Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1000 E. 2019/213 K. 06.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1000
KARAR NO : 2019/213

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 06/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/03/2019
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2004 sayılı İİK’nun 285 ve devam eden maddeleri gereğince vade konkordatosu talebi ile, İİK’nun 287. Maddesi gereğince 3 aylık geçici mühlet kararının verilmesini, İİK 287/1, 288/1 ve 294. Maddeleri gereği talepte bulunan borçlu ve müteselsil kefillerin malvarlığının korunması ve alacaklarının cebri icra tehditlerinin durdurulmasına yönelik gerekli tedbir kararlarının verilmesini, İİK287/3. Maddesi gereği geçici komiser tayini, İİK 288/1. Maddesi gereği gerekli ilanların yapılmasını, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme neticesinde 1 yıllık kesin mühletin verilmesini, kesin mühlet içinde yapılacak konkordato anlaşmalarının akdedilmesi halinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizin 06/11/2018 tarihli tensip tutanağıyla davacı şirket hakkında 06/11/2018 tarihinden itibaren başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği anlaşıldı.
Mahkememizce atanan geçici komiser heyetinin 06/12/2018 havale tarihli raporunda özetle; dava dosyasında sunulan sabit kıymet listeleri ile dosya ekinde sunulan tevsik edici belgeler arasında farklılıklar olduğunu, konunun sonuca varabilmesi için bilirkişi raporlarının beklenmesi gerektiğini, dava dosyasında sunulan ön proje içerisindeki kaydi gelir tabloları ile kurumlar vergisi beyannamesi eki gelir tabloları arasında hiçbir benzerlik olmaması sebebiyle şirketin geçmiş faaliyetlerinin ön projede sunulduğu şekliyle gerçeği yansıtmadığını ve dolayısıyla bu değerler üzerinden geleceğe yönelik bir projeksiyon hazırlanmasının mümkün olmadığını, dosya eki evrak, bilgi ve belgeler ile bilançolar arasında tutarsızlık olması sebebiyle şirketin borcunun net olarak tespit edilemediğini, özellikle verilen çekler listesinin kaydi değer bilançosu ile uyumsuz olduğunu, konkordatonun başarıya ulaşabilmesinin, şirketin satışlarını ve karlılığını ciddi oranda arttırmasına bağlı olduğunu ve gelecek dönemler için %18’lik kar oranı öngörüldüğünü; ancak kurumlar vergisi beyannamesi eki gelir tablolarındaki son üç yıllık veriler dikkate alındığında -karlılık oranının % 0,05 olması sebebiyle- proforma gelir tablolarında yer alan verilerin kıyas yoluyla gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu, şirket tarafından revize bir ön proje hazırlanarak mahkemeye sunulmasının yerinde olabileceğini, dosyada yer alan sağlıksız veriler sebebiyle, şirketin sunmuş olduğu ön projenin uygulanabilir olup-olmadığı hakkında bir görüşün, objektif olarak oluşması mümkün olmamakla birlikte, bilirkişi değerleme raporları geldikten sonra hazırlanacak rayiç değer bilançolarının ve şirket tarafından huzura sunulması halinde revize ön projenin komiser heyeti tarafından değerlendirilmesinin yerinde olacağını beyan etmişlerdir.
Geçici komiser heyetinin 10/01/2019 havale tarihli raporunda özetle; şirketin tedbir kararından 1 gün sonra şirkete ait 1 adet arsanın mülkiyetini 3.kişiye satış yoluyla devrettiğini, bu konunun takdiri mahkemeye ait olduğunu, şirket dosyasındaki verilerden ve şirket merkezi toplantılarında edinilen bilgiler ışığında şirketin faal olduğunu; elinde mevcut projelerinden başka yeni projeler olmadığını, personel maaşlarının ödendiğini, kamuya olan yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, şirketin çalışma sermayesini kaybetmiş olmasına rağmen hali hazırda 18 işçi istihdam ettiğini ve dosyadaki projelerin sonlanmadığını, şirketin elinde mevcut stokları, taşınmazı, makine tesisat ve demirbaşı bulunduğunu, çalışma kabiliyetinin devam ettiğini, ön projede yer alan, ortakların sermaye artırımı taahhütlerinin de projenin gerçekleşmesi bakımından yeterli olmadığını, şirketin konkordato ön projesinin temel dayanağının gelecek yıllardaki satışların artırılmasını ve maliyetlerin düşürülmesi öngörüsüne dayandığını ancak ön projede yer alan veriler dikkate alındığında karlılık oranlarının artırılmasına ilişkin somut bir veri ya da öneriye dayandırılmadığını, şirketin geçmiş yıllara ilişkin mutad ticari faaliyetlerin de bu öngörüyü karşılamadığını, net satışların yıl sonu itibariyle 2015 yılında 4.350.923,39, 2016 yılında 6.575.843.51, 2017 yılında 9.678.569.00 TL’den 31.12.2018 döneminde 5.340.736,75TL’ye düşmüş olmakla birlikte, son 4 ayda gerçekleşen 2.613.042,08TL olan net satışların 2018 proforma satışlara uygun olduğunu, ancak dava dosyasına sunulan satışlar resmi beyannamelerle (KDV ve Geçici Vergi Beyannamesi) karşılaştırıldığında, dava dosyasında düşük gösterildiğini bunun da gelir tablosu ve satışlar dikkate alındığında tutarlı olamadığını ve gerçek durumu yansıtmadığını, şirketin kaydi değer bilançosunda kaydi özkaynaklarının 790.634,87 TL olarak hesaplandığını ve borca batık olmadığını, rayiç değer bilançolarında ise şirketin rayiç özkaynaklarının (-) 564.963,86 TL olarak hesaplandığını ve borca batık olduğunu, bu borca batıklık bilançosunun oluşmasında, 31.08.2018 tarihli hesap düzeltme fişi ile ortaklara 2.071.746,20 TL bir borcun 31.08.2018 bilançosuna işlenmesinin yol açtığının da burada belirtilmesi gerektiğini, komiser heyetinin ön raporunda revize ön proje sunulmasının uygun olacağı belirtilmesine rağmen, dava dosyasına ve komiser heyetine sunulmuş bir revize proje hazırlanmadığını, derdest dosyada bulunan ön projenin, raporda açıklanan tüm hususlar göz önüne alındığında gerçekleşme olanağının bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Geçici komiser heyetinin 25/02/2019 havale tarihli raporunda özetle; şirket ortaklarınca ortaklara ait 2.071.700.-TL tutarındaki alacak şirkete sermaye olarak konulmuş ve şirketin sermayesi 2.771.700.-TL’ye yükseltildiğini, ayrıca ortaklardan …. tarafından Şirkete ait 22 adet ve toplamda 1.036.039,00 TL tutarındaki çek bedeli şahsen ödendiği ifade edildiğini, 1.036.039,00 TL tutarındaki bu dış kaynaklı uzun vadeli borçlanma bakımından, ortak …. tarafından şirketin son konkordato borcu ödenene kadar şirketten tahsil edilmesi için bir işlem yapılmayacağına dair taahhütname imzalandığını, şirketin borçlarında toplamda 3.107.739,00 TL’ye varabilecek bir azalma söz konusu olabileceğini, şirket dosyasındaki verilerden ve şirket merkezi toplantılarında edinilen bilgiler ışığında şirketin faal olduğunu; elinde mevcut projelerinden başka yeni projeler olmadığını, şirket kayıtlarına göre personel maaşlarının tam olarak ödenemediğini, kamuya olan yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmediğini, şirketin çalışma sermayesinin mevcut olduğunu, şirketin hali hazırda 16 işçi istihdam ettiğini ve dosyadaki projelerin sonlanmadığını, şirketin elinde mevcut stokları, taşınmazı, makine tesisat ve demirbaşı bulunduğunu, çalışma kabiliyetinin devam ettiğini, revize ön projede yer alan ve 400.000 TL’ye yükseltilen, ortakların sermaye artırımı taahhütlerinin projenin gerçekleşmesi bakımından yeterli olmadığını, şirketin konkordato ön projesinin temel dayanağının gelecek yıllardaki satışların artırılması ve maliyetlerin düşürülmesi öngörüsüne dayandığını ancak revize ön projede yer alan veriler dikkate alındığında karlılık oranlarının artırılmasına ilişkin somut bir veri ya da öneriye dayandırılmadığını, şirketin geçmiş yıllara ilişkin mutad ticari faaliyetlerinin de bu öngörüyü karşılamadığını, net satışların yıl sonu itibariyle 2015 yılında 4.350.923,39, 2016 yılında 6.575.843.51, 2017 yılında 9.678.569.00 TL’den 31.12.2018 döneminde 5.692.948,82 TL’ye düşmüş olmasına rağmen, son 4 ayda gerçekleşen 2.965.254,15 TL olan net satışların 2018 proforma satışlara uygun olduğunu, ancak dava dosyasına sunulan 31.08.2018 tarihli satışlar ilgili dönem resmi beyannamelerle (KDV ve Geçici Vergi Beyannamesi) karşılaştırıldığında, dava dosyasında düşük gösterildiği bunun da gelir tablosu ve satışlar dikkate alındığında tutarlı olamadığını ve gerçek durumu yansıtmadığını, ancak yine de proforma gelir tablosunda yer alan net satışlar ile gerçekleşen net satışlar arasındaki tutar 1.194.309,04 TL olup, birbirini teyit etmeyen rakamın üzerinde yer aldığını, şirketin kaydi değer bilançosunda, kaydi özkaynaklarının 855.658,92 TL olarak hesaplandığı ve borca batık olmadığını, rayiç değer bilançolarında ise şirketin rayiç özkaynaklarının (+) 250.060,19 TL olarak hesaplandığı ve borca batık olmadığı, 15.02.2019 tarihli sermaye artırımı sonucu 22.02.2019 tarihli bilançosunda öz kaynakların 2.343.027,85 TL olduğunu, şirketin dış kaynaklı uzun vadeli borçlanma ve kendi öz kaynakları yoluyla genel olarak borcunu ödeme kabiliyetine sahip olabileceğini, ancak derdest dosyada bulunan revize ön proje değerlendirildiğinde, kârlılık oranlarında hedeflenen artış ve ticari gelirler bakımından somut bir veri sunulmadığından projenin gerçekleşme olanağının bulunmadığını beyan etmişlerdir.
Dava, adi konkordato istemli olarak açılmış olup, İİK’nun 285.maddesine göre borçlarını vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek suretiyle veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.
İİK’nun 287.maddesinde borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimali “konkordatonun başarı şansı” olarak nitelendirilmiştir.
Mahkemenin kesin mühlet kararını verebilmesi için konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olması gerekmektedir.
İİK’nun 289/1 maddesinde mahkemenin kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde vereceği düzenlenmiştir.
İİK’nun 288/1 maddesinde geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, İİK’nun 292.maddesinde ise iflasa tabi borçlu bakımından kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşecek durumlarda mahkemenin kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşılması hali aynı maddenin b bendinde hüküm altına alınmıştır. Yani, konkordatonun başarıya ulaşmayacağının anlaşılması kesin mühletin kaldırılmasını gerektiren hallerdendir. “Mühlet içinde, iyileşmenin ya da alacaklıların konkordatoyu kabulünün mümkün olmayacağının anlaşılması ya da konkordatoyu tasdik etmeyeceğinin açık olması, tasdik şartlarının mevcut olmadığının önceden anlaşılması halinde de konkordato mühleti kaldırılarak talep reddedilecek ve şartlar yerine gelmişse borçlunun iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nun 297.maddesinde, borçlunun komiserin nezareti altında işlerine devam edeceği, borçlunun 297. Madde hükümlerine aykırı davranması halinde borçlunun malları üzerinde tasarruf yetkisini kaldıracağı veya 292.madde çerçevesinde karar vereceği, 292.maddede ise borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu 297.maddeye aykırı davranır ya da komiserin talimatlarına uymazsa komiserin yazılı raporu üzerine kesin mühletin kaldırılarak borçlunun iflasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Dosya kapsamı, geçici komiser heyeti raporları nazara alındığında, şirketin konkordato ön projesinin temel dayanağının gelecek yıllardaki satışların arttırılması ve maliyetlerin düşürülmesi öngörüsüne dayandığı ancak revize ön projede yeralan veriler dikkate alındığında karlılık oranlarının arttırılmasına ilişkin somut bir veri ya da öneriye dayandırılmadığı, şirketin geçmiş yıllara ilişkin mutad ticari faaliyetlerinin de bu öngörüyü karşılamadığı, son 4 ayda gerçekleşen satışların proforma satışlara uygun olduğu, dava dosyasına sunulan 31/08/2018 tarihli satışlarla ilgili dönem resmi beyannamelerle karşılaştırıldığında dava dosyasında düşük gösterildiği, gelir tablosu ve satışlar dikkate alındığında tutarlı olamadığı ve gerçek durumu yansıtmadığı, yine de proforma gelir tablosunda yeralan net satışlar ile gerçekleşen net satışlar arasındaki tutarın birbirini teyit etmeyen rakamın üzerinde yer aldığı, revize ön proje değerlendirildiğinde karlılık oranlarında hedeflenen artış ve ticari gelirler bakımından somut bir veri sunulmadığından konkordatonun başarı şansının bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddi ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı tespit edilmiş olmakla davanın REDDİNE,
2-Geçici mühletin kaldırılmasına ve İİK madde 288 gereğince geçici mühletin kaldırıldığının ilanına,
3-Hüküm tarihi itibariyle tedbirlerin kaldırılmasına,
4-Geçici komiser heyetinin görevine son verilmesine,
5-Alınması gereken 44,40-TL harcın peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 8,50-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Yapılan yargılama giderinin davacı tarafın üstünde bırakılmasına, bakiye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekili ve bir kısım müdahil vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 06/03/2019

Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye …..
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Katip …..
¸e-imzalıdır