Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/932 E. 2019/1424 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/932
KARAR NO : 2019/1424

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 3 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/1138
ESAS 2018/1217 KARAR SAYILI DOSYADA

DAVA :Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 02/01/2019

DAVA: Davacı … tarafından mahkememize ibraz edilen dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin eski ortağı …’in şirket ortağı olduğu dönemde 28/12/2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla 10 yıl süreyle şirket kaşesi ve unvanı altında atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür kılındığını, imza yetkisinin 28/12/2016 tarihinde sona erdiğini, imza yetkisinin sona ermesinin ardından …’in diğer ortaklar … ve …. ile ortaklığı sürdürmek istemediğini, ortaklıktan ayrılmak istediğini, tarafların ortak tanıdığı olan …’nın aracılık etmesiyle ayrılmak istediğini beyan ettiğini, aracı konumundaki ….’nın aracılığı ile hisse devir sözleşmesi hazırlandığını, ortaklardan …’in satın aldığı hisselere karşılık 230.000 USD’yi …’e nakden, bakiye için 15.333 USD bedelli 15 çeki …’e iletilmek üzere aracı …’ya verdiğini, bugüne kadar …’in hisse devrine ilişkin sözleşmeyi imzalı olarak teslim etmediğini ancak çekleri tahsil etmekte olduğunu, Bakırköy …Noterliği’nin 21/02/2017 tarih ve …. sayısı ile resmi olarak hisse devrine ilişkin sözleşme aktedildiğini, bu hisse devrinin 02/03/2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, noter huzurunda imzalanan sözleşme ile …’in şirket ile bağı ve yetkisinin kalmadığını, …’in ortaklıktan ayrıldıktan sonra icra dosyası ve dayanak senettten önce de müvekkile zarar vermek için bir çok fiil gerçekleştirdiğini, … tarafından müvekkil şirket adına 20/07/2016 düzenleme, 20/07/2017 vade tarihli, 250.000 USD bedelli, davalılardan … adına emre yazılı senet düzenlendiğini, senedin … adına ciro edildiğini, sahte senet nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, senet üzerindeki kaşenin sahte olduğunu, senedin muvazaalı olarak düzenlendiğini belirterek takibe dayanak senet altındaki imzanın …’e ait olup olmadığı ve senedin sonradan düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmasını, müvekkil şirketin defter kayıtlarının incelenmesini, muvazaa ve sahtelik iddiaları doğrultusunda takibin iptaline, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl dosya davalısına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
DAVA;Davalının, müdürlük görevi sırasında müvekkilin borcu olmamasına rağmen kendisi için aldığı iddia edilen 250.000 USD için müvekkil şirketin borcuymuş gibi senet verdiğini, müvekkiline işbu senetle ilgili Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ve mallarına ve banka hesaplarına haciz koyulması, böylece gerçekleştirdiği hukuka aykırı ve zararlandırıcı işlemleri sebebiyle, müvekkilin ödediği bedelin işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiliyle davalı …’in mal kaçırma ihtimalinin açık olduğunu davalının malvarlığı üzerine teminatsız ya da mahkemenin belirleyeceği teminatla ihtiyati haciz ya da ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesini ayrıca müvekkili ile ilgisi olmayan ve şirket kayıtlarında bulunmayan bu senede ilişkin müvekkili hakkında icra takbi başlatılması nedeniyle Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davacı açıldığını , davalı hakkında resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçları nedeniyle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin borcu olmadığı halde davalı nedeniyle haksız olarak ödediği ¨1.066.393,42’nin ödeme tarihi olan 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde, iddiaların gerçeğe aykırı ve kötüniyetli olduğunu, 27/12/2006 tarihinde müvekkilinin şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılındığını, aldığı yetkiyi dürüst ve basiretli bir tacir olmanın gereklerini yerine getirerek kullandığını, davacının senedi temsil yetkisi sona erdikten sonra kullandığını yazılı delillerle ispat etmesinin gerektiğini, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma no’lu dosyasında yapılan soruşturmada müvekkilinin temsil yetkisi sona erdikten sonra bononun düzenlendiğine ilişkin tespit yapılmadığını, kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, menfi tespit davası sona ermeden ödeme yapılmasının şirketin kendi sorumluluğunu gerektirdiğini, davacı ve davalıların birlikte hareket ettiklerini, davacının borca karşılık verdiği ileri vadeli çekler tahsil edilmedikçe işbu davayı açamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya için davacı … tarafından ibraz edilen cevaba cevap dilekçesinde, birleşen dosya davalısının hangi ticari ilişkiye istinaden işbu senedi verdiğini açıklamadığı gibi müvekkili şirketin kayıtların böyle bir senedin bulunmadığını, davalının imzaladığı senedin kuvvetle muhtemel olarak sonradan sahte olarak düzenlendiğini, müvekkili şirketin uğradığı zarardan davalının sorumlu olduğunu belirtmiştir.
Birleşen dosya davalısı tarafından sunulan 2.cevap dilekçesinde, senet bedelini müvekkiline şahsi borcu için düzenlendiği iddia edilmekte ise de, davacı ile birlikte hareket eden …’ün beyanlarını gerçeği yansıtmadığını, yazılı delil sunulmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı … tarafından sunulan düplik dilekçesinde, hisse devir sözleşmesinin 6.maddesinde şirketi bağlayıcı çek, senet, kefalet en geniş manada hiçbir işleme imza atmadığına ilişkin imzası ve ikrarı bulumakta olup senedin sonradan sahte olarak düzenlendiğinin açık olduğunu, davalının senedi verdiği lehtar … ile ilişkisi olup müvekkili …’ü tanımadığını, senette paranın nakden davalıya verildiğinin yazılı olduğunu belirterek davanın kabulünü talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya cevap verilerek davacı şirkete ait sicil kayıtlarınnı mahkememize gönderildiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. Sor. Sayılı dosyanın mahkememiz dosyası içerisine alındığı görülmüştür.
Dosya Birleşen dava dosyasına ilişkin olarak dava konusu senede ve asıl dava dosyasındaki davalılara ilişkin olarak şirket defter ve belgelerinde kayıt bulunup bulunmadığı, birleşen dosya davalısının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise talep edilebilecek tazminat miktarına ilişkin rapor tanzimi için mali müşavir ve sektör uzmanı bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 31/10/2019 tarihli rapor ile;
Davacının 2015-2019 yılı ticari defter kayıtları ve muavin defter kayıtlarını usulüne uygun olarak tuttuğu,Dava konusu 20.07.2016 düzenleme tarihli, 20.07.2017 vade tarihli 250.000 USD bedelli Senede ve Asıl Dava dosyasındaki Davalılardan … ve … adlarına ilişkin kayıt bulunmadığı,21.02.2017 tarihinde 230.000 USD karşılığı ….. bankası şirket hesabından Davalı … banka hesabına ödeyerek “Ortaklık Hisse Devir Temlik Sözleşmesi^açıklaması ile … 331 Ortaklık hesabını kapatarak hisse devrini gerçekleştirdiği,dosyaya sunulan Sulh sözleşmesine istinaden Davalı tarafların herhangi bir itirazda bulunmamakla beraber Davalı … Av. …’ın 25.01.2019 tarihinde Davaya sunduğu Cevap metninde müvekkilinin Sulh sözleşmesini imzaladığına ilişkin beyanının bulunduğunu, taraflar tarafından imzalanmış Hisse Devri Sözleşmesinde …, …. vc … tarafından imzalanmış Sulh Sözleşmesi nde tarafların Çeklerin … tarafından teslim alındığının kabul edidiğini, Şirket muhasebe hesaplarında 12.10.2018 tarihli 70.000.-TL’lik nakden ödemenin şirket hesaplarında yer almadığı, … ile yapılan Protokole istinaden yapılan ödemelerin Şirket Kayıtlarından tespit edilen ödeme toplamı Kur farkı hesaplamaları hariç 943.443,20TL olarak hesaplandığı, dava konusu senedin davalı … …in Şirket yetkilisi olduğu dönem içerisinde düzenlendiği, hisse Devri Sözleşmesinin incelenmesinde taraflarının … …., …. Gümrük Müşavirliği Ltd.Şti ve ….. IJulııslararası Taşımacılık ve Loj.Hizmetleri.. olduğu yalnız … ve … tarafından imzalandığı üzerinde tarih bulunmadığı, davacı … … tarafından 18.09.2019 tarihi itibariyle dava miktarı olan 1.066.393,42 TL ya konu ödemelere ilişkin dekontların şirket Muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu,Senede karşılık verilen çeklerin ödenmesine ait dekontlar incelendiğıini tahsil eden 3.kişiler ile Davacı Şirket personel listesi karşılaştırıldığını ve herhangi bir Şirket personeli tarafından tahsil edilmediğinin görüldüğü sonuç itibariyle; Asıl davada davacının talebinin, senet lehdarı davalı … ve senedi ciro yoluyla devralarak icra takibine konu eden …’e karşı borçlu olunmadığının tespit istemine ilişkin olup 12.12.2018 tarihli duruşmada davalılardan …’e karşı açılan davanın atiye bırakıldığı, bu nedenle, asıl davada sadece dava konusu senedin lehdarı …’e karşı davacı şirketin borçlu olup olmadığının tespiti yönünde inceleme yapıldığı ve davalı lehdar …’ün savcılıkla vermiş olduğu ifadesinde, dava konusu senedin davalılardan ….’in şahsi borcu için düzenlendiğini vc davacı şirketin kendisine herhangi bir borcunun bulunmadığını ifade ettiği, yapılan bu ikrar karşısında, davacı şirketin davalı …’e karşı borçlu olmadığının kabulünün gerektiği, Birleşen Dava yönünden davacının talebinin, şirketin eski ortak ve müdürü olan ve dava konusu senedi imzluayan davalı … YükseFdeıı senet nedeniyle ödenen bedellerin tahsili istemine ilişkin olup … tarafından senedin davacı şirketin bir yükümlülüğüne istinaden düzenlendiğinin geçerli delillerle ispat edilmesi gerektiği, aksi takdirde davacı şirketin dava konusu senet nedeniyle sebepsiz fakirleşeceği, davalı tarafından bu hususta herhangi bir delil sunulmadığı, bu nedenle senetlerden dolayı şirketin uğramış olduğu zararların davalı …’den tazmin edilmesinin gerektiği, her ne kadar davalı … tarafından bu yönde bir sulh sözleşmesi sunmuş ise de, bu sözleşmede davacının imzasının bulunmaması nedeniyle anılan sözleşmenin şirketi bağlamayacağı ve bu sözleşmeye istinaden verilen bir taahhüdün şirket açısından geçerli olmayacağı, davacının dava konusu senet nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 949.443,20-TL’lık bedeli vc bu bedelin dava tarihi itibariyle hesaplanan 155.583,04’lik faizi olmak üzere, müdürlerin sorumluluğu çerçevesinde toplamda, 1.105.026,24-TL yi davalıdan talep edebileceği şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Asıl davada dava kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davası olup uyuşmazlığın ; davaya konu senedin şirket müdürü olarak görev yapan eski ortağı … tarafından şirketteki müdürlük görevi sona erdikten sonra muvazaalı olarak düzenlenip düzenlenmediği, düzenlenmiş ise davacının senetten kaynaklanın itiraz ve defilerinin davalılara karşı ileri sürüp süremeyeceği, davalıların senedin elde edilmesinde ağır kusuru veya kötü niyetli olup olmadıkları hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı icra dosyasına konu 20/07/2016 tanzim, 20/07/2017 vade tarihli, 250.000 USD bedelli bononun şirketin eski ortağı …’in şirket yetkilisi olmadığı dönemde imzalandığı, senedin muvazaalı olarak düzenlendiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalılara borçlarının olmadığı iddia edilmektedir.
Bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Bonoda şekil şartları ,6102 sayılı TTK nın 778.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; “Bono” yada “Emre Muharrer Senet” ibaresi, kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi, vade, ödeme yeri, lehtar, keşide yeri ve tarihi, keşidecinin imzasıdır. Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur.Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir. Sayılan zorunlu şekil şartlarının yanında seçimlik şartlar da vardır. Bonoya isteğe bağlı olarak, faiz, bedelin nakden ya da malen alındığı veya yetkili mahkeme kayıtları da konabilir. Yerleşik Yargıtay kararlarında ve öğretide de kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan biri de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı”dır.”Bedel kaydı” kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarındandır. Bu kayıt keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yarar. Aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi yoktur. Çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, soyut bir borç ilişkisi yaratılmaktadır. Bu nedenle de karşı edimin elde edilip, edilmediğinin önemi de bulunmamaktadır. Temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğu senedin bono niteliğini etkilemez. Bedel kayıtları daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşır. Kişisel def’i nedenlerinin varlığının kanıtlanmasını kolaylaştırır. Sözü edilen kayıtlar özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı niteliktedir. Bedel kaydı içeren bononun lehdarı, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacaktır. Borç ikrarını içeren bir belge aleyhine kanıt sunulabilir. Ancak; ikrar borcun nedenini içeriyorsa, sadece bu nedenin gerçekleşmediğinin kanıtlanması gerekir (YİBK’nun 12.4.1933 gün ve 1933/30-6 sayılı ilamı). Bonoda kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Somut olayda bonodaki düzenleme sebebi nakden olarak yazılmış olduğundan, bono karşılığında nakit para alınmadığına yönelik iddianın davacı tarafından yazılı delille ispatı gerekir. Öte yandan, davacı taraf bonunun … tarafından şirketi temsile yetkili olmadığı dönemde imzalandığını iddia etmiştir. Davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere …, 28/12/2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla 10 yıl süreyle şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olarak atanmış, 02/03/2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde …’in hisselerini devrettiği ve şirket müdürlüğünden ayrıldığı ilan edilmiştir. Bononun tanzim edildiği 20/07/2016 tarihi itibariyle … temsil ve ilzama yetkili müdür olup, senedin tanzim tarihinden sonra düzenlendiği iddiası yazılı delillerle ispatlanamamıştır. Davacı şirket kayıtlarında dava konusu senede ilişkin kayıt bulunmaması da sonuca etkili değildir. Zira, bono ödeme vaadi olup, bağımsız borç ikrarını içermesi ve illetten mücerret olması, bonoyu düzenleyen …’in o tarihte tek başına şirketi temsile yetkili olması ve imza inkarının da bulunmaması karşısında bononun ticari kayıtlarda yer almaması bono nedeniyle alacaklılık borçluluk durumunu etkilemeyecektir. Senetetteki yetkili hamil …’in de kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilebilmiş olmayıp davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava, limited şirket yöneticisi hakkında açılan sorumluluk davası olup, uyuşmazlığın davacı şirket tarafından bu hususta alınmış genel kurul kararı olup olmadığı, şirket yöneticisi tarafından imzalanmış bono bedelinin davacı şirket tarafından ödenmesi nedeniyle şirketin zararının söz konusu olup olmadığı, zarar söz konusu ise miktarının tespiti hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Birleşen dava dosyası yönünden dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK’nin 341. maddesi gibi açık bir düzenleme olmamakla birlikte 6102 sayılı TTK’nin 618/3-c maddesi ve 644. maddesi yollamasıyla 553. madde ve 408/1 ve 479/3-c maddelerindeki düzenlemeler karşısında limited şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için, şirket genel kurulunda karar alınması gerekli olup, genel kurulda davalı şirket yöneticisi hakkında dava açılması yönünde karar alınmış ise ibrazı, yoksa davanın açılmasına izin veya icazet verilmesi hakkında hakkında yönetici olmayan diğer ortakların muvafakatlerinin alınması veya vekaletnamelerinin ibrazı için (Yargıtay 11. HD’nin 2016/1271 E., 2016/8111 K. sayılı kararı benzer niteliktedir) davacı tarafa HMK’nın 54. maddesi uyarınca gelecek celseye kadar süre verilmesine, verilen süre içerisinde kesin sürenin gereklerinin yerine getirilmemiş olması halinde birleşen davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği ihtar edilmiş olup, davacı tarafça süresi içerisine eksiklik ikmal edilmiştir.
Yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen şirket yöneticileri bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Limited şirketlere ilişkin TTK m.644 hükmünün yollamasıyla limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hükümler uygulanır. Kusur sorumluluğunun esasları, zarar, kusur, hukuka aykırılık ve illiyet bağıdır. Genel kusur sorumluluğundan farklı olarak TTK m.553 hükmü, kusursuzluğun ispatını yönetim kurulu üyelerine yüklemiştir. Kusursuz olduklarını ispat edememeleri, mutlaka sorumlu oldukları anlamına gelmeyecektir. Bunun için ortada bir zararın, hukuka aykırılığın ve zarar ile hukuka aykırılık arasında illiyet bağının bulunduğunun da ayrıca ispatlanması gerekecektir. Limited şirket müdürlerinin devredilemez görev ve yetkileri arasında “….Şirketin yönetimi için gerekli olduğu taktirde, muhasebenin, finansal denetimin ve finansal planlamanın oluşturulması…şirket finansal tablolarının, yıllık faaliyet raporunun ve gerekli olduğu taktirde topluluk finansal tablolarının ve yıllık faaliyet raporunun düzenlenmesi…” hususları da girmektedir. Bu görevler dikkate alındığında, uzun süreden beri şirket müdürü olan ve bu yetkisine dayanarak şirket adına bir takım işlemlerde bulunan davalının şirket kayıtlarının tutulmasından ya da en azından şirket adına almış olduğu ödemeleri şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlenmesinden de sorumlu olması gerektiği açıktır. Şirketin bir yükümlülüğüne istinaden dava konusu senedi düzenlediğini iddia eden davalının bu yönde şirketin geçerli bir taahhüdünün bulunduğuna ilişkin delil sunamaması ve dava konusu senedin şirket ticari defterlerinde yer almaması nedeniyle şirketin uğradığı zararın …’den tazmini gerekmektedir. Davacı tarafça 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte haksız olarak ödendiği belirtilen 1.066.393,42 TL’nin birleşen dosya davalısından tahsili talep edilmiş ise de, zarar miktarının ibraz edilen belgelere göre şirket tarafından ödendiği ve ticari kayıtlara geçirildiği tespit edilen 949.443,20 TL’den ibaret olduğu, davacı tarafça nakit olarak ödendiği belirtilen 70.000 TL tahsil harcı olarak ödendiği belirtilen 36.393,42 TL’nin şirket kayıtlarında yer almaması nedeniyle oluşmuş şirket zararı olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 949.343,20 TL’nin 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacısına verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
Birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 949.343,20 TL’nin 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte birleşen dosya davalısından tahsili ile birleşen dosya davacısına verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine,
ASIL DAVADA
1-Alınması gereken 44,40TL başvuru harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 15122,56TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 15078,16TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye kalan avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Alınması gereken 64849,63 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 18211,34TL nin mahsubu ile eksik kalan 46638,29 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Dava ilk açılış harç gideri olan 18252,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 64.517,16 TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 15.069,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 0,75TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre (%89 kabul) hesaplanan 0,67TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı … ile birleşen dosya davalısı vekillerinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 25/12/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır