Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/971 E. 2019/106 K. 11.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/971 Esas
KARAR NO : 2019/106

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete taşıyıcı mali mesuliyet sigortası ile nakliyat emtia sigortası abonman sözleşmesine göre sigortalı ….Nakliyat tarafından taşıması üstlenilen ….Ltd.Şti tarafından Kore’den satın alınarak Ambarlı İstanbul’dan Selçuklu Konya’ya taşınacak 4 adet makineden 1 adeti …’nin sevk ve idaresindeki kamyona yüklenmesi sırasında yükleme esnasında vinç halatının makineyi kastırmasından kaynaklı şekilne hasarlandığını, yükleme işinin davalıya ait vinç ile yapılmaya başlandığını ancak yetersiz gelmesi nedeniyle yükleme işleminin iptal edildiğini, başka bir vinç ile gerçekleştiğini, davalının hasar tutanağı düzenlenmeden olay yerinden ayrıldığını, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde 4549,81 TL sigorta tazminatının 09/02/2016 tarihinde zarar gören … Asansör’e ödendiğini, Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ait olan vincin kapasitesi davaya konu makineyi yüklemeye yetersiz olduğu için işlemin gerçekleştirilemediğini, işlem yapılamadığından vinç hizmet bedelinin ödenmeyeceği, yakıt masrafı alınacağı konusunda mutabık kaldıklarını, yakıt masrafı ödenmediği gibi 10 gün sonra aradıklarını, yükleme işlemi esnasında hasarın meydana geldiğini bildirdiklerini, haksız icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkiline ait vinç yeterli olmadığından işlem yapılamadığını, hasar meydana gelmediğini, hasar meydana gelmediği için de tutanak tutulmadığını, vinç halatının kastırmasından dolayı böyle bir hasar meydana gelmiş olması halinde kapalı kasanın da hasar göreceğini, hasarın olay anında ve olay mahallinde tutanak altına alınmadığını, tutanağın 05/02/2016 tarihinde olaydan 3 ay sonra tutulduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğ’nün ….Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 4.549,81 TL asıl alacak 359,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.909,74 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.
Dosyanın 1 taşıma, 1 makine mühendisi bilirkişisinden oluşan heyete tevdii ile rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi Prof. Dr. …. ve Dr. Öğr. Üyesi ….24.10.2018 tarihli raporlarında özetle; davacının sigorta poliçesi kapsamında olmayan sigorta tazminatı ödemesinden dolayı, hatır ödemesi yaptığının tespit edildiğini, yükün yeni veya eski olmasının değil; yükleme kaynaklı risklerin sigorta poliçesi teminatı dışında bırakıldığının gözetilmesi gerektiğini, TTK m.1472 gereği yasal halefiyetin sabit olmadığını, davacının TBK m.183 kapsamında akdi halefiyeti için alması gereken temlik hükümlerini havi bir belgenin de dosyada bulunmadığını, hasarın taşıma başlangıcında bir tutanak ile tespit edilmediğini, yükün taşındıktan çok sonra hasar tespiti yapılmasının hasarın davalının yükleme sürecinde meydana geldiğini de göstermediğini, TTK m.889 gereği varma yerinde sürücü katılımı ile hasar tespiti yapılmadığı gibi derhal yapılması gereken hasar bildirimi de yapılmadığını, davalıdan sonra yükün başka bir firma tarafından yüklendiğini, varma yerinde ayrıca boşaltıldığını, yol boyunca da risk meydana gelmiş olabileceği hususları gözetildiğinde davalının sorumluluk sürecinde hasarın teyit ve tespitinin gereği gibi yapılamadığını, sürücü tanık beyanı dışında bir delil bulunmadığını, buna karşı vinç firması elemanlarının da aksi yönde tanıklık ettiği hususlarının Mahkememizce gözetilmesi gerektiğini, buna karşın, davalının sorumlu olduğu kanaatine varılacak olursa;davacı ödemesinin ve talep ettiği tazminatın somut olaya uygun kadri marufunda, hatta 2000 TL muafiyet dolayısı ile sorumlu olunan tazminatın da altında rücu söz konusu olduğunu bildirmişlerdir.
Dava konusu uyuşmazlık sigortalı makinanın taşınması sırasında meydana gelen hasarda davalıya yüklenebilecek herhangi bir kusurunun bulunup bulunmadığı, varsa kusur oranları, makinada meydana gelen hasar miktarı ve bedeli, davacı … şirketinin bu kapsamda davalıdan rücu edebileceği tazminat tutarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Rücu ve sigorta sözleşmesi gereğince sorumluluk dikkate alındığında davacı ile sigortalı arasında poliçenin bulunduğu, poliçenin geçerlilik süresi dikkate alındığında zararın poliçenin geçerli olduğu tarihte meydana geldiği, davacının zararı sigortalısına ödediği, ve poliçe kapsamında olduğu, her ne kadar davalının poliçe dışı ödeme yapıldığı iddası var ise de ve bilirkişi raporunda da aynı görüşe yer verilmiş ise de, sözleşmeye göre yükleme, boşaltma rizikolarının kullanılmamış ürünlerde teminat kapsamında olduğunun anlaşıldığı, dava dışı sigortalının dava konusu hasardan kaynaklanan alacağını davacıya temlik ettiği anlaşılmakla, TTK’nun 1472. ve TBK 183 maddeleri gereğince maddesi gereğince rücu hakkının doğduğu, davacının yaptığı sigorta ödemesi ile sınırlı olarak sigortalısına TTK m.1472 ve TBK m.183 hükümlerine göre halef olduğu, böylece davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalının taşıma işleri organizatörü olarak, akdi taşıyıcı sıfatı ile tüm taşıma sürecinden sorumlu ve pasif husumete ehil olduğu, kara taşıması sürecinde meydana gelen zarar sebebiyle CMR m.17 gereği davalının sorumluluğuna gidilebileceği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut delillere göre; her ne kadar davacının sözleşmeye göre rücu hakkı var ise de, taşınan emtiada yükleme yapıldığı sırada hasarın oluştuğunun kanıtlanamadığı, hasarın oluşundaki kusuru ilişkin ispat yükünün davacıda olduğu, davalı tanık beyanında yükü kaldırmak için çaba gösterilmediğini, vincin uymadığını görerek olay yerinden ayrıldığını beyan ettiği, davacı tanık beyanında ise yanlış kaldırmadan kaynaklı hasar oluştuğunun beyan edildiği, tanık beyanlarının çelişkili olması nedeniyle, tanık beyanlarının da dikkate alınamadığı, davacıya yemin teklifinin son celse hatırlatıldığı ancak yemin teklifinde bulunulmayacağının beyan edildiği, TTK 889. Md. Uyarınca varma yerinde sürücü katılımı ile hasar tespiti yapılmadığı, derhal yapılması gereken hasar bildiriminin de yapılmadığı, davalıdan sonra yükün başka bir firma tarafından yüklendiği hususları gözetildiğinde davacının davasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur,
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın MAHSUBU ile fazla alınan 14,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair tarafların yüzüne karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır