Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1144 E. 2019/1059 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1144 Esas
KARAR NO : 2019/1059

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin alacaklısı olduğu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasından davalı şirketine ödeme emri gönderildiğini, davalının süresinde vaki olan haksız ve mesnetsiz itirazından ötürü söz konusu takibin durduğunu, müvekkilinin davalıdan 8.021,18 TL alacağının mevcut olduğunu, ortopedik medikal tıbbi cihaz sektöründe faaliyet göstermekte olan müvekkilinin davalıdan satmış olduğu ürünün bedelini halen tahsil edemediğini, davalının itirazının iptali ve takibin devamını teminen iş bu davanın ikame edildiğini, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın dürüstlük kuralına aykırı olarak söz konusu alacak talebinde bulunduğunu, söz konusu faturaya konu ürünleri sattığını, müvekkilinin söz konusu ürünler nedeniyle davacıya kısmi bir ödemede bulunduğunu, ancak söz konusu ürünlerin müvekkilinin müşterileri olan hastaneler ve sağlık kuruluşları tarafından beğenilmediğini, aynı zamanda Sağlık Bakanlığı’nın uygulama tebliğlerine uygun bir malzeme ve ürün tedarikinin de olmadığını, buna karşılık müvekkilinin satılan malları iade etmek istediğini karşı tarafa bildirdiğini, buna rağmen karşı tarafın bu malları iade almak istemediğini, müvekkili şirketinde iade faturası ile birlikte malları davacı yana teslim edip işyerine bıraktığını, alacağın faturalara dayanmakta olduğundan bahseden davacı yana karşı ürünün davalı şirket tarafından kendisine iade olunduğunun müvekkili şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, müvekkili şirketin ürünleri iade ettiğine dair iadenin hukuken ve fiilen gerçekleştiğine dair tanıkların da mevcut olduğunu, ürünlerin iade olunmasına karşın müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatarak itiraz sonucu işbu davanın açılmasının da hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili şirketin borçlu olmadığını aksine davacı yandan alacaklı olduğunu, davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetle olan davacının takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya sattığı ürünler nedeniyle düzenlenen fatura karşılığı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre, davacının davalıya sattığı ürünlerin gizli- açık ayıplı olup olmadığı, davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usule uygun yerine getirip getirmediği, dava konusu ürünlerin davacıya teslim edilip edilmediği, davalının davacıya kısmi ödeme yapıp yapmadığı, davalının düzenlediği iade faturasının ve malları iade etmesinin yerinde olup olmadığı, sonuç itibariyle davalının davacıya borcu kalıp kalmadığı hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyası UYAP sistemi üzerinden celbedilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 8.021,18-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, süresinde itiraz ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların iddiaları ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusunda tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve taraflarca sunulacak numune ürünler üzerinde inceleme günü belirlenerek SMMM bilirkişisi ve sektör uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, ibraz edilen bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen ve takip ile davaya konu edilen cari hesap bakiyesini oluşturan faturanın defterin gelir kısmına, davalı tarafından düzenlenen iade faturasının da defterin gider kısmına kaydedilmiş olduğu, bununla birlikte davacının işletme hesabı esasına göre defter tutuyor olması ve bu defterlerin yapıları itibariyle tahsilat ya da ödemelerin defterlere kayıt imkânının bulunmaması nedeniyle davacı defterlerine göre takibe konu faturaya yönelik davalı tarafından ödeme yapılıp/yapılmadığı hususunu tespit etmenin mümkün olmadığı, Davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde olduğu ve davalının davacıdan takip tarihi 08.08.2017 tarihi itibariyle 2.680,00 TL alacaklı durumda olduğu, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaya konu emtiaların davalıya teslimine ilişkin taraflar arasında herhangi bir çekişmenin bulunmadığı, davalı tarafından davacıya düzenlenen iade faturasına konu malların teslimine ilişkin dosyada herhangi bir veriye rastlanmadığı, ancak söz konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından icra takip dosyasına sunulan dekontlardan davacı …’in ….. Bankası ….. Iban numarasına 03.04.2017 tarihinde 3.000,00 TL, 21.04.2017 tarihinde 1.300,00 TL olmak üzere toplam 4.300,00 TL’nin fatura ödemesi açıklaması ile gönderilmiş olduğu, ödemeler yönünden hukuki değerlendirme ve nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece davalı tarafından davacıya düzenlenen iade faturasına konu ürünlerin davacıya teslim edildiği yönünde karar verilmesi halinde davacının talebinin mümkün olmadığı, aksi halde davacının talep edebileceği tutarın (10.800,00 TL – 4.300,00 TL=) 6.500,00 TL olabileceği, şartları oluşmadığından davacının faiz talebinin bu aşamada mümkün olmadığı, iadeye konulu mallar tarafımıza sunulmadığından tespit yapılamadığı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı tarafça davalıya KDV dahil toplam 10.800,00 TL bedelli 20 adet tıbbi cihaz satılmış ve davalıya teslim edilmiştir. Davalı tarafça davacıya toplam 4.300,00 TL ödeme yapılmıştır. Bu durumda kalan satım bedeli olarak davacının davalıdan 6.500,00 TL alacağı kalmıştır. Fakat davalı tarafça dava konusu ürünlerin müşterilerce beğenilmemesi ve Sağlık Bakanlığının uygulama tebliğlerine uygun olmaması nedeniyle davalıya iade edildiğini, iade faturasının ve ürünlerin davacı tarafça teslim alındığını buna ilişkin tanıklarını dinletebileceğini savunmuştur. Mahkememizce bilirkişi incelemesi ara kararında dava konusu ürünlerin taraflarca sunulması halinde üzerinde ayıp iddiası yönünden de inceleme yapılmasına karar verilmiş fakat ürünler bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Davalının dayandığı iade faturası davacı defterlerinde kayıtlı olup, iade faturasında göre KDV dahil toplam 9.180,00 TL bedelli 17 adet tıbbi cihazın davacıya iade edildiği belirtilmektedir. Davacı taraf ürünlerin iade edildiğini kabul etmemektedir. Fakat iade faturası davacının defterlerinde kayıtlı olduğundan, kendi kayıtları davacı aleyhine delil olduğu için ürünlerin iade edilmediğinin aksini davacının ispat etmesi gerekmekte olup, davacı tarafça aksi ispatlanamamıştır. Bu durumda davalının icra takibine itirazının haklı olduğu, davacının davalıdan alacak iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmakla davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması gerektiği, dava konusu olayda takibin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte davacı tarafından kötü niyetli olarak başlatıldığı iddiasının ispat edilemediği, bu haliyle kötü niyet tazminat talebi şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 96,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 52,48-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır