Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/834 E. 2023/49 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/834 Esas
KARAR NO : 2023/49

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/01/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … San İç ve dış LTD ŞTİ ye ait …. plakalı araç müvekkil şirketi … Sigorta Aş tarafından …. nolu zorunlu mali Mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığını, 28/02/2009 tarihinde sürücü … sigortalı araç ile Gaziantep ili … ilçesi mevkiinde … Mah … nolu caddeden … nolu çaddeye geçiş yaparken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu no:… ve … sayılı yerlerin duvarına çarptığını, bu çarpma neticezsinde araçta bulunan yolcu …’un yaralandığını, malul kalan … tarafından Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinde ölüm veya cismani zarar sebebiyle tazminat davası açıldığını mahkemece davacı … un kaza sonucu uğradığı maluliyet oranının % 22 olarak tespit edildiğini ve aktüer raporuna göre hesaplanan 102.798.00 TL zararın poliçe teminatı ile sınırlı olmak üzere ödenmesine karar verildiğini, müvekkili … Sigorta AŞ tarafından davacı … ‘a mağduriyetini gidermek amacıyla 18/07/2016 tarihinde faiz ve diğer tüm masraflarla birlikte 141.373,00 Tl ödeme yapıldığını, sürücü … un ehliyetsiz olmasına rağmen sigortalı aracı kullandığını, kusuru ile dava konusu kazanın meydana gelmesine ve …’un % 22 oranında malul kalmasına sebep olduğunu, Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesinin sürücü …’u % 100 kusurlu bulunduğunu, dava konusu kazanın tek taraflı bir kaza olup ehliyetsiz sürücü … sigortalı kamyonu kullanırken aracın direksiyon hakimeyitetini kaybederek orta refüjden karşı şeride geçmiş daha sonra yaya kaldırımına çıkmış ve duvara çarparak durabildiğini, söz konusu aracın huzu yılda fren izi olmadığı için tespit edilemediğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun “Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller” bsaşlıklı 84 maddesinin b bendine göre b-)Taşıt giremez trafik işareti bulunan karaşoluna veya bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme durumunda sürücünün asli kusurlu sayılacağını, sigortalı araç sürüc üsünün direksiyon hakimeyitini kaybederek karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girdiğini ayrıca ehliyeti bulunmayan … un sigortalı kamyonu kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokması sebebiyle de % 100 kusurlu olduğunun açık olup, bu hususun Gaziantep … Asliye Ticaret Mahkemesince … Esas sayılı dosyada incelenerek Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen bilirkişi raporları da dikkate alınarak ehliyetsiz sürücü …’un 8/8 kusurlu bulunduğunu, davalının ehliyetsiz sürücü ve araç malikinin söz konusu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, aracı kullanmak için gereken ehliyetnameye sahip olmadığı halde …. plakalı aracı kullanan ve karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girerek tek taraflı kaza yapan araç sürücüsü …’un % 100 kusurlu olduğunu, kusurun bilirkişi raporları ve mahkeme kararı ile sabit olduğunu aracın maliki …. Gıda San İç ve Dış Tic LTD ŞTi doğan zarardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, …’a %22 malul kalmasından dolayı 141.373,00 TL ödeme yapıldığını, …’a ödenen bu bedelin kusuru ile zarara sebep olan davalılardan tahsilinin gerektiğini, davanın kabulü ile 141.373,00 TL nin ödeme tarihi olan 18/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek TC Merkez Bankasının uyguladığı en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, mahkeme masrafları ve vekalet ücretlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; somut olayda, müvekkil şirketin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, öncelikle görev yönünden iş bölümü itirazlarının bulunduğunu, somut olayda görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin E…., K… sayılı ve 30.10.2012 günlü kararında ‘’… Dosyanın incelenmesinde, davacıya sigortalı işyerindeki emtianın zarar görmesi nedeniyle davacı tarafından sigortalıya ödenen teminat bedelinin, zarara neden olduğu iddia edilen davalılardan rücuan tahsilinin talep edildiği, bu itibarla davacının halef olduğu gözetilerek davanın nitelendirmesi yapılırken sigortalı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, buna göre davanın ticari bir dava olmadığı, haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.’’ hususlarına yer verildiğini, diğer taraftan, Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 inci maddesinde yer alan düzenlemede; ‘’Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.’’ denildikten sonra, 86 ncı maddesinde; ‘’İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.’’ hükümlerine yer verildiğini, somut olayda da; dava dosyası içeriğinde yer alan Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda kazaya karışan sürücü olarak …. (…) tespit edildiğini, şirketin böyle bir çalışanı olmadığını, dolayısıyla, dava konusu kazanın; bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini, bu konuda; Yargıtay … Hukuk Dairesi, E. …, K. … sayılı ve 04.12.2008 günlü kararında; ‘’Olay sırasında araç sürücüsü olan davalı … ceza dosyasındaki ifadesinde; tamirci olduğunu, müşteriye ait otonun tamir işi bitince çıktığı kontrol sürüşünde kaza yaptığını bildirmiştir. Motorsikletin maliki olan davalı … cevap dilekçesinde; motorsikleti tamire bıraktığını kazadan haberi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Araç maliki, kural olarak zarardan sorumlu ise de, işletenin araç ile zilyetliğinin kesilmemesi ve aracın onun emri ile kullanılması durumunda sorumlu olacağının kabulü gerekir. Sürücü olarak kamu davasında cezalandırılan tamirci davalının yukarıda belirtilen açık beyanı gözetildiğinde, aracını tamirhaneye bırakmış olan ….’ün araç ile ilişkisinin kesildiği, bu nedenle zilyet ve işleten olarak kabulüne olanak bulunmadığı açıktır. Şu durum karşısında, onun sorumluluğuna karar verilemez. Öte yandan aracın tamir için bırakılmasının bir istisna sözleşmesi oluşturması, tamircinin müteahhit durumunda olup, araç malikinin istihdam ettiği veya yardımcı şahsı olmaması karşısında tamircinin eyleminden dolayı ….’ün BK.nun 55. ve 100. maddeleri gereğince de sorumluluğu olanaklı değildir.’’ aynı şekilde, Yargıtay …. Hukuk Dairesi, E. …, K. … sayılı ve 01.04.2004 günlü kararında (Ek:2); ‘’Dava, TTK.nun 1301 nci maddesine dayalı olarak açılan kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir. Davalılardan … sıfatını taşıyan …’un aracını kazadan önce dava dışı tamirciye bıraktığı tamircinin yanında çalışan davalı …’ın kazayı yaptığı hususları sabittir. 2918 sayılı KTK.nun 85/2 ve 86/1 nci maddeleri hükümlerine göre, ancak işletme halinde bulunan aracın meydana getirdiği zararlardan işleten sorumlu tutulmuş ve işletme halinde dahi kazanın üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispatlamak koşulu ile işleten lehine kurtuluş beyyinesi getirilmiş bulunmaktadır. Ayrıca aynı yasanın 104/1 nci maddesi hükmü uyarınca da aracın onarım amacıyla bırakıldığı kişinin de işleten gibi sorumlu olacağı hükme bağlandıktan sonra, aracı işletenin bu durumda doğan zarardan sorumlu olmayacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Davaya konu somut olayda, davalı …’un aracının tamir amacıyla bırakıldığı işyerinde çalışan davalı … tarafından …’dan habersiz olarak geceleyin alınarak davaya konu kazanın meydana geldiği ve kazada ….’ın tam kusurlu olduğu anlaşılmakla, kaza tespit tutanağı, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve bozma kararı içeriğine göre, davalı …’a ait aracın geceleyin bırakıldığı tamir atölyesinden atölyede çalışan işçi tarafından habersizce alınarak kullanılması sonucu gerçekleşen kazada …’un sorumluluğunun bulunmadığı, aracın geceleyin atölyede bulunması nedeniyle davalı … …’un fiili hakimiyetinin ortadan kalkmış olup, 2918 sayılı Yasa’nın 104/1 nci maddesi uyarınca bu durumda …’un meydana gelen zarardan sorumlu olmadığına karar verilmesi gerekirken…’’ şeklinde tespitlere yer verildiğini, Yargıtay kararlarında da isabetle vurgulandığı üzere, 3. kişinin ağır kusuru ile birlikte işletenin araç ile zilyetliği kesilmekte; bu itibarla da işletenin sorumluluğunun ortadan kalkmakta olduğunu, somut olayda dava dosyası içeriğinde yer alan Trafik Kazası Tespit Tutanağı’nda kazaya karışan sürücü olarak tespit edilen … (…) ….’nın, müvekkil şirket çalışanı olmamasından ötürü 3. kişi olduğu kazanın da adı geçen kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini, kazanın şirket çalışanı olmayan, şirketle bir ilişkisi olmayan bu 3. kişinin ağır kusuru neticesinde oluştuğunun Mahkeme kararı ile de sübut bulduğunu, müvekkili şirket ile araç arasında zilyetliğin kesildiğini, bu itibarla, davacı … şirketinin dava dışı kişilere yapmış olduğu harcamalardan müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığından haksız davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. Maddesi (6762 sayılı Kanunun 1301. maddesi) uyarınca trafik kazası nedeniyle davacı … tarafından dava dışı 3. kişiye ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet verdiği iddia olunan ve ağır kusurları bulunan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 11/05/2017 tarih … esas … karar sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararının 1/09/2017 tarihinde kesinleştiği ve dosyanın mahkememize tevzi edildiği görülmüştür.
Gaziantep …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından 28/02/2009 tarihinde yolcu konumunda bulunduğu dava dışı araç sürücüsü …. sevk ve idaresindeki … plakalı aracın gerçekleştirdiği kazada zarar gördüğü iddiası ile .. Sigorta A.Ş’den maddi tazminat talebinde bulunulduğu, yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 102.798,79 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacı …’a verilmesine karar verildiği, iş bu kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 18/02/2022 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Gaziantep …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde, takip alacaklısı … tarafından Gaziantep… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas … karar sayılı ilamı ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, iş bu icra dosyası kapsamında … Sigorta A.Ş tarafından 141.373,00 TL bedelin …’a ödendiği, sigorta şirketi tarafından bu ödemeye ilişkin 18/07/2016 tarihli ödeme dekontunun dosyaya ibraz edildiği görülmüştür.
Davacı ile davalı sigortalı arasında … nolu zorunlu mali Mesuliyet sigorta poliçesi kapsamında sigortalandığı imzalandığı, bu sigorta kapsamında dava dışı …’a 28/02/2009 tarihli trafik kazası nedeniyle kesinleşen Gaziantep …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. Esas … karar sayılı ilamı doğrultusunda ödeme yapıldığı noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; dava konusu hasardan davalıların sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Rücu ve halefiyet, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. …, K. …, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya kapsamında yer alan sigorta sözleşmesi ve ödeme belgesi dikkate alındığında, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın “İşleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu” başlıklı 85. madde 1. fıkrası; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü, aynı maddenin son fıkrası ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükmünü havidir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 95/2. maddesinde ise; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” hükmü ve Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/2 maddesinde; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir” düzenlemesi mevcuttur.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.c maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, aracın Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi sonucunda meydana geldiği takdirde sigortacının sigorta ettirene rücu imkanı bulunmaktadır.
Somut olayda kazaya ilişkin olarak karar tarihi itibariyle kesinleşen Gaziantep…. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … esas … karar sayılı dosyasında sanıklar … ve … ( … ) tarafından yapılan savunmalarda; …’nın ( … ) olay günü aracı kendisinin kullandığını açıkça beyan ettiği, ehliyetsiz olması nedeniyle kaza anında tutanağa geçirilmek üzere aracı …’un kullandığını söylediklerini ve kaza tutanağını korku nedeniyle bu şekilde tanzim ettiklerini beyan ettikleri görülmüştür.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda Mahkememizce yapılan değerlendirmede; dava konusu aracın olay tarihinde davalı … ( … ) tarafından kullanıldığı ve davalı sürücünün kaza tarihi itibariyle ehliyetsiz olduğu hususu ceza dosyasındaki beyan ve tespitlerle sabittir. Buna göre yukarıdaki mevzuat hükümleri çerçevesinde, sigortalı aracın ehliyetnameye sahip olmayan sürücü tarafından kullanılması nedeniyle davacı … şirketinin davalı işleten ve davalı araç şoförüne rücu imkânı bulunduğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Poliçe gereği ödeme yapan rücu alacaklısı davacı … şirketinin, üçüncü kişiye ödeme yaptığı tarih itibariyle rücu borçlusu olan davalılar temerrüde düşmüş olduğundan, faiz başlangıç tarihi ödeme tarihi kabul edilerek, ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiz üzerinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE
-143.373,00 TL rücuen tazminat alacağının 18/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek Davalı … yönünden yasal faiz, davalı şirket yönünden ticari faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.793,81-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.639,46-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.154,35- TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.639,46-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 404,40 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 435,80-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların davalılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 22.505,95- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e-duruşma ortamında ve davalı …. Merkezleri vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2023

Katip …
E-İmzalıdır

Hakim …
E-İmzalıdır