Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/689 E. 2019/1120 K. 21.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/689 Esas
KARAR NO : 2019/1120

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti davalılardan …’a ait olan sürücü davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracı ile 23.07.2015 tarihinde ….Sokak üzerinde seyir halindeyken o sırada karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa ……’a çarparak yaralanmasına sebep olduğunu kaza nedeniyle sol bacağı kırılan, kafatası çatlayan ….yaklaşık 1 ay …. Devlet Hastanesi yoğun bakımında kalmış ise de kurtulamayarak 18/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, kazanın meydana geldiği sokağın yaya geçidi ve trafik ışığı olmayan ara sokak olduğunu, davalı sürücü aşırı hızla seyrettiğinden müvekkilini fark etmemiş olduğunu ve çarpmış olduğunu, yolun yayalara geçiş hakkının verilmesi gereken bir yol olduğunu ve görüşü engelleyen herhangi bir olumsuzluk bulunmadığı dikkate alındığından sürücünün; KTK 52/a maddesinde düzenlenen kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak kuralını ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu olduğunu, yola girmeden sağını solunu kontrol eden müteveffanın ise alabileceği herhangi bir tedbir bulunmadığından kusuru olmadığını, müteveffa ……’ın 18.08.2015 tarihinde trafik kazası sebebi ile yaşamını yitirmekle, geriye annesi ve kardeşlerinin mirasçı olarak bırakmış olduğunu, babasının ise kaza tarihinden önce 2005 yılında vefat ettiğini, müteveffanın kaza tarihine kadar sigortasız olarak asgari ücretle çalıştığını ve henüz 19 yaşında ve bekar olduğunu, evin geçimine katkıda bulunarak annesine destek olduğunu, müteveffanın gelirinin 1/2 sini annesine özgülediği kabul edilerek destek zararının hesaplanmasını, kazadan sonra davalı … şirketine tazminat başvurusu yapıldığını, 06/06/2016 tarihinde annenin maddi zararına ilişkin olarak 12.198,08 TL tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin annenin gerçek zararı karşısında oldukça düşük olduğunu beyanla; … için 35.000,00 TL’si manevi 5.000,00 TL’si maddi, …….n için 20.000,00 TL manevi, … için 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 80.000,00 TL tazminatın haksız fiilin vuku bulduğu 23.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (…. Sigorta A.Ş. Yalnızca maddi tazminattan poliçe limiti kadar sorumludur.) davanın sonuçlarının temin etmek ve davalıların mal kaçırmalarını önlemek amacıyla tensiple birlikte davalı …’a ait ……. plaka sayılı araç ile sigorta şirketi dışındaki davalıların uyaptan tespit edilecek araç ve taşınmazları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kazanın olduğu gün müvekkilinin aracında bulunan çalışanlar ile birlikte ilerlerken yayanın geçmesinin yasak olduğu bir yerden müteveffa ve yanında bulunan kişi aniden yola çıkmış olduklarını, müteveffanın yanında bulunan kişi koşarak yolun karşısına geçmiş ise de müteveffanın kullanmış olduğu uyuşturucu madde etkisi ile dengesini sağlayacak durumda bulunmadığından bir ileri bir geri gidip gelmiş olduğunu, müvekkilinin aracı yayaya çarpmamak için tamamen sola direksiyonu kırmış ise de aracın sağ aynasının müteveffaya çarpmış olduğunu, müvekkilinin olayda hiçbir kusuru bulunmadığını, trafik kazasından sonra yapmış oldukları araştırmada müteveffanın daima dışarıda kaldığının, uyuşturucu madde kullandığının ve dilencilik yaptığının tespit edildiğini, soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcılığı tarafından alınan bilirkişi raporunda müteveffa açısından yapılan değerlendirmede; karşıdan karşıya geçmek isterken yola girmeden evvel sol ve sağ taraftan gelebilecek araç trafiğini gerektiği şekilde kontrol etmesi, müsait olması halinde ivedilikle yolu enine kat ederek geçişini tamamlaması gerekmekte iken, bu hususlara riayet etmemiş, kendisine yaklaşan vasıtaya rağmen, kaplamaya girerek kendi güvenliğini tehlikeye düşürmüş, yolda ilk geçiş hakkına sahip, motorlu vasıtaya rağmen ilk geçiş hakkını düşürmüş, yolda ilk geçiş hakkına sahip, motorlu vasıtaya rağmen ilk geçiş hakkını tanımadan yola ani ve kontrolsüzce girmiş olup dikkatsiz, tedbirsiz tavrı ile olayın meydana gelmesine sebebiyet vermiş olmakla dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı tavrı nedeniyle asli derecede kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır şeklinde rapor hazırlandığını, davacı annenin müteveffa ile birlikte yaşamadığını, almış oldukları bilgilere göre davacı annenin yeni bir evlilik yapmış olduğunu ve başka bir ikamette yaşamakta olduğunu öğrendiklerini, müteveffanın kazancı olmadığı gibi, davacı annesine de her hangi bir destekliği söz konusu olmadığını belirterek; davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu ……. plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 18.08.2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000,00 TL olduğunu, dava öncesinde dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulmuş olduğunu ve müvekkili şirket tarafından …. numaralı hasar dosyası açıldığını, ……’ın vefatı nedeniyle 06.06.2016 tarihinde anne için 12.198,08 TL ödeme yapıldığını, davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken tazminat talep edenlerin ölen kişi ile ilişkileri, yaşları, medeni durumları ve vefat sebebiyle destekten yoksun kalıp kalmadıkları konularının öncelikli olarak belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksun kalmışlarsa bu zararların uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap edilmesi gerektiğini ve hesap sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, hesap raporunda asgari ücretin esas alınması gerektiğini beyanla; kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde, davacıların ve dava dışı kimselerin destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitine, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasına, yapılan hesap sonucunda müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizin mahsup edilmesine, bakiye tazminat hesaplanması halinde, faiz başlangıç tarihinin borcun talep edilebilir hale geldiği hesap raporu tarihi olarak dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesine, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun kendilerine tebliğine, aleyhlerine hüküm kurulması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücertinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, trafik kazası nedeniyle vefat edenin mirasçıları tarafından davalı sürücü, işleten ve sigorta şirketine karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın ceza dosyası ile birlikte ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur durumunun tespitinin istenmesine karar verilmiş olup; ATK 10/09/2018 tarihli raporunda özetle; tüm dosya kapsamı, B.Çekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosya sureti, tüm beyanlar, olay yeri krokisi incelendiğinde kazanın 23.07.2015 günü saat 08:00 sıralarında davalı sürücü … idaresindeki ……. plakalı minbüs ile …. Sokak üzerinde …. Bulvarı istikametine seyir halindeyken olay mahalline geldiği esnada, seyir istikametine göre sol taraftan sağ tarafa doğru karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayalardan ……’a aracın sağ aynasıyla çarpması sonucu davaya konu ölümlü olayın meydana geldiğinin anlaşılmış olduğunu, davalı sürücü … idaresindeki minibüs ile meskun mahaldeki sokakta seyir halindeyken seyrini mahal şartlarına göre ayarlamadığı, yola gereken dikkatini vermediği, seyir istikametine göre sol taraftan yola girmek suretiyle karşıdan karşıya geçmekte olan yayaları zamanında fark etmemekle tedbirde geç kalarak yayaya çarptığı olayda tali derecede kusurlu olduğu, müteveffa …… olay mahallinde yaya olarak karşıdan karşıya geçişi öncesi ve geçişi sırasında kendi can güvenliği açısından taşıt yolu üzerinde seyir halindeki araçların hızlarına-mesafelerine ilişkin gerekli-yeterli kontrolleri yapması ve ilk geçiş hakkını olay yerine yaklaşan araçlara vermesi gerektiği hususlarına riayet etmediği, yaklaşan aracın varlığına rağmen kontrolsüz biçimde karşıya geçmek istediğinde de sağından yaklaşan minibüsün çapmasına maruz kaldığı olayda asli derecede kusurlu olduğunu, davalı …’ın %30 oranında kusurlu olduğu, müteveffa ……’ın %70 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Dosya üzerinden …….. bilirkişi incelemesi yapılarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu trafik kazasında tarafların kusur durumları ve davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatları değerlendirilmesi ve hesaplanması için dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdiine karar verilmiş olup; Bilirkişi Dr. …. 16/08/2019 tarihli raporunda özetle; 01.08.2015-15.05.2019 arası ve 01.07.2017-01.07.2018 arası 1 yıllık askerlik dönemi çıkarıldığında 2 yıl 9,5 aylık kazançları toplamının 47.751,71 TL olduğunu, annenin destek süresinden 2 yıl 9,5 aylık bilinen dönemin çıkarılmasıyla 19 yıl 2,5 aylık işleyecek dönem zararı hesabına esas kazançları; 2.020,90 x 1.1000 x 0,9090 x 12 x 19,21 yıl 465.811,28, Annenin tazminat hesabına esas kazançları toplamının işlemiş faiz 47.751,71 işleyecek dönem 465.811,28 toplam 513.562,99 TL olduğunu, en son verilere göre tazminat tutarları anne …’ın 22 yıllık destek zararı 513.562,99 x %50×4/22x %30 kusur= 14.006,26, 513.562,99 x%25×18/22/x %30 kusur=31.514,09 toplam 45.520,36 TL olduğunu, sigorta ödemelerinin yapıldığı 06.06.2016 ile iş bu raporun yazıldığı 15.05.2019 arası 1071 günlük yasal faizler anne için 12.198,08 x %9/365x 1071 gün= 3.221,30 TL olduğunu, sigorta ödemesi 12.198,08 faiz tutarı 3.221,30 indirim toplamı= 15.419,38 TL olduğunu, tazminat tutarları 45.520,36 indirim tutarları 15.419,38 bakiye tazminat= 30.100,98 TL olduğunu, sigorta ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarları ile Sigorta Şirketi ödemeleri karşılaştırılarak, davacı için toplam 18.130,28 TL eksik ödeme belirlendiğini, buna göre 2918 sayılı KTK’nın 111/2 maddesinin koşullarının oluşup oluşmadığının takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, en son verilere göre tazminat hesaplandıktan sonra, Sigorta Şirketi ödemelerinin, Yargıtay kararları uyarınca yasal faizler ölçüsünde güncellenerek indirilip bakiye tazminat tutarlarının belirlendiğine; en son verilere göre hesaplanan tazminat tutarlarından, Yargıtayca öngörüldüğü biçimde Sigorta Şirketi ödemeleri yasal faizler ölçüsünde güncellenip annenin tazminatından indirildiğine ve buna göre bakiye tazminat tutarının 30.100,98 TL olarak belirlendiğini bildirmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, Ceza davasında alınan kusur raporunda tespit edildiği üzere;
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede, ATK kusur raporunda tespit edildiği üzere; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki ……. plaka sayılı Davalı …. tarafından sigortalı aracı ile davacıya çarpması sonucunda davacıların Murisi ……’ın ölümü ile neticelenen dava konusu kaza meydana geldiği, kazada vefat eden davacının desteğinden yoksun kalanlar yönünden yaptırılan bilirkişi incelemelerinde tespit edildiği üzere kusur raporlarına göre davalı sürücünün %30 oranında kusurlu olduğu, davacılar murislerinin %70 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı … tarafınca talep edilebilecek destekten yoksun kalma maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin aktüerya raporuna mahkememizce de itibar edilmiştir. Aktüerya raporunda tespit edilen miktarlara göre kusur oranı ve sigorta tarafınca yapılan ödemeler düşülerek hesaplama yapıldığı, davacının tazminat tutarının kusur durumuna göre 45.520,36 TL olduğu, sigorta tarafından yapılan indirim tutarları 15.419,38 TL olduğu, bakiye tazminatın 30.100,98 TL olduğu, davacının bu şekilde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilerek kaza tarihi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, B.K’nun 56.. maddesine göre hâkim; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade ettiği, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, “şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir” hükmünün yer aldığı, şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu, hakimin manevi zarar adı ile karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu tazminatın sınırının bu amacına göre belirlenmesi gerektiği, 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterildiği, manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de, hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiği, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerektiği (HGK 23.6.2004, 13/291-370) dolayısıyla manevi tazminatın zenginleştirici olmayan özelliği ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranları, müteveffanın daha çok kusurunun olması olayın oluş şekli, davacının anne ve kardeşler olduğu, nazara alınarak, davacı … için 10.000,00 TL, davacılar ……. ve …. için ayrı ayrı 5.000,00’er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiz ile Davalılar …… ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
2-30.100,98 TL maddi tazminatın davalılar … ve ….. yönünden kaza tarihi olan 23/07/2015 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a VERİLMESİNE,
3-Davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile davacı … için 10.000,00 TL, davacılar …… ve …… için ayrı ayrı 5.000,00’er TL olmak üzere toplam 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/07/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Alınması gereken 2.056,14 TL harçtan peşin alınan 273,24 TL harç ile 86,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.696,90 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacılar tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri olan 304,64 TL ile ıslah harcı 86,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.612,12 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
8-Alınması gereken 1.366,20 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
9-Davacılar tarafından yapılan bilirkişi, ATK masrafı, posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.244,10 TL yargılama giderinin (%63 kabul, %37 red) oranına göre 783,78 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
10-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
11-Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden bu davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak bu davalılara VERİLMESİNE,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır