767,00 TL lik bir fatura daha olduğunu, bu faturaya ait hizmet formunda; hizmeti alan kişinin adının yazılmadığını ancak bir imza atıldığını, davalının bu faturayı almdığını beyan ederek itiraz ettiğini, davacının faturayı davalıya teslim ettiğini gösterir; fatura üzerinde, irsaliyede herhangi bir imza ya da faturanın teslim alındığını gösterir posta evrakı mevcut olmadığını, bu sebeple; 767,00 TL’lik faturanın davalıya teslim edildiğinin ispata muhtaç olduğunu, davalı tarafından; ayıpla ilgili yazılı bir bildirimin davacıya yapıldığını gösterir ispat edici bir belge dosyada bulunmadığından, bu hususun ispat edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının ticari defter kayıtlarını inceleme gününde sunduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, bu nedenle davalı ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı yasal defter kayıtlarına göre, davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı ticari defterlerine göre 21/09-17/10/2017 tarihli faturaların ticari defterde kaydının olduğu, ancak hizmeti davalıya sunduğuna dair evraklar olmadığı, ancak BA formu incelendiğinde davacının 21/09/2017 tarihli faturasının Ba kaydının bulunduğu, davacının davalıya düzenlemiş olduğu 21/09/2017 tarihli faturanın içeriğinin davalıya tesliminin ispatlandığı, 17/10/2017 tarihli faturanın ise Ba sınırının altında kaldığı ve bu fatura yönünden davacının yemin deliline dayanmamış olması nedeniyle 767,00 TL’lik fatura yönünden davacının davasını ispatlayamadığı, 21/09/2017 tarihli fatura yönünden her ne kadar davalının ayıp iddiası var ise de ayıbın davalının ispatına muhtaç olup, ispatlanamadığı, davacının 21/09/2017 tarihli fatura yönünden davalı tarafça yapılmış 4000,00 TL ödeme düşülerek 10.750,00 TL yönünden davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasındaki takibin 10.750,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-10.750,00 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Alınması gereken 734,33 TL harçtan peşin alınan 136,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 597,46 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 172,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 753,55 TL’nin kabul oranı (%93,34) ret oranı (%6,66) dikkate alınarak hesaplanan 703,36-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T.gereğince takdir edilen 767,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır