Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/996 E. 2019/325 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/996 Esas
KARAR NO : 2019/325

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2019
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında 2013 yılından itibaren ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacının bu ticari ilişkiden kaynaklanan alacağının bir kısmının davalı tarafından ödenmediğinden, davalı şirkete karşı Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’ nün ….Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, bu ödeme emrinin 30.09.2017 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalının bu ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesi üzerine söz konusu icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini, takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı vekili vasıtasıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün ….Esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine icra takibini yaptığını, borçluya ödeme emrinin gönderildiğini, gönderilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edildiğini, takibin durduğunu, itirazın iptali için takibin devamı için huzurdaki davanın açıldığını, davacı ile davalı arasında ticari ilişkinin var olduğunu, müvekkilin davacı firmadan mal aldığını, bu malların bir kısmının ayıplı çıktığını ve bu hususun davacıya bildirildiğini, davalının ticari defterleri incelendiğinde davacı şirkete takip talebindeki miktar kadar borcunun olmadığının anlaşılacağını beyanla davacının haksız yere davalıdan fazla para talep ettiğinden itirazın iptali ile takibin durdurulmasına, açılan davanın haksız olduğundan %20 icra inkar tazminatı ile takibin durdurulmasına açılan dava haksız olduğundan %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın davacının icra takibine konu cari hesap ilişkisi kapsamında alacaklı olup olmadığı, davalıya davacı tarafça satılan ürünlerin gizli- açık ayıplı olup olmadığı, davalının süresinde ve usule uygun ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı, ayıp söz konusu ise sonuç itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu hususlarında olduğunun tespitine karar verildi. Açıklandı açık duruşmaya devam olundu.
Bakırköy …İcra Müdürlüğü’ nün ….Esas sayılı dosya suretinin tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 239.298,47 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlığını tespiti açısından tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
SMMM H. …. tarafından düzenlenen raporda, dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (13.09.2017) itibariyle davacının davalıdan 256.010,06 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve belgeleri müteaddit defalar istenmiş olmasına rağmen tarafımıza herhangi bir evrak sunmadığı, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin ibraz edilmediğinden dolayı lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının gerek cevap dilekçesi, gerek ayıplı mal iddiası gerekse davalıya ait 2016 ve 2017 yılları Ba formlarında beyan ettiği davacının düzenlemiş olduğu faturalar ile davacının takip konusu alacağına konu faturalarının davalının kabulünde olduğu, davalının ayıbın iddiasının ispata muhtaç olduğu gibi ayıbın kabulü halinde dahi ayıbın gizli-açık olup olmadığı, (06….2017 tarihli ayıp ihtarnamesinin huzurdaki takip hatta dava tarihinden sonra yapıldığı) bu çerçevede süresinde bir ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususunun uzmanlık alanı dışında olduğu, neticeten, incelenen ticari defterler, davalıya ait Ba formları, irsaliyeli faturalar ve tüm dosya içeriği çerçevesinde takip tarihi itibari ile davacının taleple bağlılık ilkesi gereği 239.298,47 TL davalıdan alacaklı olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının icra takibine konu ettiği faturaların davacı defterlerine kayıtlı olduğu, davalı tarafça her ne kadar ticari defter ve belgeler bilirkişi incelemesine sunulmamış ise de takip konusu faturaların davalının Ba formlarında vergi dairesine bildirilmiş olduğu, bildirim limitinin altında kalan 4.0….,00 TL bedelli fatura, Ba formlarında görülmemekte ise de faturadaki davalı adına teslim alan …..’in Ba formlarında bildirilen faturalarda teslim alan şahısla aynı şahıs olması nedeniyle bu fatura yönünden de teslimin ispatlandığı, böylece davacının takip konusu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf, cevap dilekçesinde özetle; davacıdan aldığı malların bir kısmının ayıplı olduğunu, bu hususta davacı şirkete bildirimde bulunduğunu savunmuşsa da davalı hangi mallarda ne tür ayıplar olduğu hususundaki savunmasını somutlaştırmadığı gibi davalının davacıya gönderdiği noter ihtarnamesinin davanın açılış tarihi olan 31/10/2017 tarihinden ve davalının cevap dilekçesini sunduğu 24/11/2017 tarihinden sonra 06/…./2017 tarihinde düzenlenerek davalıya gönderildiği, buna göre taraflar arasındaki satım sözleşmesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı da anlaşılmaktadır.
Davalı tarafın davacıdan aldığı malların bir kısmının ayıplı olduğuna ilişkin savunmasına gelince; Taraflar tacir olup ayıp ihbarının TTK’da belirlenen süre ve şekilde yapılması gerekir. TTK’nın 25/3.maddesi “Emtianın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde keyfiyeti satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değil ise alıcı emtiayı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye ve ettirmeye ve bu muayene neticesinde emtianın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını muhafaza için keyfiyeti bu müddet içinde satıcıya bildirmeye mecburdur” hükmünü, TTK’nın 18/3. maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmünü düzenlemektedir.
Anılan Kanun hükümleri gereği davalının, gizli ayıp bulunan iplikleri teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelettirmesi ve bu inceleme neticesinde ipliklerin ayıplı çıkması halinde haklarını korumak için durumu bu süre içeresinde TTK’nın 18/3 maddesinde belirtelen vasıtalarla davacıya bildirmesi gerekir. Davalı taraf, cevap dilekçesinde özetle; davacıdan aldığı malların bir kısmının ayıplı olduğunu, bu hususta davacı şirkete bildirimde bulunduğunu savunmuşsa da davalı hangi mallarda ne tür ayıplar olduğu hususundaki savunmasını somutlaştırmadığı gibi davalının davacıya gönderdiği noter ihtarnamesinin davanın açılış tarihi olan 31/10/2017 tarihinden ve davalının cevap dilekçesini sunduğu 24/11/2017 tarihinden sonra 06/…./2017 tarihinde düzenlenerek davalıya gönderildiği, buna göre taraflar arasındaki satım sözleşmesinde ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı da anlaşılmaktadır. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 09.02.2015 tarih ve …Esas,… Karar sayılı ilamı da aynı yöndedir.
Böylece; bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında rulman alım-satım ilişkisi bulunduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi gereği rulmanları davalıya teslim ettiği, her ne kadar davalı tarafça rulmanların ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarında bulunuluduğu savunulsa da davalı tarafça süresi içerisinde muayene ve ihbar külfetinin süresinde yerine getirilmediğinden bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği, taraflar arasında satım ilişkisine konu bedelin ödenmediği konusunda bir ihtilaf bulunmadığı, davacı defterlerine, davalının Ba formlarına ve sunulan fatura içeriklerine göre de davacının davalıdan takibe konu miktar kadar alacağı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit olduğundan davacı lehine takdiren %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın kabulüne, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün ….esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın % 20’si oranında 47.859,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Karar ve ilam harcının 16.346,47 TL’ye ikmali ile bakiye …259,85 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, davacı tarafından yatırılmış olan 2.890,13 TL peşin harç ve 1.196,49 TL icra peşin harcının mahsubuna,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL BVH, 2.890,13 TL PH , 1.196,49 TL icra peşin harcı, 851,80 TL davetiye, müzekkere ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4,969,82 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5 Davacı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 20.307,91 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 21/03/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı