Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/625 E. 2019/1159 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/625 Esas
KARAR NO : 2019/1159

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2019(Karar yazım tarihinin son günü hafta sonu tatiline denk gelmesi sebebiyle 02/12/2019 tarihinde onaylanmıştır.)

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket tarafından davalı firmaya yurt dışına ihraç edilecek tekstil ürünlerinin kesim, dikim ve ütü paket işlemleri yaptırıldığını, işlem yapılmak üzere değişik zamanlarda davalıya teslim edilen ürünlere, davalı yanca dikim ütü paket işlemlerinin yapıldığını, buna karşılık kesin faturalara mukabil müvekkili şirket tarafında da değişik zamanlarda ödemelerin yapıldığını ve ilişkinin cari hesap şeklinde devam ettiğini, cari hesap kayıtlarında görüleceği üzere davalıya yapılan nakit ödemelerin dışında müvekkili şirket tarafından davalı tarafa fatura kesildiğini ve 03/10/2016 tarihinde iadeli taahhütlü olarak davalıya tebliğ edildiğini, davalının da kabulünde olan bu faturanın davalıya fason dikim ütü paket işlemi için gönderilen 4496 adet ……Modeli iki renk bayan elbisenin davalının imalatı nedeniyle zayi edilmesinden ötürü kesildiğini, toplamı 9055 adetten oluşan ihracat ürünün 4496 adedi ihraç edilemeyince navlun ve gümrük bedelinin bir kısmının da söz konusu faturaya yansıdığını, bu itibarla davalının yaptığı işe karşılık müvekkili şirket tarafından yapılan ödemeler ve kesilen faturalar karşısında davalıya fazla ödemenin yapıldığını, cari hesapta oluşan bakiyenin ödenmesinin talep edildiğini, , talep edilen bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibinin yapıldığını, ancak davalı tarafça haksız bir şekilde borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı ile yurtdışına ihraç edilecek tekstil ürünlerinin kesim, dikim ve ütü paket işlemlerinin yapılması hususunda anlaştığını ve anlaşmaya uygun şekilde müvekkili tarafından müvekkiline teslim edilen kumaşlara, dikim, ütü paket işlemlerinin yapıldığını, davacı tarafından sadece kumaşların verildiğini ve müvekkili tarafından verilen bu kumaşlar verilen sipariş ve ölçülere uygun bir şekilde dimiminden paketlenmesine kadar tüm işlemlerinin yapıldığını, davacının müvekkiline teslim edilen kumaşla gri ve lacivert renkte olmak üzere bayan elbisenin hazırlanması konusunda sipariş verdiğini ve bunun üzerine müvekkili tarafından tüm siparişlerin kusursuz ve hatasız bir şekilde ihraca hazır hale getirilip davacı firma çalışanları tarafından da kontrol edildikten sonra teslim alındığını, ihraç edilecek ürünlerin teslim alındıktan sonra müvekkilinin davacı tarafça arandığını ve İspanya’da olan müşterisinin gri renkli ürünleri satın almadığının söylediğini, bunun üzerine müvekkili ürünlerde herhangi bir kusur ya da hata olmadığını, ürünlerine güvendiğini, teslim alındığında …. teks firmasının çalışanlarının tüm kontrolleri yaptığını, durumu kabul etmemekle birlikte gerekirse İspanya’ya gidip gerekli kontrolleri yapmak istediğini ve ürün bedenlerinden sorun varsa bedenlerini de kusursuz bir şekilde değiştirmek sadece 2 gününü alacağını söylediğini, bu konuşmanın üzerine müvekkilinin pasaport ve vize işlemlerini tamamladığını ve iddia edilen sorunu çözmek için İspanya’ya kadar gitmeyi dahi göze aldığını, ancak davacı şirket tarafından tekrardan arandığını ve davacı şirket tarafından müvekkilinin 3-4 ay beklemesini, ürünlerinin satılacağının söylendiğini, bunun üzerine müvekkilinin beklediğini fakat davacı şirket tarafından herhangi bir ödemenin de gerçekleşmediğini, daha sonra yapılan görüşmelerde davacı şirketin imalat müdürü …’in müvekkiline söz konusu ürünler için depolarında yer olmadığını, nasılsa bu ürünlerin satılacağını, müvekkilinin deposunda yer varsa bu ürünlerin geçici olarak müvekkilinin deposunda kalmasını kabul ettiğini, davacı şirketin müvekkilinin iş yerine 4 bin civarında gri renkteki ürünün gönderildiğini, bu ürünlerin müvekkilinin iş yerinde olmadığı bir zamanda geldiğini ve kötü niyetli davacının bu ürünler üzerinden fatura kestiğini, geçici olarak depo kullanılacağı söylenmiş olsa da kendince ürün teslimatı yapıp fatura kesen kötü niyetli davacının üstelik faturasını kumaş bedeli üzerinden bile kesmediğini, ürünün müşteriye satış fiyatı ve sözde kararlarını da faturaya yansıttığını, konu hakkında araştırma yapan müvekkilinin davacının söz konusu ürünleri İspanya’daki müşterisine satamaması nedeninin İspanya’daki müşterilerinin siparişini davacının geciktirmesi olduğu yönünde bilgiler aldığını, davacı tarafından müvekkili deposuna bırakılan ürünlerin aynı şekilde durduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi ile davacının hatalı imalat ve zayi iddiasının gerçeğe aykırı olduğunun ortaya konacağını, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını aksinde davacıdan alacaklı olduğunu ve bu alacağını tahsil için Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davacının ise haksız bir şekilde bu takibe itiraz ederek huzurdaki davayı ikame ettiğini, davanın reddine, takibin iptaline, davacı aleyhine asgari %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacıya ait yurt dışına ihraç edilecek tekstil ürünlerinin kesim , dikim ve ütü paket işlerini davalı tarafından yapımı şeklinde ticari ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık davacının davalıya kesim, dikim ve ütü paket işini yaptırdığı 9.055 adetten oluşan ürünün 4.496 adetinin gizli veya açık ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, ve davacının bu nedenle davalıdan alacaklı olup olmadığı, sonuç itibariyle taraflar arasındaki cari hesap kapsamında davacının alacaklı olup olmadığı ve miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 22.103,14-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, takip dayanağının faturaya dayalı cari hesap alacağı olarak belirtildiği, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davalının ayıp iddiası bulunduğundan ve eser sözleşmesinde ayıp ihbarının ve ayıba ilişkin sürelerin tanıkla ispatı mümkün olduğundan, tarafların bildirdikleri tanıkları dinlenmiştir.
Davacı Tanığı …. Mahkemece alınan beyanında;kendisinin 2015 ile 2017 Eylül tarihleri arasında yaklaşık 2,5 yıl boyunca davacı şirkette üretim müdürü olarak çalıştığını, 2017 Yılının Şubat Mart aylarında davalı şirkete çalıştığı şirket için üretim yapmak üzere 9500 adet iki renkli lacivert ve gri olmak üzere kumaş gönderdiklerini, ürünlerin davalı tarafça bitirilerek davacı şirketin kontrolünden sonra yurt dışına gönderildiğini, 9000 adetin içerisinde kendilerinin yaklaşık 100-150 tanesini koli seçerek kontrol ettiklerini, bunlarda herhangi bir ayıp çıkmadığını, daha sonra ürünleri gönderdikleri İspanya’daki şirketin lacivert renginde problem olmadığını, fakat gri renginde depo kontrolü sonucunda hatalı ürünlerde tespit edildiğini bildirdiklerini ve kendilerine hatalı ürünlerle ilgili numune gönderdiklerini, daha sonra biz üç beş gün içerisinde durumu davalı şirkete bildirdiklerini, onlarda ürünün belli bir kısmında ayıp olduğunu tamamında ayıp olmadığını iddia ettiklerini, gri renkte ayıplı olduğu tespit edilen ürünler 4500 tane olup, bu ürünlerin yurt dışında kendilerine iade edildiğini, ürünler geldikten sonra davalı şirket yetkilileri de ürünleri görünce hatalı ürünleri kabul ettiklerini, kendilerinin ürünleri dekont faturası olarak davalı tarafa iade ettiklerini, davalının kendilerine üç dört parti ürün üretimi yaparak borcu kapatacağını söylediğini, buraya kadar davalı tarafla görüşmeleri kendisinin yaptığını, daha sonra davacı şirket yetkilileririyle aralarında anlaşmazlık olduğunu beyan etmiş, davalının vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; dava konusu ürünlerin koltuk altı pervazlarında bolluk olduğunu, yurt dışı şirketin bu nedenle ürünleri iade ettiğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davacı Tanığı ….Mahkemece alınan beyanında; kendisinin ….. Tekstilde pazarlama müdürü olarak çalıştığını, kendisinin dava konusu kumaşların dikilmesi için davacı şirkete teslim ettiğini, 9500 adet olduğunu, malların iki renk olduğunu, malların bir renginde problem olmadığını fakat diğer renginde problem olması nedeniyle yurt dışındaki firma tarafından şirketlerine iade edildiğini, şirketin malların ayıplı olduğunu İspanya’dan kendilerine bilgi gelir gelmez davalı tarafa bildirdiklerini, mallar geldiğinde ayıplı olduğunu davalı yetkililerinde kabul ettiğini, davalı …. Beyin malları incelediklerini ve ayıbı kabul ettiğini bizzat gördüğünü, davalı malları kabul edince davacı ürünleri kendisine iade ettiğini, davalının ürettiği ürünlerin kendilerinin tuttuğu nakliye firmasına davalı tarafından teslim edildiği, kendilerinin teslim öncesinde ürünlerin %2 -2,5 üzerinde kontrol yaptıkları, burda da aynı şekilde kontrolü yaptıklarını, o zaman ayıplı olduğu ortaya çıkmadığını, İspanya’daki müşteki ürünlerin tümünü kontrol edince ürünlerin ayıplı olduğu bu şekilde anlaşıldığını, elbiselerin koltuk altı kısmının bol olması şekilinde ayıp olduğunu beyan etmiş, davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; davalı ayıplı ürünleri geri aldığını ve kendisine kesilen faturayı davacı şirkete yeni ürün mallar dikerek karşılayacağını söylediğini, kendisinin bizzat buna şahit olduğunu beyan etmiş, davalı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; İspanya’dan kendilerine bir hafta içerisinde dönüş yapıldığını, zaten bu konudaki yabancı şirketle mailleşmelerinin de kendisinin yaptığını, maillerin dosyaya sunulduğunu beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davalı Tanığı … Mahkemece alınan beyanında; kendisinin davacı şirkette işlerin dikim, yükleme ve paket kısmını yani kontrol ve idaresini yaptığını, şu an da başka bir şirkette çalıştığını, davalı davacıdan ütü paket ve dikimini yapmak üzere bir kısım sipariş aldığını, ürünleri hatırladığı kadarıyla iki renkti ve 1.000’er adet olduğunu, davalı ürünlerin dikim, ütü , paket işini yapıp davacıya teslim ettiğini, üretim aşamasında ürünlerin kontrolünü kendisinin yaptığını, ürünlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, kendisinin de ürünlerin üretimiyle ilgili karşı tarafa sürekli rapor verdiğini, davacı tarafın ürünleri yurt dışına göndereceğini, davacı adına üretim aşamasında davalının iş yerinde kontrolleri kendisinin yaptığını, genelde ürünler içerisinde rastgele seçim yaparken her partiden 10-15 ürün kontrol ettiğini, ürünlerin yurt dışına sevkedilene kadar herhangi bir sorun yaşanmadığını, daha sonra kendisinin ….tekstilden ayrıldığını, sonrasıyla ilgili bir bilgisinin bulunmadığını beyan etmiş, davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; dava konusu ürünlerin yurt dışından döndükten sonra davalıya teslim edilip edilmediği konusunda bir bilgisinin bulunmadığını, dava konusu ürünlerin dikim aşamasında ütü aşamasında ve paket aşamasında ayrı ayrı kontrolllerini yaptığını beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Davalı Tanığı … Mahkemece alınan beyanında;kendisinin daha önce davalının yanında iş takipçisi olarak çalıştığını, şu an başka bir yerde çalıştığını, davacı davalıya dikim, ütü , paket işi yapılmak üzere fason üretimi yapılması için kesilmiş kumaş teslim ettiğini, ürünlerin iki renk olduğunu, her renk için yaklaşık 4.000 adet ürün teslim edildiğini, davalı ütü paket ve dikim işini tamamlayıp davacıya ürünleri teslim ettiğini, davacı ürünleri yurt dışına göndereceğini, ürünlerin üretim aşamasında kontrolünü davalı adına kendisinin yaptığını, dava konusu ürünler üzerinde her aşamada kendisinin de davacı firma yetkilileri kontrollerini yaptıklarını, teslimat sırasında da kendisinin ve davacının imalat ekibi kontrol yaparak teslim ettiğini, ürünlerin bir kısmı paket açılarak kontrol edildiğini, herhangi bir sorun çıkmadığı için tüm ürünler açılmadığını, daha sonra ürünlerin ayıplı olduğu bilgisi yurt dışında davacı şirket aracılığıyla davalıya verildiğini, davalı ürünlerin kontrolü için yurt dışına gitmek üzere bilet almayı planladığını, fakat daha sonrra ürünlerin buraya getireleceği söylendiğini, davalı yurt dışına gitmediğini, daha sonra kendisinin şirketteyken davalının da bulunmadığı bir zamanda davacı yetkilleri yurt dışında getirilen ürünleri şirketin deposunda kalmasını söylediklerini, kendisinin de konuyu davalıya sorduğunu, davacının deposunda yer olmadığı için şirketin deposunda kalmasını istedikleri için kendilerininde bu nedenle ürünleri teslim aldığını, şu an ürünlerin depoda olması gerektiğini, daha sonra davacı şirketin bu ayıplı olduğu ileri sürülen ürünlere ilişkin bir fatura düzenleyip getirdiğini, davalı şirkette olmadığını, onun yerine kendisinin faturayı alıp imzaladığını, davalının telefonu kapalı olduğu için kendisine ulaşamadığını ve bu nedenle faturayı imzaladığını, daha sonrasıyla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını beyan etmiş, davacı vekilinin talebi üzerine sorulan soruya tanık; kendisinin faturayı imzalayıp aldıktan sonra yaklaşık 1 hafta sonra davalının haberinin olmadığını, ….tekstilden ürünleri yer olmadığı için kendilerinin de kalması sözünü imalat müdürü …’in söylediğini beyan etmiş, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında davalının adresinde keşfen bilirkişi incelemesi ile tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, Tekstil Mühendisi ve Mali Müşavir bilirkişisinden alınan raporda özetle; davacı tarafından sunulan ticari defterlerin TTK ve VUK hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının 10/11/2017 takip tarihi itibariyle davalıdan 21.516,88-TL alacaklı durumda olduğu, mahkemece HMK 220-222 maddaleri çerçevesinde ihtaratta bulunulmasına rağmen, davalı taraf inceleme gününe katılmadığı ve defter ibrazın bulunmadığından bu nedenle taraflar arasındaki ihtilafı oluşturan 26/09/2016 tarihli ….. numaralı ve 68.519,58-TL tutarlı faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup/olmadığı ve bu faturadan dolayı davacıya borcunun bulunup/bulunmadığı hususuna ilişkin tespit yapmanın mümkün olmadığı, gerek tanık beyanları ve gerekse dosya kapsamındaki bilgilerden söz konusu hatalı olduğu iddia edilen ürünlerin ve ürünlere ilişkin düzenlenen faturanın davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir çekişme bulunmadığı, ürünlerin bulunduğu mahalde keşfen yapılan teknik inceleme sonucunda; 4496 adet bayan elbisesinin ölçü yönünden ayıplı olduğu, ölçü hatasının mezurayla ölçülerek anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davacının açık ayıplı ürünler kendisine teslim edilince kontrol ettiği, ancak ayıpların farkına varmadığından ayıplı haliyle kabul ederek yurt dışı müşterisine gönderdiği, yurt dışı müşterinin kontrolü sonucu ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığı ve davacı tarafından davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu, davacının ayıp ihbarının borçlar kanununa ve işin olağan akışına göre süresinde olmadığı kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazları üzerine; davacı tarafın, davalının yaptığı kısmi ödemelere( ya da davalıdan yapılan kısmi kesintilere rıza gösterildiğine) ilişkin iddialarına göre, ihbarın süresinde olup olmadığının bir öneminin bulunmadığı yönündeki itirazları ile diğer itirazlarının değerlendirilmesi, davalı tarafın ayıbın niteliğine, ayıp ihbarına ilişkin beyan ve itirazları ile diğer itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda incelenen defterlere göre davacı tarafın cari hesap bakiyesini oluşturan 685.519,58-TL tutarındaki 26/09/2016 tarihli ….. numaralı faturanın davalı tarafından yapılan iş ve yapılan kısmi ödemeler sonucunda toplam 47.002,70-TL tutarlı kısmının davalı tarafından ödendiği, buna göre davacının “ihbarın süresinde olup olmadığının bir öneminin bulunmadığı” yönündeki itirazının mahkemeye ait olduğu, davalının fason dikim işlemini yapıp davacıya teslim ettiği 4496 adet bayan elbisesinin ölçü yönünden ayıplı olduğu, ölçü hatasının mezurayla ölçülerek anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davacının ayıplı ürünler kendisine teslim edilince kontrol ettiği, ancak ayıpların farkına varmadığından kabul ederek yurt dışı müşterisine gönderdiğini, davacının yurt dışı müşterisinin konrolü sonucu ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığı ve davacı tarafından davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu, ayıplı ürünlerin davalı tarafından teslim alındığı ve 68.519,58-TL tutarındaki 26/09/2016 tarihli ….. numaralı faturanın ayıplı 4496 adet bayan elbisesi için davalıya kesildiği, bu durumda davalının 68.519,58-TL tutarındaki 26/09/2016 tarihli …. numaralı faturayı davalıya yansıtıp yansıtamayacağı mahkemenin takdirinde olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Taraflar arasında davacının davalıya teslim ettiği tekstil ürünlerine davacının kesim, dikim ve ütü paket işlemleri yaparak davalıya teslim etmesi şeklinde eser sözleşmesi mevcuttur. Davacının siparişi üzerine davalı tarafından 9.055 adet bayan elbisenin dikim ve ütü paket işlemleri yapılarak davacıya teslim edilmiş, davacı tarafından kontrol edilerek kabul edilen elbiseler yurt dışına ihraç edilmiştir. Davacının yurt dışı müşterisi teslim aldığı ürünleri kontrol etmiş ve 4.496 adet gri renkli bayan elbisesinin koltuk altı pervazlarının bol dikilmiş olduğu gerekçesiyle davacıya iade etmiştir. Dava konusu ürünler halihazırda davalının deposunda bulunmaktadır. Davacı ürünleri yurt dışı müşterisinden aldıktan sonra davalıya gösterildiğini, davalının ürünlerin ayıplı olduğunu kabul ederek teslim aldığını, davalıya bu ürün bedelleri ile navlun bedeli ve gümrük masraflarını içeren 68.519,58-TL tutarındaki fatura düzenlediğini beyan etmiş, davalı taraf ise; ürünlerin iş yerinde olmadığı bir zamanda teslim edildiğini, geçici depo olarak kullanılacağı söylenmiş olsa da davacının kendince ürün teslimatı yapıp fatura kesen kötü niyetli davacının üstelik faturasını kumaş bedeli üzerinden bile kesmediğini, ürünün müşteriye satış fiyatı ve sözde kararlarını da faturaya yansıttığını, konu hakkında araştırma yapan müvekkilinin davacının söz konusu ürünleri İspanya’daki müşterisine satamaması nedeninin İspanya’daki müşterilerinin siparişini davacının geciktirmesi olduğu yönünde bilgiler aldığını savunmuştur. Davacının düzenlediği, 68.519,58-TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davalı tarafça defterler sunulmadığından tespit edilememiştir. Fakat söz konusu faturanın muhteviyatını oluşturan ürünlerin davacı tarafından davalıya düzenlenen 26.09.2016 tarihli … numaralı sevk irsaliyesi ile birlikte …’a teslim edilmiş olduğu, ayrıca taraflar arasındaki ihtilafı oluşturan 26.09.2016 tarihli, ….. numaralı ve 68.519,58 TL tutarlı faturanın da davalıya 03.10.2016 tarihinde PTT aracılığıyla teslim edilmiş olduğu anlaşılmış olup, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki bilgilerden söz konusu ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin ve ürünlere ilişkin düzenlenen faturanın davalıya teslim edildiğine ilişkin herhangi bir çekişme bulunmamaktadır. Bilirkişi heyetince yapılan teknik inceleme sonucunda; 4.496 adet ürünün açık ayıplı olduğu, davacının açık ayıplı ürünler kendisine teslim edilince kontrol ettiği, ancak ayıpların farkına varmadığından ayıplı haliyle kabul ederek yurt dışı müşterisine gönderdiği, yurt dışı müşterinin kontrolü sonucu ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşıldığı ve bunun üzerine davacı tarafından davalıya ayıp ihbarında bulunulduğu, davacının ayıp ihbarının borçlar kanununa ve işin olağan akışına göre süresinde olmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili tanık beyanlarına ve bilirkişi raporuna karşı beyanlarında; 68.519,58 TL’lık faturanın davalıya teslim edildikten sonra davalının, bu fatura bedelini şirkete yapacağı yeni işlerden kesilerek ödeyeceğini beyan ettiği, nitekim de zararın bir kısmını müvekkili şirkete yeni dikim işlemi yaparak giderdiği, şöyle ki, müvekkili şirketin ticari defterlerinde de tespit edildiği üzere davalının, söz konusu satış faturasından üç ay sonra 21.12.2016 tarihli fatura ile 14.015,77 TL’lık iş yaptığını, müvekkili şirketin de 29.12.2016 tarihinde davalıya fatura bedelinin yarısı olan 7.000,00 TL ödeyerek 7.000,00 TL’yi cari hesaptaki alacağından düştüğünü, aynı şekilde davalının 28.01.2017 tarihli fatura ile 30.371,33 TL’lık iş yaptığını, müvekkili şirketin de 13.02.2017 tarihinde davalıya fatura bedelinin yarısı olan 15.000,00 TL’yi ödeyerek fatura bedelinden kalan 15.000,00 TL’yi cari hesaptaki alacağından düştüğünü, ancak daha sonra davalı iş yapmadığı gibi cari hesaptaki bakiye alacağı da ödemeye yanaşmadığını bu durumda artık ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının bir öneminin bulunmadığını, zira davalı, yaptığı işteki ayıbı kabul ederek ürünlerin kendisine fatura edilmesini kabul ettiğini, bundan ötürü kesilen faturayı aldığını ve hiçbir itirazda bulunmadığını beyan etmiştir.
Ek raporda yapılan değerlendirmede, incelenen defterlere göre davacı tarafın cari hesap bakiyesini oluşturan 68.519,58-TL tutarındaki 26/09/2016 tarihli 242315 numaralı faturanın davalı tarafından yapılan iş ve yapılan kısmi ödemeler sonucunda toplam 47.002,70-TL tutarlı kısmının davalı tarafından ödendiği tespit edilmiştir.
Taraflar arsında eser sözleşmesi bulunmakta olup; ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Bu hükümlere göre somut olay değerlendirildiğinde davacı iş sahibinin süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı değerlendirilerek talebinde haklı olmadığı düşünülebilirse de; diğer yandan ayıplı ürünlerin davacı tarafından davalıya iade edildiği, ayıplı ürünlerin bedelini ve yurt dışı gümrük masrafları ile navlun bedelini içeren faturanın da davalıya tebliğ edildiği davalı tarafça faturaya ve ürünlerin teslimine itiraz edildiğine ilişkin bir delil sunulmadığı, ürünlerin geçici olarak depoda kalmak üzere bırakıldığı yönündeki davalı savunmasının somut olaya uymadığı gibi, bir delille de desteklenmediği, 68.519,58-TL tutarındaki faturanın davalı tarafından yapılan iş ve yapılan kısmi ödemeler sonucunda toplam 47.002,70-TL tutarlı kısmının davalı tarafından ödendiği nazara alındığında, artık ürünlerin ayıplı olduğunun davalı tarafından kabul edilerek davacıdan alındığı ve ürün bedelleri ile gümrük masrafları ve navlun bedelini içeren faturayı da kabul ettiği değerlendirilerek bu faturadan kalan 21.516,88-TL yönünden davalının davacıya borçlu olduğu kanaatine varılmış, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, alacak miktarı bilirkişi teknik incelemesi ile tespit edilmiş olup likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının asıl alacak yönünden itirazının iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 1.469,82-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 256,94-TL ile icra veznesine yatan 110,52-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.102,36-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri ile icra veznesine yatan harç toplamı olan 398,86-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri ile bilirkişi sarf gideri olmak üzere toplam 1763,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 31/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır