Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1163 E. 2019/182 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1163
KARAR NO : 2019/182

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/03/2019

DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu tarafından 23/01/1997 tarihinde tescil edilmiş olduğunu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 28.01.1997 tarih ve …. sayılı nüshasında ilan edildiğini, Kuruluş aşamasında… Ltd. Şti. olan şirket unvanı, 21.04.1998 tarihli Ek Sözleşme ile …. Ltd. Şti. olarak değiştirildiğini, bu değişiklik Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 26.10.1998 tarih, …. sayılı nüshasında ilan edildiğini, “İkitelli Organize Sanayi Bölgesi …. Sanayi Sitesi ….Blok No:…. Başakşehir / İstanbul” merkez adresinde faaliyet gösteren müvekkilin, İstanbul Ticaret Sicilinde … sicil numarası ile kayıtlı olduğunu, kurulduğu günden itibaren Türk Gıda sektöründe önemli roller üstlenen ve televizyon, internet ve sair yazılı-görsel medyada ünlenen ismi ile ‘‘…’’ olarak bilinen, “….” sloganı ile tüketici nezdindeki bilinirliğini en üst seviyeye çıkartan …LTD. ŞTİ.’nin üretimini 3.000 m2 alana sahip İkitelli Organize Sanayi …. Sanayi Sitesi …Blok No:…. adresindeki kendi kapalı fabrikasında gerçekleştirdiğini, ürün üretimi son teknolojiye sahip yüksek kapasiteli makinelerle gerçekleştirildiğini, günlük 25 ton işleme kapasitesi ile tek kullanımlık çatal, bıçak, kaşık, dondurma kaşıkları, bardak çeşitleri, plastik gıda ambalajları, plastik çikolata ve şekerleme ambalajları, plastik oyuncak ve her türlü ürün teşhir stantları üretimi yapan firma, AR-GE Departmanı aracılığıyla da müşteri istek ve ihtiyacına uygun yenilikçi ürünler ortaya koyduğunu, kendi alanında her zaman yenilikçi olan müvekkili şirketin ürünlerinin büyük bir kısmını Avrupa, Balkanlar, Güney Afrika ve Komşu ülkeler dâhil 50’nin üzerinde ülkeye ihraç ettiğini, ‘‘Tek Kullanımlık Plastik Mutfak Eşyaları’’ kategorisindeki ihracatçılar listesinin ilk 10’una sürekli olarak adını yazdırmayı başardığını, aynı zamanda yurt içinde de alanında uzman ve önde gelen firmaların tedarikçisi konumunda olduğunu, müvekkilinin toplam 109 adet gerçek veya tüzel kişiye borcu mevcut olup toplam borç tutarı 24.028.755,07 TL olduğunu, rehinli borçların toplam tutarının 3.402.317,66-TL, kamu borçlarının toplam tutarının 570.935,97-TL ve diğer borçların toplamı tutarının 20.055.501,44-TL, müvekkilinin aktifleri dönen ve duran varlıklardan oluşmakta olup toplam değeri 33.441.794,32 TL olduğunu, gerçek kişi müvekkilleri olan …ve …un şirketin ortakları olduğunu, özellikle bankalardan finansman sağlamak amacıyla oluşan borçlanmaların tamamında kefil durumunda olduklarını, bir başka ifade ile müvekkil şirketin borçları dolayısı ile kefil / borçlu durumunda olduğunu ve mevcut mali krizden onlar da etkilenmiş bulunduğunu, Bu itibarla müvekkili … Gıda için konkordato talep ederken gerçek kişi müvekkilleri … ve Neşe Kurt için de konkordato isteme zorunluluğunun doğduğunu, gerçek kişi müvekkillerinin mali durumları da ön projemizde kapsamlı şekilde açıklandığını, taleplerinin kabulü ile ticari şirket olan müvekkili …LTD. ŞTİ. ile şirketin ortakları olan ve şirketin borçları dolayısı ile borç altına giren gerçek kişi müvekkilleri… ve …. lehine KONKORDATO MÜHLETİ VERİLMESİNE ve müvekkillerinin malvarlığının korunması ve projenin başarıya ulaşması için gerekli görülen tedbirlerin resen alınmasına, özellikle mühlet verilmesinden önce veya mühlet içerisinde icra takiplerinin açılması durumunda bu takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini dava ve talep ederiz.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 28/11/2018 tarihli tensip tutanağıyla davacı şirket hakkında 28/11/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiştir.
Mahkememizce atanan geçici komiser heyetinin 07/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; Şirket merkezinde gerçekleştirilen toplantıda şirketin iştigal konusu (soğuk içeceklerin yaz aylarında satılmasından dolayı) gereği kış aylarında üretiminin durma noktasına geldiğinin ifade edildiğini, ayrıca şirket merkezinde yapılan incelemede bu durumun tespit edilmiş olduğunu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre hazırlamış olduğu 31.10.2018 tarihli mali tablolarına göre borca batık durumda olmadığını, 31.10.2018 tarihli mali tablolarına göre; şirketin kaydi değerleri dikkate alındığında varlıklarının toplamı 33.441.794,32 TL olduğu, bu tutarın 24.948.777,36 TL’sını dönen varlıklar, 8.493.016,96 TL’sını ise duran varlıkların oluşturduğunu, borçlar toplamının 24.028.755,07 TL’sı olduğunu, bu tutarın 17.940.211,20 TL’lık kısmını kısa vadeli borçlardan, 6.088.543,87 TL’lık kısmının ise uzun vadeli borçlardan oluştuğunun tespit edildiğini, şirketinin varlıklarının kaydi değerlere göre borçlarını karşılamaya yettiğini, şirketin ön projede dikkate aldığı 31.10.2018 tarihli bilançosu incelendiğinde; Dönen varlıkların (18.256.314,98 TL/24.948.777,36TL=) yaklaşık %73 oranındaki kısmını ticari alacaklar hesabının oluşturduğunu ve bu ticari alacaklarının (12.389.653,11 TL / 18.256.314,98 TL) yaklaşık % 70’inin davacılardan …’un % 100 hissesine sahip ..…Ltd.Şti’nden olan alacaktan oluştuğunu, duran varlıkların (5.925.996,73 TL / 8.493.016,96 TL=) yaklaşık % 70’inin ise finansal kiralamalar sonucunda kiralanan menkullerin oluşturduğunu, borçlarının toplamının 24.028.755,07 TL olduğunu, bu borçların 7.058.870,74 TL tutarlı kısmının ipotekli borçlar, 4.849.460,00 TL tutarlı kısmının Leasing borcu, 5.641.048,97 TL tutarlı kısmının ise ilişkili şirketlere olan borçlardan (… ) oluştuğu dosya kapsamındaki verilerden anlaşıldığını, şirketin ve şahısların aktifleri üzerinde TTK 376/3 maddesi çerçevesinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra şirketin dosyaya sunduğu konkordato projesinde yer alan teklifin uygulanabilir olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılabileceğini, konkordato talep edenlerin sunduğu ön projenin ve mali kayıtlarının incelenmesinde, kaydi değerlere göre projenin uygulanabilirliğinin önünde bir engel bulunmadığı izlenimi edinildiğini, davacıların malvarlıklarının rayiç değerlerinin tespiti, borç ve alacaklarla ilgili hesap mutabakatlarının sonucunda konkordato ön projesindeki teklifin değerlendirilebileceğini, bununla birlikte önceki mali tablolar ile proforma tablolarının karşılaştırılması sonucunda; şirketin satışların maliyetlerinde bir değişim olmayacağı öngörülmekle birlikte satışlarda ciddi oranlarda artışların olmasının öngörüldüğünü ve bu nedenle belirtilen hususların izahata muhtaç olduğunu; ayrıca davacı şirket tarafından konkordato ön projesinin gelecek yıllarda gerçekleşecek satış tutarları yüksek olarak öngörülmüş olduğunu, söz konusu satışların gerçekten de gelecek yıllarda bu tutarlara ulaşabileceğine ilişkin alınan sipariş ve yapılmış bir anlaşma sözleşmesine de dosya kapsamında rastlanılmadığını ya da sunulan proformadaki verilerin gerçeği yansıttığına ilişkin somut bir verinin dosyaya sunulmadığını beyan etmişlerdir.
Geçici komiser heyetinin 25/02/2019 havale tarihli raporunda özetle; geçici komiser heyeti olarak 31.12.2018 tarihli mali verilerin ve şirket faaliyetlerinin gözlemlenmesi neticesinde; davacı şirketin çalışma kabiliyetini kaybetmediğini, elinde mevcut makine tesisat ve demirbaşının olduğunu, 31.12.2018 tarihi itibariyle sigortalı olarak istihdam edilen 17 personelinin olduğunu ve bu rakamın önceki aylara göre 1 kişi azalış gösterdiğini, bu durumun olumlu olarak değerlendirildiğini, 31.12.2018 tarihi itibariyle Gelir tablosunun iki aylık proforma satış verilerine bakıldığında 4.028.817,17 TL öngörülen satışların 1.190.201,39 TL olarak gerçekleştiğini, 2.838.615,78 TL tutarında bir olumsuz sapmanın olduğunu, dolayısıyla sonuç olarak dönem sonu (-) 288.508,35 TL zarar olarak yansıdığını, bu durumun olumsuz bir gelişme olarak değerlendirildiğini, komiser heyetine sunulan mali verilere dayanak teşkil etmek üzere hazırlanan 31.12.2018 tarihli kaydi değer bilançosuna göre şirketin özkaynaklarının (+) 8.700.523,74 TL olduğu ve şirketin borca batık durumda olmadığını, komiser heyetine sunulan mali veriler ile bilirkişi raporları dikkate alınarak hazırlanan 31.12.2018 tarihli rayiç değer bilançosuna göre şirketin özkaynaklarının (+) 14.648.355,19 TL olduğunu ve şirketin borca batık durumda olmadığını, şirketin konkordato ön projesini; gelecek yıllardaki satışların artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi öngörüsüne dayandığını, satışların maliyeti 31.10.2018 ile 31.12.2018 karşılaştırıldığında 01.01.2018 – 31.10.2018 döneminde % 67,61 olarak gerçekleştiğini, 01.01.2018 – 31.12.2018 döneminde ise % 69,32 olarak gerçekleştiğini, ayrıca son iki aylık döneme ilişkin satışların maliyetinin net satışlara oranının da % 87 olarak gerçekleştiğini, bu durumun maliyetlerde yaklaşık % 17’lik artış yarattığını, dolayısıyla işletmenin karlılığını olumsuz etkilediğini ve proforma da öngörülen maliyet oranın yaklaşık % 10 üstünde olduğunu, diğer bir ifade ile satışların maliyetinin artmış olması karlılığı olumsuz yönde etkileyeceğinden proforma gelir tablolarındaki öngörünün gerçekleşme olasılığının zayıflamasına neden olduğunu, geçmiş dönem işletme bilançolarının analizinde işletmenin dönen varlıklarının büyük bir bölümünün ilişkili kişilerden (şirketler) elde edildiğini, bu alacakların yıllar itibariyle donuk alacak olarak kaldığını, işletmenin çalışma sermayesinin yetersizliğine neden olduğunu, konkordato talep eden şahıslar açısından gelir ve giderler yönünden herhangi bir dayanağı olan veri veya bilgi sunulmadığından, şahıslar yönünden takdirin mahkemeye ait olduğunu, işletmenin bilirkişi raporuna göre tespit edilen hammadde stok rayiç değerinin 802.202,60 TL olduğunu, rayiç bedele göre çalışma sermayesinin (23.316.585,87 – 16.649.003,68=) 6.667.582,19 TL olduğu görülmekle birlikte dönen varlıkların içerisinde yer alan ve 18.761.212,03 TL’sı alacaklarının ilişkili kişilerden oluşması ve bu alacakların 2015 yılından bu tarafa tahsil edilmemiş olması da işletmede bir çalışma sermayesi yetersizliği yaşandığını gösterdiğini, dolayısıyla şirket yetkililerince alındığı ve buna ilişkin sunulan sözleşmede bildirilen siparişin % 67’8 i olan 14.985.900,59 TL tutarındaki değerin 802.202,60 TL tutarlı stoklarla ve yeterli olmayan çalışma sermayesi ile karşılanamayacağını, ayrıca ito kayıtları incelendiğinde sözleşme yapılan …. firmasının İzmir’de kayıtlı olan bir firma olduğunu ancak şube adresinin davacı şirket ile aynı bina adresi olduğunu, şirketin faaliyet konusu dikkate alındığında soğuk ve sıcak gıda üretimi yaptığını, sıcak ve soğuk içecekler ile ilgili kış dönemi olan 2019 yılının başlangıcından rapor tanzim tarihine kadarki dönemde bir faaliyetinin olmadığını, soğuk içecekler yönünden bahar aylarından başlayan ve yaz aylarına kadar arttığı ifade edilmekle birlikte; geçmiş yıllara ilişkin aylar itibari ile satış eğilimlerini gösteren bilgiler analiz edildiğinde mevsimsel açıdan eylül ekim kasım ve aralık aylarında satışlarda bir düşüşün yaşandığını, diğer aylarda ortalama bir satış verilerinin olmasına rağmen 2019 yılı ocak ve şubat aylarına ait belirtildiği gibi hiçbir satışın olmaması geçmiş dönem satış eğilimleri dikkate alındığında geleceğe ilişkin öngörü yapmamıza çok fazla katkı sağlamadığının değerlendirildiğini, bu tespitler ışığında; donuk alacaklardan kaynaklı şirketin çalışma sermayesinin yeterli olmadığını, işletmenin geleceğine ilişkin sunulan proforma satış ve karlılığa ulaşmasının bu şartlarda kuvvetle muhtemel olmadığını beyan etmişlerdir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 297.maddesinde, borçlunun komiserin nezareti altında işlerine devam edeceği, borçlunun 297. Madde hükümlerine aykırı davranması halinde borçlunun malları üzerinde tasarruf yetkisini kaldıracağı veya 292.madde çerçevesinde karar vereceği, 292.maddede ise borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu 297.maddeye aykırı davranır ya da komiserin talimatlarına uymazsa komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühletin kaldırılarak borçlunun iflasına karar verileceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiş olup, kesin mühlet kararı verilebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir. Dosya kapsamı ve geçici komiser heyeti raporu nazara alındığında şirketin konkordato projesi gelecek yıllardaki satışların arttırılması ve maliyetlerin düşürülmesi öngörüsüne dayanmakla birlikte, satışların maliyetlerinin artmış olmasının karlılığı olumsuz yönde etkileyeceği, proforma gelir tablolarındaki öngörünün gerçekleşme olanağının bulunmadığı, işletme bilançolarının analizinde işletmenin dönen varlıklarının büyük bir bölümünün ilişkili kişilerden, şirketlerden elde edildiği, bu alacakların yıllar itibariyle donuk alacak olarak kaldığı, 18.761.212,03 TL alacakların 2015 yılından beri tahsil edilemediği ve işletmenin çalışma sermayesinin yetersizliğine sebep olduğu, işletmenin geleceğine ilişkin sunulan proforma satış ve karlılığa ulaşmasının kuvvetle muhtemel olmadığı tespit edilmiş ve konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşılmış olmakla davanın reddine ve geçici mühletin kaldırılmasına karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Geçici mühlet kaldırılarak konkordato talebinin REDDİNE,
2-Geçici mühletin kaldırıldığının ilanına,
3-Hüküm tarihi itibariyle mahkememizce konulmuş tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40-TL harcın, peşin alınan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 8,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üstünde bırakılmasına, bakiye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı ve şirket yetkilisi ile vekili ve bir kısım müdahil ve müdahil vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 27/02/2019

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır