Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/940 E. 2018/340 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/940 Esas
KARAR NO : 2018/340

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/09/2009
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
G.KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı tarafın davacı tarafın ithal ettiği malların tüm gümrük işlemlerinin davalı tarafça bitirilip ithal eşyalarının gümrükten çekilmesi ve davacı şirketin deposuna teslim etmesi hususunda anlaştıkları bu konuda gümrük işlerinin takibi için davacı tarafça davalı tarafa Gaziosmanpaşa …. Noterliğinde düzenlenen vekaletnamenin verildiği davacı şirketin 18/11/2008 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatındaki eşyaların bedeli olan 73.546,24-USD yurt dışına transferinin gerçekleştirildiği, davacı şirketin bedelini ödediği eşyaların gümrük işlemlerinin davalı şirket tarafından yapılarak davacı tarafa teslimi gerekmekte iken mallar davalı şirkete teslim edilmediği söz konusu eşyaların 04/07/2008 tarihin Ambarlı Limanına geldiğini ve… sayılı özet beyanla gümrüğe bildirildiği davalı şirketin davacı tarafı bilgilerdirmemesi eşyanın vesayik mukabili olması dolayısıyla evrakların ilgili bankaya geç gelmesi neticesinin ithal edilen eşyaların tasfiyeye kaldığının tasfiye tüzüğünün 26. Maddesi gereğince gerekli işlemlerin yapılmaması halinde söz konusu eşyaların teslim alınması hakkının mevcut olduğunun söz konusu eşyaların serbest dolaşıma giriş rejimine tabi olarak işlemlerinin davalı şirket tarafından yapılarak davacı şirkete eşyaların teslimi gerektiği, söz konusu işleme başlanılmasına rağmen davalı şirketle işlemin sonuçlandırılmadığı serbest dolaşıma giriş rejimine tabi işlemler yapılırken davalı tarafın cezalı olarak talep ettiği CİF kıymetinin %1ne tekabül eden miktarın davacı tarafça 27/11/2008 tarihinde yatırıldığını davalı tarafın 25/12/2008 tarihinde vergiler ve diğer masraflar için talep ettiği bedelde aynı gün davalı tarafa havale edildiği buna rağmen davalı tarafın gümrük işlemlerinin her aşaması için davacı tarafa gerekli bilgilendirmeyi yapmadığı davacı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen eşyanın gümrükten çekilebilmesi için 208.000,00-TL talep edildiği davalı tarafında tasfiyeye kalan eşya beyannamesini davacı tarafın haberi olmadan iptal edildiği bu sebeple davacının ithal eşyaları alamadığı bu sebeple mallar için ödediği bedel olan 73.546,24-USD miktarında zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak şimdilik 15.000-TL zarar bedelinin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa gümrük müşavirlik hizmeti vermiş olduğunu ve halende vermeye devam ettiğini davacı tarafın partiler halinde yaptığı gümrük ithalatlarının her partisinde ithalat işlemlerinin tasfiye rejimi altında yapılmak zorunda kalınıldığını davacı tarafın bu durumu alışkanlık haline getirdiğini davaya konu Ambarlı Gümrük müdürlüğüne tescilli 04/12/2008 tarih ve … sayılı gümrük beyannamesi kapsamında ithal edilen mallara ilişkin olarak ise malları deniz yolu ile getirin taşıma şirketinin düzenlediği … sayılı özet beyan eşliğinde 04/07/2008 tarihinde Ambarlı Gümrük müdürlüğüne sunulduğunu bu tarihte davalı tarafın eşyaların yurda geldiğinden haberinin olmadığını davacı tarafında haberdar ettiğine ilişkin delil bildirmediğini davacı taraf ithal edilen malların özet beyanla gümrüğe teslim edildikten 135 gün sonra yani 17/11/2008 tarihinde ithalata ilişkin evrakların teslim edildiğini davalı firmanın gümrük işlemlerine başladığı ithal edilen malların gümrük idaresince laboratuar analizine tabi tutulduğu malların ithale uygun olduğunun anlaşılması üzerine 25/11/2008 tarih ve … sayılı kararla 30 gün içerisinde CİF kıymetinin %1 oranında para cezasının yatırılması ve aynı sürede gümrük vergi ve resimleri ile ardiye ücreti olan 33.500-TL nin ödenmesi koşulu ile ithaline izin verileceğinin belirtilmesi üzerine CİF kıymetinin %1 oranındaki para cezasının 27/11/2008 tarihinde yatırıldığının davalı tarafın davacı tarafı muteaddit defalar ve ısrarla uyarmasına rağmen gümrük vergi ve resimleri ile ardiye ücreti olan 33.500-TL nin davacı şirketçe 30 günlük sürenin son günü öğleden sonra yani 25/12/2009 günü saat 11.32 de davalı tarafa havale edildiği bu durumun davalı şirkete bildirilmediği paranın havale edildiği tarih ve saati itibariyle fiili ithalat işlemlerinin tamamlanmasının mümkün olmadığı bu sebeple davacı tarafın kendisine ait yükümlülükleri yerine getirmediğinden davacı tarafın zararına davalı tarafın sebep olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Dayandığı delil ve belgeleri cevap dilekçesine eklemiştir.
YARGITAY BOZMASI; Mahkememizin 11/10/2013 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı Yargıtay …. HD’nin 24/12/2014 tarih, … Esas, … Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
BOZMA ÜZERİNE MAHKEMEMİZİN GÖRÜŞÜ; Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay …. HD’nin 24/12/2014 tarih, …Esas, … Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; hizmet sözleşmesinin ifası sırasında doğan zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

Ambarlı Gümrük Müdürlüğünden alınan 27/04/2010 tarihli cevabi yazı ile dava konusu malların ithalatına ilişkin belgelerin suretleri celbedilerek dosyaya konulmuştur.
Yine Ambarlı Gümrük müdürlüğünün 20/09/2011 tarihli cevabi yazı ile davaya konu eşyaları CİF değerinin %1 oranında para cezasının yatırıldığı serbest dolaşıma giriş yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi sebebiyle eşyaların Erenköy Tasfiye İşletme Şube müdürlüğünce satışının yapıldığı belirtilerek buna ilişkin belgelerin gönderilmesi üzerine gönderilen belgeler dosyaya konulmuştur.
Tarafların sunduğu delil ve belgeler ile Ambarlı Gümrük müdürlüğünden celbedilen belgeler dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılmış bilirkişiler müşterek düzenledikleri raporlarını dosyaya ibraz etmiştirler.
Tüm dosya kapsamından; davacı tarafından verilen vekaletname uyarınca davacının gümrük müşavirliği hizmetini davalı tarafından yapılması şeklinde bir ticari ilişki bulunmakta olup, davacıya ait 18/11/2008 tarih ve … sayılı beyanname muhteviyatı eşyanın gümrükten alınması için gerekli işlemlerin yapılmaması ve tasfiyeye girerek satılması olayında davacının zararının olup olmadığı, zarar var ise davalının yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, zarardan sorumlu olup olmayacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının serbest doluşumı giriş gümrük beyannamesi işlemlerini tamamlaması için ödemesi gereken vergi, resim, harç ve ardiye bedeline ilişkin ödemeyi son gün öğleden sonra yaptığı hususunda da bir tereddüt bulunmamakta olup, alınan bilirkişi raporuna göre bu işlemlerin o gün bitirilmesi, bitirilemediği takdirde de gümrük idaresine yapılacak talep edile mesai saatleri dışında fazla mesai ücreti karşılığında yapılmasının mümkün olduğu, buna rağmen yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Davalının aralarındaki ilişki ve vekalet sözleşmesi gereğince özen yükümlülüğü bulunmakta olup, kendisine gelen havaleleri günlük olarak kontrol etmesi ve yapılacak işlemlerde günlük olarak kontrol edilerek gereğini yerine getirmesi gerekmektedir. Her ne kadar davalı yapılan havalenin hangi işlem için gönderildiğini bilmediğini beyan etmiş ise de, gelen havaleyi gördükten sonra özen yükümlülüğü gereğince bu konuda bir tereddüt yaşanması halinde karşı tarafa sorması gerekmektedir. Davalı bu hususta hiçbir girişimde bulunmamıştır. Davacıya sorduğuna ve bilgi alamadığına dair bir iddiası da bulunmamaktadır. Son gün olsa da para yatırılmış durumdadır ve bilirkişi raporunda belirtildiği üzere gümrük idaresine başvuru yapılarak mesai saati sonrasında da işlemlerin yapılması mümkündür. Bu hali ile davalının vekalet ilişkisinden kaynaklanan özen yükümlülüğünü yerine getirmediğinden kendisine gönderilen havale sonrasında gümrük idaresinde işlemleri yapmayarak zarara sebep olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile vekalet ilişkisi gereğince özen yükümlülüğünü yerine getirmemesinden kaynaklanan bir zarar bulunduğundan bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan borçlar kanununun 44.maddesi gereğince; zarar görenin kendi fiili zararın doğmasına veya artmasına sebep olması halinde hakim zarar ve ziyan miktarını azaltabileceği gibi tazmin yükümlülüğünden tümden de sarfı nazar edebilir. 4458 Sayıl Gümrük Kanunu’nun 4.maddesi gereğince gümrük idaresi ile muhattap olan kişilerinde bu kanun gereğince çıkartılan kararname ve yönetmeliklere uyma yükümlülüğü vardır. Bu kapsamda davacının da gümrükte ki eşyasını takip konusunda basiretli bir tacir gibi hareketi beklenmektedir. Dosya arasına celp olunan gümrük kayıtları ve gümrük müdürlüğünün cevabi yazılarında davacıya ait tasfiye kalan 47 bin kilogram ipliğin 25/03/2009 tarihinde tasfiye hükümleri gereğince satıldığı, gümrük mevzuatı gereğince satış bedelinden gerekli masraf ve giderler düşüldükten sonra satış bedelinden 103.990,00-TL nin kaldığı, 4458 Sayılı Yasanın 187.maddesi gereğince bu paranın davacıya ödenmesi gerektiği, bunun için de yine 4458 Sayılı Yasanın 187.maddesi gereğince davacının gümrük idaresinden bu parayı almak için 1 yıl süresinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Gelen yazı cevapları incelendiğinde, gümrük idaresine davacı tarafından hiçbir başvuru yapılmadığından hazineye irat kaydedildiği anlaşılmaktadır. Davacının malın tasfiyeye girdikten sonra satışta yapıldıktan sonra 1 yıl geçmesine rağmen hiçbir şekilde bununla ilgili bir başvurusu olmamıştır. Davacı basiretli olarak hareket etmiş olsa, gümrük müdürlüğüne başvuracak ve kendisine satış sonrası masraflar düşüldükten sonra 103.990,00-TL ödenecekti. Dolayısıyla davacının yukarıda belirtildiği üzere eBK’nın 44.maddesi gereğince zararın artmasına sebep olduğu anlaşılmaktadır.
Zarara gelince davacının mal bedeli olarak 73.546,24-USD ödeme yaptığı, bunun TL karşılığının 110.686,00-TL olduğu, tasfiye sonucu davacıya ödenmek için ayrılan paranın 103.990,00-TL olduğu, davacının 1 yıllık sürede hiçbir talebi olmaması nedeniyle paranın hazineye kaldığı, dolayısıyla zararın artmasında ciddi etkisinin olduğu anlaşılmaktadır. Zararın artmasında davacının etkisi dikkate alınarak eBK’nın 98/2 yollaması ile 44.maddesi gereğince, olayın oluşu, davacının zararın artmasına katkısı dikkate alınarak takdiren % 40 oranında tenkis yapılmasına, bu tenkis sonrasında kalan 66.411,60-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:

1-Davacının davasının KISMEN KABUL VE KISMEN REDDİ ile; 66.411,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 TL yönünden 23.09.2009 tarihinden, 51.411,60 TL yönünden 28.12.2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz uygulanmasına,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 4.536,58-TL harçtan, peşin alınan 202,50-TL ile ıslah harcı olan 1.291,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.042,28-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 1.509,90-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 110,30-TL ile bilirkişi sarf gideri 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.310,30-TL ile kabul(%60) ve red oranı(%40) olmak üzere 786,18-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 7.655,28-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 5.220,18-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-Davalı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize müracaatla Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 04/04/2018

Katip …

Hakim …