Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/455 E. 2018/325 K. 02.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/455
KARAR NO : 2018/325

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 02/04/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/04/2018

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;müvekkili şirketin tessita montaj sözleşmesi kapsamında bir kısım işler yaptığını, bu işleri düzenli bir şekilde hak ediş olarak davalı şirkete raporladığını, fatura kestiklerini ve ödemeleri aldıklarını, ancak davalı şirket müvekkilinin yapmış olduğu son 2 hak edişe ilişkin faturaları da kabul etmesine rağmen bugüne kadar ödeme yapmadıklarını, anlamsız bir şekilde müvekkiline ödeme yapmamakta ısrar ettiklerini davalı aleyhine icra takibine başlandığını ve Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının açıldığını, davalı tarafça bu dosyaya yetki itirazında bulunulduğunu, K.Çekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; K.Çekmece …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava konusu faturalar müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini ve itiraz edildiğini, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan, 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası, 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması, Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde, Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
Davacının tacir kaydı olup olmadığının tespiti için Körfez Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup, Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye kaydının olmadığından bahisle cevap verildiği görülmüştür.
Davanın TTK’nun 4.maddesinde sayılan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacının tacir sıfatı bulunmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Benzer Yüksek Yargıtay 17 nci Hukuk Dairesi’nin 23/11/2012 gün ve 2012/12879 esas,2012/12971 karar ve yine Yüksek Yargıtay 23 üncü Hukuk Dairesi’nin 19/03/2013 gün ve 2013/239 esas,2013/1677 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği gibi)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi olup Asliye Hukuk mahkemesi ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Davanın GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1-Dosyanın kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 02/04/2018

Katip …

Hakim …