Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/790 E. 2018/973 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/790 Esas
KARAR NO : 2018/973

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/08/2017
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile tarafların tekstil sektöründe faaliyet gösteren işletmeler olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında cari hesaptan kalma 38.136,83 TL alacağının tüm taleplere rağmen ödenmeyince davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün . esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe kaşrı haksız ve kötü niyetli olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile taraflar arasında iddia edilenin aksine ne yazılı cari hesap sözleşmesi ne de bu sözleşme dolayısıyla bir alacağının bulunmadığını, müvekkili şirketinin cari hesaptan veya başka bir sözleşmeden kaynaklı olarak herhangi bir borcunun olmadığını, cari hesap sözleşmesinin TTK’da “iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesidir. Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça geçerli olmaz.” şeklinde tanımlandığını, bu madde hükmü gereği davacı tarafın cari hesaptan kalma bir alacak talebinde bulunabilmesi için öncelikle taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmasını gerektiğini, taraflar arasında bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, cari hesap kaydı da bulunmamaktadır. Bu nedenle müvekkil şirketin davacı tarafa cari hesaptan kalma bir borcu da bulunmadığını, davacı tarafın dilekçeleri ve delillerinde de böyle bir sözleşmenin varlığına dair bir beyanın da olmadığını, bu sebeplerle davacı tarafın, müvekkili şirketini borçlu göstererek yapılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, cari hesap alacağının tahsili istemiyle açılan icra takibine davalının borçlu olmadığı yönünden itirazı üzerine duran icra takibi nedeniyle itirazın iptali ve takibin devamı istemiyle İİK’nin 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 38.136,83 TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM …tarafından düzenlenen raporda, taraf şirketlerinin 2017 yılı ticari defterlerinin zamanında ve usule uygun tutulduğu ve sahiplerine lehine delil niteliği taşıdığı belirtilmiştir. Raporda, taraflar arasında imzalanan bir sözleşme olmadığı, davacı şirket alacağın tahsili için davalıya ihtarname çekip temerrüde düşürmediği, taraflar arasında teamülün oluşmadığı, dava dosyasına ilgili açık faturanın davalıya tebliğ edildiği ilğe ilgili (PTT, Kargo, kurye, İadeli taahhütlü ve elden teslim edildiği ile ilgili olarak makbuz veya beyan sunulmadığı (dava dosyasına sunulan 3 adet şevki irsaliyesinin dava ve takip konusu olan açık fatura ile ilgisi tespit edilemediği, şayet malların teslim edildiği sevk irsaliyesi ve faturanın davalıya tebliğ edildiği makbuzları sunulduğu takdirde, davacının 08.08.2017 takip tarihi itibariyle davalının kendilerine 31.03.2017 tarihli 20.000,00 TL havale bedeli düşülerek davalıdan 38.136,83 TL asıl alacağı, işbu asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar talep ile bağlı kalınarak yasal faiz talep edilebileceği kanaati hasıl olduğu, davacı şirket, davalı şirkete, dava ve takip konusu açık faturanın ve ona bağlı malların sevk irsaliyeleriyle birlikte, davalı şirkete teslim ve tebliğ edildiği ile ilgili makbuzları dava dosyasına sunmadığı takdirde, davalı şirketin 31.03.2017 tarihinde banka havalesiyle davacı şirkete gönderdiği 20.000,00 TL havale bedelinden dolayı davacıdan alacaklı olacağı, işbu asıl alacağına dava tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz hesap edilebileceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı taraf, davalı ile aralarında cari hesap ilişkisi bulunduğunu ileri sürmüş, “kesim, dikim, ütü, paket” işi karşılığında davalıya kestiği 58.136,83 TL bedelli fatura alacağından davalı tarafça yapılan 20.000,00 TL’lik ödeme düşüldüğünde 38.136,83 TL alacaklı olduğunu iddia etmektedir. Faturaya dayanak olarak davalı şirketçe faturada belirtilen işlerin yapımı için kendisine teslim edilen kumaşlara ilişkin 10/03/2017 tarihli ve …. sayılı, 23/03/2017 tarihli ve …. sayılı, 23/03/2017 tarihli ve … sayılı sevk irsaliyelerini sunmuştur. Davalı taraf, cevap dilekçesinde davacı ile herhangi bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, davalıya herhangi bir borcu olmadığını savunmuştur. Yukarıda belirtilen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edildikten sonra davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyanında; davalının cari hesaptan ve başka bir sözleşmeden kaynaklı olarak davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını ayrıca davacı tarafça düzenlenen faturanın kendilerine tebliğ edilmediğini, defterlerinde kayıtlı olmadığını beyan etmiş, ayrıca davalıya 31/03/2017 tarihinde gönderilen 20.000,00 TL havale nedeniyle alacaklı olduklarını beyan etmiştir.
Bilirkişi raporunun taraflara tebliğinden sonra davacı tarafça, davalıya yemin teklifinde bulunulmuş, davalı şirket yetkilisinin 4. Celse alınan yeminli beyanında dava konusu ürünlerle ilgili taraflar arasında bir anlaşma olduğunu, konuya ilişkin anlaşma metni dosyaya sunulduğunu, davacı şirkete, davalı şirketin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında herhangi bir borcu bulunmadığını, yemin metninde bahsedilen irsaliyelerin tarih ve numaralarını da tam olarak bilmediğini fakat davacı şirkete kesim-dikim-ütü-paket yapılmak üzere bir miktar ürün teslim edildiğini fakat davalı taraf, kesim ve dikimi niteliksiz yaptığından dolayı müşterileri olan …. Şirketi’nin malı kabul etmediğini, bu konuyu davacıyla görüştüklerini, davacının, malın tamirini ve açma kapama işlemlerini yapamayacağını söylediğini, hatta daha önceki avans olarak verdikleri 20.000,00 TL’nin kendilerinde kalması, ürünlerinin de taraflarınca alınarak başka firmaya yaptırılması konusunda telefonda konuşlularak anlaşma sağlandığını, davacı tarafın, 20.000,00 TL dışında ayrıca talepte bulumnamayacağını söylediğini, hatta söz konusu ürünlerin …. şirketine sevkini de davacının yaptığını, buna ilişkin belgenin de dosyada mevcut olduğunu beyan etmiştir.
Görüldüğü üzere davalı tarafça her ne kadar taraflar arasında cari hesap veya başka bir sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişki bulunmadığı savunulmuşsa da davalı şirket yetkilisinin yeminli beyanı ve davacı tarafça sunulan irsaliyeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında davalıya ait bir kısım ürünlerin kesimi, dikimi, ütü ve paket işlerinin yapılması hususunda anlaşma bulunduğu, söz konusu ürünlerin belirtilen işlerinin davacı tarafça yerine getirildiği, davalı tarafça davacıya işin başında 20.000,00 TL’lik peşin ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket yetkilisi yeminli beyanında ürünlerin davacı tarafça ayıplı olarak üretildiğini, bu nedenle müşterilerinin ürünleri kabul etmediğini, bu hususu davacıya bildirdiğini, ürünlerin tamirinin başka bir firma tarafından yapılması ve davacının 20.000,00 TL dışında başka bir bedel talebinde bulunmaması yönünde davacı ile anlaştıklarını ileri sürmüşse de; cevap dilekçesindeki savunmadan sonra bu yöndeki savunmaları savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında bulunmakla mahkememizce itibar edilmemiştir. Kaldı ki davalı taraf , davacının anlaşma konusu işleri ayıplı bir şekilde yerine getirdiğine, muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğine ilişkin de herhangi bir delile dayanmamış ve sunmamıştır. Bu durumda yukarıda belirtilen sevk irsaliyelerine konu ürünlerin davalı tarafça davacıya teslim edildiği, davacı tarafça da bu ürünlerin kesim, dikim, ütü ve paket işlerinin yapıldığının ispatlandığı, davalının ayıp iddialarının savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu gibi ispatlanamadığı da anlaşılmakla, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulüne, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında yapılan takibin davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Asıl alacağın % 20’sine denk gelen 7.627,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesinme,
3-Alınması gereken 2.605,12 TL harçtan, peşin alınan 651,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.953.83 -TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 682,69 TL, 119,25 TL tebligat, müzekkere ve 600 bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 1.401,94 -TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 4.545,05 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır