Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1093 E. 2020/43 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1093 Esas
KARAR NO : 2020/43

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında İlamsız Taiplere Özgü Haciz Yoluyla Takip Hükümleri uyarınca başaltılan takipte Örnek 7 ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olduğunu, davalı borçlu tarafından dosyaya sunulan itiraz dilekçesi ile borca, faize ve tüm ferilere itiraz edilmiş olduğunu, borçlunun söz konusu itirazının bugüne dek kendilerine tebliğ edilmediğini, borçlunun icra dairesine yaptığı itirazı 06/11/2018 tarihinde dosyalarda tarama yaparken öğrenmiş bulunduklarını, davaya konu alacağın davacı ile davalı arasında gerçekleşen ticari ilişkiye dayandığını, söz konusu ticari ilişkiye göre davacı şirketin alacağı navlun bedeline dayandığını, faturalara konu taşınma işinin davacı müvekkili tarafından yapılmış olduğunu, davacı tarafından yerine getirilen taşıma işine ilişkin bedellerin faturalandırılarak davalıya teslim edilmiş olduğunu, ancak davalı borçlunun taşıma işine ilişkin fatura bedellerini ödememesi üzerine davaya konu icra takibinin başlatılmış olduğunu, davalı borçlunun hiçbir gerekçe sunmadan soyut beyanlarla borca itiraz etmiş olduğunu, davacı alacağının faturaya dayalı sabit, belirlenebilir ve hesaplanabilir bir alacak olduğunu, bu haliyle likit olduğunu, müvekkilinin söz konusu faturaların münderacatında yer alan taşıma işini tam ve eksiksiz ifa etmiş olduğunu beyanla; davalı borçlunun takip dosyasına yaptığı haksız itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 17.600,00 EURO yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinde itibaren 3095 sıyıl kanunun 4/a maddesi gereğince EURO üzerinden devlet bankalarınca 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz işletilmesine, davalı borçlu aleyhine asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 17.600,00 EURO asıl alacak, 143,96 EURO faiz olmak üzere toplam 17.743,96 EURO üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Büyükçekmece Vergi Dairesi cevabi yazısı, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
İddia ve savunmalar değerlendirilmek üzere dosya üzerinde tarafların ticari kayıt ve belgeleride incelenerek bir mali müşavir ve bir taşıma bilirkişisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak taraflar arasında taşıma ilişkisi olup olmadığı, taşıma hizmetinin ifa edilip edilmediği, edilmiş ise taşıma ücretinin ödenip ödenmediği, davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, var ise takip tarihi itibariyle miktarının tespiti için tarafların ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, dava konusu hususların tespiti ile bilirkişi raporu tanzimi için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 03/09/2019 günü, saat 15:00’de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Taşıma Uzmanı bilirkişisi …. ve SMMM bilirkişi …. 05/11/2019 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesap şeklinde olduğunu ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 17.600,00 EURO karşılığı 70.189,57 TL ALACAKLI durumda olduğunu, davalı yanın incelemeye katılmamış ve defter ibrazında bulunmamış olduğunu, bu nedenle davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup/olmadığı hususunu tespit etmenin mümkün olmadığını, davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen 7 adet faturanın davalıya teslimine ilişkin dosyada herhangi bir veriye rastlanılmadığını, ancak mahkemece tarafların ilgili vergi dairelerine yazılan müzekkereye karşılık gelen cevabi yazı ekindeki BA-BS formları incelendiğinde; davalı tarafından davacıdan 2017 yılı döneminde 6 adette toplam 65.310,00 TL tutarında fatura alınarak alım yapıldığının bildirildiğini, bu nedenle bu faturaların davalının kabulünde olduğunu, davacının taşıma faturalarına dayanan 17.600,00 EURO asıl alacak miktarında alacaklı olduğunu, takip başlangıcında söz konusu alacağın likit ve muaccel olduğunu, şartları oluşmadığından davacının faiz talebinin mümkün olmadığını bildirmişlerdir.
Tarafların dava konusu döneme ilişkin BA-BS kayıtları celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacı tarafça bildirilen mal satışlarının davalı tarafça alım olarak bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır.
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin ticari defter ve belgelerine dayandıklarını dava dilekçesinde belirttiği ve belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise davacının ticari defter ve kayıtlarını ibraz ettiği, davalının ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği görülmüştür. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı, USD bazında taraflar arasında anlaşma olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 222.maddesinde;
” (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 17.600,00 EURO karşılığı 70.189,57 TL alacaklı olduğu, davalı tarafça yapılan ihtarata rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemiş olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu faturalara konu malların teslim edildiği hususunda ispat yükü davacı taraftadır. Mahkememizce dosyaya celbedilen BA-BS kayıtları ile fatura konusu malların teslim edildiği bu nedenle tüm faturalar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak kur farkına yönelik olarak taraflar arasında sözleşme bulunmadığı, 70.189,57 TL miktarın BA-BS formlarında yer alan miktarla uyumlu olduğu, davalı tarafça takibe konu miktarın ödendiğine ilişkin belge ve delil ibraz edilmediği, taraflar arasında kur farkı ödeneceği konusunda yazılı bir anlaşma bulunmadığı, yine kur farkı ödeneceği konusunda taraflar arasında uygulama görmüş bir teamül de bulunmadığı, davacı tarafın tek taraflı olarak faturalara kaydettiği taraflar arasında mutabık kalınmayan Euro’ya ilişkin ödeme yönündeki kayıtların bağlayıcı nitelik taşımayacağı davanın kur farkı haricinde ispatlandığı anlaşılmakla 70.189,57 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne, faize ilişkin ve kur farkına ilişkin talebin reddine, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-Takip tarihindeki kur dikkate alınarak Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki takibe yapılmış olan itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibin 17.600,00 Euro üzerinden takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanan(70.179,57 TL) asıl alacak üzerinden DEVAMINA, işlemiş faize yönelik talep bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
3-Davacının fazlaya dayalı kur farkı talebinin REDDİNE,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren başlamak üzere 3095 sayılı yasanın 4-a maddesi gereğince değişen oranlardaki döviz faizi uygulanması suretiyle davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden takip tarihindeki kur dikkate alınarak, hesaplanacak şekilde davalının %20 oranında icra inkar tazminatına HÜKMEDİLMESİNE,
6-Alınması gereken 4.793,97 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.758,07 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
7-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 71,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.499,70 TL yargılama giderinin kabul oranı (%91,61) ret oranı (%8,39) dikkate alınarak hesaplanan 1.373,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinden BIRAKILMASINA,
9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 9.923,34 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır