Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1209 E. 2020/224 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1209 Esas
KARAR NO : 2020/224

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin borçlu aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine iş bu davanın açıldığını, davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle KDV dahil 91.598,40 TL 1 adet faturanın kesildiğini, faturanın davalı tarafa iletildiğini ve kayıtlarına geçtiğini, davalının faturanın bir kısmını ödediğini, kalan bakiye alacağı olan 16.872,18 TL’yi ödemediğini, davalının borca itirazının haksız olduğunu, davalının taraflar arasındaki ticari ilişki gereği cari hesap alacağının bulunmadığını ileri sürdüğünü ve bu durumun gerçeği yansıtmadığını, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenerek davalının daha önceki ödediği bedeller üzerinden hesaplamaların yapıldığında cari hesap alacağının bulunduğunun görüleceğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra takibine dayanak olarak sunduğu “……” adına tanzim edilen bakiye fatura alacağı hakkında öncelikle müvekkilinin ortağı olduğu ” ….. İnş. A.Ş. – …… A.Ş. Adi Ortaklığı” aleyhinde İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, pasif husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile tarafça ilgili icra takibinin iptal edilmesi hakkında İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nn …… esas ve ……. karar sayılı dosyası ile davanın ikame edildiğini, 21/09/2018 tarihinde ilgili bakiye alacak iddiasıve temerrüt olmaksızın ilgili asıl alacağa işlettiği faizi Bakırköy …… İcra müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası nezdinde takip konusu haline getirdiği İstanbul …… İcra müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasından birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, söz konusu davacının alacakları üzerine haciz tatbik edildiğini, bu ödeme kaydının da davacının cari hesabından mahsup edildiğini beyanla, davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 32.005,13 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, varsa yapılan ödemeler, ödeme konusundaki tarafların beyan ve itirazları nazara alındığında davacının alacağının kalıp kalmadığı, davalı tarafça ödeme ypaılan İstanbul …… İcra müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosuyaya yapaılan ödemenin dava konusu borçla ilgisinin bulunup bulunmadığı hususlarında olduğunun tespiti için Tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, SMMM …… tarafından hazırlanan raporda özetle; dava konusunun, davacının 23/08/2011 tarihli ….. İnş. A.Ş. – ….. İnş. A.Ş. Adi ortaklığından kalan alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2012,2013,2014 ve 2016 yılları defterlerinin lehine delili niteliğinin bulunduğu, 2011, 2017 ve 2018 yılları defter bilglierinin ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2015 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin ibraz edilmediğinden dolayı lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11/10/2018) itibariyle davacının davalıdan 16.872,18 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının 2012,2013,2015,2016,2017 ve 2018 yılları defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 2014 yılı defter bilgileri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2011 yılı Envanter defterinin tasdikinin ibraz edilmediğinden dolayı lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11/10/2018) itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün dosyasına yapılan ödeme nedeniyle davalının borcunun kalıp kalmadığının araştırılması hususunda; İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …… icra dosyası yerine İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyası gelmiş olduğundanu mezkur dosyaya davalı tarafından yapılmış bir ödeme olup olmadığının tespit edilemediği, Takip tarihi (11/10/2018) itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 16.872,18 TL olduğu, bu farkın sebebinin ise davalının ticari defterlerinde davacıya 26/01/2017 tarihinde yapmış olduğu 16.872,18 TL’lik ödemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde görülen teminat iadesi açıklamalı 16.872,18 TL tutarındaki ödeme kaydına dayanak teşkil eden evrakı taraflarıncan istenmiş olup, taraflarına herhangi bir evrak sunulmadığı gibi İstanbul ……. İcra müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyasına (varsa) davalı tarafından yapılan ödemenin de talep edilmesine rağmen davalı yanca böyle bir ödeme belgesi de sunulmadığından, davalının yapmış olduğu iddia ettği ödemenin davalının ispatına muhtaç olduğu, davacının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz alacağının bulunmadığı, neticeten, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.872,18 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının gönderilmesinin istenmesine, geldiğinde dosyanın bilirkişiye ek rapor yönünden gönderilmesine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 15/10/2019 tarihli ek raporunda özetle; kök raporun sonuç bölümünde takip tarihi 11.10.2018 itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 16.872,18 TL olduğu, bu farkın sebebinin ise davalının ticari defterlerinde davacıya 26.01.2017 tarihinde yapmış olduğu 16.872,18 TL’lik ödemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde görülen teminat iadesi açıklamalı 16.872,18 TL tutarındaki ödeme kaydına dayanak teşkil eden evrakın istenmiş olduğu, tarafına herhangi bir evrak sunulmadığı gibi İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra dosyasına (varsa) davalı tarafından yapılan ödemenin de talep edilmesine rağmen davalı yanca böyle bir ödeme belgesi de sunulmadığından; davalının yapmış olduğunu iddia ettiği ödemenin davalının ispatına muhtaç olduğu” şeklinde görüş bildirilmiş olmakla; kök rapor sonrasında davalının dosyaya sunmuş olduğu ödeme dekontu ve dosyaya celp edilen İstanbul …… İcra Müd.’nün ……. Esas dosyasında bulunan ödeme dekontundan anlaşılacağı üzere davalının davacı adına 26.01.2017 tarihinde 16.872,18 TL ödeme yapmış olduğunun tespit edilmiş olduğunu, sonuç olarak; kök rapor sonrasında sunulan evraklar neticesinde takip tarihi itibari ile davacının davalıdan alacağının bulunmadığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının, davalı hakkında tek faturadan kaynaklı ödenmemiş bakiye borç için Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, yapılan bilirkişi incelemesinde, davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan 16.872,18 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (11/10/2018) itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, aradaki farkın davalının ticari defterlerinde davacıya 26/01/2017 tarihinde yapmış olduğu 16.872,18 TL’lik ödemenin davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, davalının ticari defterlerinde görülen teminat iadesi açıklamalı 16.872,18 TL tutarındaki ödeme kaydına dayanak teşkil eden evrakın davalı tarafça Mahkememize sunulduğu, İstanbul …… İcra dosyası incelendiğinde, dava dışı şirketin, davacı aleyhine başlatmış olduğu takip nedeniyle, davalı şirket tarafından davacıya olan borcunu 3. Kişi tarafından yapılan ödeme sıfatıyla, 26/01/2017 tarihinde …. bank üzerinden tahsilat ile ödediği, davalının bu dosyada yaptığı ödeme nedeniyle borcu kalmadığının sabit olduğu, ödeme hususunun davalı tarafça ispatlandığı, davacının alacağının bulunmadığının, davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2- Kötü niyet şartları oluşmadığından talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 54,40-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 546,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 492,17 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.800,77 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır