Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1095 E. 2023/928 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1095 Esas
KARAR NO : 2023/928

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/11/2018

BİRLEŞEN BAKIRKÖ. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN … ESAS
…. KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/05/2023
KARAR TARİHİ : 26/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 20.11.2017 günü saat 19:45 sıralarında … Mah. … Cad. No:38/C önünde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile … Sokak içerisine girmek isterken yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili …’ya kamyonetin ön kısmı ile çarpması sonucu müvekkilinin yaralanmış olduğunu, 20.11.2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; kazanın oluşumunda sürücü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-b maddesine göre; araçların hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma sırasında müvekkilinin şikayetten vazgeçmesi nedeniyle 28.03.2018 tarihli … karar numaralı Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar ile takipsizlik kararı verilmiş olduğunu, müvekkilinin söz konusu kaza nedeniyle uzun süren bir tedavi sürecinden geçmiş hastanede yatılı olarak tedavi görmüş ve müvekkilinin kaza nedeniyle ayağında kırıklar meydana gelmiş olduğunu, …. Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre müvekkilinin kaza nedeniyle engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %4 olduğunu, müvekkilinin kazadan sonra hastanede yatılı olarak tedavi görmüş olduğunu, tedavi gördüğü süre boyunca geçici olarak iş göremez olduğundan iş ve kazanç kaybına uğramış olduğunu, müvekkilinin uğradığı sürekli sakatlık nedeniyle geçici iş göremezliği süresince uğradığı iş ve kazanç kaybının yanında sürekli sakatlığı nedeniyle fonksiyon kaybı oranında tazminat isteme hakkı bulunduğunu, davalı sigorta şirketince sigortalı bulunan araç sürücüsünün aslı kusurlu olduğu kazada müvekkili …’nın ağır bedensel zarara uğramış olduğunu, kaza tarihinde 27 yaşında olan müvekkilinin bacak kemiklerinin kırılmış, müvekkilinin bundan sonraki yaşamını kazadan önceki hayat kalitesinde sürdürmesinin olanaksız olduğunu, müvekkilinin maluliyetine sebebiyet veren kazada dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş.’nin …. poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğunu, zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigortacıya yazılı başvuruda bulunmasının dava şartı olması nedeniyle öncelikle 13.09.2018 tarihli dilekçe ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvurulmuş olup, sigorta şirketi tarafından … numaralı hasar dosyası açılmış olduğunu, sigortacının, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, 3. şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde ZMMS Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar ZMSS Genel Şartları’nda yer alan istenilecek belgelerin tamamının davalı sigorta şirketine sunulmuş olmasına rağmen davalı şirketçe yasal süresinde ödeme yapılmamış, 05.11.2018 tarihinde ibraname gönderilmesi halinde 3.800 TL tazminat ödeneceğinin bildirilmiş olduğunu, davalı tarafça bildirilen tazminat tutarının müvekkilinin gerçek zararını karşılamaktan çok uzak olması nedeniyle davalının sulh teklifinin kabul edilmemiş olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL tazminatın davalı taraftan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVA: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalı araç sürücüsü …’ın … plaka sayılı aracı ile yaya konumunda bulunan …’ya çarpmış olması sonucunda tek taraflı trafik kazası meydana gelmiş ve …’nın yaralanmış olduğunu, müvekkili sigorta şirketi nezdinde … nolu hasar dosyası açılmış olup yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda başvurana tazminat ödemesi sürerken işbu başvuruyu yapmış olduğunu, …’ın adına kayıtlı … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 16.08.2017-16.08.2018 vadeleri içinde, …. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olup, sigortalının kusuru ve başvuranın maluliyet oranı ile sınırlı olmak üzere, bedeni zararlarda azami 360.000.00, TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, 20.11.2017 tarihinde meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün soldaki sokağa girmek için manevra yapması sonucu yaya …’ya çarpmış olduğunu, başvuran …’nın yayalara trafik lambası ve yaya geçici bulunmayan bir noktadan karşıdan karşıya geçmek istemiş olduğunu, kişinin yaş itibariyle olabilecekleri öngörebilecek durumda olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği 138. Maddesi b/3 uyarınca; Karşıdan karşıya geçenlerin;ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçmek zorunda olduklarını, buna göre; …’nın söz konusu kazada aracın geliş mesafesini öngörerek karşıdan karşıya geçmesi gerektiğini, ancak dikkatsiz ve özensiz bir şekilde karşı yola geçmeye çalışmış olduğunu, her ne kadar sigortalı araç sürücüsü kaza tespit tutanağında 2918 sayılı kanunun 52/1-b hükmünü ihlal etmesi neden gösterilerek asli kusurlu gösterilmiş olsa da; yine kaza tespit tutanağında başvuran …’nın ise Karayolları Trafik Yönetmeliği 138. Maddesi b/3 hükmünü ihlal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun da tespit edilmiş olduğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliği 138. Maddesi ile Karayolları Trafik Kanunu 68. maddesinin lafzına bakıldığında aynı hususu hüküm altına almış ve Karayolları Trafik Kanunu 68. maddesinin b bendi asli kusur olduğunu, davayı kabul manasında olmamakla birlikte, kusur oranlarının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, Borçlar Kanunu’nun zarar görene ilişkin hükümlerinde zarar görenin zararını ispatlamakla yükümlüdür maddesinden hareketle davacının maluliyet iddiasını kendisinin ispatlaması gerektiğini, ayrıca Karayoları Trafik Kanunu ve 26.04.2016 tarihli yasanın atıfta bulunduğu Trafik Sigortası Genel Şartları’ndaki davada sigorta şirketine tebliğ edilecek evraklar arasında sağlık kurulu raporu ve maluliyet iddiasını destekler nitelikte sair evraklarında olduğu göz önüne alındığında davacının taleplerinin yerinde olmadığının görülecek olduğunu, davacı tarafın elindeki delilleri sunma yükümlülüğü bulunduğunu, isnadını ispat etmesi gerektiğini, ancak davacı tarafın maluliyetini destekler bir sağlık kurulu raporu almamış ve taraflarına sunmamış olduğunu, resmi evrak niteliğindeki bir sağlık kurulu raporu taraflarına sunulmadığından herhangi bir işlem yapılamamış ve dolayısıyla ödeme yapılmasının da mümkün olmadığını, 26.04.2016 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 6704 sayılı yasada 01.06.2015 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan sigorta poliçesi genel şartlarına atıf yapılmakta olduğunu, anılan Genel Şartlarda ve ekinde destekten yoksun kalma maddi zarar hesaplarının TRH-2010 tablosu ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılacağının belirtilmekte olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, zorunlu mali sorumluluk genel şartları kapsamında aktüeryal tazminat hesaplama esasları açıkça belirlenmiş olup tazminat hesaplamasının artık standart hale getirtilmiş olduğunu, hesaplama yapılırken müteveffanın bireysel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşin tekrar evlenme olasılığı (TÜİK verileri) gibi hususlara dikkat edilerek ve genel şartlara uygun olarak, aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere hesaplamanın Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerler ile Müsteşarlık nezdinde tutulan listeye kayıtlı yardımcı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, poliçe tanzim ve kaza tarihi, Genel Şartların yürürlüğe girmesinden sonra olup TRH tablosu baz alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, 1931 PMF tablosu ile yapılan hesaplamaların hem Genel Şartlar’a hem de Genel Şartlar’ın atıfta bulunduğu Karayolları Trafik Kanununa aykırı olduğunu, aktüer hesaplamanın Hazine Müsteşarlığına kayıtlı bir aktüer tarafından yapılması gerektiğini, yürürlükteki kanunlarımızda PMF 1931 tablosunun kullanılmasına ilişkin hiçbir hüküm bulunmazken TRH – 2010 hesap tablosunun kullanılmasının Sigorta Genel Şartlarında ve Genel Şartların atıfta bulunduğu Karayolları Trafik Kanununda belirlenmiş olduğunu, buna rağmen halen hesaplamanın, özellikle Genel Şartların yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonraki kazalarda, PMF tablosu ile yapılmasının hukuka uygun olmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere geçici iş göremezlik tazminatının 6111 sayılı yasa ve Trafik Sigortası Genel Şartları gereğince teminat dışı olduğunu, ayrıca “Geçici İş Göremezlik” tazminatı taleplerinin de hem 6111 sayılı kanun gereği hem de Trafik Sigortası Genel Şartları uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışı olduğunu, poliçe başlangıç tarihinin 16.08.2017 ve bitiş tarihi 16.08.2018 olduğunu, kazanın ise 20.11.2017 tarihinde meydana gelmiş olduğunu, 26.04.2016 tarihli 6704 sayılı yasa ile Trafik Sigortası Genel Şartları ve Genel Şartların atıfta bulunduğu Karayolu Trafik Kanunu öncelikle uygulanacak olduğunu, davayı kabul manasına gelmemesi kaydı ile herhangi bir tazminat miktarı belirlense dahi, bu miktara ilişkin faiz başlangıç tarihi olarak ancak ilk dava tarihi olan 08.11.2018 tarihinin kabul edilebilir olduğunu beyanla; başvurunun reddine, aksi halde maddi tazminat taleplerinin belirttikleri şekilde mevzuata uygun hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin başvurana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 20.11.2017 günü … Mah. … Cad. No:38/C önünde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile … Sokak içerisine girmek isterken yaya olarak karşıya geçmekte olan müvekkiline kamyonetinin ön kısmı ile çarparak müvekkilinin yaralanmasına sebep olduğunu, müvekkilinin maluliyetine sebep olan kazada … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş’nin …. poliçe numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı olduğundan davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açtıkları davanın Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yargılama yapılarak kusur raporu alınmış olduğunu, Adi Tıp Kurumu’ndan ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilen uzman bilirkişi kurulundan kusur raporu alınmış ve kazada müvekkilinin kusursuz sürücünün ise %100 kusurlu olduğunun kesin olarak belirlenmiş olduğunu, mahkememizce müvekkilinin maluliyet oranına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan maluliyet raporu alınarak dosyada tazminat hesabı yaptırılmış olduğunu, bilirkişi raporu ile müvekkilinin nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 14.640,22 TL, sürekli iş göremezlik maddi zararının 145.171,57 TL olduğununu bildirilmiş olduğunu, müvekkilinin sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin 145.171,57 TL’lik maddi zararının 66.257,26 TL’sine ilişkin talepleri Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava konusu olduğundan bakiye maddi zararları olan 78.914,31 TL’yi de ayrıca talep etmek gerektiğini, dava şartı arabuluculuk kapsamında arabuluculuğa başvurulmuş ancak taraflar arasında anlaşma sağlanamamış olduğunu beyanla; öncelikle açmış oldukları iş bu davanın tarafları ve konusu aynı olması nedeniyle Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davanın kabulü ile 78.914,31 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; mahkememiz dosyasında görülen davada davacı vekili tarafından verilen ıslah dilekçesi akabinde dosyaya bilirkişi ek raporu eklenmiş olması ve bu bedelin ıslah tutarını aşmış olması sebebiyle; davacı vekili tarafından yeni dava açılarak iş bu bedel bakımından birleştirme talebinde bulunulmuş olduğunu, bu sebeple, davaya ilişkin tüm cevap ve itirazlarını …. Esas sayılı dosyaya sunulan cevap ve beyanları ile mahkememize sunulmuş olduğunu, tüm beyanlarını yinelemekte olduklarını, dosyada son bilirkişi ek raporu ile belirlenen tutar bakımından 27.03.2023 tarihinde taraflarınca itirazları ve beyanları sunulmuş olduğunu, dolayısıyla, tümünü tekrar etmekte olduklarını, davacı yanın %4 oran üzerinden yapmış olduğu ıslahı ve bu bedelin devamı olan yeni dava talebini kabul etmediklerine, zira şahsın maluliyetine ilişkin dosyaya eklenen raporların dahi çelişki içermekte iken, iş bu oranlar nezdinde alınan aktüer bilirkişi raporunu kabul etmenin mesnetsiz olacağını, aktüer bilirkişi raporunda hesaplamaya konu edilen iki rapor bulunduğunu, “a) ATK … İhtisas Kurulunun … tarihli raporunda davacının; 1) Tüm vücut engellilik oranının %3 oranında olduğu, 2) Geçici iş göremezlik süresinin (9) ay olduğu belirtilmekte olduğunu, b) ATK … İhtisas Kurulunun 13.04.2021 tarihli raporunda davacının; 1) Meslekte kazanma gücü kaybı oranının %4 oranında olduğu, 2) Geçici iş göremezlik süresinin (9) ay olduğu belirtilmekte olduğunu, “
İş iki rapordan birincisi %3 iken ikincisi %4 orana sahip olup; kazanın üzerinden vakit geçmesine ve iyileşme sürecinin ilerlemesine rağmen maluliyet oranında artış olmasının çelişkili olduğunu, zira oran düşük dahi olsa, sonradan artış olduğu ortaya konmuş olması sebebiyle yeniden rapor alınması ve bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, zira müvekkili şirketin aldırmış olduğu uzman görüş; 20.11.2017 tarihli genel adli muayene raporunda ; trafik kazası geçiren kişide , “alt ekstremite tibial bölge iç yüzde sızıntı şeklinde kanamalı laserasyon alanı ile palpasyonla yaygın hassasiyet – muhtemel kırık” olduğunun belirtilmiş olduğunu, Sn. …’nın geçirdiği trafik kazasının ardından cerrahi/medikal tedavisinin; “genel vücut travması + sağ alt ekstremite tibia – fibula açık diafiz kırıkları”na yönelik olarak T.C. Sağlık Bakanlığı …. Hastanesi’nde yapılmış olduğunu, ilgili tıbbi belgeler/raporların dosyada mevcut olduğunu, T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu …. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafınca Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazılmış olan 21.08.2020 tarihli kurul raporunda ise ; kazazedede , “sağ alt ekstremitede kısalık” olduğunun ve bu durumun % 3 nispetinde özürlülüğe neden olduğunun belirtilmiş olduğunu, bunların ışığında medikal görüşlerinin eldeki verilerle kazazedenin 20.11.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeni ile husule gelmiş bulunan yaralanmaları ile bunlara yönelik tedavilere ilişkin projeksiyonla sürekli arazı/arazları bağlamında özür oranının T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu …. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafınca Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazılmış olan 21.08.2020 tarihli kurul raporunda belirtildiği üzere % 3 olarak esas alınmasının uygun olacağı noktasında olduğunu, davanın maluliyet oranının %3 olmasının tıbben mümkün olabileceğini, bu sebeple konu raporun hükme esas alınması gerektiğini, aksi halde, sonradan artış olduğu ortaya konmuş olması sebebiyle yeniden rapor alınması ve bu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, kusura ilişkin itirazlarının dahi değerlendirmeye alınmamış olduğunu, davacı olan yayanın, yaya kurallarına riayet edip etmediğinin tespitinin sağlanması gerektiğini, bu hususta keşif yapılmasının zaruri olduğunu, hesaplamaya esas alınan asgari ücret döneminin kabul edilemez olduğunu, 23.08.2021 tarihli bilirkişi raporuna davacı tarafça itiraz edilmemiş, dolayısıyla müvekkili şirket lehine usuli kazanılmış hak oluşmuş olduğunu, mahkememizin 2023 asgari ücret artışı nedeniyle ara karar oluşturarak dosyayı ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi etmesinin kabul edilebilir olmadığını, davacının ıslah talebine konu 23.08.2021 tarihli rapora kaşı davacı tarafın beyan ve itiraz hakkını kullanmamış olup Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince müvekkili şirket lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, bu durumda dosyanın yeniden rapor alınmak üzere bilirkişiye gönderilmesinin hukuka aykırı olup rapora, esas alınan asgari ücret dönemine itiraz ediyor olduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere; %1,8 teknik faizli peşin değer hesabı yapılması gerekirken progresif rant yöntemi ile aktüer hesabı yapılmasının ve hesaplamada herhangi bir peşin değer formülü kullanılmamasının hatalı olduğunu, 01.06.2015 tarihinden sonra düzenlenen poliçeler için Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları çerçevesinde TRH-2010 ölüm tablosu kullanılması ve % 1,8 TEKNİK FAİZLİ peşin değer hesabı yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketin sorumluluğunda bulunan sürekli sakatlık tazminatı hesabının da bu kriterlere göre yapılması gerektiğini, bu sebeplerle progresif rant yöntemi ile hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hatalı olup hatalı rapora dayanılarak hüküm kurulması da eksik inceleme teşkil edeceğinden rapora itiraz ediyor olduklarını, dosyada mübrez 28.12.2018 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu yazı cevabında kazazedeye 6.568,80 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının belirtilmiş, ancak bilirkişi raporunda SGK tarafından kazazedeye yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin dikkate alınmamış, hesaplanan zarar kaleminden düşülmemiş olduğunu, bu husus kazazedenin mükerrer ödeme almasına sebebiyet verdiğinden hatalı olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında açıkça belirtilmektedir ki; geçici iş göremezlik talepleri ile bakıcı giderleri sağlık gideri teminatı kapsamında olup Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu kapsamında olduğunu, sürekli sakatlık raporu alınıncaya kadar çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler, tedavi giderleri ve geçici bakıcı giderlerinin sağlık gideri teminatı kapsamına dahil edilmiş olduğunu ve tüm bu kalemlerin sağlık gideri teminatı kapsamında SGK’nın sorumluluğunda olduğunun çıkça hüküm altına alınmış olduğunu, hal böyle olunca; bahsi geçen kalemlere ilişkin taleplerden sigorta şirketlerinin ve Güvence hesabının sorumluluğuna son verilmiş olduğunu, aleyhe hususları kabul anlamına gelmemek üzere, bilirkişi tarafından kişinin muhtemel yaşam süresinin hatalı olarak olay tarihindeki yaşına göre belirlenmiş olduğunu, kişilerin hesap tarihi itibariyle hayatta oldukları bilindiğinden olay tarihindeki yaşlarına göre bakiye ömür belirlemenin hatalı olup hesap tarihindeki yaşa göre bakiye ömür süresinin belirlenmesi gerektiğini, ancak bilirkişi tarafından bu hususa dikkat edilmemiş, hatalı hesaplama yapılmış olduğunu beyanla; davanın reddine, aksi halde birleşen davalar bakımından %3 oranın hükme esas alınmasına aksi halde yeniden rapor alınarak çelişkinin giderilmesine, akabinde usulüne ve esasa uygun aktüer rapor alınmasına, dosyada ekli aktüer raporunun gerçeği yansıtmadığına, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin teminat dışı kaldığının kabulü ile iş bu talebin reddine, TRH-2010 1,8 teknik faizin hesaplamaya esas alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maddi zararın tazmine istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; dava konusu trafik kazasında tarafların kusur durumları, davacının maddi zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu, davalının varsa bu zararlardan sorumlu olup olmadıkları hususlarındadır.
Birleşen dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyet nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekilince dosyanın bir fotokopisinin hazırlanarak, dosyanın kül halinde ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur durumunun tespitinin istenmesine karar verilmiş olup, ATK Trafik İhtisas Dairesi … tarih ve … sayılı raporda özetle; 20/11/2017 günü saat 19:45 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı, davalı şirket adına sigortalı kamyonet ile … Caddesi’ni takiben İstasyon istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan dört yönlü kavşağa gelip sola dönüşe geçtiği sırada aracının ön kısımlarıyla, istikametine göre kavşak başını kullanarak ve yolun sağından soluna doğru geçiş yapan davacı yaya …’ya çarpması neticesinde yayanın yaralanmasına konu trafik kazasının meydana gelmiş olduğunu, trafik kaza tespit tutanağında olay mahallindeki yolun çift yönlü yol olduğu, bu yolda zeminin asfalt-ıslak, vakitin gece, aydınlatmanın olmadığı, havanın yağmurlu, yatay ve düşey güzergahın düz, mahallin meskun olduğunun belirtilmiş olduğunu, çarpma noktasının; kavşak başında ve yolun ortalarında işaretlenmiş olduğunu, tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, davacı ve davalı beyanları, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ile tüm beyanlar incelendiğinde kazanın yukarda ‘’OLAY’’ kısmında açıklandığı biçimde gerçekleştiği anlaşılmış olup, mevcut verilere göre ; sürücü …’ın, idaresindeki kamyonet ile olay mahalli kavşakta sola dönüşe geçmeden evvel ve dönüşü sırasında görüş alanını etkin bir şekilde kontrol altında bulundurup kavşak başını kullanarak kaplamaya girip karşı yöne geçiş yapan yayaya vermesi gerekirken bu hususa riayet etmeksizin dönüşe geçip yayaya çarparak karıştığı olayda; dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışları ile asli kusurlu bulunmuş olduğu, davacı yaya …’nın, olay mahalli yolda karşıdan karşıya geçişini kavşak başını kullanarak yaptığı sırada dönüşle birlikte gelen kamyonetin çarpmasına maruz kalması akabinde meydana gelen olayda; alabileceği bir önlem bulunmadığından atfı kabil kusuru bulunmadığı SONUÇ OLARAK; olayda; Sürücü …’ın, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’nın, kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın mevcut delillere göre ATK’ye maluliyet yönünden sevkine karar verilmiş olup, ATK … İhtisas Kurulu 27/07/2020-… Karar ve …. A.T.Nolu raporda özetle; …. Hastanesi’nin 20.11.2017 giriş çıkış tarihli genel adli muayene raporu ve epikriz raporunda; Araç dılı trafik kazası nedeniyle gelen hastada bilinç açıki koopere, oryante, GKS: 15, vitaller stabil olduğu, 4 ekstremite hareketli, omurga hassasiyeti yok, tibia iç yüzde sızıntı şeklimde kanama, 2×2 cmlik laserasyon, palpasyonla hassasiyet olduğu, kesinin suture edildiği, grafilerinde sağ tibia üst ve alt uç segmenter fraktür, tibia üst uç Tip 1 açık kırık tespit edildiği, uzun bacak atel yapıldığı, şahsın …. Hastanesi’ne gitmek üzerek ayrıldığı, …. Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nin 25.11.2017 tarihli raporunda; Sağ krusta kırık deformitesi olduğu, krus medialinde 1 cmlik açık yara mevcut olduğu, NVD olmadığı, opere edildiği, sağ tibia kırığına İMÇ uygulandığı, …. Hastanesi’nin 11.06.2018 tarih ve 5986 sayılı engelli sağlık kurulu raporunda; Teşhis: Opere sağ tibia ve fibula diafiz açık fraktürü, kişinin engel oranının % 4 olduğu, …. Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nin 28.02.2020 tarihli raporunda; FM’de; sağ diz ekleminde flex: 120, sol diz ekleminde flex: 130 olduğu, her iki bacak ekstansiyon tam olduğu, bilateral ayak bilek hareket muayenesinin doğal olduğu, X-Ray’de; kaynamanın tam olduğu, sağ alt ekstremite 829 mm, sol alt ekstremite 833 mm ölçüldüğü, sağ tibia ve fibulada fraktürler ve tibiada cerrahi materyal imajı mevcut olduğu, …. Hastanesi Nöroloji Kliniği’nin 28.02.2020 tarihli raporunda; NM’de; kas güçleri tam, sağ alt ekstremite diz altı medialde hipoestezi tariflediği, EMG incelemesinde; sağ alt ekstremitede incelenen proksimal ve distal kaslarda normal motor unit potansiyeller kaydedilmiş olup aktif spontan denervasyon gözlenmediği, dosyaya ekli grafilerin incelenmesinde; 20.11.2017 tarihli grafilerde sağ tibia segmenter kırığı, sağ fibula diafiz kırığı izlendiği, 12.02.2020 tarihli grafilerde tibia kırığının IMÇ ile tespitli olarak kaynamış olduğu, fibula kırığının 12 derece angulasyonla kaynamış olduğu görüldüğüne göre; SONUÇ OLARAK: …’nın 20.11.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Tablo 3.3’e göre uzunluk farkı 0-1,9 cm arası, tüm vücut özür oranı %3 olarak tespit edildiğine göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %3 (yüzdeüç) olduğu, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Davacı vekiline muhtıra tebliğ edilerek, 09/10/2020 tarihli Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda dosyanın yeniden ATK raporu alınması talebinin bulunup bulunmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verilmesine, verilen süre içerisinde beyanda bulunulmaması halinde dosyanın mevcut deliller itibariyle aktüerya bilirkişisine tevdi edileceği hususunun ihtarına, davacı vekili tarafından beyanda bulunulması halinde dosyanın ATK’ye veya aktüerya bilirkişisine tevdine karar verilmiş olup, davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosya ATK’ya gönderilmiş olup, ATK … İhtisas Kurulu 23/12/2020-… Karar ve … A.T.Nolu raporda özetle; … Hastanesi’nin 20.11.2017 giriş çıkış tarihli genel adli muayene raporu ve epikriz raporunda; Araç dılı trafik kazası nedeniyle gelen hastada bilinç açıki koopere, oryante, GKS: 15, vitaller stabil olduğu, 4 ekstremite hareketli, omurga hassasiyeti yok, tibia iç yüzde sızıntı şeklimde kanama, 2×2 cmlik laserasyon, palpasyonla hassasiyet olduğu, kesinin suture edildiği, grafilerinde sağ tibia üst ve alt uç segmenter fraktür, tibia üst uç Tip 1 açık kırık tespit edildiği, uzun bacak atel yapıldığı, şahsın …. Hastanesi’ne gitmek üzerek ayrıldığı, …. Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nin 25.11.2017 tarihli raporunda; Sağ krusta kırık deformitesi olduğu, krus medialinde 1 cmlik açık yara mevcut olduğu, NVD olmadığı, opere edildiği, sağ tibia kırığına İMÇ uygulandığı, …. Hastanesi’nin 11.06.2018 tarih ve 5986 sayılı engelli sağlık kurulu raporunda; Teşhis: Opere sağ tibia ve fibula diafiz açık fraktürü, kişinin engel oranının % 4 olduğu, …. Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği’nin 28.02.2020 tarihli raporunda; FM’de; sağ diz ekleminde flex: 120, sol diz ekleminde flex: 130 olduğu, her iki bacak ekstansiyon tam olduğu, bilateral ayak bilek hareket muayenesinin doğal olduğu, X-Ray’de; kaynamanın tam olduğu, sağ alt ekstremite 829 mm, sol alt ekstremite 833 mm ölçüldüğü, sağ tibia ve fibulada fraktürler ve tibiada cerrahi materyal imajı mevcut olduğu, …. Hastanesi Nöroloji Kliniği’nin 28.02.2020 tarihli raporunda; NM’de; kas güçleri tam, sağ alt ekstremite diz altı medialde hipoestezi tariflediği, EMG incelemesinde; sağ alt ekstremitede incelenen proksimal ve distal kaslarda normal motor unit potansiyeller kaydedilmiş olup aktif spontan denervasyon gözlenmediği, dosyaya ekli grafilerin Kurulumuzca incelenmesinde; 20.11.2017 tarihli grafilerde sağ tibia segmenter kırığı, sağ fibula diafiz kırığı izlendiği, 12.02.2020 tarihli grafilerde tibia kırığının IMÇ ile tespitli olarak kaynamış olduğu, fibula kırığının 12 derece angulasyonla kaynamış olduğu görüldüğü, Kurullarının 27.07.2020 tarih ve … karar nolu mütalaasında; Kişinin 20.11.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğe göre Tablo 3.3’e göre uzunluk farkı 0-1,9 cm arası, tüm vücut özür oranı % 3 olarak tespit edildiğine göre; 1- Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 3 (yüzdeüç) olduğu, 2- İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunduğuna göre; SONUÇ OLARAK: 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği cihetle; mevcut belgelere göre davacı …’nın 20.11.2017 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr 1 XII (32a…..1) A % 5, E cetveline göre: % 4,0 (yüzdedörtvirgülsıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Dosyanın tazminat hesabı yapılmak üzere Aktüerya bilirkişisi ….’a tevdiine karar verilmiş olup, Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi …. 23/08/2021 tarihli raporunda özetle; 15.03.1990 doğumlu olan davacı …’nın 20.11.2017 kaza tarihi itibariyle (27) yıl (8) ay (5) günlük olup, (28) yaşında olup, TRH-2010 Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (51) yıl ve muhtemelen (79) yaşına kadar yaşayacak olduğunu, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edildiğini, davacının (28) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif devresinin (32) yıl olduğunu, davacının (60-79) yaşları arası zarar gördüğü emeklilik ve pasif devresinin (19) yıl olduğunu, dosyada mevcut ücret bordrolarından davacının aylık net ücretlerinin asgari ücret seviyesinde olduğu, sosyal ve ekonomik durum araştırmasından da davacının evli ve 1 çocuklu olduğunun görülmüş olduğunu, bu nedenle; evli ve 1 çocuklu çalışanlar için uygulanan net asgari ücretlerin hesaba esas alınacak olduğunu, davacının (9) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançları toplamının 14.640,00 TL olduğunu, (3) yıl + (3) aylık işlemiş aktif devredeki net kazançları toplamının 92.244,73 TL olduğunu, 20.11.2021-den itibaren işleyecek devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 9., 10., 17. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı-ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacak olduğunu, kazalının işleyecek aktif devre başındaki hesaba esas net aylık ücreti 2.919,81 TL ve hesaba esas aylık net işleyecek pasif devre kazancı 2.557,59 TL olduğuna göre davacının; işleyecek aktif devre başında yıllık net kazancının; 2.919,81 TL x 12 Ay = 35.037,72 TL, işleyecek pasif devre başında yıllık net kazancının; 2.557,59 TL x 12 Ay = 30.691,08 TL olduğunu, davacının (28) yıllık işleyecek aktif devredeki kazançlarının peşin değerinin: 981.056,16 TL olduğunu, kazalının (19) yıllık işleyecek pasif devrede peşin değer tutarının: 583.130,52 TL olduğunu, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle maddi zararının: 14.640,22 TL x %100 malul = 14.640,22 TL olduğunu, davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi zararının 1. SEÇENEK: %3 oranındaki tüm vücut engellilik oranına göre; davacının sürekli iş göremezlik maddi zararları toplamının : 49.692,94 TL olduğunu, 2. SEÇENEK: %4 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre; davacının sürekli iş göremezlik maddi zararları toplamının : 66.257,26 TL olduğunu, davacı olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğundan kusur tenziline yer bulunmadığını, SGK Çatalca Sosyal Güvenlik Merkezinin 04.03.2019 tarihli müzekkere cevabında davacıya yapılan herhangi bir ödeme bilgisine rastlanılmadığının belirtilmiş olduğunu, buna göre rücuya tabi ödemeler hususunda tenzile yer bulunmadığını, davacıya geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararı için ödeme yapılmadığı anlaşıldığından ödeme tenziline yer bulunmadığını, … plakalı aracın 16.08.2017-16.08.2018 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış olduğunu, kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleri sakatlık yönünden 330.000,00 TL ve tedavi gideri yönünden 330.000,00 TL olduğunu, davacının geçici iş göremezlik maddi zararı 14.640,22 TL olup, 360.000,00 TL tutarındaki ZMSS tedavi giderinin teminat limitinin altında kaldığını, davacının sürekli iş göremezlik maddi zararı 1. Seçenekte 49.692,94 TL; 2. Seçenekte 66.257,26 TL olup, 330.000,00 TL tutarındaki ZMSS sakatlık teminat limitinin altında kaldığını, dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı görülmekle birlikte; gerekli belgelerin de tebliğ edilip edilmediğinin görülememiş olduğunu, buna göre; temerrüt başlangıcının 08.11.2018 dava tarihi olduğunu, faiz nev’inin talep ile bağlı kalınarak yasal faiz olduğunu SONUÇ OLARAK; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının; 14.640,22 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının; 1. SEÇENEKTE: %3 oranındaki tüm vücut engelliliğine göre 49.692,94 TL olduğunu, 2. SEÇENEKTE: %4 oranındaki meslekte kazanma gücü kaybına göre 66.257,26 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının 08.11.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili 15/11/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; iş bu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kaydıyla 1.000 TL maddi tazminat talepleri bulunduğunu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatının 14.640,22 TL olarak, meslekte kazanma gücü kaybına göre hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatının ise 66.257,26 TL olarak hesaplanmış olduğunu, dava dilekçesi ile talep ettikleri maddi tazminatı 79.897,48 TL arttırıyor olduklarını, müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatları toplamı olan 80.897,48 TL’nin ( 14.640,22 TL’si geçici, 66.257,26 TL’si sürekli iş göremezlik olmak üzere) temerrüt tarihi olan 08.11.2018’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin dava hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Hüküm vermeye elverişli bir kusur raporu bulunmadığından kusur oranının tespiti bakımından İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişi kurulundan trafik kazası tespit tutanağı ve Mahkememizce aldırılan ATK kusur raporu arasındaki çelişkilerin giderilmesi (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6176 Esas 2021/8124 Karar sayılı ilamı) yönünden rapor alınmasına karar verilmiş ve bu hususta Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimatımız Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sırasına kaydı yapılmış olmakla, talimat dosyaya Makine Mühendisi bilirkişi …., Trafik Teknik Elm. Bilirkişi … ve Trafik Teknik Elm. Bilirkişi … tarafından sunulan 21/09/2022 tarihli raporda özetle; 20.11.2017 günü saat 19:45 sıralarında, İstanbul İli, …. İlçesi, … Mahallesinde, … Caddesini takiben İstasyon istikametine seyretmekte iken … Sokağı Kavşağına geldiğinde sola dönerek … Sokağına girmeye çalışan … yönetimindeki, davalı Şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonetin, Sakakuşu Sokağı girişinde yolun sağından soluna doğru geçmeye çalışan 37 yaşlarındaki davacı yaya …’ya çarpması üzerine, adı geçen yayanın yaralanması ile sonuçlanan dava konusu trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, dava konusu trafik kazasından sonra kaza mahallinde yapılan tespitler sonucu düzenlenen Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında; dava konusu trafik kazasının; İstanbul İli, …. İlçesi, … Mahallesinde, … Caddesi ile Sakakuşu Sokağın kesiştiği kavşak çıkışında meydana geldiği, … Caddesini takiben olay yeri kavşağa gelen … yönetimindeki aracın, sola dönerek Sakakuşu Sokağına girmeye çalıştığı sırada, … Sokağının girişinde, aracın seyrine göre yolun sağından soluna doğru geçmeye çalışan davacı yayaya, yolun ortalarında, aracın ön kesimi ile çarptığı, yolda araca ait fren izi bulunmadığı, kavşağı oluşturan her iki yolunda iki yönlü trafiğe açık ve asfalt kaplı ve ıslak satıhlı olduğu, olay yerinde trafik işareti bulunmadığı, olay anında vaktin gece, aydınlatmanın mevcut, havanın yağmurlu olduğu, olay yerinin yerleşim yeri içi olduğu, araç sürücüsünün yeterli sürücü belgesine sahip ve alkolsüz olduğu hususlarının belirlenmiş olduğu, bu tespitleri yaparak kaza tutanağını düzenleyen polis memurları, olayda, araç sürücüsü …’ı, yönetimindeki aracının hızını; hava, yol, görüş ve trafik durumun gereklerine göre ayarlamamakla, yaya …’yı yaklaşan araçların hız ve mesafesini dikkate almamakla kusurlu bulmuş olduklarını, davacı yaya …’nın; saat 19:30 sıralarında işyerinden çıktığını ve … Mahallesi, … Caddesi, Sakakuşu Sokak üzerinden evine doğru gitmekte olduğunu, yürüdüğü esnada karşı istikametten gelen … plakalı aracın kendisine çarparak yere düşmesine neden olduğunu, bağırması üzerine aracın geri gelerek sağ bacağının üzerinden geçtiğini, beyan etmiş olduğu, mahkememizce İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan … günlü raporda; araç sürücüsü …’ın sola dönüş yaptığı kesimde geçiş hakkını yayaya vermemekle %100 oranında kusurlu olduğunun, davacı yaya …’nın kusursuz olduğunun belirtilmiş olduğu, yukarıda özetlenen ifadeler ile Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında belirtilen tespitlerden; İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesinde, … Caddesi ile … Sokağının kesiştiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, Kavşak çıkışında … Sokağının karşısına geçmeye çalışan davacı yaya …’nın, … Caddesini takiben olay yeri kavşağa gelip sola dönerek geçiş yaptığı yola girmeye çalışan … yönetimindeki, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı kamyonetin ön kesimi ile çarpıldığının anlaşılmış olduğu, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun: Dönüş kuralları ile ilgili 53. Maddesinde; “Sağa ve sola dönüşlerde, sürücüler kurallara uygun olarak geçiş yapan yayalara, varsa bisiklet yolundaki bisikletlilere ve sola dönüşlerde sağdan ve karşıdan gelen trafiğe ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” Karayolları Trafik Yönetmeliğinin Kavşaklarda Geçiş Hakkı ile ilgili 109. Maddesi (d) bendinde; “Kavşağa gelen sürücüler kavşak giriş ve çıkışlarından kurallara uygun olarak karşıya geçen veya geçmek üzere olan yayalara, Geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” hükümlerine, yer verilmiş olduğu, bu mevzuat hükümleri ile olayın oluş tarzı dikkate alındığında; davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’ın; olay yeri kavşağa geldiğinde kavşakta olabilecek taşıt ve yaya trafiği nedeniyle daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, sola dönüş işaretini vererek aracının hızını asgari seviyeye düşürüp, karşı yönden gelen trafiği kontrol ederek uygun ise dönüş manevrasına başlaması, bu sırada kavşaktan geçen veya geçmek üzere olan yayaların geçmesini beklemesi gerekirken, girmek istediği sokağın başında yolu sağından soluna doğru geçmekte olan davacı yayaya önlemsizce çarpmakla, ilk geçiş hakkını kavşak çıkışında yolun karşısına geçmeye çalışan yayaya vermemekle, durup yayanın geçişini tamamlamasını beklememekle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 53. maddesi ile Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 109. maddesi (d) bendi hükümlerine aykırı davranarak, 84. maddede sayılan asli kusurlu hallerden kavşaklarda geçiş önceliğin uymamakla, meydana gelen olayda tamamen kusurlu bulunduğu, davacı yaya …’nın; kurallara uygun olarak kavşak başından yolun karşısına geçmekte olduğu sırada, yürüyüş istikametinin karşısından gelip, yolun karşısına geçmekte olduğu halde kontrolsüz olarak sola dönüş yapan ve kendisine geçiş hakkını vermeyen davalı taraf aracının ön kesimi ile çarpılmış olup, olayın oluşumuna etki eden kusurlu davranışı bulunmadığı kanaatine varılmış, olayda kusursuz bulunmuş olduğu, davacı yayanın kurallara uygun olarak kavşak başından geçmekte olup, yürüyüş istikametine göre yolun karşısından gelen aracın sağa veya sola dönüş yapıp yapmayacağını bilemeyeceğinden yaklaşan aracın hızını kontrol etmediği gerekçesi ile yayaya kusur atfedilmesinin uygun bulunmamış, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan raporda belirtilen kanaate heyetlerince de iştirak edilmiş olduğu SONUÇ OLARAK; davalı şirkete sigortalı araç sürücüsü …’ın, olayda %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın olayda kusursuz olduğu bildirilmiştir.
Dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile asgari ücretteki değişiklikler dikkate alınarak hesaplama yapılarak ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup, kök rapor hazırlayan Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi 10/03/2023 tarihli ek raporunda özetle; a) 15.03.1990 doğumlu olan davacı …’nın 20.11.2017 kaza tarihi itibariyle (27) yıl (8) ay (5) günlük olup, (28) yaşında olup, TRH-2010 Kadın yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün (51) yıl ve muhtemelen (79) yaşına kadar yaşayacak olduğunu, Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre, kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edildiğini, davacının (28) yaşından itibaren, (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif devresinin (32) yıl olduğunu, davacının (60-79) yaşları arası zarar gördüğü emeklilik ve pasif devresinin (19) yıl olduğunu, dosyada mevcut ücret bordrolarından davacının aylık net ücretlerinin asgari ücret seviyesinde olduğunun, sosyal ve ekonomik durum araştırmasından da davacının evli ve 1 çocuklu olduğunun görülmüş, bu nedenle; evli ve 1 çocuklu çalışanlar için uygulanan net asgari ücretlerin hesaba esas alınacak olduğunu, davacının (9) aylık işlemiş aktif devredeki net kazançları toplamanın 14.640,22 TL olduğunu, (5) yıl + (3) aylık işlemiş aktif devredeki net kazançları toplamının 245.380,23 TL olduğunu, 20.11.2023-den itibaren işleyecek devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 9., 10., 17. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı-ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacak olduğunu, kazalının işleyecek aktif ve pasif dönem başındaki hesaba esas net aylık ücreti 8.506,80 TL olduğuna göre davacının; işleyecek aktif ve pasif dönem başında yıllık net kazancının: 8.506,80 TL x 12 Ay = 102.081,60 TL olduğunu, davacının (26) yıllık işleyecek aktif devredeki kazançların peşin değerinin: 2.654.121,60 TL olduğunu, kazalının (19) yıllık işleyecek pasif devrede peşin değer tutarının: 1.939.550,40 TL olduğunu, davacı olayın meydana gelmesinde kusursuz olduğundan kusur tenziline yer bulunmadığını, SGK Çatalca Sosyal Güvenlik Merkezinin 04.03.2019 tarihli müzekkere cevabında davacıya yapılan herhangi bir ödeme bilgisine rastlanılmadığının belirtilmekte olduğunu, buna göre rücuya tabi ödemeler hususunda tenzile yer bulunmadığını, davacıya geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararı için ödeme yapılmadığı anlaşıldığından ödeme tenziline yer bulunmadığını, … plakalı aracın 16.08.2017-16.08.2018 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış olduğunu, kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitlerinin sakatlık yönünden 330.000,00 TL ve tedavi gideri yönünden 330.000,00 TL olduğunu, davacının geçici iş göremezlik maddi zararı 14.640,22 TL olup, 360.000,00 TL tutarındaki ZMSS tedavi giderinin teminat limitinin altında kaldığını, davacının sürekli iş göremezlik maddi zararı 145.171,57 TL olup, 330.000,00 TL tutarındaki ZMSS sakatlık teminat limitinin altında kaldığını, dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı görülmekle birlikte; gerekli belgelerin de tebliğ edilip edilmediği görülememiş olup, buna göre; temerrüt başlangıcının 08.11.2018 dava tarihi olduğunu, faiz nev’i talep ile bağlı kalınarak yasal faiz olduğunu SONUÇ OLARAK; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 14.640,22 TL olduğunu, davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 145.171,57 TL olduğunu, temerrüt başlangıcının 08.11.2018 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunu bildirmiştir.
Esas ve birleşen dava, trafik kazasında yaralanan davacı tarafından açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. 20.11.2017 günü saat 19.45’de … Mah. … Cad. No:38/C önünde davalı şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonetinin … Sokak içerisine girmek isterken yaya olarak karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması şeklinde gerçekleşen kaza nedeni ile davacının yaralandığı, davacının maluliyetine ilişkin dosyada birden fazla ATK raporu olduğu görülmüş ise de, Yargıtay kararları uyarınca kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan maluliyet yönetmeliği uyarınca maluliyetin tespiti gerektiği, kaza tarihi itibari ile Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliğin yürürlükte olduğu, buna göre ATK …. İhtisas Kurulunun 21.08.2020 tarihli raporunda davacının tüm vücut engellilik oranının %3 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği tespit ediliği, bu rapor uyarınca yapılan tespitin kabul edilmesi gerektiği, kusur yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi …. tarih raporunda ve Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları uyarınca dava dışı sigortalı sürücü …’ın, %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’nın, kusursuz olduğu olduğunun tespit edildiği, yapılan tespitlerin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, yargılama sırasında aktüerya bilirkişisinden rapor alındığı ve davacı vekilinin davasını ıslah ettiği, asgari ücret oranlarının değişmesi ve davacı 26.04.2022 tarihli beyan dilekçesi uyarınca yeniden hesaplama yapılması gerektiği, buna göre davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 14.640,22 TL olduğu, sürekli iş göremezlik maddi zararının 145.171,57 TL olduğunun tespit edildiği, son rapor uyarınca yapılan tespitlerin hükme esas alınması gerektiği, buna göre davacı vekilinin iş bu dosyaya sunduğu 15/11/2021 tarihli ıslah dilekçesinde 66.257,26 TL talep ettiği, arta kalan 78.914,31 TL yönünden birleşen davanın açıldığı görülmekle davacının taleplerinin yerinden olduğu kanaati ile esas ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
ESAS DAVA YÖNÜNDEN;
1-Açılan davanın kabulü ile 14.640,22 TL geçici iş göremezlik ve 66.257,26 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 08/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 5.526,11 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL peşin harç ile 273,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 308,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.217,21 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 71,80 TL, ıslah harcı 273,00 TL ile bilirkişi, tebligat ve posta masrafı 4.172,05-TL olmak üzere toplam 4.516,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY .. ATM … ESAS SAYILI DAVA YÖNÜNDEN;
1-Açılan davanın kabulü ile 78.914,31 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 08/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 5.390,64 TL harçtan peşin alınan 269,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.121,10 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 449,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 17.900,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/09/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸