Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1101 E. 2019/107 K. 11.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1101
KARAR NO : 2019/107

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/02/2019

DAVA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin İcra ve İflas Kanunu’nun 285. vd. maddeleri gereğince; konkordato taleplerinin kabulü ile, öncelikle müvekkili davacı firma lehine tensiben 3 ay geçici mühlet kararı ile birlikte İcra ve İflas Kanunu’nun 287. ve 294. maddesi çerçevesinde ihtiyati tedbir kararI verilmesine ve ihtiyati tedbir kararlarının aynen devamıyla yargılama sırasında kesin mühlet kararı verilmesi ile yargılama neticesinde de konkordatonun tasdikine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizin 14/11/2018 tarihli tensip tutanağıyla davacı şirket hakkında 14/11/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği anlaşıldı.
Mahkememizce atanan geçici komiser heyetinin 20/12/2018 havale tarihli raporunda özetle; davacı şirkete ilişkin konkordato dava dosyasında mevcut tüm belgelerin üzerinde ve geçici komiser heyetin tarafından firma adresinde yerinde yapılan incelemede; borçlu şirketlerin konkordato projesi ve dilekçesi ekinde usul yönünden yer alması gereken tüm belgelerin eksiksiz mevcut olduğunu, alacaklılar ve borçlular listesinde yer alan firmaların alacak ve borç tutarları ile 30/09/2018 tarihli mizanda yer alan bakiyelerin uyumlu olduğunu, fakat tutarların doğru olup olmadığının ancak ilgili şirketler ile yapılacak mutabakat yazışmaları ile tespit edilebileceğini, konkordato projesi ile ekli tabloların hazırlanmasında esas alına kaydi hesap tutarlarının şirketin 30/09/2018 tarihli mizanı ile uyumlu olduğunu, şirketlerin konkordato projesinin 2018 yılını takip eden 3 takvim yılını kapsayacak şekilde sunulduğunu, konkordato projesi ve ekli tablolara göre borçlarının tasfiyesinin şirketin mallarını satarak elde edilecek ticrai kardan karşılanacağını, borçlu şirketin konkordato projesine göre alacaklılardan herhangi bir tutar iskontosu talebinin olmadığını, borçlarının tamamını ilk ödeme tarihi 2020 olmak üzere 2020-2021 yıllarında ödemek sureti ile tasfiye etmeyi planladığını, konkordato projesi süresinde davacı şirketin ticari mal satışı faaliyetinden kar elde etmeyi planladıklarını, komiser heyeti olarak görevlendirilmenin üzerine çok kısa bir süre geçtiğinden ve şirketin mal varlıklarının rayiç değerlerinin henüz tespit edilemediğinden ön projenin gerçekleştirilebilir olup olmadığı konusunda bu noktada yapılacak değerlendirmelerin çok da sağlıklı olmayacağını ve net bir kanaat oluşmasının mümkün bulunmadığını, fakat hali hazırdaki verilerin mevcut bilgi, belgeler çerçevesinde öngörülen koşulların oluşması halinde oluşan ilk intibanın projenin gerçekleştirilebilir olduğunu beyan etmişlerdir.
Geçici komiser heyetinin 06/02/2019 havale tarihli raporunda özetle; davacı şirketin konkordato ön projesine konu olan 30/09/2018 tarihli kaydi bsilançouna göre özkaynak tutarının 710.579,06-TL olmasına karşı 31/12/2018 tarihli kaydi bilançoda özkaynak turarının azalarak 390.068,52-TL’ye düştüğünü, davacı şirketin aktifinde kayıtlı bulunan maddi duran varlık değerleme raporunda 31/12/2018 mali verileri ile tutarsızlık tespit edildiğinden rayiç değer tespiti yapılamadığını, davacı şirketin 31/12/2018 kaydi değer bilançosunda borca batıklık olmadığını ancak 6102 sayılı TTK’nun 376. Maddesinde düzenlendiği üzere borca batıklığın gerçek anlamda tespiti için rayiç değer bilançosunun düzenlenmiş olması gerektiğini, davacı şirketin kamuya ve çalışanlara olan güncel borçlarını ödeyemediğini, davacı şirket tarafından geçici mühlet süresinde satış ve üretim konularında gerçekleşen ya da ileriye dönük gerçekleşmesi muhtemel herhangi bir sözleşmenin, projenin kendilerine iletilmediğini, davacı şirket tarafından sunulan konkordato ön projesinde tespit edilen hata ve eksikliklerin revizesinin yapılmadığını, davacı vekilinin mahkemeye sunduğu 04/02/2019 tarihli 2 aylık ek süre veya kesin mühlet talebi bulunmasına rağmen bu şartlar altında konkordatonun başarıya ulaşma ihtimalinin mümkün görülmediğini beyan etmişlerdir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 297.maddesinde, borçlunun komiserin nezareti altında işlerine devam edeceği, borçlunun 297. Madde hükümlerine aykırı davranması halinde borçlunun malları üzerinde tasarruf yetkisini kaldıracağı veya 292.madde çerçevesinde karar vereceği, 292.maddede ise borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu 297.maddeye aykırı davranır ya da komiserin talimatlarına uymazsa komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühletin kaldırılarak borçlunun iflasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Borçlunun kesin mühlet alabilmesi, mali durumunu iyileştirebileceği veya konkordatonun tasdik edileceğinin inandırıcı şekilde ispat edilmesine bağlıdır. Dosya kapsamı, sunulan mali tablolar ve geçici komiser raporları birlikte somut olarak değerlendirildiğinde davacı şirketin konkordato ön projesine konu olan 30/09/2018 tarihli kaydi bilonçosuna göre özkaynak tutarının 710.579,06 TL olmasına karşılık, 31/12/2018 tarihli kaydi bilançoda öz kaynak tutarının azalarak 390.068,52 TL’ye düştüğü, davacı şirketin aktifinde kayıtlı maddi varlık değerleme raporunda 31/12/2018 mali verileri ile tutarsızlık tespit edildiği, şirketin kamuya ve çalışanlara güncel borçlarının ödenmediği, geçici mühlet içerisinde satış ve üretim konularında gerçekleşen ya da gerçekleşmesi muhtemel herhangi sözleşme ya da projenin bulunmadığı, konkordatonun başarıya ulaşması ihtimalinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı tespit edilmiş olmakla davanın REDDİNE,
2-Geçici mühletin kaldırılmasına ve İİK madde 288 gereğince geçici mühletin kaldırıldığının ilanına,
3-Hüküm tarihi itibariyle tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Geçici komiserin görevine son verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40-TL harcın, peşin yatırılan 35,90-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 8,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılmayan gider avansı ve iflas avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, yapılan harcamaların davacı tarafın üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ve bir kısım müdahil ve müdahil vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 11/02/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır