Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/118 E. 2018/237 K. 16.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/118
KARAR NO : 2018/237

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:20/03/2018
DAVA; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve mahkemece verilen … Esas …. karar sayılı 06/11/2017 tarihli kesinleşmiş görevsizlik kararı ile mahkememize tevzii edilen iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Keşideci … Ticaret Anonim şirketi, lehtarı … olan … ŞB ne ait … çek nolu 30/03/2016 tarih ve 100000,00 TL bedelli bir adet çeki …. LTD ŞTi müvekkiline ciro ettiklerini, … LTD ŞTİ yetkilisi … ödeme günü rica etmesi üzerine çek ibraz süresi içerisinde bankasına tevdi edilip ödenmesi istenmediği gibi karşılığının olmadığının da çeke derçettirilmediğini, yani çek kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olup ancak bu davanın da Yazılı delil başlangıcı olarak bir değer ifade edeceğini, müvekkiline … LTD yetkilisi … tarafından tevdi edilen çek karşılığında müvekkilinin yine aynı miktarlı bir çek verdiğini yani karşılıklı çek karşılığında müvekkilinin yine aynı miktarlı bir çek vermiş, yani karşılıklı çek takasında bulunduklarını, takas olarak alınan çek ödenmemesine rağmen müvekkilinin karşılık olarak verdiği çeki İstanbul … İcra dairesi nin … Esas sayılı dosyası üzerinden ödemesini yaptığını, takibe konu çek sebebiyle itirazın iptaline ve takibin devamına davalıların % 20 icra inkar tazminat ödemesine hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DAVA ;İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, görevsizlik kararı ile Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinden mahkememize gönderilmiştir.
6102 Sayılı T.T.K.’nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.’nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.’nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.’nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
TTK. 793. maddesinde “ … ibraz süresinin geçmesinden sonra yapılan ciro, ancak alacağın temlikinin sonuçlarını doğurur.” denilmektedir. Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek, kambiyo vasfını kaybeder, TTK. 793. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olur.
Dava dilekçesinde de beyan edildiği üzere, davaya konu çek süresinde bankaya ibraz edilmemiş olup kambiyo senedi vasfını yitirmiştir. Dolayısıyla işbu davanın mutlak ticari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Mahkememizce davacının tacir araştırması yapılmış, gerçek kişi tacir kaydının ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Davanın mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacının tacir sıfatının bulunmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Benzer Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesi’nin 23/11/2012 gün ve 2012/12879 esas,2012/12971 karar ve yine Yüksek Yargıtay 23 üncü Hukuk Dairesi’nin 19/03/2013 gün ve 2013/239 esas,2013/1677 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi olup Asliye Hukuk mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın HMK 115/2 maddesi gereğince aynı kanunun 114/1-c maddesinde, belirtilen görev dava şartı noksanlığı nedeneyle usulden REDDİNE, mahkemenin görevsizliğine,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
3-Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla, mahkememiz nezdinde verilen görevsizlik kararının istinaf denetiminden geçmeden kesinleşmesi halinde olumsuz görev uyuşmazılığının tayini için dosyanın yargı yerinin belirlenmesi amacı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine re’sen gönderilmesine,
Dair tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/03/2018

Katip …

Hakim …