Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1125 E. 2021/396 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1125 Esas
KARAR NO : 2021/396

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi ile ….. Mühendislik ve Tic. Ltd. Şti. arasında nakliyat abonman sigorta sözleşmesi akdedilmiş olduğunu, akdedilen bu sigorta sözleşmesinin, 16.07.2018 tarih ve ….. sayılı sigorta poliçesine bağlanmış olduğunu, sigortalı tarafından …’Da … ….. isimli firmadan 3 koli ürolojik stent/medikal malzeme emtiası satın alınmış olduğunu, emtianın taşıma işinin davalı ….. taşımacılık A.Ş. Tarafından üstlenilmiş olduğunu, fiili taşımanın ise dava dışı … Kargo firması tarafından yapılmış olduğunu, emtianın, davalı havayolu taşıyıcısı tarafından …/…’da 3 koli olarak sağlam bir şekilde tesellüm edilmesine rağmen varma yeri olan …’da 1 koli (40 adet) malzemenin hasarlı olduğunun tespit edilmiş olduğunu, bunun üzerine zararın tespiti amacı ile ekspertiz raporu düzenlendiğini, bu rapor uyarınca; toplam 3 koli olarak sevk edilen malzemelerden bir kolide bulunan kutuların, kolinin alt kısmından darbe almasına bağlı ezilme, yırtılma şeklinde deforme olduğunu, birkaç tanesinin uç kısmındaki ince iğnelerinin darbeye ve/veya ezilmeye bağlı kırıldığını, örnek teşkil etmesi adına bir kutu açılarak yapılan kontrolde kutu içerisindeki ürolojik stent tanımlı tıbbi malzemenin incelenmiş olup deformasyon tespit edilmiş olduğunu, sağlık sektörü piyasasına sunulan tıbbi malzemenin steril özelliğini kaybetme ihtimali ve direkt insan sağlığını etkileyebilecek olması hususları dikkate alınarak tamamının tam zayii olarak değerlendirilmesi gerekeceği görüşüne varılmış olduğunu, ekspertiz raporu ile tespit edilen zarar miktarının ilk olarak 1.046,27 TL olmakla beraber düzenlenen ek ekspertiz raporunda detaylı açıklandığı üzere kutu içerisinde 40 adet kit bulunduğu ancak alış faturasında her bir kitin tek olarak kayıtlı olduğu bu sebeple 40 adet kitin hasarlı olması dolayısı ile 4.185,00 TL ek hasar tutarı tespit edilmiş olduğunu ve toplamda 01.08.2018 günü 1.046,27 TL, 08.08.2016 günü de 4.185,00 TL olmak üzere toplam 5.231,35 TL sigorta tazminatının sigortalı şirkete ödenmiş olduğunu, taşıyıcının sorumluluğunun taşıma sözleşmesine dayanan akdi bir sorumluluk olduğunu beyanla; davalının meydana gelen zarardan 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu madde 18 vd. hükümleri gereğince sorumlu olduğunun tespitine, 5.231,27 TL’nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, bu tutardan 1.046,27 TL tazminata ödeme tarihi olan 01.08.2016 gününden, 4.185,00 TL tazminata ödeme tarihi olan 08.08.2016 gününden itibaren işleyecek en yüksek ticari avans oranında faiz işletilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan … nolu poliçenin tanzim tarihinin 16/07/2018 olduğunu, oysaki taşıma konusu emtianın, davacı tarafından sunulan ekspertiz raporu incelendiğinde görülecektir ki, 14/07/2018 tarihinde dava dışı gönderici …..(…) tarafından taşıyana teslim edilmiş olduğunu, ….-…. arası hava taşıması neticesinde, en fazla 2 gün sonra malların eline geçmesi beklenen davacının sigortalısının, bu süre içinde emtiayı sigortalatmamış olduğunun kabulü gerektiğini, bu halde emtianın 14.07.2018-16.07.2018 tarihi arasında taşındığı hususunun sabit olup, 16 Temmuz tarihinde düzenlenen poliçenin geçerli bir poliçe olmadığını, çünkü poliçenin düzenlenme tarihinin, malların zarara uğramasından ve dolayısıyla riskin doğumundan sonra tarihli olduğunu, malların iddia olunduğu üzere hasarlanmasından sonra tarihli, yani risk gerçekleştikten sonra tanzim edilen poliçenin geçersiz olduğunu, ortada geçerli bir sigorta ilişkisi yokken, davacı sigorta şirketinin geçersiz bir poliçe ilişkisine dayanarak sigortalının haklarına halef olamayacağını, davacının sigortalısının zarara uğradığının da karşı tarafça ispatlanamamış olduğunu, davacı sigorta şirketinin sigortalısının dava dışı 3. kişiye yaptığı ödemeye dair herhangi bir belge sunamamış olduğunu, ödemenin ex gratia niteliğinde olmadığını ispatlayamamış olduğunu, ayrıca sigorta sözleşmesinin tanzim tarihinin sigorta şirketine halefiyet kazandıramamasının dışında iki ticari şirketin iradesine bağlı olarak hazırlanan sigorta sözleşmesinin maddelerine de taraflarca uyulmamış olduğunu, işbu taşımanın yazılı bir taşıma sözleşmesi tahtında yapılmasının sigorta sözleşmesinin geçerlilik koşulu olarak belirtilmiş olduğunu, ancak davacı tarafından sunulan, taraflar arasında yapılan taşımanın şartlarını ihtiva eden yazılı bir taşıma sözleşmesi bulunmadığını, yine sigorta poliçesinde belirtilen “tutanak notu”, “kapalı kasa notu” ve “hasar prosedürü” klozlarına da uyulmamış, sözleşme maddelerinin yerine getirilmesinin göz ardı edilmiş ve sözleşme metninin hükümsüz kılınmış olduğunu, poliçede yer alan “tutanak notu” maddesinde emtianın taşıyıcıdan teslim alınırken hasarlı teslim alınması durumunda bu hasarın tutanak tutulmak suretiyle belgelenmesi ve taşıyıcının işbu tutanakta imzasının yer almasının zorunlu tutulmuş olduğunu, ancak sigortalı ile sigortacının kendi serbest iradeleri ile belirlediği işbu sözleşme şartına uyulmadığı gibi işbu hasarı belgeleyen ne dosya kapsamında ne de dosya haricinde böyle bir hasar tutanağı bulunmadığını, tüm bu sözleşme dışı uygunsuzluklara rağmen sigortacı davacı şirketin, sigortalısına ex gratia bir ödeme yapmış olduğunu, müvekkili şirketin, taşıma ilişkisinin tarafı olmadığını, davacı tarafın sunduğu … nolu taşıma belgesi incelendiğinde, müvekkili şirketin işbu taşıma belgesinde taşıyan olarak yer almadığının görüleceğini, taşıma belgesinin tarafının, taşıma senedinin metninden anlaşılacağı üzere, … yani …. Şirketi olduğunu, bu şirketin müvekkili şirketten tamamen farklı bir tüzel kişiliği haiz olduğunu, dosyada mübrez … nolu konşimentoda “…. (ACENTE) …..” yazısı görüldüğünü, o nedenle de …’nin yalnızca acente sıfatına haiz olabileceğini, söz konusu konşimentonun üst kısmında ise açıkça büyük harflerle “… CARGO” şeklinde belirtildiği üzere konşimentonun … A.O şirketi tarafından düzenlenmiş olduğunu, eğer bir zarar var ise iddia edilen her türlü zarardan fiili taşıyan …. A.O. şirketi’nin sorumlu olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için hava taşıması sırasında emtiada hasar meydana geldiği kabul edilse dahi bu zarardan dolayı tüm sorumluluğun, fiili taşıyan …. A.O. Şirketinde olduğunu, bu nedenle davanın fiili taşıyan … A.O’na ihbarını talep ettiklerini, müvekkili şirketin, dava konusu taşımada taşıyan sıfatına haiz olmamasından dolayı sorumluluk da atfedilemeyeceğinden, doğrudan doğruya husumet tevcih edilerek müvekkili şirkete karşı açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, hasar bildirimi yasal süresi içerisinde gerçekleştirilmemiş olduğundan, davacının dava açmasının mümkün olmadığını, her ne kadar davacı tarafından dosya kapsamına sunulan ekspertiz raporunda sigortalının müvekkil şirkete e-mail aracılığıyla hasar bildiriminde bulunduğu ifade edilmişse de bu beyanın gerçeklikle örtüşmediğini, davacı ya da davacının sigortalısı tarafından müvekkil şirkete şikayet/hasar bildirimi olmadığından davacının işbu davayı açmaya hakkı olmadığını, iddia olunan hasarın taşımanın hangi aşamasında ve kimin kusuru neticesinde meydana geldiğinin belli olmadığını, davacı şirket tarafından sunulan ekspertiz raporunda emtianın neden hasara uğradığının belirtilmemiş olduğunu, iddia olunan hasarın varlığına ilişkin yalnızca 30.07.2018 ve 03.08.2018 tarihli ekspertiz raporlarının bulunduğunu ve işbu ekspertiz raporunda hasarın nedeninin açıklanmamış olduğunu, bu şartlar altında kusurun kime atfedileceğinin saptanamayacağını, hasarın ambalajlama hatasından mı havayolu ile taşıma sırasında mı meydana geldiğinin belirlenemeyeceğini, müvekkili şirketin yalnızca taşıyanın sınırlı sorumluluk hükümleri gereğince sorumlu olacağını beyanla; davanın öncelikle aktif ve pasif husumet itirazları yönünden reddine, bu talepleri kabul görmez ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan ve delil yetersizliğinden reddine, işbu davanın fiili taşıyan … A.O’na ihbarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı emtiada meydana gelen zarar kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelemesi yapılarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle taşımaya konu emtiada meydana gelen hasarın taşımadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının hasardan sorumlu olup olmadığı, hasar miktarının ne kadar olduğu , bu kapsamda davacının talep edebileceği alacak miktarının ne kadar olduğu, tarafların kusur oranlarının ne kadar olduğu , geçerli bir sigorta poliçesi niteliğinde olup olmadığı, dava dışı taraflar arasında yapılan sigorta sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, süresinde yapılmış bir sözleşme olup olmadığının kabul edilip edilemeyeceği, hasar bildiriminin süresi içeresinde yapılıp yapılmadığı, taraf sorumluluklarının ne kadar olduğu, ödemenin sigortalıya yapılıp yapılmadığının tespiti için dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, Sigorta Eksperi bilirkişi … 08/04/2019 tarihli raporunda özetle; ….. firmasının, 14.07.2018 tarihinde hasarsız olarak sipariş edilen tıbbi malzemeleri …. firmasına teslim etmiş olduğunu, fiili olarak …. Kargo Firması’na … …. Havaalanından hasarsız olarak yüklenmiş olduğunu, 16.07.2018 tarihinde … Havaalanı ambarına teslim edilmiş olduğunu, … nolu beyan ile gümrük işlemlerinin yapılmış olduğunu, 18.07.2018 tarihinde 3 adet kolinin ezilmiş ve sıvı akmış hasarlı olarak kargo firması olan … bilgileri dahilinde ….. Mühendislik ve Ticaret A.Ş. tarafından teslim alınmış olduğunu, 26.03.2011 tarihli yürürlüğe giren 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonun; havayolu taşıyıcısı yük hasarlanması ve kaybolmasından (Md. 18/1) meydana gelen zararlardan sorumlu olduğunu, bu maddeye göre hasarın taşıma kaynaklı olduğunu, davalı …. Taşımacılık’ın hasardan sorumlu olduğunu, hasar tespitinin Ekol Ekspertiz firmasının yapmış olduğu ekspertiz ve evraklar üzerindeki değerlendirme sonucu, …. marka ürolojik stent malzemelerinin 3 mukavvadan oluşan kolinin ezildiği ve içinde bulunan steril olma özelliklerine sahip tıbbi malzemelerin kullanmaya elverişli olmadığı sonucu tam ziya olarak değerlendirilmiş olduğunu, bunun üzerine sigorta şirketinin hasar olarak; 8 adet RC-…. birim fiyatı 23.186, günlük kur 5,6421 TL 32 adet RC-400840 Percutaneous Nephrostomy birim fiyatı 23.186, günlük kur 5,6421 TL, 8×23.18= 185,44€x 5.6421TL = 1.046.27TL 32 x 23.18 = 741,766 x 5.6421TL = 4.185,-TL, Toplam Hasar – 5.231.27TL, Toplam Tespit Edilen Hasarın 5.231.27 TL olduğunu, 01.08.2018 tarihinde … Bankası ödeme dekontu ile 1.046.27 TL, 08.08.2018 tarihinde … Bankası ödeme dekontu ile 4.185 TL sigortalı olan ….. Mühendislik ve Ticaret Ltd. Şti. firmasına ödenmiş olduğunu, ödenen bu hasarın davalı kargo firmasının kusurundan dolayı rücu edilmiş olduğunu neticeten; davacının açmış olduğu davada, davalı şirketin yapılan araştırmada hasarın taşıma kaynaklı olmasından dolayı sorumlu olduğunu, … sigortanın teminat altına aldığı Nakliyat Emtea Abonman poliçesine ilişkin Nakliyat Emtea sigorta poliçe teminatının, nakliyat emtea abonman sigorta yönetmeliğine uygun olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacının sigortalı ….. Mühendislik Ticaret Ltd. Şti.’ne ödemiş olduğu 5.231,27 TL hasarın, hasar taşıma kaynaklı olup, davalı … Taşımacılık A.Ş. ‘nin hasarın taşıma kaynaklı olup, meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, ödenen 5.231,27 TL hasarı, davacının davalıya rücu edebileceğini bildirmiştir.
Sigorta Eksperi bilirkişi …, Medikal Uzmanı bilirkişi … ve Taşıma Hukuk Uzmanı bilirkişi …. 27/09/2019 tarihli raporlarında özetle; Dosya kapsamından, hukuki değerlendirmeye muhtaç hususların; davacı … ile Dava-dışı ….. AŞ. arasındaki poliçenin geçerliliği ve sigortacı tarafından yapılması gereken tazminat ödemesinin koşullarının oluşup oluşmadığı, bu bağlamda yapılan ödemenin ex-gratia niteliği, davacı … AŞ. ile davalı … Kargo arasında halefiyet ilişkisinin bulunup bulunmadığı ve ex-gratia ödemenin TTK 1472 ’de düzenlenmiş halefiyet kuralına etkisi olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davalı … A.Ş ile dava-dışı sigortalı şirket arasında akdedilmiş taşıma sözleşmesi uyarınca, taşıma işleminin, ekspertiz raporunda da tespit edildiği üzere 14.07.2018 ila 16.07.2018 tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olduğunu, söz konusu hasarın doğumundan sonra, 16.07.2018 tarihinde davacı … ile dava-dışı sigortalı şirket arasında, taşıma esnasında doğmuş hasara dair Nakliyat Emtia Poliçesi akdedilmiş olduğunu, Gümrük Yönetmeliği m.51/10 uyarınca “ Nakliyat abonman sözleşmesi kapsamında yapılan taşımalarda; beyannameye eklenen sigorta poliçesinde, nakliyat abonman sözleşmesine istinaden düzenlendiğinin belirtilmiş olmasının, bu poliçenin nakliyat abonman sözleşmesi esaslarına uygun bulunması ve sigorta poliçesi ile birlikte nakliyat abonman sözleşmesinin de bir örneğinin beyannameye eklenmesi koşullarıyla, eşya Türkiye’ye geldikten sonra düzenlenmiş sigorta poliçelerinin, gümrük idaresince yapılacak inceleme sonucunda gerekli koşulları taşıdığının anlaşılması halinde kabul edilir. ” Geçerliliği uyuşmazlık konusu edilen ….. sayılı poliçenin 4.sayfasında, ilgili poliçenin … sayılı Abonman Sözleşmesi’ne istinaden akdedildiğinin kaydedilmiş olduğunu, bu itibarla, hasar tarihinden sonra fakat abonman sözleşmesi çerçevesinde akdedilmiş poliçenin somut uyuşmazlık bağlamında geçerli olduğunu, davacı …’nin, Dava-dışı ….. AŞ.’ye yapmış olduğu sigorta tazminatı ödemesinin, taşıma işlemi esnasındaki zararın sorumlusu …’e, TTK 1472’de düzenlenmiş Halefiyet kurumu çerçevesinde rücu edebilmesi mümkün gözükmemekte olduğunu, geçerli olarak akdedilmiş poliçenin teminat borcu doğurması bakımından uyuşmazlığın belirdiği hususların; -taşıma sözleşmesinin şekli, -hasarın alıcı tarafından sigortacıya bildirim süresi ve -hasarın taşıyıcıya bildirim şekli ve süresi olarak tespit edilmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilmiş poliçeye göre, “Teminatın, taşımayı yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın hukuken geçerli bir yazılı taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması kaydı ile geçerli olduğunu, aksi halde teminatın geçersiz sayılacak olduğunu, ortada yazılı bir taşıma sözleşmesinin bulunduğunu neticeten; ortada, hasar-sonrası tarihli fakat abonman sözleşmesine istinaden akdedilmiş yazılı ve geçerli bir poliçenin var olduğunu, poliçe ile belirlenmiş ve tazminat ödemesine konu edilecek teminatların, alıcı tarafından yapılması gereken hasar bildirim prosedürüne aykırılıktan geçersiz halde olduğunu, dosyada bu hususun aksini gösterir herhangi bir ihtarname, tutanak mevcut olmadığını, ürünün, gümrük alımında hasarlı olduğuna dair herhangi bir tutanak ve belgeye dosya içinde rastlanmadığını, bu itibarla, teminat-dışı yapılan ödemelerin ex-gratia niteliğinde olduğunu ve ex-gratia ödemenin sigortacı şirketin, sigortalıya rücu imkanını ortadan kaldıracağını, bu sebeple Mapfre Sigorta’nın …’den olan rücu ödemesine bağlı tazminat talebinin yersiz olduğunu bildirmişlerdir.
Dosyanın itirazlar doğrultusunda ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan Sigorta Eksperi bilirkişi …, Medikal Uzmanı bilirkişi … ve Taşıma Hukuk Uzmanı bilirkişi …. 24/08/2020 tarihli ek raporlarında özetle; davalı vekili, taşıma hukuku ile sigorta hukukunun birbirine karıştırıldığını, poliçeden öngörülen yazılı olma şartını sigorta sözleşmesine taraf olmayan davalı hava taşıyıcısına tahmil edilmeye çalışıldığını, Mapfre ve ….. arasındaki sigorta sözleşmesinde yer alan bir hükmün bu sözleşmeye yabancı üçüncü şahsa (taşıyıcıya) uygulanmasının sözleşmelerin nisbiliği ilkesine aykırı olduğunu ileri sürmekte ve bilirkişi raporuna itiraz etmekte olduğunu, davacı-sigortacının davalı-taşıyan tarafa rücu edebilmesi için, davacı ile dava-dışı ….. AŞ arasında akdedilen sigorta sözleşmesi uyarınca ödemekle yükümlü olduğu ve teminat kapsamına dahil olan bir bedeli dava-dışı sigortalı ….. AŞ’ye ödemesi gerektiğinin şüphesiz olduğunu, davacı vekilinin itiraz dilekçesinde de kabul edildiği üzere, sigortalıya poliçe kapsamında ödeme yapılabilmesi için, taşıma konusu eşyada meydana gelen hasarın taşıyıcıya bildirilmesi şekil şartına bağlanmış olduğunu, şekil şartına uygun bildirim yükümlülüğünün, sigorta sözleşmesi uyarınca dava-dışı ….. AŞ tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, ancak bu aşamadan sonra, davacı-sigortacının, usulüne uygun yapacağı ödeme ile dava-dışı sigortalının haklarına halef olabileceğini, davacı vekili, bilirkişi raporunda halefiyet hakkının bulunmamasının hasarın zamanında ihbar edilmemiş olmasına bağlandığını; oysa Montreal Konvansiyonu 31. maddesi gereğince ihbar yükümlülüğünün eşyanın zarara uğraması halinde söz konusu olduğunu; ziyaa halinde ise ihbar yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürmekte ve bilirkişi raporuna itiraz etmekte olduğunu, Montreal Konvansiyonu m. 31’de eşyanın zarara uğraması veya zıyaı haline göre bir ayrım yapılmamış olduğunu, dolayısıyla davacı vekilinin bu itirazlarının yerinde olmadığını, bir anlığına böyle bir ayrımın yapıldığı kabul edilse dahi, eldeki uyuşmazlık bakımından bir ehemmiyeti olmadığını, zira uyuşmazlığın davacı-sigortacı ile dava-dışı sigortalı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi hükümleri uyarınca geçerli bir ödemenin söz konusu olup, itirazlar kapsamında yapılan incelemede kök rapordan ayrılmayı gerektirir bilgi ve belge mevcut olmadığını bildirmişlerdir.
Davacı vekili 09/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; davanın değerini navlunu da içerecek şekilde 6.000,00 TL’ye ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının talebi; TTK m.1472 gereği sigortalısına yapmış olduğu ödemenin davalı taraftan rücuen tahsili talebine ilişkindir. Dava dışı sigortalı ile davalı arasında medikal ürünlere ilişkin uluslararası taşıma sözleşmesi bulunmaktadır. Dosya arasında yer alan bilirkişi raporları arasında farklılıklar olduğu görülmüş ise de, dosya esasının yalnızca sigorta hukukuna ilişkin olmadığı, uyuşmazlık konusu dikkate alındığında davanın çözümü için taşıma hukuku ve medikal konusunda uzman bilirkişilerinde içerisinde yer aldığı bilirkişi heyeti raporu dikkate alınmıştır. TTK m. 1472 gereği davacı sigorta şirketinin rücu hakkının doğması için geçerli bir poliçenin bulunması, poliçe ile teminat altına alınmış bir zararın meydana gelmesi ve sigortalıya bu kapsamda yapılan bir tazminat ödemesinin bulunması gerekmektedir. Davacı ile dava dışı sigortalı arasında geçerli bir poliçe bulunduğu sabittir. Ne var ki poliçenin incelenmesinde hasar bildiriminin ihtarname şekil şartına bağlandığı görülmüş ise de, alıcı tarafından taşıyıcıya emtiadaki hasara ilişkin herhangi bir bildirim yapıldığına dair dosyada mübrez herhangi bir delil bulunmamaktadır. Kaldı ki eşyaların varma yerinde hasarlı teslim alındığına dair herhangi bir tutanak da sunulabilmiş değildir. Bu halde dava dışı sigorta şirketine yapılan ödemenin poliçe şartlarına uygun olduğunun kabulü mümkün olmamakla birlikte davacı sigorta şirketinin buna rağmen yapmış olduğu ödemenin ex-gratia olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu durumda ise sigorta şirketinin TTK m.1472 kapsamında rücu hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Açılan davanın REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 89,34 TL peşin harç ile 59,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 148,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 89,34 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı tarafça yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/04/2021

Katip …
¸

Hakim ….
¸