Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/86
KARAR NO : 2019/156
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 04/03/2019
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı tarafa açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; alacağın tamamının kaynağının yargılamayı gerektirdiğini, cari alacağın dayandığı fatura veya irsaliyelerin sunulmadığını, alacakla ilgili herhangi bir kesin ispat vesikasının bulunmadığını ileri sürerek, alacağın reddine karar verdiğini, gönderilen red yazısında 2. alacaklılar toplantısına katılmak için dava çerçevesinde toplantıya katılma kararı alınması ve bu kararın dosyaya sunulması gerektiğinin ifade edildiğini, Bakırköy …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasından davacının alacaklı olduğu ve bu takibin kesinleştiğinin açık olduğunu, ilgili takibin cari hesap alacağına dayandığını, iflas dairesi sıfatına sahip Bakırköy …. İcra dairesinin alacağı reddetme sebebinin hem hukuken hem de maddi vakıa açısından dayanaksız olduğundan bahisle açılan davanın kabulü ile alacağının kabulüne, masanın bu alacağı ödemeye mahkum edilmesine, alacağının ikinci alacaklılar toplantısında temsil edilebilmesi için toplantıya katılma yetkisinin verilmesini, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP ; Dava dilekçesi Bakırköy … İflas Müdürlüğünün …. İflas sayılı dosyasına gönderilmiş iflas müdürlüğünce iflas idare memurlarının isimleri bildirilmiş ve iflas idare memuru …. tarafından cevap dilekçesi sunulmuş olup sunulan dilekçede özetle;Davacı taraf Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …İflas sayılı dosyasına … numaralı alacak kayıt dilekçesini sunduğunu, 31/08/2016 günü yapılan birinci alacaklılar toplantısına katılmadığını, birinci alacaklılar toplantısından sonra İcra Mahkemesince iflas idare memurluğuna seçildiğini ve …. ve …. ile birlikte göreve başladıklarını, dosya kapsamında yapılan inceleme ve görüşmelere göre alacağın kaynağı yargılamayı gerektirdiğinden, cari alacağın mesnedi olan fatura ve irsaliyeler sunulmadığından ve alacakla ilgili kesin ispat vesikaları bulunmadığından davacının alacak kayıt talebinin reddedildiğini,iş bu davanın kabulüne karar verilmesi halinde davanın açılmasında gerekli belgelerin davacı tarafça sunmadığı ve açıklamaları yapmadığı sebebiyle davacının kusurlu olduğu göz önüne alınarak davacı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır.
İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir.Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar .İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken , tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek , Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara , alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi , sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
Somut olayda, işbu davanın yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizin …. esas sayılı dosyası ile … Tekstil …. ile ilgili olarak iflasın 16/05/2016 tarihinde açılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, tanzim olunan bilirkişi raporunda …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Sirketi’nin Müflis …. Tekstil ….’e dönem dönem is avansı açıklaması ile ödemeler gönderdiğini fakat bu ödemelere karşılık iki yıl boyunca iki tarafın ticari ilişkisinden kaynaklı bir fatura giriş çıkısı olmadığı, davacı ile davalı arasında arkadaşlık komşuluk ilişkisi olması sebebiyle bu ödemelerin borç olarak mı davalıya verildiği, 2013 yılı sonu itibariyle davacının resmi defter ve belgelerine göre Davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Sirketi’nin. Davalı Müflis …. Tekstil ….’ten 1.835.000,00-TL alacaklı olduğu,davalının Müflis … Tekstil …’in resmi defter ve belgeleri kanuna uygun tutulmadıği, defterlerde davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Sirketi’ne ait bir muhasebe kaydının olmadığı, davalının 2013 yılı defter kayıtları ve açılış tasdikinin 30 Aralık 2013 ten sonra olması sebebiyle taraflar arasında Borç Alacak ilişkisi olup olmadığı tespitinin yapılamadığı tespit edilmiş ve buna göre 2013 yılı sonu itibarı ile davacının resmi defter ve belgelerine göre Davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, Davalı Müflis …. Tekstil ….’ten 1.835.000,00-TL alacaklı olduğu,davalının Müflis …. Tekstil ….’in resmi defter ve belgeleri kanuna uygun tutulmadığı, defterlerde davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait bir muhasebe kaydı olmadığı, davalının 2013 yılı defter kayıtları ve açılış tasdikinin 30 Aralık 2013 ten sonra olması sebebiyle taraflar arasında Borç Alacak ilişkisi olup olmadığı tespiti yapılamadığı şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi tarafından sunulan ek raporda Davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, Davalı Müflis …. Tekstil …’e dönem dönem iş avansı açıklaması ile ödemeler gönderdiği fakat bu ödemelere karşılık iki yıl boyunca iki tarafın ticari ilişkisinden kaynaklı bir fatura giriş çıkışı olmadığı, davacı ile davalı arasında arkadaşlık komşuluk ilişkisi olması sebebiyle bu ödemelerin borç olarak mı davalıya verildiği, dava konusu edilen havalelerdeki paraların kayıtlarında yer aldığı,Davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, 2013 yılı sonu itibarı ile resmi defter ve belgelerine göre Davalı Müflis …. Tekstil …’ten 1.835.000,00-TL alacaklı olduğu, Davalının Müflis …. T.ekstil ….’in resmi defter ve belgeleri kanuna uygun tutulmadığı defterlerde, davacı …. Teksil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ait bir muhasebe kaydı olmadığı, davalının 2013 yılı defter kayıtları ve açılış tasdikinin 30 Aralık 2013 ten sonra olması ve 2012 yılı defterlerine hiç ulaşılamaması sebebiyle taraflar arasında dava konusu edilen havalelerdeki paraların kayıtlarında yer almadığı, davalı ve davacı arasına davalı tarafın resmi defterlerde bir kayıt olmadığından ticari ilişki bulunmadığı şeklinde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
Davacı taraf, kayıt kabul talebini davalı tarafa yapılan havale miktarlarına dayandırmıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 457 ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe (tıpkı onun özel biçimlerinden biri niteliğindeki çek gibi) bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Hukuk Genel Kurulu’nun 12.3.2003 gün ve E:2003/3-118, K:2003/158; 10.10.2012 gün ve E:2012/13-264, K:2012/700 sayılı ilamları).
Somut olayda, havaleci durumundaki davacı şirket, değinilen yasal karine karşısında, davacıya yaptığı dava konusu havalelerin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır. Başka bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de, somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir. Davacı tarafça sunulan toplam 1835.000,00 TL’lik banka dekontlarının davacı tarafından … hesabına gönderildiği, dekontlarda “iş avansı” ibaresinin yazılı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça havalelerin ne maksatla gönderildiği hususunda açıklama yapılamadığı, tarafların ticari defter ve belgelerinde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğuna dair bir kayıt, fatura giriş çıkışı bulunmadığı tespit edilmiştir. …. Bankası aracılığıyla davacı tarafından davalıya 20/03/2013 tarihinde 170.000,00 TL, 21/03/2013 tarihinde 115.000,00 TL, 02/05/2013, 08/05/2013, 15/05/2013 tarihlerinde olmak üzere 250.000’er TL, 14/06/2013 ve 17/06/2013 tarihlerinde 400.000’er TL gönderildiğine ilişkin havaleler mevcut olup, bu havale miktarlarına dayanak fatura, dayanak belge, sözleşme vs ibraz edilmediği, havale dekontlarında “iş avansı” yazmakta ise de, toplam 1835.000,00 TL’nin farklı tarihlerde, iş avansı ibaresi altında gönderilmesine dayanak belge bulunmaksızın masaya kaydının kabul edilemeyeceği kanaatine varılmakla, davacı tarafça yemin deliline dayanılmadığından bu hususta hatırlatma yapılmayarak sübut bulmayan davanın reddi ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 44,40-TL’nin harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 13,00TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı 20/02/2019
Başkan ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Üye ….
¸e-imzalıdır
Katip ….
¸e-imzalıdır