Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/517 E. 2018/206 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/517 Esas
KARAR NO : 2018/206

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı taraf ile müvekkil taraf arasında çeşitli tarihlerde “…Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme gereğince davalı tarafa faturalı hatlar tanımlanmış olup; davalı tarafın bu hatları aktif olarak kullandığını, davalının işbu hatların faturaların ödemesini yapmadığını, bunun üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, beyanla itirazın iptaline, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile dönem itibariyle …. Başkanı olarak görev yapan …’in GSM hattı alabilmek ve bu hatlara bağlı telefon edinebilmek için oda yönetim kurulundan karar almadığını, böyle bir sözleşmeyi imzalamaya tek başına yetki almasının da söz konusu olmadığını, dolayısıyla yetkisiz bu işlemin hukuki bir geçerliliğinin olmadığını , Ziraat Odaları Kanunu 13. Madde de odayı temsil bahsinin düzenlediğini, odanın kanuni temsilcisi yönetim kurulu başkanı olduğunu, yönetim kurulu başkanları veya başkan vekilleri ile diğer bir veya bir kaç üyenin müşterek imzalarının ancak odaları ilzam ettiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava İİK’nun 67. Maddesine istinaden açılmış İtirazın İptali davasıdır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 25.640,08 T L asıl alacak, 219,12 TL faiz istenen asıl alacak, 615,36 TL işlemiş yıllık faiz, 110.76 TL işlemiş faizin KDV’si ve 153,84 TL işlemiş faizin ÖİV’si olmak üzere 26.739,16 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun 4/1 maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına da bakılmaksızın aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisna hallerin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu hüküm altına alınmıştır. Söz konusu yasa maddesine göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte sayılabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi ya da söz konusu maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabında davalının tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Koca Sinan Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabında ise davacının defter tasdikine ilişkin bilgi ve belgelerinin mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Yargıtay 15 HD nin 04/02/2016 tarih 2015/3436 Esas 2016/696 karar sayılı kararı: “…..6102 sayılı TTK nun 19/2 maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması davanın niteliği ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca işin ticari nitelikte olması davayı ticari hale getirmez.
Tüm bu açıklamalar kapsamında eldeki davanın ticaret mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Davacı yüklenici şirketin uyuşmazlık konusu olup yaptığını iddia edilen asansör kurulum ve montaj işinin ticari işletmesiyle ilgili olarak yaptığında tereddüt bulunmamaktadır. Davalı apartman yönetiminin ise tacir olmadığı açıktır. Diğer yandan eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemesinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. O halde davaya bakma görevi HMK nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir…”
Yargıtay 15 HD nin19/01/2016 tarih 2015/3579 Esas 2016/241 karar sayılı kararı : “…..6102 sayılı TTK nun 19/2 maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari sayılan işin diğeri için de ticari iş sayılması davanın niteliği ticari hale getirmeyecektir. Zira, TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca işin ticari nitelikte olması davayı ticari hale getirmez.
Somut olayda uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu için her iki tarafın birden ticari işletmesiyle ilgili olması zorunludur.
Davalı şirketin uyuşmazlık konusu olan ve davacı tarafça davalı tarafından yapıldığı iddia edilen binan dış cephe mantolama işinin ticari işletmesiyle ilgili olduğu konusunda bir tereddüt bulundurmamaktadır. Buna karşılık davacı ise gerçek kişi olup tacir sıfatını taşımamaktadır. Yapılan açıklamalara göre davaya bakma görevi HMK nun 2. Maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesine aittir….” şeklindedir.
Yargıtay 15 HD’nin yukarıda belirtilen içtihatlarında ve kökleşmiş tüm kararlarında belirtildiği şekilde davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi ve asliye ticaret mahkemesinin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesiyle ilgili olması gerekmektedir. Taraflardan birinin tacir sıfatını taşımaması halinde davanın asliye hukuk mahkemesinde genel hükümlere göre bakılıp sonuçlandırılması zorunludur.
Somut olayda dava, taraflar arasındaki telefon abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan alacak nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir. Samsun Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabına göre dava tarihinde davalının tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı … Ziraat Odasının bir ticari işletme işletmediği sürece tek başına tacir olmadığı açıktır. Bunun yanı sıra açılan dava mutlak ticari dava niteliğini de taşımamaktadır. Davanın TTK’nun 4/1 bendinde yazılı davalardan olmadığı gibi aynı maddenin alt bentlerinde yazılı istisnalar kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmekte olup HMK’nun 114/1.(c).b,115. Maddeleri gereğince davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden,
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3- 6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair , davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 08/03/2018

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı