Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1143 E. 2021/132 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1143 Esas
KARAR NO : 2021/132

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ….com isimli internet sitesinden görmüş olduğu 2007 tarihli … marka …model ticari bir araç(minibüs) ile ilgili görüşmeler yapmış olduğunu ve söz konusu aracı 19.000 TL bedel karşılığı Bakırköy …. Noterliğinin 26/09/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile müvekkili şirket adına vekaleten …’in satın ve teslim almış olduğunu, gerek internet sitesindeki ilanda gerek ise de müvekiklinin yaptığı görüşmelerde aracın herhangi bir sorunu olmadığının söylenmiş, aracın sağlam ve çalışır halde olduğunun müvekkiline belirtilmiş olduğunu, müvekkilinin de söz konusu beyanlara güvenerek ve itibar ederek söz konusu aracı satın almış olduğunu, aracı alan … arabayı satın alıp ….’e yola çıktıktan yaklaşık bir saat sonra henüz gidilecek yere ulaşılamadan aracın bozulmuş olduğunu, hareket etmez hale gelmiş olduğunu, müvekkilinin söz konusu aracı çekici vasıtası ile çektirerek …. ilçesine getirtmiş olduğunu, gelişen olaylar sonucunda müvekkilinin satıcı …’ya Kapaklı Noterliğinin 27/09/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarı ile aracın ayıplı olduğunu bildirmiş ve Türk Borçlar Kanunu ilgili hükümleri doğrultusunda seçimlik haklarını kullandığını beyan etmiş olduğunu, davalının ise müvekkiline Bakırköy …. Noterliğinin 01/10/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarı ile cevap vererek iddiaları reddetmiş ve müvekkilin taleplerini kabul etmemiş olduğunu, Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesine Delil tespiti davası açılmış olduğunu, Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası ile araç üzerinde incelemeler yapılarak tespit raporu oluşturulmuş olduğunu, raporda ‘’tespitimiz sırasında aracın soğutma sistemi arızalı halde değildir. Bu durumda oluşan hasarın ve problemin sebebi daha önceki bir soğutma sistemi arızası olması gerekir. Çünkü soğutma sistemi çalışırken, motorda tespit ettiğimiz hasarların ve arızanın bu derecede ve birkaç saatlik süre içinde olması mümkün değildir. Dolayısı ile mevcut problemlere sebep olan soğutma sistemi arızası daha önceki bir tarihte olmuş ve bu neden ile de soğutma sistemi tamir edilmiş ve asıl oluşan büyük hasar göz ardı edilmiş olabilir” denmiş olduğunu, yine aynı raporun içeriğinde ‘’hararet nedeni ile motorda meydana gelen hasarlar maliyetin büyük olması nedeni ile göz ardı edilerek arıza geçici bir çözümle geçiştirilmiş, üstü örtülmüş olabilir” denmiş olduğunu, bu durumda aracın ayıplarının gizlenmiş bir şekilde müvekkiline satıldığını, ayrıca yapılan tespitte aracın tamirinin 15.694 TL masraf karşılığı yapılabileceğinin tespit edilmiş olduğunu, müvekkilinin ticari işlerinin sekteye uğramaması sebebiyle aracı yaptırmak durumunda kalmış olduğunu, müvekkilinin iş bu ayıplı aracın kendisine satılmasından kaynaklı olarak toplamda 6.850 TL zarara uğramış olduğunu beyanla; Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit etmiş olduğu zarar miktarı olan 15.694,00 TL’nin satış bedeli olan 19.000,00 TL’den düşürülerek, indirilen miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine, îş bu taleplerinin kabul olmaması halinde ise TBK 227. Madde doğrultusunda sözleşmeden dönme kullanıldığının tespiti ile bu doğrultuda müvekkilinin araç için ödemiş olduğu 19.000,00 TL bedelin ve ayrıca müvekkilinin araç için yapmış olduğu 15.694,00 TL tamir masrafı olmak üzere toplamda 34.694,00 TL’nin dava tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine, ayrıca müvekkilinin iş bu sözleşmeden kaynaklı olarak uğramış olduğu toplamda 6.850,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine, Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan delil tespiti davasının masrafları da dahil olmak üzere yapılan tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın satış bedeli olarak noterde 19.000TL gösterilmiş olduğuna dayanarak 19.000,00 TL satış bedeli iddia ve talebinde bulunmakta olduğunu, ancak davacının bu kalemin satış bedelini müvekkiline ödememiş olduğunu, davacı yan’ın müvekkili ile 15.000,00 TL satış bedelinde mutabakata varmış olduğunu ve bunu ödemiş olduğunu, bu nedenle fazla iddia ve talepleri kabul etmediklerini, bu hususta bizzat davacı asilin isticvaba davet edilmesini öncelikle talep ettiklerini, satış bedelinin 15.000,00 TL olarak davalı müvekkiline ödendiği hususunda gerekir ise yemin deliline dayanacaklarını, dava dilekçesi içeriği ve sonucu okunduğunda taleplerin ne olduğunun net olarak tespit edilememiş ve anlaşılamamış olduğunu, davacı yanın keşide ettiği her iki ihtarnameye karşı yine noter marifeti ile cevap verilmiş olduğunu, cevabi ihtarnameleri tekrar ettiklerini, müvekkili …’nın gerçek kişi olup en evvel sıfır yada 2. el araç satışı ile iştigal etmemekte olduğunu, müvekkilinin asil araç imalatçısı bir firmada olmadığını, davacı yanın dosyaya sunduğu Noter satış sözleşmesinde de yazılı olduğu üzere görülmektedir ki; ”aracı hali hazır durumu ile görüp beğenerek satın ve teslim aldığını” açıkça beyan etmiş olduğunu, davacı yanın hem aracı kendinin kontrol etmiş hemde serviste kontroluünü yaptırarak satın almış olduğunu, müvekkilinin kendi adına kayıtlı olan … plakalı aracını artık kullanmaya ihtiyacı olmadığı için satmış olduğunu, işbu satış işleminin müvekkili yönünden kesinlikle ticari olmadığını, bu neden ile davanın ticaret mahkemesinde görülmesine itiraz ettiklerini, davacı yan şirketin; davaya konu olan … plakalı aracı serviste kontrol ederek ve ettirerek , tüm özelliklerini, km, yaşını görüp ve bilerek, içini ve dışına bakıp görerek ve serviste baktırdıktan sonra da test sürüşü yaparak satın almış olduğunu, davacı yanın tespit talebi üzerine yapılan bilirkişi incelemesinin işbu dava ve taleplere dayanak olamayacağını, bilirkişi raporunda tartışılan faturanın; aracın olağan bakımının faturası olduğunu, teriger seti bakımı, yağ bakım ve servis bakım faturası olduğunu, bu faturanın aracın olağan servis ve bakımlarının yapıldığına dair lehe alınacak bir fatura olduğunu, bilirkişi tespitlerindeki aleyhe değerlendirme ve tespitlere mesnet tutulacak bir fatura ve belge olmadığını, devir daim pompasının, triger seti bakımında ve değişdiğinde zaten olağan olarak değiştiğini, müvekkilinin samimi beyanlar ile aracın ilanını vermiş ve satmış olduğunu, ilanda yanlıtıcı bir beyan olmadığını, davacı yanın taleplerinde belirsizlik olduğunu, davacı yanın hem tamir bedelini zarar olarak istemesinin hemde dönme hakkını kullanmasının da zaten mümkün olamayacağını beyanla; dava ve davacı taleplerinin reddine, yargılama masraf ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, gizli ayıplı olduğu iddia edilen aracın bedelinde indirim, olmadığı takdirde malın iadesi ile satış bedelinin davalıdan tahsili istemine ve maddi zararın tahsiline ilişkindir.
Dava konusu araç üzerinde saat 02/04/2019 günü saat 10:00 itibariyle aracın adliye otoparkında hazır edilerek, keşfen Üniversitelerin otomotiv ana bilim dalından seçilecek makina mühendisi bilirkişiler ile inceleme yapılarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiylearacın ayıplı olup olmadığı, ayıp bulunmakta ise gizli mi açık ayıp mı olduğu, araçta üretim hatasının olup olmadığı, yasal ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, aracın tamiri için ödeme yapıldığına ilişkin iddiasının yerinde olup olmadığı, eğer yerinde ise bu arıza sebebiyle davacının ödemesi gereken miktarın ne olduğu, ödenen miktarın kadri marufunda olup olmadığı, aracın arıza sebebiyle çalışamadığı günler için davacının maddi olarak kaybının ne kadar olabileceği, aracın yaş ve kmsinin de nazara alınarak rapor tanzimi istenmesine karar verilmiş olup, Makine Mühendisi Öğretim Üyesi …, Makine Mühendisi Öğr. El. … ve Makine Mühendisi Öğr. Üy. .. 29/08/2019 tarihli raporlarında özetle; davaya konu aracın 02.04.2019 tarihinde … Adliyesi otoparkında incelenmiş olduğunu, davaya konu araçta hâlihazırda mevcut bir arızanın olmadığının tespit edilmiş olduğunu, davaya konu araca ait tahkikat evrakları incelendiğinde, davaya konu arıza ile ilgili olan servis işlemine ait faturanın 08.05.2018 tarihli olduğunu, söz konusu faturada aracın soğutma sistemi ile ilişkili bir takım işlemlerin yapıldığının tespit edildiğini, mevcut arızanın meydana geliş tarihinin 26.09.2018 olması söz konusu servis işlemi ile birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu araçta satış işlemi öncesinde soğutma sistemi anzası ve buna bağlı olarak da motor hasarının oluştuğunu ancak onarım ve tamirat işleminin sadece soğutma sistemi üzerinde yapılarak (devir daim pompasının değişimi ile) motor anzasının aslına uygun olarak giderilmediğini, davaya konu aracın satışının yapıldığı gün meydana gelen söz konusu motor arızasımn kısa sürede gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını ve satış öncesinde var olduğunu, satış işlemi sırasında yapılan kontrollerde ve test sürüşünde mevcut arızanın tespitinin mümkün olamayacağını, bütün bu durumlar birlikte değerlendirildiğinde davaya konu aracın Ayıplı Mal olarak satışının gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatinin oluştuğunu, davaya konu araçtaki söz konusu arıza ile ilgili yapılan incelemelerde, söz konusu arızanın giderilmesi için önceki bilirkişi tarafından KDV dahil 15.694,00 TL bedel belirlendiğini, davaya konu aracın arızalandığı (26.09.2018) ve onarım sonrası kesilen fatura (23.10.2018) değerlendirildiğinde, faturada belirtilen toplamda KDV dahil 16.236,80 TL bedelin piyasa rayicine uygun olduğu kanaatinin oluşmuş olduğunu, yerleşik Yargıtay İçtihat’larınca da bilindiği üzere, kazanç kaybının belgelenemediği durumlarda makul onarım süresince ikame araç bedelinin değerlendirilmesinin yerinde olduğunu, bu sebeple, ticari araçta da kazanç kaybının faturalarla davacı tarafın ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde, aracın makul onarım süresinin 10 gün tutacağını ve bu durumda araçtan yararlanamama ve ikame araç bedelinin 10 gün x 200 TL = 2.000 TL mertebesinde olacağının tespit edilmiş olduğunu, diğer taraftan, davaya konu aracın yaşı, model yılı ve kilometresi beraber değerlendirildiğinde, araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağı kanaatinin oluşmuş olduğunu sonuç olarak; tespit ve değerlendirmeler doğrultusunda … plaka sayılı ve .. model … marka ticari motor anzası nedeniyle satışının yapıldığı 26.09.2018 tarihinde arızalanarak yolda kaldığını, davaya konu aracın halihazırda tamir edilmiş olduğunu, dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde, satın alındığı gün motor arızası ile yolda kalan aracın daha önceden soğutma sistemi anzası yaşadığını ve buna bağlı olarak da motorda arıza oluştuğunu, söz konusu aracın satışı esnasında yapılan inceleme ve test sürüşlerinde söz konusu motor hasarının tespit edilemeyeceğini, dolayısıyla davaya konu aracın arızalı olarak satışının yapıldığını ve Ayıplı Mal olarak nitelendirilmesi gerektiğini, söz konusu motor arızasının giderilebilmesi için KDV dahil 16.236,80 TL bedel ödenmesi gerektiğini, aracın makul onarım süresinin 10 gün tutacağını ve bu durumda araçtan yararlanamama ve ikame araç bedelinin 10 gün x 200 TL = 2.000 TL mertebesinde olacağını ve araçta herhangi bir değer kaybı oluşmayacağını bildirmişlerdir.
Davacının aracını ikinci el bedel olarak 19.000,00 TL’ye aldığı, mevcut şarltarda araç arızası bulunmamış olsa idi aracın ikinci el bedelinin ne olacğaının bildirilmesi için dosyada ek rapor alınmasına, davacı vekili ve davalı vekilinin itirazlarının da ek raporda değerlendirilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 20/01/2020 tarihli ek raporlarında özetle; davaya konu … plaka sayılı … model … marka ticari aracın satışının davalı yan tarafından davacı yana satış işleminin gerçekleştiği gün olan 26.09.2018 tarihinde söz konusu arızanın gerçekleştiğini, satın alındığı gün motor anzası ile yolda kalan aracın bu kadar kısa süre içinde kullanıcı hatası kaynaklı arızalanmasının mümkün olamayacağını, satın alma işlemi gerçekleşmeden önce söz konusu arızanın oluştuğunu, araca ait 08.05.2018 tarihli faturadan görüleceği üzere devir daim pompası vb. gibi soğutma ünitesi akşamlarında onarımlar görüldüğünü, soğutma sisteminin fonksiyonunu yerine getirmemesi kaynaklı motorun çalışma sıcaklığı üzerindeki değerlere ulaşacağını, hararete sebebiyet verip piston ve yataklarda söz konusu hasarlara neden olacağını, ayrıca türbo ünitesi arızaların yetersiz soğutmadan kaynaklı olacağını, bu sebeplerle söz konusu motor anzasının soğutma ünitesi kaynaklı olabileceğinin heyetlerince kuvvetle muhtemel olarak değerlendirilmekle beraber davalının itirazları doğrultusunda söz konusu arızanın türbo arızasından kaynaklı olarak motor anzasının gerçekleştiği iddiasının kabulüyle meydana gelmiş olduğu düşünülse dahi onarım gören parçalar irdelendiğinde söz konusu arızanın kullanıcı hatasından kaynaklanamayacağını, söz konusu arızanın oluşmasında satın alma işleminden önce var olduğunu, dolayısıyla söz konusu aracın Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati oluşmuş olduğunu, davaya konu aracın ikame araç bedelinin hesaplanmasında Yerleşik Yargıtay İçtihatlan gereğince ticari araç kullanımı yönünden kazanç kaybının belirlenemediği durumlar için ikame araç bedeli makul onarım süresi olarak 10 gün baz alınmış ve kök raporda da hesaplanan bedelin 10 gün x 200 TL = 2.000 TL mertebesinde olması gerektiği kanaatlerini yinelediklerini, davaya konu araç için rapor tarihli yapılan inceleme kapsamında aynı marka aynı model ve benzer km değerlerine sahip araçların 2. el araç satışı yapılan internet sitesinden elde edilen fiyatlar irdelendiğinde davaya konu aracın hasarsız muadilinin 26.500 TL ile 30.500 TL arasında değişkenlik gösterdiğini, serbest piyasa koşullannda pazarlık unsuru da göz önünde bulundurulduğunda davaya konu aracın söz konusu arızanın oluşmadığı varsayıldığında 27.500 TL mertebesinde olması gerektiği kanaatinin oluşmuş olduğunu, sonuç olarak; davaya konu … plaka sayılı … model …. marka aracın satın alma işlemi gerçekleştikten sonra aynı gün arızalanmasının söz konusu hasarların onarımın kalemleri ve işçilikler de gözetilerek yapılan inceleme sonunda arızanın kullanıcı kaynaklı olmayacağını, söz konusu kusurların satın alma işleminden önce var olduğunu, diğer taraftan davaya konu aracın hasarsız ve söz konusu arızaya uğramamış aynı model marka ve km unsurları gözetilerek rapor tarihi ile yapılan araştırma sonucunda aracın piyasa rayiç bedelinin 27.500,00 TL olması gerektiğini bildirmişlerdir.
Dosyanın yeniden bilirkişi heyetine tevdi ile dava konusu aracın satış tarihi olan 26/09/2018 tarihi itibariyle hasarlı ve hasarsız haldeki raiç değerinin tespiti ile mahkememize bildirilmesinin istenmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 22/11/2020 tarihli 2. ek raporlarında özetle; davaya konu … plaka sayılı … model … marka ticari aracın satış günü olan 26.09.2018 tarihinde dava konusu arızanın gerçekleştiğini, satın alındığı gün motor arızası ile yolda kalan aracın kullanıcı kaynaklı arızalanmasının mümkün olmadığını, satın alma işlemi gerçekleşmeden önce söz konusu arızanın oluştuğunu, araca ait 08.05.2018 tarihli faturadan görüleceği üzere devir daim pompası vb. gibi soğutma ünitesinin onarım gördüğünü, soğutma sisteminin fonksiyonunu yerine getirmemesi kaynaklı motorun çalışma sıcaklığı üzerindeki değerlere ulaşacağını, hararete sebebiyet verip piston ve yataklarda söz konusu hasarlara neden olacağını, ayrıca turbo ünitesi arızaların yetersiz soğutmadan kaynaklı olacağını, dolayısıyla dava konusu motor arızasının soğutma ünitesi kaynaklı olabileceğini, arızanın satın alma işleminden önce de halihazırda var olduğunu, dolayısıyla söz konusu aracın Ayıplı Mal olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati oluşmuş olduğunu, davaya konu aracın ikame araç bedelinin hesaplanmasında Yerleşik Yargıtay İçtihatları gereğince ticari araç kullanımı yönünden kazanç kaybının belirlenemediği durumlar için ikame araç bedeli makul onarım süresi olarak 10 gün baz alınmış ve kök raporda da hesaplanan bedelin 10 gün x 200 TL = 2.000 TL mertebesinde olması gerektiği kanaatini yinelediklerini, davaya konu araç için rapor tarihli yapılan inceleme kapsamında aynı marka aynı model ve benzer km değerlerine sahip araçların 2. el araç satışı yapılan internet sitesinden elde edilen fiyatlar irdelendiğinde davaya konu aracın hasarsız muadilinin 26.500 TL ile 30.500 TL arasında değişkenlik gösterdiğini, serbest piyasa koşullarında pazarlık unsuru da göz önünde bulundurulduğunda davaya konu aracın söz konusu arızanın oluşmadığı varsayıldığında, 20.01.2020 tarihinde 27.500 TL mertebesinde olması gerektiği kanaati oluşmuş olduğunu, davaya konu aracın, 2020 ocak tarihli kasko değerinin 34.582 TL olduğunu, yine aynı aracın satın alındığı tarihli kasko değerinin ise 34.548 TL olduğunu, yani %99,9 oranı göz önünde bulundurulduğunda, aracın ayıpsız rayiç değerinin 26/09/2018 tarihi itibariyle aynı (27.500 TL) olduğunu, yine aynı tarihli arızalı ve ayıplı haldeki rayiç değerinin 10.000 TL mertebesinde olduğu kanaati oluştuğunu sonuç olarak; davaya konu … plaka sayılı … model …. marka aracın satın alma işlemi gerçekleştikten sonra aynı gün arızalanmasının söz konusu hasarların onarımın kalemleri ve işçilikler de gözetilerek yapılan inceleme sonunda arızanın kullanıcı kaynaklı olmayacağını, söz konusu kusurların satın alma işleminden önce var olduğunu, diğer taraftan davaya konu aracın hasarsız ve söz konusu arızaya uğramamış aynı model marka ve km unsurları gözetilerek rapor tarihi ile yapılan araştırma sonucunda aracın piyasa rayiç bedelinin 27.500,00 TL olması gerektiğini, 2020 ocak tarihli kasko değerinin 34.582 TL olduğunu, yine aynı aracın satın alındığı tarihli kasko değerinin ise 34.548 TL olduğunu, yani %99,9 oranı göz önünde bulundurulduğunda, aracın ayıpsız rayiç değerinin 26/09/2018 tarihi itibariyle aynı (27.500 TL) olduğunu, yine aynı tarihli arızalı ve ayıplı haldeki rayiç değerinin 10.000 TL mertebesinde olduğunu bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Davacı tarafın almış olduğu ürünün ayıplı olduğu ve ayıplı hali ile 10.000,00 TL, ayıplı olmayan halinini ise 27.500 TL rayiç bedelinin bulunduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın almayı amaçladığı aracın değeri 27.500,00 TL’dir. Hali ile davacı tarafın sebepsiz zenginleşmesine mahal verilmemesi adına davacı tarafın araç için yapmış olduğu 19.000,00 TL ödemenin, aracın ayıplı olmayan hali ile olan değerinden düşülmesi sonucu gerçek zararın 8.500,00 TL olduğu görülmektedir. Dava dilekçesindeki anlatımdan davacı taraf, uğramış olduğu zararın tazminini veya TBK m.227 gereği sözleşmeden dönme hakkını kullandığının tespitini talep etmektedir. Davacı, aracın tamiri için 15.694,00 TL ödeme yapmıştır. Mevcut durum itibari ile davacı tarafın zararının tazmini gerektiği kanaati ile davacı tarafın tamir için yapmış olduğu harcamanın (15.694,00 TL), fazla ödeme miktarından ( 8.500,00 TL) düşülmesi sonucu gerçek zararının 7.194,00 TL hasar bedeli olduğu kanaatine varılmıştır. Sözleşmeden kaynaklı uğramış olduğu zarar yönünden ise, belgelendirilmiş bir zarar bulunmaması nedeni ile yalnızca ikame araç bedeli talep edilebilecektir. Bilirkişi raporunda hesaplanan aracın makul onarım süresinin 10 gün tutacağı ve bu durumda araçtan yararlanamama ve ikame araç bedelinin 10 gün x 200 TL = 2.000 TL olacağı tespiti yerinde görülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
7.194,00 TL hasar bedeli ve 2.000,00 TL ikame araç bedeli olmak üzere toplam 9.194,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 628,04 TL harcın peşin alının 709,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 81,43 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 745,37 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, keşif harcı, tebligat ve posta masrafı 2.204,00 TL ile Çerkezköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasına ait 729,40 TL delil tespiti masrafı olmak üzere toplam 2.933,40 TL yargılama giderinin kabul oranı (%22,13) ret oranı (%77,87) dikkate alınarak hesaplanan 649,16 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.852,50 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸