Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/99 E. 2023/764 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/99 Esas
KARAR NO : 2023/764

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 14/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/08/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ile birlikte Yalova ilinin …. ilçesinde tatil yapmak için bulunduğu sırada 28.06.2012
tarihinde …. mah. …. cad. …. bankası önünden fırına ekmek almak üzere gidiş istikametine
göre yolun sağından yaya olarak ilerlerken, davalı … sevk ve idaresinde bulunan ve araç
malikinin … olduğunu sonradan öğrendiğimiz …. plakalı araçla yaya olarak yürüyen müvekkiline arkadan çarparak, davacı müvekkilimin vücudunda kemik kırıkları meydan getirerek hayati
tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, müvekkiline arkadan çarparak kazayı gerçekleştiren …. Plakalı aracın Zorunlu mali sigorta
poliçesinin …. Sigorta A.Ş’nin … poliçe numaralı 04.11.2011 başlangıç, 04.11.2012 bitiş tarihli
poliçesi ile yapıldığını, araç şoförü davalı …’un suç teşkil eden bu haksız fiil sebebi ile Yalova …. Sulh ceza
Mahkemesinin … Esas …. Karar sayılı dosyası ile taksirle yaralamaya sebebiyet vermeden
dolayı yargılanarak hakkında mahkumiyetine karar verildiğini, davacı müvekkilinin hayati yaşamını tehlikeye sokan bu yaralanmadan sonra bir dizi ameliyatlar olmak zorunda
kaldığını, uzun süre 3 kişilerin desteği ile zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabildiğini, bu durumun müvekkili hem maddi olarak zarara soktuğunu hem de manevi olarak olarak ızdırap çekmesine sebebiyet verdiğini, ayrıca müvekkilinin bu yaralanması sonucu yaptırmış olduğu tedavi giderleri, yol giderleri, vasıta giderleri,
çalışamamadan dolayı kazanç gideri, meslekte çalışma gücü kaybına ilişkin gelir kaybı olmak üzere fazlaya
ilişkin hakları saklı kalmak şartı ile 15.000,00 -TL maddi tazminatın haksız fiilin islendiği 28.06.2012
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili gerektiğini, Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümleri çerçevesinde müvekkilinin tazminatı hakkının doğması sebebiyle iş bu davayı açmanın zorunlu hale geldiğini, açıklanan nedenlerle müvekkili lehine 25.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL maddi olmak üzere 35.000,00 TL tazminatın 28/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ( davalı … açısından 10.000,00 TL maddi tazminatın 28/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ) davalılardan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı …. Sigorta A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesinde özetle; dava konusu trafik kazasının zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddinin gerektiğini, müvekkilli şirketin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortaları’nın genel prensibi uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı, poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, ancak yerleşik yargıtay içtihadı gereği, davaya konu kazaya ilişkin ceza yargılamasında alınan kusur raporunun huzurda görülen davada yapılacak kusur tespitine dayanak teşkil etmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan raporların, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle maluliyet oranının adli tıp kurumu 3. ihtisas kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin poliçe dahilinde dahilinde davacının tedavi giderlerinden ve tedavi giderleri dönemine ait olduğu geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinden sorumlu olmadığını, yapılacak yargılama sırasında davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların tespit edilerek, müvekkili aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, keza tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile müvekkili şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, açıklanan nedenlerle öncelikle zamanaşımı def’ilerinin dikkate alınarak ikame edilmiş olan haksız ve hukuka davanın reddini, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkili şirketinin sorumluluğundan tenzilini, kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, tazminat oranı ve miktarının tespiti için, Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden rapor alınarak gerçek zararın tespit ettirilmesini, faiz, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
Davalılar …. ve … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; öncelikle eldeki dava konusu itibariyle Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmemekle birlikte, görev itirazında bulunduklarını, Zira HMK’nın ilgili hükümleri gereğince davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğinin aşikar olduğunu, görevsizlikkararı verilmesini talep ettiklerini, ayrıca yetki itirazında bulunduklarını, zira davaya konu edilen trafik kazasının Yalova ili … ilçesinde meydana gelmiş olması nedeniyle yetkilin mahkemenin Yalova Mahkemeler olduğunu, yine davalı müvekkillerin her ikisinin yerleşim yerinin Yalova olduğunu, bu nedenle HMK ilgili maddesi gereğince yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararıverilerek dosyanın Yalova Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davaya konu edilen olayın 2012 yılında gerçekleştiğini ve ceza yargılamasının ise 2013 yılında tamamlandığını, söz konusu ceza yargılaması neticesinde davalı müvekkillerden … 3.000,00TL adli para cezası ödemeye mahkum edildiğini, hal böyle iken eldeki davanın 2017 yılı içerisinde açılmasının kabul edilemez olduğunu, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca davalı müvekkillerinden …’in olayın oluşu hakkında herhangi bir bilgisi ve kusunu dahi yokken kendisine kusur atfedilip eldeki davanın yönlendirilmesinin kabul edilemez olduğunu, yine davacının dava dilekçesinde talep ettiği bedellerin fahiş olmakla, reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle görev ve yetki itirazları çerçevesinde dosyanın görevli ve yetkili yer Yalova Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile hukuki dayanaktan yoksun açılmış davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini iddia ve talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
-Gerçek kişi tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırma yapılmış, davacının hastane kayıtları, SGK kayıtları ile tarafların dayandıkları tüm kayıtlar ilgili yerlerden celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
-Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. ve 5. maddeleri gereğince görev kurallarına; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5 vd. maddelerinde belirtilen yetki kurallarına uygun olarak görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır.
-818 sayılı Borçlar Kanunun haksız fiili düzenleyen 41. maddesi: “Gerek kasten ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik haksız bir suretle diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur..” şeklindedir. Bu maddenin karşılığı 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 49. Maddesidir. Bu madde hükmü ise şu şekildedir. “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” Buna göre bir kişi kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle (kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak) bir başkasını zarara uğratırsa zarar tazmini ile yükümlüdür. Zararın türü maddi ve manevi olabilir.
-6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanununun 54. maddesi ise bedensel zararların kapsamını şu şekilde tayin etmiştir.
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.”
-Yukarıdaki yasa maddelerinden de görüleceği üzere; trafik kazası sonucu şayet ölüm meydana gelmişse defin ve cenaze masrafları ile vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının talep edebileceği destek yoksun kalma tazminatı talep edilebilecek zarar kalemlerini oluşturur. Trafik kazası sonucu yaralanma halinde ise tedavi giderleri, tedavi sırasında çalışılamayan günlere ilişkin zararlar, kalıcı bir maluliyet varsa, kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat kalemleridir. Ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalan yakınlarının zarar talep edebilecek tazminat kalemleridir. Trafik kazasında mağdur olan kişinin kaza sırasında araç kullanıyor olması halinde aracında yada başka bir eşyasında kaza sebebi ile zarar meydana gelmişse bunlarda talep edebilecek tazminat kalemleri arasında sayılacaktır.
-Trafik kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelir önem arz eden hususlardandır. Zarar miktarı tespit edilirken göz önünde bulundurulacak olan gelir, zarar verici olayın meydana geldiği andaki gelir olmakla birlikte bu gelire zarar görenin ileriki yıllarda elde edeceği terfileri, ücret ve maaş yükselmeleri gibi gelir artışları da eklenmelidir.
-Borçlar Kanunu Md. 47’ de ‘Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık bir tazminat verilmesine karar verebilir’ denilmiştir.
-6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunun bu hükme karşılık gelen 56. maddesi ise şöyledir:“Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
-Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
-Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı gerçektir. Kaza gibi asla istenmeyen maddi ve manevi varlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye sokan bir durumun bir takım manevi zararları da olacaktır. Çekilen acı, üzüntü, korku, endişe, manevi zarar olarak açıkladığımız olguların başında gelmektedir. Mağdur kaza sonucu yaralanmışsa kaza sebebi ile yaşadığı korkunun üzüntünün çektiği acılar onun manevi varlığında meydana getirdiği zararın tazmini talep edebilir.
-Mahkememizce dosya kusur oranının tespiti için Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda özetle; davalı sürücü …’un yolcu almasının ardından aracın kapısı açıkken hareket etmemesi, yol üzerinde yürüyen yayayı dikkate alıp yayaya çarpmadan önce etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmeden seyri sırasında sevk ve idaresindeki minibüsün açık haldeki kapısının aynı istikamette yürüyen yayaya çarptığı olayda asli kusurlu olduğu, davacı yaya …’in olay yerinde taşıt yolunun mümkün olduğunca kenarından yürümesi, araçların seyir durumunu dikkate alıp etkili korunma tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp, aynı istikamette gerisinden gelen minibüsün açık olan kapısının kendisine çarptığı olayda tali kusurlu olduğu, bu kapsamında davalı sürücü …’un %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu, davacı yaya …’in %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Dosya davacının trafik kazası nedeniyle varsa iş göremezlik oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu … İhtisas Dairesi’ne gönderilmiş, düzenlenen …. tarihli raporunda özetle; davacı …’in 28.06.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Mahkememiz dosyası mevcut iş göremezlik ve kusur tespitleri dikkate alınarak tazminat miktarının hesaplanması amacıyla aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş, aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen 02/12/2020 bilirkişi raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 4.907,26 TL olduğu,
temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden 31.01.2017 tarihi, davalı sürücü ve
işleten yönünden 28.06.2012 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu,
davacının talep edilen tedavi ve ulaşım giderlerinin alanında uzman doktor bilirkişi tarafından
tespiti gerektiğinden tarafımdan bu hususta değerlendirme yapılamadığı
görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Mahkememiz dosyası davacının tedavi giderlerine
ilişkin hesaplama yapılması için doktor bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 27/09/2021 tarihli raporda özetle; davalı Sürücü … idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı …. plakalı yolcu minibüsü ile 28.06.2012 tarihinde yolcu aldıktan sonra aracının orta
kapısının açık olduğu sırada hareket ettiği ve açık olan kapı ile yol kenarında yolun sağında
ve arkası araca dönük olarak yürümekte olan yaya …’e çarparak yaralanmasına
sebep olduğu,
davacı kazazede …’in kazadan sonra ilk tedavisinin Yalova’da yapıldığı,
sonrasında …., …., …., …. Hastanelerinde tedavi gördüğü,
…. Hastaneleri Sosyal Güvenlik Kurumu ile tüm branşlarda
sözleşmeli Sağlık Hizmet sunucuları olduğu, tedavi süresi boyunca davacıdan % 60’a kadar
ilave ücret alma haklarının mevcut bulunduğu,
dosyada herhangi bir fatura, makbuz ya da başkaca ödeme bilgisi bulunmadığından ilave
ücret alınıp alınmadığının tespit edilemediği, mezkur hastanelere müzekkere yazılmak
suretiyle davacıdan ilave ücret alınıp alınmadığının tespit edilebileceği,
…., …. Hastanelerinin ise kamuya ait olduğu ve davacının bu hastanelere
herhangi bir ücret ödemesinin söz konusu olmadığı,
kazadan sonraki 1.5 yıllık dönemdeki davacıya ait Medula dökümünden anlaşıldığı
kadarıyla, dava konusu kazada yaralanmasından dolayı 22 kez çeşitli Hastanelere başvurmuş
olduğu, ulaşımını ticari taksi vasıtasıyla sağlayacağının kabulüyle ortalama 3.000,00 -TL yol
giderine katlanmış olabileceği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Taraflar beyan ve itirazları doğrultusunda aktüerya ve doktor bilirkişi tarafından düzenlenen 18/01/2023 tarihli raporda özetle; davalı Sürücü … idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı …. plakalı yolcu minibüsü ile 28.06.2012 tarihinde yolcu aldıktan sonra aracının orta
kapısının açık olduğu sırada hareket ettiği ve açık olan kapı ile yol kenarında yolun sağında ve
arkası araca dönük olarak yürümekte olan yaya …’e çarparak yaralanmasına
sebep olduğu,
ATK Trafik İhtisas Dairesinin … tarihli raporunda;
Olayın meydana gelmesinde; … plakalı aracın davalı sürücüsü …’un % 80 oranında kusurlu
olduğu,
davacı yaya …’ in % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği,
davacı kazazede …’in kazadan sonra ilk tedavisinin Yalova’da yapıldığı,
sonrasında …, …, .. … Hastanelerinde tedavi gördüğü, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulunun …. raporunda;
Kazalı davacının 28.06.2012 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesinde;
Davacıda maluliyet tayinine mahal olmadığı, Tıbbi iyileşme süresinin 28.06.2012 kaza tarihinden İtibaren (9) aya kadar uzayabileceğinin
belirtildiği,
… ve …. Hastaneleri Sosyal Güvenlik Kurumu ile tüm branşlarda sözleşmeli
Sağlık Hizmet sunucuları olduğu, tedavi süresi boyunca davacıdan % 60’a kadar ilave ücret
alma haklarının mevcut bulunduğu,
dosyaya kök raporumdan sonra dava dışı … hastanesi Mesul Müdürü tarafından
gönderilen davacı adına tanzim edilmiş 3 adet fatura toplamı 4.000,00 –TL olup, İLAVE ÜCRET
statüsünde bulunduğu; davalıların %80 kusuruna isabet eden (4.000,00 –TL x %80) = 3.200-TL
tutarı davacının talep edebileceği,
…, … …. Hastanelerinin ise kamuya ait olduğu ve davacının bu hastanelere
herhangi bir ücret ödemesinin söz konusu olmadığı, kazadan sonraki 1.5 yıllık dönemdeki davacıya ait Medula dökümünden anlaşıldığı kadarıyla,
dava konusu kazada yaralanmasından dolayı 22 kez çeşitli Hastanelere başvurmuş olduğu,
ulaşımını ticari taksi vasıtasıyla sağlayacağının kabulüyle ortalama 3.000,00 -TL yol giderine
katlanmış olabileceği; davalıların %80 kusuruna isabet eden (3.000,00 –TL x %80) = 2.400-TL
tutarı davacının talep edebileceği,
davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının kök raporda tespit edildiği
gibi 4.907,26 TL olduğu,
temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden 31.01.2017 tarihi, davalı sürücü ve
işleten yönünden 28.06.2012 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Davacı vekilinin alınan raporlar doğrultusunda ıslah dilekçesini ibraz ettiği, ıslah dilekçesinde ;HMK 107 maddesi uyarınca tedavi giderlerine ilişkin talebimizi 2.200,00 TL, yol giderlerine ilişkin taleplerini 1.900,00 TL arttırdıklarını, bu sebeple tedavi giderleri için3.200,00 TL, yol giderleri için 2.400,00 TL, Geçici iş göremezlik zararı için 4.907,26TL olmak üzere toplam 10.507,26 TL olan maddi tazminatın kaza tarihi olan 28.06.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tarafımıza ödenmesini yargılama giderlerinin ve kanuni vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
-Bu doğrultuda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 28/06/2012 günü saat 13.00 sıralarında … Caddesi üzerinde …. istikametinden … istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı minibüsün yolcu almasının ardından hareket ettiği sırada aracın açık haldeki kapısının … Bankası önünde aynı istikamette yürümekte olan davacı yaya …’e çarpması sonucu yaralanmalı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır.
-Buna göre davalı sürücü …’un yolcu almasının ardından aracın kapısı açıkken hareket etmemesi, yol üzerinde yürüyen yayayı dikkate alıp yayaya çarpmadan önce etkili tedbir alması gerekirken bu hususlara riayet etmeden seyri sırasında sevk ve idaresindeki minibüsün açık haldeki kapısının aynı istikamette yürüyen yayaya çarptığı, davacı yaya …’in olay yerinde taşıt yolunun mümkün olduğunca kenarından yürümesi, araçların seyir durumunu dikkate alıp etkili korunma tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp, aynı istikamette gerisinden gelen minibüsün açık olan kapısının kendisine çarptığı mevcut ihlal ve tutanaklara göre davacı asilin % 20 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise % 80 oranında kusurlu olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Alınan iş göremezlik raporuna göre ise davacı asilin dava konusu kaza nedeniyle kalıcı iş gücü kaybının bulunmadığı, kaza nedeniyle iyileşme süresinin ise kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği anlaşılmaktadır. Kusur oranlarına ve Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenen iş göremezlik oranlarına göre aktüerya bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar ile davacının gelir durumu vd. Hususlar nazara alındığında davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı miktarının 4.907,26 TL olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir.
-Davacının diğer maddi tazminat talepleri yönünden ise faturalandırılmış ve ödemesini alamadığı tedavi giderlerinin kusur ve olayın oluş şekline göre bilirkişi raporuyla belirlenen 3.200,40 TL tedavi giderinin olaya ve hakkaniyete uygun olduğu, hastane başvuru sayıları ve kaza nedeniyle alınan tedavilere göre belirlenen 2.400,00 TL yol giderinin yine olayın oluş şekline uygun olduğu anlaşıldığından iş bu bedellerin maddi tazminat talepleri yönünden haklı sebebe dayandığı mahkememizce kabul edilmiştir.
-Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı Kanunun 56. maddesine göre bedensel bütünlüğün zedelenmesi durumunda zarara uğrayana hakim bir miktar manevi tazminat verir. Yine aynı Kanunun 58. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir.

-Davaya konu manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.

-Somut olayda davacı tarafın manevi tazminat talebi dava konusu trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu bedeni zarara ve sonrasında gerçekleşen ıstıraba dayanmaktadır. Alınan raporlar ve mevcut belgeler ile de sabit olduğu üzere davalı araç sürücüsünün kusurlu davranışlarıyla dava konusu kazanın meydana geldiği sabittir. Buna göre davaya konu olayda davalı araç sürücülerinin haksız fiil hükümlerine göre davacılara karşı sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir.

-Mahkememizce manevi tazminatın belirlenmesinde davacı yanın maddi gücü, davalı tarafın maddi durumu, davacının uğramış olduğu zararın niteliği ve davaya konu trafik kazasında kusur oranları göz önüne alınarak tazminat miktarının tespiti cihetine gidilmiştir. Bir tarafın zenginleştirilip diğer tarafın fakirleştirilmemesi gerektiği hususu nazara alınmış, bunun yanında manevi tazminatın caydırıcı ve cezalandırıcı boyutunun da olduğu göz önünde tutulmuş, bütün bunlar toplu halde biri diğerine üstün tutulmaksızın tüm ilkeler birlikte değerlendirilmek suretiyle manevi tazminatın hüküm kısmında belirtildiği şekilde takdir edilmesi uygun görülmüştür. Bu bağlamda davacı yanın manevi tazminat taleplerinin kısmen yerinde olduğundan kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
-Sabit olan 3.200,40 TL tedavi gideri, 2.400,00 TL yol gideri. 4.907,26 TL geçici iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 10.507,26 TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 31/01/2017, diğer davalılar … ve … yönünden 28/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile (davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydıyla) davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile;
-4.000,00 TL manevi tazminatın 28/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
3-Maddi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 717,75-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatırılan 119,55-TL peşin harç ile 179,90-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 299,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 418,30-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına, ( davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile),
4-Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafça peşin harç ve ıslah harcı olarak yatırılan toplam 299,45-TL harcın davalılardan alınarak tahsile ile davacıya verilmesine, (davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile )
5-Manevi tazminat talebi yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 273,24-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Kabul edilen maddi tazminat miktarı yönünden davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ( davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile ),
7-Reddine karar verilen maddi tazminat miktarı yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap edilen 3.592,74 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat miktarı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine
9-Reddine karar verilen manevi tazminat miktarı yönünden davalılar … ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ ne göre hesap edilen 4.000,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
10-Davacılar tarafından yargılama süresince sarf edilen 31,40 TL başvurma harcı, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti, 876,50-TL Atk fatura bedeli, 642,85- TL tebligat gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 3.950,75 TL yargılama giderinin davanın kabul/red oranına (%37,10) göre hesaplanan 1.465,85-TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı … şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile )
11-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,

Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıalrın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır