Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1041 E. 2019/25 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1041 Esas
KARAR NO : 2019/25

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2019
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesi ie 27.11.2017 tarihli ….nolu poliçe muhatabı olan ….’nın 12.09.2018 tarihinde vefat eden babaları olduğunu, kendisinin kullandğı banka kredisi gereği davalı kurum tarafından söz konusu poliçenin tanzim edildiğini ve kredi borçları bitmede vefat ettiğini, vefat sonrası varisler olarak poliçe yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda yapmış olduğu müracaatların neticesiz kaldığını ve davalı kurumun bir bahane uydurarak herhangi bir ödeme yapmayacağına dair beyan sunduğunu, davalı kurum poliçe muhatabı olan rahmetli babalarının hastalığını gizlediğinden veya bildirimde bulunmadğından dem vurarak ödeme yapmamakta ısrar ettiğini, banka, kredi çeken , vefat ettikten sonra mirasçılardan kredi borcunu talep edemediği gibi banka ve gerekse poliçeyi tanzim eden davalı kurumun da aracılık eden aceneta durumunda olduğunu, kredi çektikten sonra sonra hayatını kaybeden kişilerin yakınlarına hayat sigortası poliçesi düzenleyen bankaların ” poliçenin sağlık bölümü boş bırakılmış bu yüzden kredi bedelini üstlenemeyiz ” gerekçesine Yargıtayın verdiği emsal kararla dur denildiğini beyanla murisin kredi borcu olmadığının ve poliçe yükümlülüklerine dair hak edişin tespiti ve ödenmeyen poliçe bedelinin davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile görevsiz mahkemede açıılan davanın usulden reddini talep ettiklerini, husumete ilişkin itirazlarında ise sertifikalardan görüleceği üzere tazminat talep hakkının önelikle daini mürtehine ait olduğunu, davanın medeni kanun ve hukuk muhakameleri kanunu gereği miras sebebiyle el birliği mülkiyeti mevcut olduğundan tüm mirasçılar tarafından ikame edilmesi gerektiğini, davacının huzurdaki davayı kısmi dava olarak ikame etmesine herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, esasa ilişkin beyanlarında ise sigortalıya kronik kalp yetmezliği tanısı sigorta sözleşmelerinin akdedilmesinden önce konulduğunu, davacıların talebinin teminat dışında kaldığını, zira sigortalının TTK’nun 1435 madde hükmüne göre sözleşmenin yapılmaması veya daha ağır şartlarla yapılmasını gerektiren hususları bildirme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, TTK m.1435 ile getirilen beyan yükümlülüğünün ihlali halinde TTK m.1439 ile getirilen yaptırım söz konusu olmakta sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını, kredi kullanılırken hayat sigortası yapılmasında sigortalının mefaati olduğunun kuşkusuz olduğunu, dava dilekçesinde atif yapılan Yargıtay kararının komut olayla bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin mevzuat kapsamında bilgilendirme yükümlüğünün gereği gibi yerine getirdiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, vefat eden murisin çektiği banka kredisi borcunun hayat sigotası poliçesi kapsamında sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olup, dava dışı ….Bankası A.Ş. ‘nin dain-i mürtehin sıfatının bulunması nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının mirasçı olarak tek başına dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı, davacının talebinin sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı, davacının beyan, bilgilndirme ve bildirim yükümlülüğünü ihlal edip etmediği hususlarındadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. Maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde ” Bu kanun , her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar. ” hükmü düzenlenmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: alış verişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılı , ses , görüntü ve benzeri her türlü gayrimaddi malları; Satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Hizmet:bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Sağlayıcı: kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan veya hizmet sunanın adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi : mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser , taşıma , simsarlık , sigorta , vekalet , bankacılık vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Somut olayda, vefat eden murisin çektiği banka kredisi borcunun hayat sigotası poliçesi kapsamında sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi nitelik itibariyle 6502 sayılı yasanın 3. maddesinde yazılı hizmet ilişkisi ve tüketici işlemi kapsamında bulunduğundan aynı yasanın 73. Maddesi uyarınca davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine aittir.
HMK’nun 114/c- bendi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartlarından olup HMK’nun 115. Maddesi gereğince mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunduğu anlaşılmakla HMK’nun 114/1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/01/2019
Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı