Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1108 E. 2021/371 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1108 Esas
KARAR NO : 2021/371

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ……. Taşımacılık ve Tic Aş taşıma sektöründe hizmet veren bir şirket olduğunu, ve bu çerçevede borçlu firma ……. Ofset ve Amb.Tic.Ltd.Şti müvekkil şirketten hizmet aldığını, müvekkil şirket söz konusu malları eksiksiz ve hasarsız olarak ilgili mevzuata uygun bir şekilde bu taşıma işini tamamladığını, müvekkil şirket söz konusu taşıma işini gereği gibi eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen davalı-borçlu bu taşıma işine ilişkin olarak ifa etmesi gereken tek yükümlülüğü olan ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkil şirket tüm dostane ve iyi niyet çerçevesindeki yaklaşımıyla bütün ihtarlara rağmen alacağını tahsil edemeyince Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayııl dosyası ile takip başlattığını, davalı borçlunun bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini bu nedenle fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla yasal süreleri içerisinde borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına , faiz, masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından verilmeyen hizmete istinaden başlatılan icra takibinin haksız olup davanın reddini gerektiğini, davacı tarafından açıklanan 3 adet fatura, hizmetin sonuçlanması beklenmeden peşinen düzenlenmiş olması ve yurt dışı nakliye süreci nedeniyle hizmetin tam olarak gerçekleştirilmediği hususu yasal itiraz süresi içinden tespit edilemediğinden söz konusu faturalar müvekkili şirket tarafından davacıya 04/12/2013 tarihinde Büyükçekmece ……. Noterliği’nin …… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya iade edildiğini, iddia edilen alacak miktarı likit olmadığından icra inkar tazminatının talep edilmeyeceğini, bu nedenle öncelikle görevsiz mahkemede açılması olması nedeniyle usul yönünden reddine, haksız ve dayanaksız davanın esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Dosyanın mahkememize Büyükçekmece ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/12/2017 tarih ve ……. Esas …… Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Davacının iddiası, davalının icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile ticari defter ve kayıtlar ile tüm dosya kapsamına göre, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, fatura borcunun ödenip ödenmediği hususlarının tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 11/03/2019 günü, saat 14:30’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, …… Banka Müfettişi ve Müdürü bilirkişi…… 01/04/2019 tarihli raporunda özetle; davalı ……. Ofset ve Ambalaj san. Tic. Ltd. Şti. Tarafından Hamburg (Almanya) daki ….. firmasına göndereceği, 6.296 Kg ağırlığındaki 27 paletten oluşan “…..” tabir edilen 25.066,56 Euro’luk emtianın gönderimi için, davacı ….ile anlaşmış olduklarını, 25.09.2013 tarihinde davalı tarafından “Konşimento Talimatı” gönderilmiş, ödeme şekli DDP olarak belirtilmiş olduğunu, daha sonraki karşılıklı mesajlarda da ödeme şeklinin aynen teyit edildiğinin görülmüş olduğunu, davacı tarafın kestiği faturaların 01.10.2013 tarihli (Euro 8.847,78) 24.377,40 TL, 01.10.2013 tarihli (Euro 1.141,38) 3.144,73 TL, 08.10.2013 tarihli (Euro 500,00) 1.357,50 TL toplam 28.879,63 TL olduğunu, davalı ……. Ofset ve Ambalaj Tic. Ltd. Şti.’den alınan ve 22.10.2013 tarihinde tahsil edilerek davacı tarafından kayıtlara geçirilen 26.967,92 TL’lik çekin mahsubu halinde; 28.879,63 TL – 26.967,92 TL farkın 1.911,71 TL ortaya çıktığını, davacının bu miktar için 30.03.2014 tarihinde yeni bir fatura tanzim ederek, meblağı davalıdan istemiş olduğunu, gerek davacının, gerekse davalının çalışma konularında temayüz etmiş, büyük ve güzide firmalar olduklarını, ibraz ettikleri defterlerin doğru ve eksiksiz olduğunu, kayıtların delil kabul edilebilir nitelikte olduğunu, 696,38 Euro’luk kısımın yurt dışı ithalat işlemleriyle ilgili olduğu ve Incoterms DDP teslimat koşulu ile değerlendirildiğinde davalının savunmasında haklı görülebileceğini, ihtilaf konusu olayların 2013 yılının son üç ayı içinde olduğunu, oysa ihtilafın davacının 30.03.2014 tarihli 1.911,71 TL lik faturayı kesmesiyle başlamış olduğunu, icra takibinin ise hemen başlatılmış olduğunu, dava tarihinin ise 12.11.2018 olduğunu, olayın davacı şirketin kestiği 1.911,71 TL’lik faturası karşılığı istediği meblağ olduğunu, davalı şirketin bu meblağı, “yurt dışı ithalat işlemleri ile ilgili olduğu” ve DDP teslimat koşulu ile değerlendirilmesi gerektiğini ifadeyle ödememiş olduğunu, DDP teslim koşulları içinde değerlendirilmesi halinde, davacı yanın yüklenmesi gereken söz konusu 696,38 Euro’luk meblağın (TL karşığı 1.911,71 TL) davalıdan talep edilmemesi gerektiğini bildirmiştir.
Taraf vekillerinin rücu istemi dikkate alınarka taraflar arsındaki mail yazışmaları, davacının DDP konusunda davalıya bilgi verip vermediğin tespiti kounsunda teknik incelemenin DDP konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılmasını daha doğru olacağı, her iki tarafın da yemin delilinden rücu talebi olduğu dikkate alınarak dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelmesi yapılarak uyuşmazlık konusunda taşıma bilirkişisine tevdine, bilirkişinin resen ……. olarak seçilmesine karar verilmiş olup, Lojistik, Taşıma ve Sigorta Uzmanı bilirkişi ……. 17/01/2020 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında 445 EURO navlun artı 696,38 EURO DDP ithalat masrafları şeklinde taşıma sözleşmesi bulunduğunu, davacının taşımayı DDP teslim şekline göre üstlendiğini ve taşımanın tamamlandığını, davacının 445 EURO navluna hak kazandığı hususunda ihtilafsız olduğunu, DDP teslim şeklinin gereği olarak yapılması gereken ithalatın gümrük vergi ve sair ödemeleri ve işlem masrafları için 696,38 EURO ekleyerek navlun faturası düzenlendiği gözetilerek; davacının ancak bu masrafları yapmış olması şartı ile dava konusu faturadan tam alacaklı olacağını, davacının varma yerinde yaptığı ithalat işlemleri ve ödediği masraf ve vergileri ispat etmesi gerektiğini, aksi takdirde sırf navlun bedeli kapsamında bu masrafların da yer aldığının söylenemeyeceğini, DDP teslim şeklini bilerek taşımayı üstlenen davacının, bunun gerektirdiği masraf ve vergileri ödediğinin sabit olması halinde, dava konusu takip dosyasında asıl alacak miktarınca alacaklı olabileceğini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı tümel olarak değerlendirildiğinde; davacı … davalı arasında taşıma hizmetinin verilmesi hususunda sözleşme bulunduğu, davacının icra takibine konu ettiği faturaların DDP teslim şekline ilişkin olduğu, bilirkişi raporunda belirtiltiği üzere davacının taşımayı DDP teslim şekline göre üstlendiği ve taşımanın tamamlandığı, davacının 445 EURO navluna hak kazandığı sabit olduğu, DDP teslim şeklinin gereği olarak yapılması gereken ithalatın gümrük vergi ve sair ödemeleri ve işlem masrafları için 696,38 EURO ekleyerek navlun faturası düzenlendiği gözetilerek; davacının ancak bu masrafları yapmış olması şartı ile dava konusu faturadan tam alacaklı olacağı, davacının varma yerinde yaptığı ithalat işlemleri ve ödediği masraf ve vergileri ispat etmesi gerektiği, ne var ki davacı tarafından bu hususların ispat edilemediği, yemin deliline dayanmaktan vazgeçilmiş olması hususları bir arada değerlendirildiğinde açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar Mahkememiz kısa kararında istinaf yasa yolunun sehven açıldığı görülmüş ise de, davanın ve verilen kararın kesinlik sınırı altında kaldığı, mahkememiz kararının kesin olduğu, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelikli yaratmamak adına düzeltme yoluna gidilmeyerek aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 32,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,65 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğine takdir edilen 1.911,71 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸