Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1073 E. 2020/154 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1073 Esas
KARAR NO : 2020/154

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde … nolu ZMSS poliçesi ile sigortalı, ….. Otomotiv San. Ve Tic. A.Ş.’ye ait ….. plakalı aracın şoförü ….., D-100 karayolu ….. Metrobüs durağı mevkiinde güvenlik şeridinde hiçbir uyarıcı önlem almaksızın park ederek, kaza tespit tutanağına göre KTK. 47/1d maddesini ihlal etmesi neticesinde 11.08.2018 tarihinde merhum …..’ün motosikletiyle kaza yaparak aynı gün kaldırıldığı hastanede ölümüne neden olduğunu, davalı şirket nezdinde ….. nolu hasar dosyası açıldığını, bu nedenle …..’ün yasal mirasçıları olan eşi ….., kızı ….. ile destek gören anne ve babası … ve ….. olarak müvekkillerinin lehine ZMSS poliçesinde yazılı ölüme bağlı maddi tazminat şartları gerçekleştiğini, ….. için çıkarılan veraset ilamında da görüleceği üzere müvekkilleri ….. (Eş) ve ….. (Çocuk)’ün merhum …..’ün yasal mirasçıları olduğunu, diğer müvekkilleri .. ve …..’ün ise vefat edenin anne ve babası olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen ZMSS poliçesinde mevcut ölüm rizikosu gerçekleştiğini, poliçe şartları çerçevesinde, kaza sırasında ölen …..’ün desteğinden mahrum kalan müvekkillere destekten yoksun kalma tazminatı ödenmesi gerektiğini beyanla; tazminat tutarı belirsiz olduğundan her bir müvekkili için şimdilik 250,00 TL olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi itibariyle değişen oranlarda en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle başvurucu tarafça 13.09.2018 tarihli dilekçe ile müvekkili sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunulduğunu, ancak müvekkili sigorta şirketi tarafınca özel ve teknik inceleme devam eder iken, başvurucu tarafça mahkememiz nezdinde başvuru yoluna gidilmesi nedeniyle, hukuki yarar şartı, kanun hükmünün gerekçesi ve usul ekonomisi gereğince başvurunun usulden reddi gerektiğini, uyuşmazlığın sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulması ile sigorta kuruluşunun istemi reddetmesi veya reddetmiş sayılması ile oluştuğunu, bu bağlamda uyuşmazlığın oluşması için söz konusu vaziyetin meydana gelmediğini, dolayısıyla maddi hasar yönünden henüz sigorta kuruluşunca reddedilmiş bir başvurusu yer almaksızın Karayolları Trafik Kanunu madde 97’nin açık hükmü karşısında başvurunun reddedilme olasılığını göz önüne alarak mahkemeden hukuki korunma istenmesinde menfaati olmadığını, zira yazılı başvuru üzerine sigorta kuruluşu, olumsuz cevap verirse veya 15 gün içerisinde sigorta kuruluşu başvuruyu cevaplamadığı halde işlemin reddedilmiş sayılacağı sonucu ortaya çıkarsa, zarar görenin korunmaya değer bir hukuki menfaati yani davacı sıfatının varlığı gerçekleşebileceğini, başvurucu tarafça, müvekkili sgorta şirketinin özel ve teknik incelemesi devam etmekte iken başvuru yoluna gidilmesi ile başvurucu tarafın hali hazırda hukuken korunmaya değer bir yararı bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketi kapsamında ….. plaka sayılı aracın başlangıç ve bitiş tarihi 26.04.2018-26.04.2019 dönemi olmak üzere …. sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafınca, meydana gelen kaza sonucunda destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunan davacıların yazılı başvurusuna ilişkin özel ve teknik inceleme yaptırılmış olduğunu, 68.240,00 TL asıl alacak, 8.580,00 TL vekalet ödenmesi noktasında yani toplam 77.000,00 TL tutarda bedelde mutabakata varıldığını, bu konuya ilişkin “şirketinize zorunlu mali trafik sigortası yaptırılmış olan ….. plaka sayılı araçla yapılan kaza sebebiyle müvekkillerimizin desteğinden yoksun kaldıkları …..’ün ölümüyle sonuçlanan işbu kaza neticesinde tarafımızca Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …. E. (tevzi numarası belirtilmiş) sayılı dosyası ile maddi tazminat davası açılmıştır. %25 kusur oranına ve zarar miktarına ilişkin raporlar çerçevesinde şirketiniz ile sulh olunmuş olup, halk sigorta şirketi’ni ve araç işleteni ile araç sürücüsünü ibra etteğimizi beyan eteriz.” şeklindeki beyanı ile davacı tarafça borcun tümünü ortadan kaldıran müvekkil “kesin mutabakatname, ibraname, makbuz” başlıklı bir sulh sözleşmesi imzalanmış olduğunu, ibra ile mevcut bir alacak tamamen veya kısmen tarafların anlaşması ile herhangi bir şekle tabi olmaksızın ortadan kalktığını, yani müvekkili sigorta şirketi ile davacı tarafın anlaşarak somut olaydan kaynaklanan alacağın tamamen sona erdiğini, dolayısıyla davacı tarafınca, 77.000,00 TL bedelin dışında, somut olaydan kaynaklanan müvekkili sigorta şirketinden bir ödeme talep edilmeyeceğinin taahhüt edilerek kayıt altına alınmış olduğunu, trafik kazalarına bağlı zararların tazminin de sorumluluğun belirlenmesinde en önemli ölçütün kusur olduğunu, bu bağlamda somut olayda kusur oranı %25-75 oranında olması sebebiyle kusura denk gelen tazminat ödemesinin gerçekleştirileceğini, tazminat hesaplamasında son 3 aylık vergilendirilmiş gelirine ait belgelerin esas alınması gerektiğini, dolayısıyla müteveffanın kaza tarihi olan 11.08.2018 tarihinden önce son 3 aylık vergilendirilmiş yıllık ücret ortalamasının esas alınması gerektiğini, davacının çalışma süresi hesaplanırken bir kimsenin çalışma süresinin hiçbir zaman ömrünün tüm süresi kadar uzun olamayacağı gerçeğinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini, kesinlikle kabul etmemekle birlikte, aksi kanaat halinde, destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına ait olduğunu, davacı tarafa, SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kesinlikle kabul etmemekle birlikte, bir an için aksi kanaat halinde, faiz başlangıcının ancak dava tarihi olarak kabul edilebilir ve uygulanması gereken faiz türü yasal faiz olduğunu beyanla; davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
…. İlçe Jandarma Komutanlığı cevabi yazısı, …. İl Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı, …. Sigorta cevabi yazısı, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü cevabi yazısı, Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının uyap suretleri ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Oransal kusur tespitinin dosyada yapılabilmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne dosyanın gönderilmesine karar verilmiş olup; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi 19/07/2019 tarih ve …. sayılı raporda özetle; Kaza tespit tutanağından olay mahalli yolun bölünmüş devlet karayolu, yatay güzergahının düz ve düşey güzergahının eğimsiz olduğu, şerit sayısı 3 olduğu, zeminin asfalt kaplama olduğu, olay anında havanın açık, yol yüzeyinin kuru, vaktin gündüz olduğu, olayın meskun mahal içinde olduğunun belirtilmiş olduğu, mevcut bulgulara göre; Mütevaffa sürücü …..’ün idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti bölünmüş yolda seyir halinde iken zorunlu haller dışında banket üzerinde seyretmemesi, yola gereken dikkatini vermesi gerekirken bu hususlara dikkat etmemiş ve kontrolsüz seyrinden ötürü görüşün açık olduğu yolda duraklamakta olan araca karşı tedbir almadan çarptığı anlaşılmakla meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, Sürücü …..’ın gündüz vakti, görüşün açık olduğu meskun mahalde banket içerisinde duraklamakta olduğu sırada nizamlara aykırı bir şekilde ilerlemekte olan motosikletin, aracının arka kısmına çarpması olayında atfı kabil kusuru bulunmadığını, sonuç olarak; Mütevaffa sürücü …..’ün %100 (yüzde yüz) oranında kusursuz olduğu, Sürücü …..’ın kusursuz olduğu bildirilmiştir.
ATK Trafik raporunda kusur durumu belirlenirken davacı vekilinin itirazları da dikkate alınarak davalının gerekli tedbirleri alıp almadığının tespitinin tam olarak yapılamadığı, tarafların kusur oranının belirlenmesi için dosyanın kusur bilirkişilerinden oluşturulacak bilirkişi heyetine tevdine, Dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelemesi yapılarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu trafik kazasında tarafların kusur durumlarının tespiti için dosyanın kusur bilirkişilerinden oluşturulacak bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup; Trafik kusur uzmanı bilirkişisi …, Adli Trafik Uzmanı bilirkişi …. ve Adli Trafik Uzmanı bilirkişisi …. 31/01/2020 tarihli raporlarında özetle; … plakalı motosiklet sürücüsü iken kazada ölen …..’ün emniyet şeridi yanındaki sağ şeritte doğru yönde seyretmekte iken, anılan yere geldiği esnada aniden ve kontrolsüzce daha sağda bulunan emniyet şeridine geçtiğini, çok önemli emredici trafik kuralını ihlal ettiğini ve ön ilerisinde duraklama halinde olan sürücü …..’ın idaresindeki ….. plakalı kamyonetin arka kısmına çarptığının saptanmış olduğunu, kazada ölen sürücü …..’ün anılan yerde aracının teknik özelliğini, yol ve trafik şartlarını dikkate almadan seyrettiğini, duraklama halindeki araca şiddetle çarptığı ve kendisinin ölümüne sebep olduğunun anlaşılmış olduğunu, adı geçen sürücünün “Tehlike yaratan ilk kusurlu davranışta bulunan” olduğunu, diğer trafik kurallarına üstünlüğü kabul edilen önemli ve emredici birden fazla trafik kuralının tümünü ihlal ettiğini aniden ve kontrolsüzce emniyet şeridine girerek trafik güvenliğini tehlikeye soktuğunu, dikkat ve özen yükümlüğünü yerine getirmediğini, kazanın hazırlanması ve sonuçlanmasında belirleyici ve “%100 oranında Asli ve Tamamen Kusurlu olduğunu değerlendirilmiş olduğunu, Öte yandan ….. plakalı kamyonet sürücüsü dava dışı ….. hakkında Trafik Hukukundaki “Güven İlkesi” gereği de irdeleme yapıldığını, buna göre de; Adı geçen sürücünün -Trafiğin Akışı, Trafik İşaretlerine Uyma, Hızın gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlama, Şerit İzleme ve Araç Manevraları-kurallarına aykırı hareket eden …. plakalı motosiklet sürücüsü iken kazada ölen …..’ün yarattığı-ihlali veya tehlikeyi önceden dikkate alarak bu duruma uygun önlemi hayata geçirme olanağı bulunmadığı ve kazanın meydana gelmesinde katkısının olmadığını ve Tamamen Kusursuz olduğunun değerlendirilmiş olduğunu, çünkü Trafik Kazası Tespit Tutanağına ve ifadesine göre ….. plakalı kamyonet sürücüsü dava dışı …..’ın arızalı bir araca yardım etmek için Emniyet şeridi üzerinde zorunlu olarak durmakta iken, arkasından gelen ve herhangi bir nedenle emniyet şeridine giren aracın arkadan çarpma tehlikesinin öngörülemez olduğu; kazanın düz ve eğimsiz yerde, kuru asfalt zeminde, açık havada ve gündüz vaktinde olduğu; belirtilen şartlarda ve emniyet şeridi üzerinde park halinde durmakta olan …..’ın park ettiği ….. plakalı kamyonetin, daha arkadan gelen ve aynı yönde seyreden motosiklet sürücüsü iken ölen ….. tarafından görülebilir olduğunun değerlendirilmiş olduğunu, trafik görevlilerince düzenlenmiş olan Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki kusur dağılımına iştirak edilememiş olduğunu, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesince gönderilen ATK Trafik İhtisas Dairesinin Raporuna iştirak edildiğini, aynı kaza tarihinde …. plakalı motosikletin …. Sigortası olan dava dışı … Sigorta A.Ş.’nin kaza anında araç sürücüsü iken ölen …..’ün kusuru oranında ve sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğunu, aynı kaza tarihinde ….. plakalı kamyonetin …. Sigortası olan davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise kaza anında araç sürücüsü olan dava dışı …..’ın kusuru oranında ve sigorta poliçesi kapsamıda sorumlu olduğunun değerlendirildiğini sonuç olarak; önceden teknik olarak belirlenmiş hukuk normuna karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen … plakalı motosiklet sürücüsü iken kazada ölen …..’ün %100 oranında Asli ve Tamamen Kusurlu olduğunu, Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından …. Sigortası ile sigortalı olan ….. plakalı kamyonet sürücüsü dava dışı …..’ın dikkatli ve basiretli bir sürücü olarak gündüz vaktinde aracını emniyet şeridine park ettiğini arızalı bir araca yardımcı olmaya çalıştığı ve Tamamen Kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varılmış olduğunu bildirmişlerdir.
Yukarıdaki deliller ile tüm dosya kapsamından; davanın, 11/08/2018 günü ZMMS sigortası ile sigortalı dava dışı sürücü …..’ın idaresinde olan ve davalının sigortaladığı ….. plakalı aracın, davacılar murisi müteveffa …..’ün idaresindeki motosiklete çarparak, …..’ün vefat etmesi nedeniyle meydana gelen kazadan dolayı geride kalan eşi ve çocukları olan davacıların maddi tazminat talebinin tahsili istemine yönelik olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacıların dava açma hakkının bulunup bulunmadığı, talebinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu, alınan ATK raporuna göre davacılar murisi …..’ün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, dosyanın davacı vekili itirazları dikkate alınarak bilirkişi kurulundan rapor alınmak üzere kusur tespiti yönünden heyete gönderildiği, heyet ve ATK raporu oluşa uygun olup bilirkişiler raporuna göre, motosikletiyle aniden ve kontrolsüzce emniyet şeridine girerek trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu, müteveffa …..’ün kazanın oluşumunda asli ve tamamen kusurlu olduğu, ….. plakalı aracın sürücüsü dava dışı …..’ın ise kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, 2918 sayılı Yasanın 86/1 maddesi uyarınca sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle davalı sigortanın destekten yoksun kalma tazminatı ödeme sorumluluğundan kurtulmuş olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.11.2012 tarih 2013/17-72 Esas, 2013/1558 Karar sayılı ilamına göre de sigorta şirketinin ancak sigortalı aracın kusuru oranında zarardan sorumlu olacağı anlaşıldığından kusuru olmayan sürücünün aracının sigortacısına karşı açılan iş bu davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 1.000,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020
Katip ….
¸

Hakim ….
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır