Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/446 E. 2018/441 K. 30.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/446
KARAR NO : 2018/441

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 …Hariç))
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 30/04/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 03/05/2018

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası… ile davalılardan … ile …’ın babaları ….’ın 17/06/2010 tarihinde “…. Limited Şirketi” isimli şirketi kurduklarını, şirketin ticaret sicil kaydında da görünen başlıca iş konularının oyun ve eğlence makineleri imalatı yaptıklarını, 3D sinema kurulumu ve 5D sinema imalatı yaptığını, reklam filmi çekimi ve prodüksiyonu yaptığını, 3 boyutlu animasyon film yapımı ve ana sözleşmesinde yazılı olan diğer işler olduğunu, 20/06/2011 tarihinde müvekkili ile davalı, babalarının hisselerini satın alarak şirketin eşit hisseli ortağı haline geldiklerini ve bu tarihten sonra şirketi birlikte yönettiklerini, şirketin bu tarihten beri müvekkilinin yıllardır sürdürdüğü simülatör makine üretimi faaliyetlerini yürüttüğünü, davalılardan …’in ise bu şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, şirketin işleri başlarda iyi gittiğini, şirkette sermaye artırımına dahi gidildiğini, ancak daha sonra şirket işlerinde normalin üstü bir şekilde kesilme olmuş ve ciro, kar gibi göstergeler ciddi bir düşüş yaşandığını, bunun üzerine davalı … bu durum karşısında hiçbir mücadele vermeden müvekkiline nedeni sonra anlaşılacak şekilde yoğun ısrarlarda bulunarak ve yurt dışında düzenlenecek fuarlara katılmama kararı aldıklarından şirketi kapatmazlarsa çok büyük cezalar ödemek zorunda kalacaklarını da söyleyerek tasfiyeye gitmeye ikna etmiş ve 10.07.2014 tarihinde şirketin tasfiyesine karar verildiğini, şirkete tasfiye memuru olarak atanan davalı … müvekkiline isterse hissesini devralabileceğini, kendisinin artık yoluna tekstil işiyle devam edeceğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin 27.10.2014 tarihinde hissesini davalı …’a devrederek şirketten ayrıldığını, bu tarihten sonra davalılar ile müvekkilinin birlikte yürüttükleri herhangi bir ticari faaliyetleri olmadığını, müvekkilinin şirket hissesini devri davalı … tarafından satış olarak gösterilmiş ise de davalıya devrettiği hisse karşılığında hiçbir ödeme almadığını, bu hususun şirket hisse bedelinin bankadan yatırılma zorunluluğu bulunan miktarda olması nedeniyle, tarafların o dönemki banka kayıtlarının incelenmesinden de anlaşılacağını, kısa bir süre önce müvekkilinin arkadaşı … isimli şahıs davalı …’ın dava dışı kardeşi ile karşılaşmış ve aralarında davalı ile ilgili bir sohbet geçtiğini, bu şahıs ….’a kardeşinin …. isimli firmanın birtakım faaliyetlerinden bahsetmiş ve bu alanda çok ilerlediğini, işlerinin çok iyi gittiği gibi birtakım bilgiler verdiğini, bunun üzerine bir araştırma yapan müvekkilinin davalılarla ilgili çok ciddi birtakım verilere ulaşıldığını, müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarında yaptığı incelemeler sonucu tespit ettiği hususların ilki ….Anonim Şirketi adlı şirket olduğunu, şirketin 28.03.2014 tarihinde kurulmuş olup kuruluşunun …’ın kız kardeşi olan … tarafından gerçekleştirildiği görünmekte olduğunu, yine müvekkilimin … adlı şirketten ayrılmasına kısa bir süre kala 13.10.2014 tarihinde; … isimli şirketin yönetim kuruluna davalı … ile … isimli şahsın seçildiğini, …’ın ise her türlü görevinden istifa ettiği anlaşıldığını, … ilgili yapılan araştırmada yalnızca … isimli şirketin eski yönetim kurulu üyesi olarak göründüğünü ve gerek …’un iştigal alanında ve gerekse de başka hiçbir alanda ticari faaliyetinin olmadığı anlaşıldığını, … isimli şahıs belirtildiği gibi müvekkili ile davalı …’ın ortak olduğu şirkette SGK’lı olarak çalışmakta olan bir personelleri olup müvekkilinin hiçbir zaman ne ortağı ne de bu personel tarafından böyle bir ticari faaliyetlerine ilişkin bilgisi olmadığını, aksine bu işlerin hepsi müvekkilinden gizli olarak yürütüldüğünü, müvekkilinin … isimli şirketle ilgili yaptığı araştırmalarda bu şirketin de tamamen müvekkil ile davalı …’ın ortak olduğu şirket gibi, Simülatör üretimi faaliyetlerini yürüttüğünü tespit edildiğini, davalının haksız rekabete ilişkin yükümlülüklerinden kurtulmak amacıyla öncelikle kız kardeşi adına bir şirket kurarak daha sonra kız kardeşinin istifası üzerine bu şirketi yönetmeye devam ettiğini, şirketin kuruluşuna ilişkin müvekkiline hiçbir bilgi verilmemiş olması ve Simülatör karlılığının birden yüksek oranda düşmesi davalının kötü niyeti ve bu şirkete Simülatör üzerinden müşteri vb. her türlü kaynak aktarımı yapıldığına kuvvetli derecede şüphe oluşturmuş olduğunu, müvekkilinin tespit ettiği diğer husus ise, “…. Limited Şirketi” isimli şirket olduğunu, şirketin kayıtlarından da 16.01.2014 tarihinde … ve … tarafından kurulduğu anlaşıldığını, müvekkilinin ortağı ve şirket çalışanının yürüttüğü bu faaliyetten de hiçbir şekilde haberi olmamış olduğunu, bu husus da davalıların kötü niyetini ortaya koyduklarını, müvekkilinin hiçbir bilgisi olmayan … isimli bu şirketin, müvekkili ile davalı …’ın ortak oldukları şirket adresinde kurulmuş olduğu kayıtlardan anlaşıldığını, davalılar hiçbir kira bedeli ödememiş olup, bu nedenle de müvekkilin mal varlığında azalmaya neden olduklarını, müvekkilinin şirketin nakit varlığında meydana gelen ciddi düşüşler karşısında sürekli olarak ortağı olan davalıdan bilgi istediyse de hiçbir şekilde bilgi alamadığını ve bu konuda davalı müvekkilimi devamlı oyaladıklarını, şirketin tüm muhasebesel kayıtlarını ve bankada işlem yapma yetkisini elinde tutan davalı …, müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen müvekkiline talep ettiği bilgileri vermekten kaçındığını, davalılarının müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleştiklerini, …’ın müdürü ve ortağı olduğu şirkete karşı haksız rekabette bulunarak aynı iştigal alanında başka bir şirket kurduklarını ve müvekkili aleyhine, kendi lehine haksız kazanım elde ettiklerini, . müvekkilinin ortağı olduğu şirketin SGK’lı çalışanını kendine ortak yapan ve bir de bu kişiyle müvekkilden gizli bir ortak şirket açan davalı …’ın, bu personelin emek ve mesaisinin bu şirketlere harcanmasını sağlamış olması dahi müvekkil nezdinde zarara yol açtıkları ve müvekkili mal varlığında fakirleşmeye neden oldukları ortaya koyduklarını, davalılaırın şimdilik 1.000(Bin)TL sebepsiz zenginleşme bedelini müvekkiline ödemelerine, davalı … aleyhine 40.000TL manevi tazminata, davalı … aleyhine 9.000-TL manevi tazminata, davalı … aleyhine 1.000TL manevi tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davcının 2003 yılından beri arkadaş olduklarını, bu yakın arkadaşlığın 2009 yılında ticari birlikteliğe dönüştüğünü, devir işlemlerinin usulüne uygun yapıldığını, haksız davanın reddini, yargılama ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili süre uzatım dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığı beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce Eyüp ….Noterliği’nin 28/08/2014 tarih. … yevmiye no’lu limited şirket pay devir sözleşmesi celbedilmiş olmakla tetkikinde, davacının … Ltd.Şti isimli şirketteki hisselerini 500.000 TL karşılığında davalı …’a sattığı, devir bedelini nakden ve tamamen aldığı görülmüştür.
Davacı işbu dava ile davalı …’nın şirketin kötüye gittiğine ilişkin olumsuz yönlendirmeleri ile şirket hissesini devretmek zorunda kaldığını, davalıların bu yolla sebepsiz zenginleştiklerinden bahisle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davacı 28/08/2014 tarihinde …. yevmiye no’su ile hissesini davalılardan …’a devretmiş olup, devir sözleşmesinin noterde düzenlendiği, Ticaret Sicilinde tescil ve ilan olunduğu anlaşılmıştır. Davacının hisse devrinin iptali ya da devir bedeline yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Davacının 03/08/2011 tarihli Ortaklar Kurulu Kararı ile 10 yıl süre ile şirket müdürlüğüne ve münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzam etmesine karar verilmiştir. Davacının müdürü ve ortağı olduğu şirketin durumunu bilen ya da bilebilecek kimselerden olduğu, yönlendirme ve yanıltma ile hisse devri iddiasının davacı tarafından ileri sürülemeyeceği, davacının ayrılmasının akabinde şirketin işlerinin olumlu seyretmesi ya da davalı tarafça yeni şirket kurmak suretiyle ticaret hayatına devam etmesinin davacıya dava hakkı vermeyeceği, devir tarihinden 3 sene sonra iddiaların dile getirilmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceği açıktır. Davacı usulüne uygun olarak limited şirketteki ortaklıktan hisse devri yoluyla ayrılıp ortaklık sıfatını yitirmiştir. Davacının ortaklık hakkının hile ile devredildiği iddiası da bulunmamaktadır. Davacı taraf malvarlığında azalmaya sebebiyet verildiğini belirtmiş ise de gerçek kişi davalılara kar payı talebinde bulunulamayacağı, talebin şirketin malvarlığına ilişkin olduğunun kabul edilmesi halinde ise, bu hakkın da ortak olunması halinde ancak tasfiye aşamasında ileri sürülebileceği, faaliyeti devam eden şirketle ilgili olarak bu hakkın da ileri sürülemeyeceği, öte yandan manevi tazminatın da koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurumuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN REDDİNE
1-Alınması gereken 35,90-TL harçtan, peşin alınan 870,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 835,06-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden davalılar yararına takdir olunan 5.960,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 30/04/2018

Katip …

Hakim …