Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/379 E. 2019/246 K. 11.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/379 Esas
KARAR NO : 2019/246

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/04/2017
KARAR TARİHİ : 11/03/2019
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket … abonelik numarası ile ticari amaçlı elektrik aboneliği sözleşmesinin düzenlendiğini, abonelik sözleşmesine istinaden, davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalarda kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, PSH bedeli ve dağıtım bedelleri adı altında ücretlerin tahsil edildiğini, aboneden kayıp kaçak ve benzeri isimler altında haksız yere tahsilat yapılamayacağının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73/3 maddesi ile düzenlendiğini, tahsilatların Anayasaya aykırı ….. tarafından çıkarılan yönetmeliklerine dayandığını, yargısal içtihatlar ile de ilgili tüzel kişilerin bu bedelleri abonelerinden tahsil etmesinin hukuka aykırı olduğunun kabul edildiğini ileri sürerek faturalarda haksız ve hukuka aykırı olarak değişik adlar altında davacıdan tahsil edilen bedellerin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla HMK’nun 107 maddesi kapsamında yargılama aşamasında belirlenecek alacağın 1.000,00.-TL’lik kısmının davalıdan haksız ödemenin alındığı tarihlerden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında düzenlenen elektrik satış sözleşmesinin 12 maddesinde taraflar arasında doğabilecek her türlü uyuşmazlıkta Bakırköy Mahkemelerinin yetkili kılındığını ileri sürerek mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifinin kabul edilip yasalaştığını, ilgili kanunun 21 maddesinde 6446 Sayılı EPK’nun 17 maddesine ekleme ve değişikliklerin yapıldığını, değişikliğe ilişkin kanunun 21/10 maddesinde mahkemenin yetkisinin tahsil edilen bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerinin uygunluğunun denetimi ile sınırlandığını, ilgili kanunun 26 maddesinde yer alan geçici 20 madde ile de kanunun açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 madde hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin satış lisansına sahip olup, davada husumetin dağıtım şirketi ……’a yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın ….. ve ……’ya ihbarı ile davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle, yetki itirazının reddi halinde de davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, taraflar arasında düzenlenen Elektrik Satış Sözleşmesi nedeniyle enerji tüketim bedelinin yanı sıra fatura içeriğinde yer alan kayıp bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli vs pay bedelleri adı altında tahsil edilen bedellerin iadesine ilişkindir.
Dosyanın, Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2016 tarih ve …. Esas, … Karar sayılı kesinleşmiş yetkisizlik kararı ile Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın elektrik bilirkişisine tevdii ile, 6719 sayılı yasa kapsamı ve yasanın öngördüğü uygunluk denetimi ile sınırlı olmak üzere, ,davalı kurumun tahakkuk ettirdiği dava konusu abonelik ve dönemlere ait faturaların ….. tarife ve düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığı hususu değerlendirilmek suretiyle bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi … 13/04/2018 tarihli raporunda özetle; dosya kapsamına sunulan sözleşme örneğinden davacı …. San. Ltd. Şti. İle davalı tedarikçi … A.Ş: arasında dava konusu … abonelik numarası için imzalanmış 04.04.2011 tarihli Elektrik Enerjisi satış sözleşmesi bulunduğunu, dosya kapsamına sunulan fatura örnekleri doğrultusunda: davalı tedarikçi şirketçe davacı şirkete tahakkuk ettirilen faturalarda talep edilen tutarlar (kayıp-dağıtım-iletim-PSH okuma) faturalardaki kayıp/kaçak bedeli= 58.260,72 TL, TRT payı içerisindeki %2 kayıp bedeli=1.165,21 TL, faturalardaki dağıtım bedeli=70.126,75 TL, faturalardaki iletim bedeli=12.950,87 TL, faturalardaki PSH sayaç bedeli= 0,00 TL, faturalardaki PSH sayaç okuma bedeli=101,01 TL olmak üzere ilaveler toplamı KDV hariç= 142.604,56 TL olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve 2013/72454 Esas, 2014/679 Karar sayılı emsal ilamındaki “kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye iadesine” yönelik kararı bulunduğu, ayrıca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30/09/2014, 2014/6150, 2014/12754 sayılı emsal ilamında “dağıtım-iletim-PSH bedellerinin de tüketiciye iadesine” yönelik kararları bulunduğunu, ancak, 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişiklik ile kayıp-kaçak elektrik bedeline açıkça yasal dayanak sağlanmış olduğunu, mevcut düzenlemeler kapsamında; 6719 sayılı kanun ile 17. maddeye 10. bent eklenmiş, açılan davalarda, mahkemelerin yetkisinin, bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmış olduğunu, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi için yapılan incelemelerde; her bir fatura için yapılan birim fiyat analizlerinde davalı tedarikçi şirket tarafından davacı şirkete tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim bedellerinin ….. tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin …..’nun düzenleyici işlemlerine UYGUN OLDUĞU, faturalara yansıtılan kayıp-kaçak, dağıtım, iletim bedellerine ait birim fiyatların, “TİCARETHANE” tarifesinde fatura dönemleri itibariyle yürürlükte olan ….. ca belirlenen (onaylı) ……. birim fiyatları ile bire bir uyuştuğunu, faturalarda davacı tarafça dava konusu edilen kalemler için Fazladan tahakkuk bulunmadığı, …..’nun 07.12.2011 tarihli kayıp-kaçak bedeline ilişkin duyurusunda dava konusu fatura dönemleri itibariyle kayıp-kaçak bedelinin ayrıştırılarak serbest tüketiciler de dahil tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına yansıtılması uygulamasına geçildiği açıkça belirtildiğini, 26.10.2011 tarihli Danıştay ….. Daire Başkanlığı’nın kararında; TRT Fonu hesabında kayıp kaçak bedelinin hariç tutulmasının yerinde olmadığına dair karar verildiğini, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının 16.03.2011 tarihli kararında Enerji fonu ve Belediye Tüketim vergisinin de TRT Payı kapsaımnad olacağı değerlendirildiğini, bu kapsamda kayıp bedeli üzerinden Enerji fonu-TRT Payı ve Belediye Tüketim vergisi tahsil edilmesinin uygun olduğunu, Elektrik Piyasası Kanuna eklenen geçici 20.madde nedeniyle kanunda yapılan değşiikliğin derdest davala da uygulanacağını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Dairesinin kayıp-kaçak bedelleriin tüketicilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararlarından sonra Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler sonucu kayıp/kaçak, dağıtım, iletim maliyetlerini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygun olduğunu, 6719 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırlığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü, Anayasa Mahkemesi’nin 2016/150 E, 2017/179 K. 28.12.2017 tarihli kararı ile yapılan itirazların Anayasa aykırılık bulunamadığı gerekçesiyle İPTAL talebinin REDDİNE karar verdiğini bildirmiştir.
Dava tarihinden sonra 17.06.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un Geçici 19. maddesi ” Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe giren mevcut yönetmelik , tebliğ ve Kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. ” Geçici 20. Maddesi ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurma hakkında 17. madde hükümleri uygulanır ” hükümleri getirilmiştir.
Söz konusu yasa maddeleri ile, 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmeden evvel açılmış olan dağıtım , sayaç okuma , perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerine ilişkin davalarda 6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile değiştirilen 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin uygulanacağı belirtilmiş olup, 6446 sayılı yasanın değişik 17. Maddesinde ise söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale getirilmiştir. Geçici 19 ve 20. Maddeler uyarınca yasanın geçmişe etkili olmak üzere uygulanacağı tartışmasız hale gelmiştir.
6719 sayılı Kanunda yer alan söz konusu düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla aynı mahiyetteki davalarda başkaca mahkemelerce Anayasa Mahkemesine iptal başvurusunda bulunulmuş, mahkememizce Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek karar beklenmiş, fakat 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiaasıyla yapılan başvuru da Anayasa Mahkemesi tarafından 15.02.2018 tarihli kararla ilgili hükümlerin iptal talebi reddedilmiştir. Böylece yürürlükte olan, 6719 sayılı yasanın Geçici 20. Maddesine göre dava 6719 sayılı yasa ile değişik 6446 sayılı yasa hükümlerine göre değerlendirilerek sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda elektrik mühendisi ……. tarafından düzenlenen raporda, davacının 1927820 nolu aboneliğine ait dava dosyasına sunulmuş olan her bir fatura bazında tablo halinde belirtildiği üzere, davalı ….. Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından, dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilen ve davacının talebi olan dava konusu kalemlerin tutarlarının; toplam 58.260,72 TL olduğu, davalı tarafından dava konusu dönemde, davacıdan tahsil edilmiş ve davacının talebi olan dava konusu bedellerin, o dönem itibariyle geçerli olan ….. ’nın düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve davalının söz konusu tutarları ….. Kurul kararları gereği tahsil ettiği, tahsil edilen faturalardaki dava konusu kalemlerin birim fiyatlarının, rapor içeriğinde de faturalar bazında tablolar halinde belirtildiği üzere, her fatura döneminde, davacının tarife grubuna ait ….. tarafından yayınlanmış olan Ulusal Tarife Birim fiyatlarına uygun olarak faturaya yansıtılmış olduğu, 6719 sayılı Torba Yasa ile yapılan değişiklikle 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. Maddesinin 10. fıkrasında “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” şeklinde düzenleme getirildiği, bu itibarla değerlendirmenin bu çerçevede kalması gerektiği, 6719 sayılı Torba Yasanın Geçici 20 inci maddesinde “(1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” Hükmü bulunmaktadır. Yeni düzenleme ile getirilen hükümlerin geçmişe etkili oldukları kabul edildiğinde, söz konusu tutarların hukuka uygun olarak alındığı sonucuna varmak gerekecektir. Anılan torba yasanın 17 Haziran 2016’da yürürlüğe girdiği nazara alındığında, geçmişe dönük dava konusu alacağın hukuki durumunun Sayın Mahkeme Hakimi ‘nin takdirinde olduğu, davacının dava konusu ettiği ve talepte bulunduğu dava konusu kalemler üzerinden oransal olarak alınmış olan TRT Payı, Enerji Fonu ve Diğer Bedellerin (Belediye (Elektrik) Tüketim Vergisi – BTV), elektrik abonelerinden tahsilinin yasal dayanağı; rapor içeriğinde ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, davalının davacı adına dava konusu dönemlerde düzenlemiş olduğu faturalarda, bu bedellerin yasalara ve yasalarda belirtilen oranlara uygun olarak davacıdan tahsil edilmiş olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekilinin dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı alındığı iddiasıyla açmış olduğu iş bu davada, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yasanın Geçici 19 , 20. Maddeleri ve Geçici 21. Maddesi ile değişik 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesi ile söz konusu bedellerin tahsil edilmesinin haklı olduğu yasal hale geldiğinden ve bu davalarda mahkemelerin yetkisi kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı hale getirildiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmek gerekmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 28.06.2017 tarih 2017/887 Esas – 2017/727 Karar ; 16.06.2017 tarih 2017/683 Esas- 2017/670 Karar; 28.06.2017 tarih 2017/687 Esas- 2017/729 Karar ; 23.06.2017 tarih 2017/769 Esas- 2017/712 Karar sayılı kararları da bu doğrultudadır. ) Her ne kadar dava konusu bedeller 6719 sayılı yasa ile yasal hale gelmiş ise de dava tarihinde geçerli olan Yargıtay içtihatlarına göre davacı dava açmakta haklı bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmünü taşımaktadır. Yargılama giderlerine ilişkin bu madde 1086 sayılı HUMK’nun 425. Maddesinde sadece iki durum için yani sınırlayıcı şekilde düzenlenmiş iken yeni getirilen 6100 sayılı HMK’nun 331. Maddesi ile davanın konusuz kalmasına yol açan tüm haller için düzenlenmiştir. Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 gün, 2009/18-421 E., 2009/526 K. Sayılı ilamında ” Dava tarihinde davasında haklı olan davacının sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine masraf ve vekalet ücretine ” hükmedilmesi gerektiği de düzenlenmiştir.
Somut davada; dava açıldığı tarihte davacının, dava açmakta haklı olduğu, HMK’nun 331. Maddesi ve Yargıtay HGK’nin yukarıda yazılı içtihadı dikkate alındığında yargılama harç ve giderinin haksız çıkan tarafa yükletileceği kuralı karşısında, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmolunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine YER OLMADIĞINA
2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 58,40 TL ile bilirkişi, posta ve tebligat masrafı 761,00 TL olmak üzere toplam 819,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince 1.000,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer OLMADIĞINA,
6-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, tarafların yüzüne karşı, İstinaf yasa yolu yargısal miktar sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır