Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/606 E. 2018/837 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/606 Esas
KARAR NO : 2018/837

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2018
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 20/10/2018
Mahkememizde açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Antalya … ATM’nin …. Esasına kayden açtığı davasında davalılar tarafından farklı tarihlerde tahakkuk ettirilerek elektrik faturaları içerisinde müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen kayıp-kaçak, iletim ve Dağıtım, Perakende Satış hizmeti, sayaç okuma bedellerinin ve bu bedeller üzerinde oransal olarak alınan KDV, Belediye Tüketim Vergisi, Enerji Fonu, TRT payı ve diğer bedellerin tespiti ve avans faiziyle taraflarına iadesini müvekkil …. Enerji firmasından …. abone numarasıyla ve…. Enerjisi firmasından davalı firmalardan elektrik hizmeti aldığını, şirketler tarafından tahakkuk ettirilen elektrik faturalarının müvekkili şirket tarafından düzenli olarak ödendiğini, davalı firmaların her fatura döneminde hukuka aykırı olarak kayıp kaçak bedelini, iletim bedelini, perakende satış hizmeti bedelini, sayaç okuma bedelini ve dağıtım bedelini alacak kalemleri adı altında müvekkilinden haksız olarak talep ve tahsil ettiğini, ayrıca bu bedellerin bir kısım aktif tüketim bedelini eklenerek oluşturulan matrahtan farklı oranlarda TRT payı, enerji fonu, KDV, Belediye tüketim vergisi bedelleri tahakkuk ettirilerek tahsil edildiğini, davalı firmalarca düzenlenen faturalarda hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağım bedeli alındığını, bu bedellerin bir kısmı bazı aylar faturaya açıkça yazılmaksızın müvekkilinden tahsil edildiğini, T.C. Anayasanın 73. maddesi gereğince; vergi, resim, harca ve benzeri mali yükümlülükleri kanunla konulur, değiştirilir ve kaldırılır, elektrik Piyasası Kanunu, enerji Piyasası Denetleme Kurumu’na dağıtıcı ve tedarikçi şirketlere sınırsız bir fiyatlandırma yetkisi vermediğini, Bu itibarla EPDK tarafından çıkarılan bazı tarife ve düzenleyici işlemlerle Enerji Piyasası Kanunun da açıkça belirtilmeyen kalemlerin gerek açık biçimde gerekse gizli bir şekilde alınması hukuken mümkün olmadığını, ayrıca Yargıtay 1 Hukuk Dairesinin 20/10/2014 tarih 2014/7090 esas ve 2014/13588 karar sayılı kararında da değinildiği gibi ” Elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engellemeye veya hırsız takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine ait ” buna rağmen davalı faturalara kayıp kaçak bedelini eklediğini, ekte yer alan sözleşmede de kayıp kaçak bedellerinin müvekkili tarafından ödeneceğine dair hiç bir hüküm bulunmadığını, fakat tüm faturalarda kayıp kaçak bedelleri tahakkuk ettirildiğini, haklı davalarının kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; 01/06/2016 tarihinden itibaren tüketilen elektriğe ilişkin davalı taraflarca müvekkil şirketten haksız olarak tahsil edilen kayıp – kaçak, iletişim ve dağıtım, perakende, satış hizmeti , sayaç okuma bedellerinin ve bu bedeller üzerinden oransal olarak alınan KDV , Belediye Tüketim vergisi, enerji fonu , TRT payı ve diğer bedellerinin tespiti ile tahsil tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan şimdilik 1.000,00 TL , yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı ile müvekkili şirket arasında 01/03/2012 tarihli elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, dolayısıyla dava dilekçesinde 2006 yılından itibaren ilgili bedellerin iadesi talep edilmiş ve davalılar arasında bu hususta bir tarih yada miktar ayrımına gidilmediğini, müvekkili şirketin merkezinin … Mah. …. Sk. N…. Yenibosna/İSTANBUL olduğunu, şirkete karşı açılacak davanın yetkili mahkeme Bakırköy olduğunu, davacı tarafla akdedilen sözleşmede taraflar arasında doğabilecek her türlü ihtilafın yetkili mahkemelerinin İstanbul ili Bakırköy ilçesi olacağının belirtildiğini, yetkiye itiraz ettiklerini, dava, belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını ve davacı kayıp kaçak bedeli ödediğine dair her hangi bir delil sunmadığını, müvekkili şirketin elektrik dağıtım şirketi olmayıp, özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp, dağıtım, iletim bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesi mümkün olmayacağını, kaldı ki müvekkilinin sadece üretim yapmakta olup, elektrikteki kayıp ve kaçak sorumluğu bulunmadığını, müvekkili şirket elektrik satması nedeni ile elektrik bedeli ile birlikte elektrik tüketicisinden toplanması mevzuat gereği olan bir tutarın sadece tahsilatçısı konumunda olduğunu, bu bedellerin mevzuat gereği dağıtım şirketleri olan …. …., …, … v.s. Adına toplamakta ve toplandıktan sonra da bu kurumlara intikal ettirdiğini, bu itibarla bu güne kadar kayıp bedeli olarak tahsil ettiği tutarları kendi adına tahsil etmediğinden ve … A.Ş ye intikal ettirdiğinden iade etmesi mümkün olmayacağını, söz konusu bedeller müvekkilince tahsil etmiş ise de , bu bedelleri mevzuat gereği dağıtım şirketi olan … A.Ş ye ödemiş bulunduğunu, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp – kaçak dağıtım ve iletim bedelleri mevzuat gereğince ve kapsamında tahsil edildiğini, keyfi bir uygulama olmadığını, kayıp bedeli elektrik sistemi altyapı ve iletim esnasında doğan kayıpların telafisi anlamına gelmediğini, davacının sözleşme ile yükümlendiği taahhüdü ifadan kaçınmasının hukuken mümkün olmayacağını, davacının tacir olup, söz konusu faturalara yasal süresi içerisinde itiraz etmediğini, fatura ve içeriğini kabul ettiğini, davacı aldığı hizmetlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davacının dayanak yaptığı kararlar kanun maddesi olmadığı gibi içtihadı birleştirici niteliğe de haiz olmadığını, davacının faiz talep etme hakkının olmadığını, davanın yetkisizlikle Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … ATM’nin 11.05.2017 tarih …. E- … K sayılı kararı yetkisizlik kararı sonucu dosya mahkememize tevzi olunmuştur.
Dava, davalının davacıdan kayıp bedellerinin haksız olarak tahsil edildiği iddiasına dayalı söz konusu bedellerin iadesi istemine ilişkindir
Dava tarihinden sonra 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un Geçici 19. maddesi ” Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe giren mevcut yönetmelik , tebliğ ve Kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. ” Geçici 20. Maddesi ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurma hakkında 17. madde hükümleri uygulanır ” hükümleri getirilmiştir.
Söz konusu yasa maddeleri ile, 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmeden evvel açılmış olan dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerine ilişkin davalarda 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile değiştirilen 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin uygulanacağı belirtilmiş olup, 6446 sayılı yasanın değişik 17. Maddesinde ise söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale getirilmiştir. Geçici 19 ve 20. Maddeler uyarınca yasanın geçmişe etkili olmak üzere uygulanacağı tartışmasız hale gelmiştir.
6719 sayılı Kanunda yer alan söz konusu düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla aynı mahiyetteki davalarda başkaca mahkemelerce Anayasa Mahkemesine iptal başvurusunda bulunulmuş, mahkememizce Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar beklenmiş, fakat 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiaasıyla yapılan başvuru da Anayasa Mahkemesi tarafından 15.02.2018 tarihli kararla ilgili hükümlerin iptal talebi reddedilmiştir. Böylece yürürlükte olan, 6719 sayılı yasanın Geçici 20. Maddesine göre dava 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasa hükümlerine göre değerlendirilerek sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda elektrik mühendisi…. tarafından düzenlenen raporda, davacının … nolu aboneliğine ait dava dosyasına sunulmuş olan her bir fatura bazında tablo halinde belirtildiği üzere, davalı … tarafından, dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilen ve davacımn talebi olan dava konusu kalemlerin tutarlarının; toplam 62.428,20 TL. olduğu, davalı tarafından dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilmiş ve davacının talebi olan dava konusu bedellerin, o dönem itibariyle geçerli olan EPDK ’nın düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve davalının söz konusu tutarları EPDK Kurul kararları gereği tahsil ettiği, tahsil edilen faturalardaki dava konusu kalemlerin birim fiyatlarının, rapor içeriğinde de faturalar bazında tablolar halinde belirtildiği üzere, her fatura döneminde, davacının tarife grubuna ait EPDK tarafından yayınlanmış olan Ulusal Tarife Birim fiyatlarına uygun olarak faturaya yansıtılmış olduğu, 6719 sayılı Torba Yasa ile yapılan değişiklikle 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesinin 10. fıkrasında “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” şeklinde düzenleme getirildiği, bu itibarla değerlendirmenin bu çerçevede kalması gerektiği, 6719 sayılı Torba Yasanın Geçici 20 inci maddesinde “(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” Hükmü bulunmaktadır. Yeni düzenleme ile getirilen hükümlerin geçmişe etkili oldukları kabul edildiğinde, söz konusu tutarların hukuka uygun olarak alındığı sonucuna varmak gerekecektir. Anılan torba yasanın 17 Haziran 2016’da yürürlüğe girdiği nazara alındığında, geçmişe dönük dava konusu alacağın hukuki durumunun Sayın Mahkeme Hakimi ‘nin takdirinde olduğu, davacının dava konusu ettiği ve talepte bulunduğu dava konusu kalemler üzerinden oransal olarak alınmış olan TRT Payı, Enerji Fonu ve Diğer Bedellerin (Belediye (Elektrik) Tüketim Vergisi – BTV), elektrik abonelerinden tahsilinin yasal dayanağı; rapor içeriğinde ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, davalının davacı adına dava konusu dönemlerde düzenlemiş olduğu faturalarda, bu bedellerin yasalara ve yasalarda belirtilen oranlara uygun olarak davacıdan tahsil edilmiş olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı alındığı iddiasıyla açmış olduğu iş bu davada, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Geçici 19 , 20. Maddeleri ve Geçici 21. Maddesi ile değişik 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesi ile söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale geldiğinden ve bu davalarda mahkemelerin yetkisi kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale getirildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmek gerekmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 28.06.2017 tarih 2017/887 Esas – 2017/727 Karar ; 16.06.2017 tarih 2017/683 Esas- 2017/670 Karar; 28.06.2017 tarih 2017/687 Esas- 2017/729 Karar ; 23.06.2017 tarih 2017/769 Esas- 2017/712 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır. ) Her ne kadar dava konusu bedeller 6719 sayılı yasa ile yasal hale gelmiş ise de dava tarihinde geçerli olan Yargıtay içtihatlarına göre davacı dava açmakta haklı bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü taşımaktadır. Yargılama giderlerine ilişkin bu madde 1086 sayılı HUMK’nun 425. Maddesinde sadece iki durum için yani sınırlayıcı şekilde düzenlenmiş iken yeni getirilen 6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ile davanın konusuz kalmasına yol açan tüm haller için düzenlenmiştir. Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında ” Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine ” hükmedilmesi gerektiği de düzenlenmiştir.
Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, HMK’nun 331. Maddesi ve Yargıtay HGK’nin yukarıda yazılı içtihadı dikkate alındığında yargılama harç ve giderinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2- Karar ve ilam harcının 35,90 TL’ye ikmali ile bakiye 6,70 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 29,20 TL peşin harcın mahsubuna,
3-Davacı tarafından yapılan 29.20 TL PH, 29.20 PH, 78,75 TL davetiye ve müzekkere gideri ile 700 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 837,15 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya vereilmesine,
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 2.180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda , kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/09/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı