Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/701 E. 2019/328 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/701 Esas
KARAR NO : 2019/328

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/04/2015
KARAR TARİHİ : 21/03/2019
Mahkememizin…. Esasında görülmekte olan Alacak davasında yapılan yargılama sonucu verilen 29.12.2016 tarihli ve… karar sayılı kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 12.07.2017 tarih…Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırılması üzerine mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin … şirketi ile … arasında 24 çuval içinde ve brüt 12.140 kg ağırlığındaki Kalibre Edilmiş Mağnezyum Talaşı yükünün 07.03.2013 tarihinde Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için bir taşıma sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin … ise 05.03.2013 tarihinde … Ltd. Şti. ile aynı yükün 07.03.2013 tarihinde Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için bir taşıma sözleşmesi yaptığını, …. Ltd. Şti. ile taşıma işinin bir alt nakliyeciye devredilmesi hakkında anlaşma yapılmamasına rağmen, …. Ltd. Şti. sözleşmeye aykırı olarak taşıma işini …. isimli başka bir şirkete ve bu şirketin de aynı taşıma işini …. A.Ş. isimli nakliye şirketine devrettiğini, müvekkilinin böyle bir alt taşıma sözleşmesine ve taşımaya muvafakatı olmadığını, buna rağmen …. A.Ş.’ne ai…. plakalı TIR aracı, 07.03.2013 tarihinde sahibinin ve göndericisinin Almanya’daki ….ve satıcısının …olduğu 24 çuval içinde ve brüt 12.140 kg ağırlığındaki Kalibre Edilmiş Mağnezyum Talaşı yükü …. 1,…. adresinden teslim aldığını, … Ltd. Şti. İle yapılan taşıma sözleşmesine göre, en geç 12.03.2013 tarihine kadar alıcısı …. Çerkezköy adresinde mukim …. A.Ş. adına Çerkezköy Gümrük Müdürülüğüne teslim edilmesi gereken bu yükün süresinde teslim edilmediğini, Çerkezköy Gümrüğüne teslim edilmesi gerekirken Halkalı Gümrüğü’ne teslim edildiğini öğrendiğini, yapılan taşıma sözleşmesinde, CMR belgesi ve TIR Karnesi’nde malın alıcısının Çerkezköy’de olduğu, malın Çerkezköy Gümrüğü’ne götürüleceği açıkken taşıyıcı TIR Karnesi’ndeki varış gümrüğünün “Halkalı” olarak değiştirildiğini, malı Halkalı’ya götürdüğünü söylemediğini, yine malın alıcıya teslimi ve gümrük işlemlerinin yapılabilmesi için gerekli olan evrakların hiçbirini alıcıya teslim etmediğini, nitekim tüm bu olaylar neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, bu gelişmeler sonucu davalı şirketler hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’na ….no ile suç duyurusunda bulunduğunu, yükün günlerce süren uğraş sonucu 12.04.2013 tarihinde alıcısına yediemin olarak teslim edildiğini, ancak tutanakta yükün hiçbir şekilde kullanmamak koşuluyla teslim edildiğini, ancak davalıların ifadeleri sonucu yükün kullanılabilmesi için tekrar savcılığa başvurulduğu ve bu amaçla ek bir müzekkere yazıldığını, ve bu talimata istinaden yükün gümrüğü yapılabilidiğini, bu nedenle yükün ancak iki ay sonra alıcısı tarafından tam anlamıyla teslim alındığını, alıcı firmanın bu malı zamanında işleyip kendi müşterisine teslim edemeyeceğinden dolayı, Almanya’dan tekrar ve daha pahalı hammadde temin edilerek ve ek masaraflar yapılarak Çerkezköy’e gönderildiğini, alıcının zamanında üretim yapamadığından hem üretimi gecikmeli ve daha pahalı malzeme ile yapmak zorunda kaldığından ve hem de esas hammaddeyi iki ay uğraşarak, masraf ederek zorla alabildiğinden, tüm bunlar için misliyle para ödemek zorunda kaldığını ve çıkan masrafları müvekkili şirkete taşımayı yaptıran ….şirketine fatura ettiğini, bu şirketin de aynı masraflar için müvekkili şirkete rücu ettiğini, bu nedenle de malın göndericisi asıl taşıyıcı olan müvekkil şirkete 23.085,84 Euro tutarlında fatura gönderdiğini ve zararı talep ettiğini, yine yükün Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı bir antrepoda alıcıdan habersiz bekletilmesi neticesinde 2.033,30 Euro antrepo bedelinin müvekkili şirketçe ödendiğini, malın ATR belgesi alıcıya teslim edilmediği için 418,21 Euro tutarındaki vergisi alıcı tarafından müvekkil şirkete ödettirildiğini, malların Halkalı’ya teslim edildiğini öğrendikten sonra müvekkil şirket, tüm bu işlemlerin takibi için …. Ltd. Şti. yetkililerinden hizmet almış, malın teslimine kadar tüm bu süreçte iki kişinin bu işlemler ile ilgilendiğini, müvekkil şirketin bu hizmetin bedeli olarak 452,58 Euro ödemek zorunda kaldığını, malın alıcıya teslimi için Halkalı-Çerkezköy ara nakliyesi için 740,045 Euro ödediğini, mahkemeye sunulmak üzere tercüme edilen belgeler için 144,53 Euro ödediğini, avukatlık ücreti olarak 522,365 Euro (1.500TL) ödediğini, bu süreçte taraflara malın teslimi için çekilen ihtarnameler için 145,29 Euro (340 TL) ödediğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27.542,44 Euro ‘nun varış tarihi olan 12.03.2013 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafça taşıma konusu yükün 12.04.2013 tarihinde teslim alındığını, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığını, müvekkilinin elinde o gün için taşımaya uygun araç olmadığından taşıma işinin diğer davalı (alt taşıyıcı) …. ile yapılan taşıma sözleşmesi ile gerçekleştirildiğini, …. de taşıma işini, diğer davalı … . A.Ş. (….’e) ile yapılan sözleşme gereğince … plakalı dorse ve çekici araçlar ile gerçekleştiğini, taşıma konusu malların ….ile yapılan alt taşıma sözleşmesi gereğince ….’e ait tırlar ile Almanya’dan teslim alındığını, ….’in taşıma konusu malların göndericisinin davacı … olduğunu öğrenmesi üzerine bu kez davacı şirketten daha önceki bir taşımaya konu navlun bedeli alacağı olduğu, malların tesliminin iş bu navlun bedelinin kendilerine ödenmesi şartı ile “taşıma konusu mallar üzerinde Hapis Hakkını Kullandığını”davacı tarafa bildirdiğini, ….’in 11.06.2013 tarihinde Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının … Sr. Sayılı dosyasına verdiği ifadesinde hapis hakkını kullandığını belirttiğini, dava konusu emtiaların hapis hakkının kullanılması nedeniyle Halkalı Gümrük Handerhan Antrepoya indirildiğni, gecikmenin hapis hakkından kaynaklandığını, konuyla ilgili Kücükçekmece … ASCM’nin … E- …. K. Sayılı dosyada müvekkili şirket yetkilisi dahil tüm sanıkların berat ettiğini, müvekkilinin davacıya verdiği herhangi bir zararının bulunmadığını, emtianın geç teslim edilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen herhangi bir zarar ile müvekkil arasında illiyet bağı bulunmadığını, illiylet bağının diğer davalı ….’in araya girmesiyle kesildiğini beyanla davanın öncelikle zaman aşımından, olmadığı takdirde esastan reddini savunmuştur.
Davalı … .’in cevap dilekçesi ile dava konusu taşımayı ….plakalı çekici ve…plakalı dorse ile yaptıklarını, müvekkili şirketin daha önceki taşıma sözleşmelerinden dolayı toplam 11.750 Euro alacağının olduğunu, müvekkilinin dava konusu emtiayı Küçükçekmece İstanbul Halkalı adresine getirdiğini, taşıma yapılmasına rağmen navlun bedellerinin müvekkiline ödenmemesi üzerine müvekkilinin emtialar üzerine hapis hakkını kullandığını, konuyla ilgili Küçükçekmece 9 ASCM’nin …. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda müvekkilinin beraatine karar verildiğini, müvekkilinin taraf ehliyeti olmadığını, davanın …. Şirketine yöneltilmesi gerektiğini ayrıca davanın 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını beyanla öncelikle davanın husumet ve zaman aşımı yönünden sonrasında ise esastan reddini savunmuştur.
Davalı … AŞ usule uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
Küçükçekmece …. ASCM’nin …E sayılı dosya fotokopisi, taşıma belgeleri, taşımayı gerçekleştiren araçların trafik kayıtları, Halkalı Gümrük Müdürlüğünün kayıt ve belgeleri, vs deliller celp ve tetkik olunmuş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler Lojistik ve taşımacılık uzmanı …. ile lojistik ve taşıma uzmanı Yrd. Doç. Dr. … tarafından düzenlenen kök ve ek raporda, dava konusu taşımanın gecikmeli gerçekleşmesi karşısında gecikme zararlarının toplam 7.783,60 Euro olduğu, davacının akti-1. taşıyıcı sıfatı ile yük ilgilisinin gecikme zararlarını tazmin ettiği, ancak davacının katlandığı zarardan sadece 7.783,60 Euro miktarındaki tazminatın rücu edilebilir gecikme zararı olarak kabul edilebileceği, davacının bu zarar için öncelikle … firmasına rücu etmesi gerektiği, henüz CMR madde 38 şartları gerçekleşmeden diğer davalılara husumet yöneltilemeyeceği belirtilmiştir.
Bozma öncesi; mahkememizin … esasında yapılan yargılamada 29.12.2016 tarihli ve … karar sayılı kararı ile ;
Dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu olayda davacı ile dava dışı ….arasında kalibre edilmiş magnezyum talaşı yükünün Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için bir taşıma sözleşmesi yapılmış, davacı nakliye hususunda davalılardan … Ltd. Şti. ile alt taşıma sözleşmesi yapmıştır. … Ltd. Şti. de taşıma işini …. isimli başka bir nakliye şirketine, bu şirket de davalı … AŞ’ye devretmiştir. Dava konusu yükün teslimi 1 ay gecikmeli yapılmış, davalılardan…. Şirketi’nin davacıdan olan dava dışı navlun alacağına karşılık dava konusu yük üzerinde hapis hakkı kullanmıştır. Davacı şirketin, söz konusu yükün sahibi olmayıp olayda birinci sıradaki taşıyıcı sıfatında bulunması nedeniyle hapis hakkının kullanılmasının haksız olduğu kanaatine varılmıştır. CMR’nin 29. Maddesi dikkate alındığından zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, dolayısıyla davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Taşımaya konu emtianın geç teslimi nedeniyle davacı dava dışı ….firmasının gecikme zararlarını tazmin etmiş ise de bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada gecikme zararlarının toplam 7.783,60 Euro olduğu tespit edilmiştir. Davacının birinci taşıyıcı sıfatı ile müteselsil sorumluluk gereği söz konusu zararı gidermiş olup, CMR 37/1 maddesi uyarınca rücu bakımından öncelikle asıl sorumluya rücu etmesi gerekmektedir. Dava konusu olayda asıl sorumlu …. olup davacının söz konusu firmaya karşı talepte bulunması , sonuç alınamadığı takdirde diğer davalılara rücu talep etmesi gerekirken CMR’nin 38. Maddesinde yazılı şartlar gerçekleşmeden davalılar …ile …. AŞ ‘ye husumet yöneltemeyeceği dikkate alındığında davanın anılan davalar yönünden husumet nedeniyle reddine; davalı ….’in ise, asıl sorumluluğun …. firmasına ait olması , verilecek hükmün söz konusu yurt dışı şirkete karşı icra edilebilir olması nedeniyle anılan davalı hakkında da husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 12.07.2017 tarih 2017/264 Esas 2017/394 Kararı ile ” Uyuşmazlık davacının üstlendiği taşıma işini ,davalı …. ye,…. nin …,…’ in de fiili taşıma işini ….’e devrettiği, taşıma işinde taşıyıcı davacının kasten verdikleri zararı taşıma ardılı olan firmalardan tahsiline ilişkin rücu davasıdır. Mal sahibine ödemek zorunda kaldığı tutar zarara davalıların hareket etmek suretiyle sürece katıldıkları iddiasıyla davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde ;3 nolu davalı …. (… Türkiye yetkilisi )olarak yazılıdır. Davaya taşıma ilişkisine katılmış bulunan …. temsilcisi olduğunu beyan ederek … davaya cevap vermiş; husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiğini beyanla kendisinin şahsen sorumlu tutulamayacağını savunmuş ve (…. şirketin daha evvel ki taşımalardan kaynaklanan navlun alacaklarının davacı tarafından ödenmediğini bu sebeble hapis hakkını kullandıklarını beyan etmiştir. Görüldüğü üzere davacı ve davalı … beyanı husumet konusunda birbirini doğrulamakda taşıma ilişkisine katılanın …. değil ….’in temsilcisi olduğu yurtdışında ki şirket olduğu ,diğer delillerle de taşıma ilişkisinin bu şirket ile kurulduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde ….’ un ünvanı tam olarak açıkça yazılarak cevap veren ….’in Türkiye temsilcisi olarak gösterilmesi gözetildiğinde ….’in şahsen değil ,bu şirketi temsilen taraf gösterilmiş olduğu, husumetin …. ‘a yöneltildiği sonucuna varılmaktadır.
TTK 632.maddesinde şirketin yönetimi ve temsili ile yetkilendirilen kişinin ,şirkete ilişkin görevlerini yerine getirmesi sırasında işlediği haksız fiilden şirketin sorumlu olduğu düzenlenmiştir.Davacının …. un İzmirdeki temsilcisi ….’in talimatı ile malı tuttuklarını öğrendiklerine ilişkin beyanı da bu hususu doğrular niteliktedir. Taşıma ilişkisine ….’un katıldığı ,davada taraf olarak gösterildiği ,istinaf dilekçesinde de ….’e izafeten dava açıldığı davacı vekili tarafından beyan edildiği, …. de şirketin Türkiyede yetkilisi olduğunu beyan ettiği dikkate alındığında bu davalı bakımından taraf teşkilinin tamam olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma ilişkisine katılmış her üç taşıyıcıya CMR 28 kapsamında haksız fiil isnadıyla CMR 37 kapsamında rücu davası açıldığı, bilirkişi kurulunun CMR 37/1 gereği sorumluluğun yurtdışı taşıyıcı …. a ait olduğu ,CMR 37/1 gereği öncelikle asıl sorumlu bu şirkete talebin yöneltilmesi, bu aşamada ancak taşıyıcı …. firmasına dava ikame etmesi gerekirken henüz CMR 38 şartları gerçekleşmeden diğer davalılara husumet yöneltilemeyeceği, davalı … .’e yöneltilen davanın TTK nun 105/2 gereği ….firmasının temsilcisi-acentesi sıfatı ile yöneltildiği yolunda kanaat belirten bilirkişi raporu benimsenerek tüm davalılar hakkında ki davanın pasif husumet yokluğundan reddi doğru olmamıştır.Davalılar …. ve …. hakkında ileri sürülen boşaltma yerinin değiştirilmesi ve taşıma süresinin uzatılması ,talimatlara uyulmaması gibi sebeblerle kusur isnadıyla dava açıldığından bu hususlar da değerlendirilmek suretiyle her iki davalıya kusur izafe edilip edilemeyeceği CMR 37/b-c de sorumluluklarının ve kusurlarının mevcut olup olmadığı hususu üzerinde durularak, sonucuna göre gerekli karar verilmek üzere davanın tüm davalılar yönünden pasif husumet yokluğundan dolayı verilen hüküm HMK 353/(1)a-4 kapsamında kalan dava şartlarına aykırılık“ içerdiği sonucuna varılarak hükmün kaldırılmasına ” karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf kaldırma kararına göre yargılamaya devam olunmuştur.
İstinaf mahkemems kararında belirtildiği üzere davalılar …. ve …. hakkında ileri sürülen boşaltma yerinin değiştirilmesi ve taşıma süresinin uzatılması ,talimatlara uyulmaması gibi sebeblerle kusur isnadıyla dava açıldığından bu hususlar da değerlendirilmek suretiyle her iki davalıya kusur izafe edilip edilemeyeceği CMR 37/b-c de sorumluluklarının ve kusurlarının mevcut olup olmadığı hususu da değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
2. Ek bilirkişi raporunda özetle,
İstinaf kaldırma kararında hususiyetle davalı …. ve …. firmalarının taşıma sürecinde kusurları ile zarara verdiği katkı gözetilerek, zararın bu kişilerin kusurundan da kaynaklanıp kaynaklanmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, burada taşıma sürecinde davacının da taşıyıcı olduğu ve katlandığı tazminatı rücu ettiği; yani taşıyıcılar arasında bir dava olduğu gözetilerek değerlendirme yapılmak gerektiği, Kök rapor ve l.Ek raporda, davacı karşısında asli sorumlu-asıl rücu sorumlusunun ….firması olduğunun tespit edildiği, ihtilafın hallinde esaslı CMR maddeleri şöyle olduğu:
“MADDE 37 Bu Sözleşme hükümleri gereğince tazminat ödemiş taşımacı, bu tazminat üzerinden ödediği faiz ve yaptığı sarflarla birlikte lazminalı, taşımaya katılmış alanlardan koşullara göre geri almak hakkına sahiptir.
a) Ziyan ve hasardan sorumlu olan taşımacı ister kendisi ister başka bir taşımacı tarafından ödensin, tazminatı tek başına yüklenmek zorundadır.
b) Ziyan veya hasar iki veya daha çok taşımacıma fiilinden ileri geldiği zaman bunlardan her biri sorumluluktaki hissesi oranında bir meblağı ödeyecek, taşıma ücreti oranında sorumlu olacaktır.
c) Ziyan ve hasar için sorumluluğun hangi taşımacıya yükleneceği belirlenemez ise. tazminat miktarı b) fıkrasında öngörüldüğü üzere bütün taşımacılar arasında paylaştırılacaktır
MADDE 38 Taşımacılardan biri borçlarını ödeyemeyecek durumda ise. ödenmesi gereken tazminat payı taşıma karşılığında alacakları ücretler oranında diğer taşımacılar arasında bölüştürülecektir.”
Görüldüğü üzere, taşımacılar arasında özel, kendi içinde çok adil olduğu düşünülebilecek bir rücu düzeni öngörüldüğü, dışarı karşı müteselsil sorumlu olan taşıyıcılardan her hangi biri ödeme yaptığında, artık sadece asıl sorumlu taşıyıcıya rücu edebileceği, KÖK ve l.EK raporda bu firmanın …firması asli sorumlu olarak tespit edildiği,
İstinaf mahkemesi ise kararında, kusurları oranında taşıma sürecine katılan taşıyıcıların sorumlu tutulması gerektiğinden bahisle, davalılar …. ve … firmalarının da kusurları ile zarara katkı verdiğinin gözetilmesi gerektiği kanaati belirtildiği,
1- Dava dışı …. firmasının haksız hapis hakkı kullanımı asıl zarar sebebi olduğu, ancak bu haksız kullanım karşısında davalılar …. ve …. firmaları da aynı oranda kusurlu sayılmak gerektiği, zira malın teslimini geciktirmekte haksızlığı göz göre göre direnç göstermiş durumda oldukları,
2- Öyle ki, asıl gönderen talimatlarına uymayıp, doğrudan …. firması ile birlikte ve …. firmansın haksız hapis hakkı kullanımını himaye eder şekilde hareket ettikleri,
3- Somut olayda, dava dışı …. firmasının 1/3, davalı …. firmasının 1/3, davalı … firmasının da yine 1/3 oranlarında otmak üzere kusurları ile zararın oluşmasına sebebiyet verdiği; yani meydana gelen zarardan kusurları gözetilerek paylı bir şekilde sorumlu tutulmaları gerektiği değerlendirmesinin İstinaf Kaldırma kararına uygun olmakta olduğu,
4- Bu durumda, 7.783,60 EURO tespit edilen zarardan CMR m.37/b-c bentleri gözetilerek her biri kusur oranında sorumlu olan taşıyıcılara rücu bakımından, İstinaf mahkemesi kaldırma kararı gözetilerek yapılan değerlendirmeler neticesinde;
i- 2.594,53 EURO kısmından davalı …. Ltd. Şti.
II- 2.594,53 EURO kısmından davalı …Ş.
firmalarının sorumlu olması gerektiğinin değerlendirilmekte olduğu, davacının tespit edilen miktarı aşan zarar tazmin talepleri somut olaya uygun gözükmediği, zararın miktarı ve rücu edilebilir tazminat miktarının 7.733,60 EURO miktarından daha yüksek olması veya daha düşük olması hususu sayın mahkeme değerlendirmesi gerektirmekte olduğu, ancak mahkeme kararında tespit edilen bilirkişi zarar tespiti bu miktarda olduğu ve bu miktarın kadri marufunda olduğu kanaati bildirilmiştir.

Dosyanın bilirkişi heyetine tevdine ilişkin ara kararda, “istinaf mahkeme kararında belirtildiği üzere davalılar … ve … hakkında ileri sürülen boşaltma yerinin değiştirilmesi ve taşıma süresinin uzatılması ,talimatlara uyulmaması gibi sebeblerle kusur isnadıyla dava açıldığından bu hususlar da değerlendirilmek suretiyle her iki davalıya kusur izafe edilip edilemeyeceği CMR 37/b-c de sorumluluklarının ve kusurlarının mevcut olup olmadığı hususu da değerlendirilerek ek rapor tanzimi” istenmesine rağmen, bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen hususlarda 1/3 oranında kusurlu olduğu belirtilen davalılar hakkında neden sorumlu oldukları ve sorumluluk oranlarının ne şekilde belirlendiğine ilişkin somut açıklama ve değerlendirmeler bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların rapora itirazları a değerlendirilerek davalıların varsa kusurları ve oranlarının somut gerekçelerle değerlendirilmesi için önceki bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Raporda, 1.EK rapor, KÖK rapor ve mahkeme kararı ile aynı yönde olduğu, CMR m.37/l-a) gereği davalılara sorumluluk yöneltilmesi için öncelikle davalı … firmasına husumet yöneltilmesi ve ondan tazminatın alınma süreci işletilmesi gerektiği, istinaf mahkemesi kaldırma kararı gerekçesi incelendiğinde ve bu gerekçelere itibar edildiğinde; davalıların ve dava dışı … firmasının eşit kusurlu olduğunun değerlendirilebileceği, bu kusur oranının İstinaf mahkeme kararı gerekçesine dayandığı, somut olarak ise sadece ve ancak dava dışı taşıyıcının verdiği ve gönderen-gönderilen emir ve talimatları ile tasarruf yetkisine açık aykırı olan emir ve talimatlara uymada kusur olarak gözetilebileceği, yoksa davalılara kusur izafe edilmesinin dosya kapsamında Kök ve l.Ek raporlarında yerinde olmadığının belirtildiği, ancak bir kusur isnat edilecek ise ortak – eşit oranda müterafik kusur belirlemesi, sırf tazminatı paylaştırma için önerilebileceği, sorumlu olduğu tespit edilecek taşıyıcıların iç ilişkide rücu sürecinde birbirine karşı müteselsil sorumluluk iddia edilemeyeceği, rücu ilişkisinde artık her sorumlunun sorumlu olduğu nispette payı oranında tazminat ödemesi gerektiği belirtilmiştir.
Dosya kapsamı, toplanan deliller. İstinaf mahkemesi kaldırma kararı, bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu olayda davacı ile dava dışı ….arasında kalibre edilmiş magnezyum talaşı yükünün Almanya’dan Çerkezköy’e nakliyesi için bir taşıma sözleşmesi yapılmış, davacı nakliye hususunda davalılardan … ….Ltd. Şti. ile alt taşıma sözleşmesi yapmıştır. …. Ltd. Şti. de taşıma işini …… isimli başka bir nakliye şirketine, bu şirket de davalı … AŞ’ye devretmiştir. Dava konusu yükün teslimi 1 ay gecikmeli yapılmış, davalılardan … Şirketi’nin davacıdan olan dava dışı navlun alacağına karşılık dava konusu yük üzerinde hapis hakkı kullanmıştır. Davacı şirketin, söz konusu yükün sahibi olmayıp olayda birinci sıradaki taşıyıcı sıfatında bulunması nedeniyle hapis hakkının kullanılmasının haksız olduğu kanaatine varılmıştır. CMR’nin 29. Maddesi dikkate alındığından zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, dolayısıyla davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Taşımaya konu emtianın geç teslimi nedeniyle davacı dava dışı ….firmasının gecikme zararlarını tazmin etmiş ise de bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada gecikme zararlarının toplam 7.783,60 Euro olduğu tespit edilmiştir. Davacının birinci taşıyıcı sıfatı ile müteselsil sorumluluk gereği söz konusu zararı gidermiştir. İstinaf mahkemesi kaldırma kararında belirtildiği üzere ….şirketine izafeten …. davada taraf gösterildiğine göre …..şirketinin davada taraf olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Yapılan taşımada meydana gelen zararda, malın teslimini geciktirmekte haksızlığı göz göre göre direnç göstermiş durumda olmaları, asıl gönderen talimatlarına uymayıp, doğrudan …. firması ile birlikte ve …. firmasının haksız hapis hakkı kullanımını himaye eder şekilde hareket etmeleri nedeniyle …. ve …. firmalarının …. firması ile birlikte ortak kusurunun etkili olduğu, CMR m.37 gereği asıl sorumlu kavramının kusurları ile zarara katkı veren tüm taşıyıcıları kapsadığı gözetilerek kusur oranlarına göre rücu edilebilir tazminat miktarlarının her bir sorumlu için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği, CMR 37 maddesi b ve c bentleri birlikte değerlendirildiğinde, ziyan ve hasar için sorumluluğun hangi taşımacıya yükleneceği belirlenemez ise tazminat miktarının bütün taşımacılar arasında paylaştırılacağı düzenlenmiş olmakla, davalıların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek, davalı … Ltd, Şti ve …firmasının 1/3 kusuru ile zarara katkı verdiği gözetilerek, her birinin 2.594,53 EURO kısmından sorumlu olacağı anlaşılmakla, davalıların temerrüte düşürüldükleri tarihler de nazara alınarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
2- 2.594,53 Euro’nun davalı .. Şti’nden 02/04/2013 tarihinden itibaren, 2.594,53 Euro’nun davalı …’den 29/03/2013 tarihinden itibaren, 2.594,53 Euro’nun davalı …den dava tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının kısa vadeli euro hesabına uyguladıkları en yüksek mevduat faizi ile birlikte ayrı ayrı tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3- Karar ve ilam harcının 528,29 TL’nin peşin yatırılan 1.387,52 TL’den tenzili sonucu fazla yatırılan 859,23 TL ‘nin hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL BVH ile 528,29 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 555,99 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.499,25 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre takdir olunan 235,43 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … AŞ tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin red oranına göre hesaplanan 45,28 TL’sinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7- Davacı kendini kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 8.530,12 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair davacı vekilinin, davalı …. vekilinin, davalı …. ve … vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/03/2019

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı