Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/53 E. 2018/1121 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/53 Esas
KARAR NO : 2018/1121

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizde açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile …. Bank AŞ’nin yönetim ve denetiminin BDKK kararı uyarınca TMSF’ye devredildiğini, dava dışı … Bankası … müşterilerinden … tarafından, şube hesabından banka personeli …tarafından usulsüz olarak para çekildiği iddiasıyla açılan alacak davasında İstanbul … ATM’nin …. E- … K sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, 189.426,05 TL’nin faiziyle davalıya ödenmesine karar verildiğini, …. isimli müşteri hesabından davalı … (…) hesabına 1.167,49 TL gönderildiğini, söz konusu karar uyarınca banka tarafından ….’a ödeme yapıldığını beyanla 1.167,49 TL’nin 20.07.2001 tarihinden müvekkili banka tarafından ödemenin yapılan 15.04.2016 tarihine kadar işleyecek değişik oranlarda TCBM avans faiz oranları ve faizin% 5 BMVS ‘si ile birlikte 15.04.2016 tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar ise müvekkili banka tarafından TCMB’ye bildirilen değişen oranlarda kredi akti faiz oranlarından faize ve faizin % 5 BMVS ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile dava konusu işlemin yapıldığı tarihten itibaren dava zaman aşımı süresinin dolduğunu, öncelikle davanın zaman aşımından reddine, ayrıca dava konusu işlemin müvekkili tarafından ya da onun görgü bilgi veya talimatı ile yatırmadığını, bu nedenle davanın davalısının müvekkili değil işlemi gerçekleştirine banka personeli olması gerektiğini beyanla davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, esasa ilişkin beyanlarında ise söz konusu işlemi gerçekleştiren ….’in İstanbul … ACM’nin …E- … K sayılı dosyası ile yargılandığını, müvekkilinin kendi hesabına aktarılan paradan haberi olmadığını, dava konusu paranın müvekkilinin hesabına girip akabinde müvekkilinin hesabından tekrar çıktığını,müvekkilinin bu para çekiminden de haberi olmadığını, müvekkilinin hesap hareketlerindeki dökümanları incelendiğinde bazılarının şüpheli bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı, davalıya husumet yöneltilip yöneltilmeyeceği, dava konusu paranın davalıya ödenmesinde banka çalışanın ve dolayısıyla daval tarafın kasıt , kusur veya ihmalinin bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacının davalıdan dava konusu parayı talep edip edemeyeceği hususlarındadır.
Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay … Hukuk Dairesince verilen ….sayılı bozma kararında; “….dava, davacı banka ile devren birleşen …. Bankası T.A.Ş Şubesindeki davalı hesabından 14.03.2001- 20.02.2001 tarihleri arasındaki gecelik faiz işlemleri nedeniyle banka yönünden gabin teşkil edecek şekilde ve Borçlar Kanununun 20.maddesine aykırı olarak fazla ödendiği öne sürülen faiz tutarının istirdadı istemine ilişkindir. Davalı savunmasında, gabin iddiasına dayalı davanın, akdin kurulması tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, bankanın ödenen kısım ile ilgili olarak sözleşmeye uyum ve bağlılık iradesini açıkça ortaya koymuş olduğunu, bu iradenin açıklanmasından sonra huzurdaki davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın öncelikle hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 141.maddesi gereğince, Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu davalının zamanaşımına ilişkin itirazının reddine karar verilerek işin esası hakkında karar verilmiştir. 5411 sayılı Kanun’un 132. maddesine göre Fon tarafından devralınmış alacaklar Fon alacağı haline gelir. 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde bu kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olacağı düzenlenmiş olup, aynı kanunun geçici 16.maddesinde ise “Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir” hükmü mevcuttur. Buna göre dava konusu alacak 5411 sayılı kanunun 132.maddesi uyarınca fona devredilmediğinden fon alacağı olarak nitelendirilemez ve dolayısıyla da aynı yasanın 141.maddesi hükmü uyarınca 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması da mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece tarafların iddia ve savunmaları buna göre değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın davalı yararına bozulmasına….” karar verilmiştir.
İş bu davada, davacı banka ile devren birleşen …. Bank A.Ş Şubesindeki dava dışı müşterinin hesabından usulsüz çekilen paranın davalı hesabına yatırılan kısmının davalıdan tahsili istenmiş olup, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 141.maddesi gereğince fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi 20 yıl ise de dava konusu alacak, 5411 sayılı kanunun 132.maddesi uyarınca fona devredilmediğinden(fon alacağı haline gelmediğinden) aynı yasanın 141.maddesi hükmü uyarınca 20 yıllık zamanaşımı süresinin dava konusu uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün olmadığı, alacağın istenebilir hale geldiği 20.07.2001 tarihinden itibaren bir yıllık zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra görülmekte olan davanın açıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 11 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre dava değeri nazara alınara takdir olunan 1.167,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. Maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı tarafından yatırılmış olan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
20/12/2018
Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır