Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1039 E. 2019/803 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1039 Esas
KARAR NO : 2019/803

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 03.07.2018- 05.07.2018 tarihleri arasında düzen…. Berlin fuarında ürünlerinin sergilenmesi ve fuar alanında kendisine ayrılan alanın dekorasyonu için müvekkilden 90.057,60 TL tutarlı 13.06.2018 tarih ve …. sıra nolu, 14.927,00 TL tutarlı 29.06.2018 tarih ve …. sıra nolu, 8.260,00 TL tutarlı 02.07.2018 tarih ve …. sıra nolu faturalarda ayrıntılı olarak gösterilen malları satın aldığını, faturalarda gösterilen malların yine 13.06.2018 ve 29.06.2018 tarihlerine davalı şirket’in mimarı …. tarafından imzalanan Montaj Sahası Durum ve Uygulama Tutanaklarımdan görüleceği üzere sayımı ve kalite kontrolü yapılarak teslim alındığını, davalı şirketin Almanya’daki Fuar’da müvekkilden kaynaklı herhangi bir sorun yaşamaksızın ürünlerin tanıtımını gerçekleştirdiğini ve sosyal medya hesaplannda Fuar’ın sorunsuz olarak geçtiğine ilişkin paylaşımlarda bulunduğunu, sosyal medya paylaşımlarının “…” kullanıcı adı ile yapılmış olup, …Ltd. Şti. , … Ltd. Şti. ile …. A.Ş. şirketler üçlüsünün; temsilcilerinin aynı şahıslar olması, müvekkil tarafından üç şirkete de kesilen fatura tarihlerinin aynı olması, BA-BS Mutabakat mektuplarındaki antetlerinde “…” ibaresinin yanında “….” ibaresinin de bulunması, şirketlere ilişkin temsil ve ilzam kararlannın aynı tarihte ilan edilmesi, üç şirket merkezinin de Esenyurt’da olması ve hatta iki şirketin merkez adresinin aynı sokakta olması hususlarının tesadüf olmadığını, bu sebeple “….” kullanıcı adı üzerinden yapılan sosyal medya paylaşımlarının bu üç şirketi de kapsadığını, üç şirketin de Berlin’de ki Fuar’a katılmak amacıyla müvekkilden mal satın aldığını, davalı şirketin müvekkile satın alınan mallan kapsayan faturalan kapsar nitelikte BA-BS Mutabakat Mektuplan gönderdiğini ve taraflann Mutabakat Mektuplan’nda yazılı bakiyelerde mutabık kaldıklarını, anlatılan tüm bu sürece ve taraflar arasındaki borç mutabakatına rağmen davalı şirketçe hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle müvekkilin Büyükçekmece … Noterliği’nin 11.09.2018 tarih …. yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ödemenin yapılması isteminde bulunduğunu ancak davalı şirketin Beyoğlu … Noterliği’nin 24.09.2018 tarih ve … yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesiyle malların hiç teslim edilmediği veya ayıplı olduğu gerekçesiyle ödeme yapmayı reddettiğini ve iade faturalan düzenlendiğini ancak bu faturalann müvekkilce kabul edilmediğini ifade ettiğini, davalı şirket tarafından satın alınan mallann faturalarda aynntılan ile gösterildiğini, mallann davacı şirketçe sayımı ve kalite kontrolü sağlanarak teslim alındığını, TTK m.21/2 “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü havi olup açıkça teslim alman fatura içeriğine 8 gün için itiraz edilmediği takdirde fatura borcunun ödenmesi gerektiğini ifade ettiğini, davalı şirketin müvekkilin verdiği hizmetin karşılığı olan faturalann kesim tarihinden 3 ay kadar bir süre sonra iade faturalan düzenleyerek müvekkile gönderdiğini, TTK m.21/2 karşısında davacının 3 ay sonra göndermiş olduğu bu iade faturalannın hiçbir hükmünün bulunmadığını, maddenin, kesilen faturaya 8 gün içinde itiraz edilmediği takdirde fatura borcunun ödenmesi gerektiğini net bir şekilde hükme bağladığını, davalı şirketçe mallann ayıplı olduğu veya mallann eksik olarak teslim alındığı ileri sürmüş olsa da bu iddianın hiçbir gerçekliğinin olmadığını, davalı şirketin 20.07.2018 ve 24.09.2018 tarihinde müvekkile BA-BS Mutabakat göndererek borcun varlığını ikrar ettiğini,neticeten; itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun borcunu inkar etmesi ve müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engel olmak için itiraz sebebiyle borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilil şirketin, tekstil sektöründe faaliyet gösteren ve dünyaca bilinen bir marka olup, 03.07.2018-05.07.2018 tarihleri arasında düzenlemiş olan ….Fuarı’nda tekstil ürünlerinin şık bir şekilde sergilenmesi ve Türkiye’nin tekstil sektörünü bu önemli uluslararası fuarda profesyonel bir şekilde temsil etmek amacıyla, fuar alanında kendisine aynlan bölgenin dekorasyonu için davacı ile iletişime geçtiğini, davacı şirket yetkilisi olan ….’m 06.06.2018 tarihinde ….@…com e-posta adresinden müvekkil şirkete gönderilmiş olan teklifte tarafların anlaştıklarını, davacı şirketin 13.06.2018 tarihli …. seri nolu 90.057,60-TL tutarında, 29.06.2018 tarihli …. seri nolu 14.927,00 TL tutannda ve 02.07.2018 tarihli … seri nolu 8.260,00 TL tutarına faturaları düzenlemiş olup sonrasında müvekkil şirketin sipariş verdiği malları teslim etmek üzere çalışanlarını fuar alanına gönderdiğini, teslim gününde Kalite Kontrol tutanağının içerisindeki metni müvekkil şirket çalışanı …hazırlamamış olup kendisine sadece formalite olduğu belirtilerek aceleyle ve okumasına imkan tanınmadan imzaladığını, sonrasında kurulum yapılacağı zamanda, faturalann içeriğinde bulunan fakat; müvekkil şirketin aslında teslim almadığı ürün ve hizmetlerin olduğu, fatura içeriğindeki miktar ve birim fiyatlarda hatalı olduğu, teslim edilen ürünlerin kalitesinin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğunun farkedildiğini, teslim edilen ürünlerde ciddi üretim hataları olduğunun ortaya çıktığını, mallara ilişkin ayıpların ….’mn Almanya Berlin şehrine giden ve bu ürünlerin kurulumundan sorumlu kendi personelleri tarafından da farkedildiğini, bu durum üzerine davacı şirketin ortağı ile görüşmeler yapılmış olup kendilerine ayıplara ilişkin fotoğraflar gönderildiğini ve konu hakkında kendilerinin de bilgilendirildiğini, bahse konu telefon görüşmesinde de müvekkil şirketin, davacı şirket ortağı tarafından telkin edildiğini ve durumun düzeltileceğinin belirtildiğini, müvekkil şirketin davacı şirketin telkinine ve şirketlerin birbirine duyduğu karşılıklı güven sebebiyle sonrasında bu durumun davacı tarafından düzeltileceğini düşündüğünü, davacı şirketin ticari itibarını korumak isteyeceğini de göz önüne alarak müvekkilin, davacının söylemlerine güvendiğini ve yasal herhangi bir bildirimde bulunmadığını, fakat müvekkil şirkete ayıplı ürünlerin yerine geçecek herhangi bir yeni ürün veya ayıplı ürünleri düzeltmeye yönelik bir montaj ekibi gönderilmediğini, beklenen düzeltmelerin yapılmaması üzerine, Berlin’deki bu önemli Fuarın açılışına markanın sunumunu ve dekorasyonunu telaşla yetiştirmeye çalışan müvekkilin, eli mahkum bu ayıplı ürünleri kullanmak durumunda kaldığını ve bu durumun Müvekkil Şirket’in müşterilerini nezdinde unvanını ciddi şekilde sarstığını, fuar gerçekleştikten sonra davacının, müvekkil şirketi ile görüşmeler yaparak fatura tutarının çok daha az bir tutarını talep edeceğini bildirdiğini, tarafların bu meblağda mutabakata vardıklarını, davacı şirketin teslim edilmeyen ürünlerden ve ayıpların varlığından haberdar olduğunu hatta ihtilafı gidermek amaçlı sulh görüşmeleri başlattıklarını, yaşanan olay bazında durumun düzeleceğine güvenerek hareket eden müvekkil şirketin, davacı şirketin kendilerini arayarak mutabakattan vazgeçtiklerini ve faturadaki ödemelerin tümünü talep edeceklerini bildirmeleri üzerine gönderilmiş olan faturalara karşılık 07.09.2018 tarihinde …., …. ve … nolu 3 adet ayrı iade faturası düzenleyerek davacı şirkete gönderdiğini, bunun üzerine davacı şirketin Büyükçekmece … Noterliği 11.09.2018 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarname ile bu iade faturalarını kabul etmediklerini ve ödemelerin 7 (yedi) gün içerisinde yapılmaz ise yasal yollara başvurulacaklarını bildirdiklerini, müvekkil şirketin ise cevap olarak, Beyoğlu … Noterliğinden 24.09.2018 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendilerine hiç teslim edilmemiş ürünlerin ve ayıplı malların olduğunu tekrar belirterek bunlara ilişkin ödeme yapmayacağını belirttiğini, müvekkil şirketin davacı tarafından gösterilen iyi niyete güvenerek faturaya yasal süresi içerisinde itirazda bulunmamasının, davacı şirketin sözleşme edimini eksiksiz yerine getirdiğine ilişkin bir karine olarak kabul edilemeyeceğini, sosyal medya paylaşımlarının delil niteliğine haiz olmadığını,neticeten; davanın reddi ile davaya konu icra takibinin iptaline, yargılama masrafları ve müvekkile karşı haksız şekilde dava açılmasından doğan müvekkilin uğradığı tüm zararlar ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya yaptığı fuar alanı dekorasyonu işi karşılığında düzenlenen faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, davalının savunmasına göre, davacının yaptığı işin bir kısmının gizli- açık ayıplı olup olmadığı, davalının muayene ve ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usule uygun yerine getirip getirmediği, davacının sunduğu mutabakat mektuplarının tarafların iddia ve savunmaları açısından ne şekilde değerlendirilmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının davacıdan alacaklı olup olmadığı hususlarındadır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası celbedilmiş olmakla, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 116.663,44-TL nun tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve davalı tarafça sunulacak ürünler üzerinde inceleme günü belirlenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tasarım ve fuar uzmanı ve mali müşavirden oluşan bilirkişi heyetinin 17/06/2019 tarihli raporunda özetle; davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (27.09.2018) itibariyle davacının davalıdan 106.445,20 TL alacaklı olduğu, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ,davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (27.09.2018) itibariyle davalının davacıdan 14.927,00 TL alacaklı olduğu, davacının takip dayanağı yapmış olduğu toplamda 113.244,60 TL tutarlı 3 adet fatura üzerinde yapılan inceleme neticesinde faturalara ait sevk irsaliyelerinde teslim alan bölümünde imza olduğu ancak isim bulunmadığı tespit edildiği, fakat davalının takip dayanağı toplamda 113.244,60 TL tutarlı 3 adet faturayı herhangibir itiraz olmaksızın ticari defterlerine kaydettiği, Dava lının takip dayanağı faturalardan ilk ikisine 3 ay sonra iade faturası düzenleyerek davacıya olan cari hesap borcunu kapatmış olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından davacıya düzenlenen 2 adet toplamda 104.984,20 TL tutarındaki faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için düzenlenen tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması ve/veya faturayı düzenleyen tarafından faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin karşı tarafa ifasının/tesliminin yapıldığını ispatlaması gerektiği kanaati bildirilmiştir. Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının fuarda ürünlerinin sergilenmesi ve fuar alanında kendisine ayrılan alanın dekorasyonu için davacıdan dava konusu faturalara konu ürünleri satın aldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yine davacının düzenlediği dava konusu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olup itiraz edilmeden davalı defterlerine kaydedilmiş ve davacının sunduğu mutabakat mektuplarında dava konusu faturaların bulunduğu anlaşılmıştır. Fakat davalı tarafından faturaların defterlerine işlenmesinden sonra iki adet toplamda 104.984,20 TL tutarındaki faturaların aynı bedellerle davalıya iadesine ilişkin iade faturası düzenlenmiş, ayıp ve eksik teslim iddiasında bulunulmuştur.
Davalı vekili teslim edilen ürünlerin kalitesinin kabul edilemeyecek derecede ayıplı olduğunun farkedildiğini, teslim edilen ürünlerde ciddi üretim hataları olduğunun ortaya çıktığını, mallara ilişkin ayıpların …. Mobilya’nın Almanya Berlin şehrine giden ve bu ürünlerin kurulumundan sorumlu kendi personelleri tarafından da farkedildiğini, bu durum üzerine davacı şirketin ortağı ile görüşmeler yapılmış olup kendilerine ayıplara ilişkin fotoğraflar gönderildiğini ve konu hakkında kendilerinin de bilgilendirildiğini, bahse konu telefon görüşmesinde de müvekkil şirketin, davacı şirket ortağı tarafından telkin edildiğini ve durumun düzeltileceğinin belirtildiğini, müvekkil şirketin davacı şirketin telkinine ve şirketlerin birbirine duyduğu karşılıklı güven sebebiyle sonrasında bu durumun davacı tarafından düzeltileceğini düşündüğünü, davacı şirketin ticari itibarını korumak isteyeceğini de göz önüne alarak müvekkilin, davacının söylemlerine güvendiğini ve yasal herhangi bir bildirimde bulunmadığını, fakat müvekkil şirkete ayıplı ürünlerin yerine geçecek herhangi bir yeni ürün veya ayıplı ürünleri düzeltmeye yönelik bir montaj ekibi gönderilmediğini, beklenen düzeltmelerin yapılmaması üzerine, Berlin’deki bu önemli Fuarın açılışına markanın sunumunu ve dekorasyonunu telaşla yetiştirmeye çalışan müvekkilin, eli mahkum bu ayıplı ürünleri kullanmak durumunda kaldığını ve bu durumun müvekkili Şirket’in müşterilerini nezdinde unvanını ciddi şekilde sarstığını, fuar gerçekleştikten sonra davacının, müvekkil şirketi ile görüşmeler yaparak fatura tutarının çok daha az bir tutarını talep edeceğini bildirdiğini, tarafların bu meblağda mutabakata vardıklarını, davacı şirketin teslim edilmeyen ürünlerden ve ayıpların varlığından haberdar olduğunu hatta ihtilafı gidermek amaçlı sulh görüşmeleri başlattıklarını, yaşanan olay bazında durumun düzeleceğine güvenerek hareket eden müvekkil şirketin, davacı şirketin kendilerini arayarak mutabakattan vazgeçtiklerini ve faturadaki ödemelerin tümünü talep edeceklerini bildirmeleri üzerine gönderilmiş olan faturalara karşılık iade faturalarının düzenlendiğini ileri sürmüşse de, davalının davacıdan aldığı ürünleri söz konusu fuarda kullandığı sabit olup, ürünlerdeki ayıbın ve eksik teslimatın davalı çalışanlarınca farkedildiği davalının beyanıdır. bu durumda ürünlerin açık ayıplı olduğu değerlendirilebilir. Davacı tarafça her ne kadar davalıya bu konu da ihbarda bulunulduğu, hatta davalı ile fatura tutarının çok daha az bir tutarını talep edeceği konusunda anlaşma sağlandığı ileri sürülmüşse de, sözleşme konusu malların teslim edildiğinin çekişme konusu olmadığı ancak, tarafların tacir olduğu ve ticari ilişkinin de ticari satım ile ilgili olduğu anlaşılmış olduğundan, ayıp ihbarı ile ilgili olarak TTK 23/c ve BK 223 maddelerine göre ayıbın şekli ve süresine ilişkin hükümlerinin olayda uygulanması gerektiği, davalı yanca ayıp iddiası bulunmakla davalının ayıba bağlı haklardan yararlanmak için önce ayıbın varlığının sonra süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunun kanıtlaması gerektiği, bu konuda usulüne uygun ayıp ihbarında bulunulduğunu kanıtlayan delil sunulmadığı anlaşılmakla davalının ayıba bağlı haklardan faydalanamayacağı kabul edilmiş, buna göre davalının davacıya düzenlediği iade faturalarının yerinde olmadığı değerlendirilmekle davanın kabulüne, alacak faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın kabulüne, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında 23.332,68-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 7.969,28-TL’nin peşin yatırılan 2.290,70-TL’den mahsubu ile bakiye kalan 5.678,58-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve harç gideri olan 2.326,60-TL’nin davalıldan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.708,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 12.083,07-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 11/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır