Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/37 E. 2018/1030 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/37
KARAR NO : 2018/1030

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 21/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2018
DAVA; Davacılar vekilince davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;Taraflar arasında Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu sözleşme uyarınca davalı yan … ili … İlçesi … Mah. … Ada …. parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde planda gösterilen … blok …. Kat …. no’lu 190,14 m² alanlı taşınmazı müvekkillere satmayı ve teslim etmeyi vaad ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 3A maddesinde belirtilen satış bedeli olan 300.000 USD bedeli ödeyerek söz konusu taşınmazı satın almayı vaad taahhüt ve kabul ettiğini, davalı satıcı yanın taşınmazın tapuda davacılar adına devir ve tescilinin yapılması gerekirken bugüne kadar tapu tescil işlemi ve fiilen tesliminin gerçekleştirilmediğinden bahisle öncelikle dava konusu taşınmazın davalılar adına devir ve tescilini, mümkün olmaması halinde ödeme tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL karşılığının ödenmesini taşınmaz üzerine devir ve temlikinin önlenmesi için tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar 2 Nolu …. ve 3 Nolu … vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; tasfiye edilen…. A.Ş’nin … Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatına uygun olarak inşaatı yapmakta iken ve ruhsat hilafı en küçük faaliyeti yokken …. Belediyesi ve … Belediyesi arasındaki ihtilafın neticesinde, ruhsat iptali sureti ile İmar Yasasının 32. ve 42. Maddesi doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı olarak cezalandırıldığını,hiçbir kusuru veya ihmali bulunmayan müvekkil şirket, Esenyurt belediyesinin yapması gerektiği plan tadilatlarını … Büyükşehir Belediyesinde yaptırmıştır. Plan tadilatları askı süresini geçirmiş ve kesinleşmiş, …. Büyükşehir Belediye Encümenince iptal edilen 30-04-2010 tarih ve … sayılı yapı ruhsatının yenilenmesi ile …. Belediyesi tarafından 30.07.2012 tarih ve …. sayılı yapı ruhsatı tanzim edildiğini, tüm bu sorunlara rağmen dava konusu bağımsız bölüm ve diğer bağımsız bölümler, sözleşme koşullarına ve projelerine uygun olarak bitirildiğinden bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP;Davalı 1 Nolu …. vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle;Asıl davalı şirket olan bölünen ….A.Ş. Firmasının 3’e bölündüğünü,Bölünme sözleşmesine göre bölünen ana şirketin tüm borçlarından 3 no’lu şirket sorumlu olduğunu bu sebeple öncelikle husumet itirazında bulunduğunu,Müvekkil şirket, …. Belediyesi tarafından verilen inşaat ruhsatına uygun olarak inşaatı yapmakta iken ve ruhsat hilafı en küçük faaliyeti yokken Büyükşehir Belediyesi ve …. Belediyesi arasındaki ihtilafın neticesinde, ruhsat iptali sureti ile İmar Yasasının 32. ve 42. Maddesi doğrultusunda haksız ve hukuka aykırı olarak cezalandırılmıştır. Hiçbir kusuru veya ihmali bulunmayan müvekkil şirket, … belediyesinin yapması gerektiği plan tadilatlarını …. Büyükşehir Belediyesinde yaptırmıştır. Plan tadilatları askı süresini geçirmiş ve kesinleşmiş, …. Büyükşehir Belediye Encümenince iptal edilen 30-04-2010 tarih ve …. sayılı yapı ruhsatının yenilenmesi ile …. Belediyesi tarafından 30.07.2012 tarih ve …. sayılı yapı ruhsatı tanzim edildiğini,sorunların müspet neticeye ulaştığını, tüm bu olumsuzluklara rağmen, davalı şirket tarafından, dava konusu bağımsız bölüm ve diğer bağımsız bölümler, sözleşme koşullarına ve projelerine uygun olarak bitirildiğini, Şirket aleyhine, sözleşmeye dayalı gecikmeden doğan alacak adı altında talep yöneltilmesi ve haksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;…. Tapu Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı dava konusu bağımsız bölüme ait güncel tapu kaydının gönderildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı davalı …. Aş’ye ait son sicil kayıtlarının gönderildiği, tetkikinde ….Anonim Şirketinin tam bölünme yoluyla bölündüğü, 1 Nolu …. Aş, 2 No’lu …. AŞ, 3 No’lu …. Aş şirketlerinin oluştuğu, bölünme planının dosyamız arasında olduğu görülmüştür.
Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği 27/09/2017 tarihli dilekçesiyle …. AŞ’ye karşı açtıkları davada gönderilen tebligatların bila tebliğ dönmesi üzerine, davalı şirketin bölündüğünü İTO’dan gelen sicil kayıtları ile öğrendiklerini, bölünme planı ve sözleşmesinin ilan edilmediğini, alacaklıların bilgilendirilmediğini belirterek bölünme sonucu oluşan 1 Nolu … Aş, 2 No’lu …. AŞ, 3 No’lu …. Aş şirketlerin HMK 124 gereğince davalı sıfatıyla yer almasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/10/2017 tarihli ara kararı ile davacı tarafın 27/09/2017 tarihli talebinin reddine karar verilmiş ise de, mahkememizin 06/12/2017 tarihli celsesinde HMK m.124 gereğince tarafta yanılma ve taraf değişikliği talebinin yerinde olduğu görülmekle talebin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya 16/05/2018 tarihli duruşma ara kararı uyarınca davanın yapmış olduğu ödemelerin ne kadar olduğu, yapılan ödemelerin dava tarihine kadar alım gücünün çeşitli ekonomik etkenlerin ortalaması alınmak suretiyle rapor düzenlenmesi için finans bilirkişisi …’ a tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan raporda, davacının USD bazında yatırdığı paranın TL dönüşümü 477.622,75TL olup ÜFE oranında toplamda 447622,75TL alacak için dava tarihi itibariyle 203913,75TL faiz hesaplandığı, TÜFE olanında toplamda 447.622,75TL alacak için dava tirihi itibariyle 228.595,05TL faiz hesaplanmış, yasal faiz oranına göre toplamda 447.622,75TL alacak için dava tarihi itibariyle 259707,04TL faiz hesaplandığı bunlar haricinde altın karşılaştırma oranına göre USD karşılaştırma oranına göre ve EURO karşılaştırma oranına göre hesaplamaların yapıldığını,yapılan 6 ade alım gücü çerçeveside getirilerinin toplamının 2.562.490,39TL olup ortalaması 427.081,73 TL olduğu, davacı tarafından davalı şirkete toplamda 299.968,50USD ödeme yaptığı, davacının yapmış olduğu ödemelerin ne kadar olduğu, yapılan ödemelerin dava tarihine kadar alım gücünün çeşitli ekonomik etkenlerin ortalama oran ve kurlar sonucunda 6 adet alım gücü çerçevesinde getirilerinin ortalamasının 427081,73TL olduğu hususunda kanaat bildirdiği görülmüştür.
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi nedeniyle tapu iptali tescil, kabul edilmediği taktirde ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında akdedilen “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi” resmi şekilde yapılmadığı için hukuken geçersizdir. (TMK. m.706, BK. m.213, Tapu Kanunu 26 ve Noterlik Kanunu 60)
Bu nedenle de geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Davacı (alıcı) ancak ödediği satış bedelini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 61 ve ardından gelen maddelerindeki (Türk Borçlar Kanunun 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme, resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir.(Türk Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213, Tapu Kanunun 26 ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri) O nedenle, geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar, verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler.
Davacı tarafça tapu iptal tescil talep edilmiş ise de, sözleşme geçersiz olduğundan tapu iptal tescil talebinin reddine karar verilmiştir.
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi “Denkleştirici Adalet” düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
Taraflar arasında satış vaadi sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmeye dayanarak davacı tarafça ödenen 299.968,50 USD’nin aynen iadesi talep edilmekte olup, mahkememizce bilirkişi raporundaki tutara göre tahsile hükmedilmemiş ve neticeten şartları oluşmadığından tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile davacı tarafça ödenen 299.968,50 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden belirlenecek bedelinin tahsiline hükmedilmiştir.
Davalı … Anonim Şirketinin tam bölünme yoluyla bölündüğü anlaşılmıştır.Tam bölünmede bölünen şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolur. Bölünen şirketin ortakları devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devralınan şirket sona erer ve ünvanı ticaret sicilinden silinir.(TTK 159/1) ”Bölünen şirketin malvarlığının tamamı külli halefiyet yoluyla devralan şirketlere geçerken, borçlu şirket ortadan kalkar ve başka bir tüzel kişilik borcun muhatabı haline gelir; ancak bu sırada borcun nakli için alacaklının borçlunun değişmesine rıza göstermesinin gerekli olduğuna ilişkin kural bu sırada uygulanmaz.(Anonim ortakların bölünmesi, Helvacı, 2004 İstanbul Sayfa 123)”, Borçlar Kanunu 195. madde ve devamı maddelerinden farklı olarak, bölünmede malvarlığının geçişi külli halefiyet yoluyla olduğundan alacaklıların rıza göstermesi aranmaz. Ancak rızası alınmadan karşısındaki borçlu değişen alacaklının hukuk düzeni tarafından korunacağı mutlaktır.”Pasif unsurlar, yani bölünen şirketin borçları konusunda ise yine ayrı bir özel düzenleme vardır. Buna göre, tam bölünmeye katılan şirketler, bölünme sözleşmesi veya bölünme planına göre herhangi bir şirkete tahsis edilmeyen borçlardan birinci derecede müteselsilen sorumludurlar. (Prof. Dr. Seza Reisoğlu Armağanı, anonim ortaklıkların Bölünmesinde Alacaklıların Korunması, Prof. Dr. Ercüment Erdem, Ankara-2016, s.344)”Her ne kadar 1 ve 2 nolu şirketler bölünme planına göre davaya konu taşınmazla borçların 3. Nolu …. A.Ş’nin sorumluluğuna bırakıldığından bahisle husumet yönünden davanın reddini talep etmiş iseler de; TTK 176 maddesinde ” bölünme sözleşmesi veya bölünme planına kendisine borç tahsil edilen şirket, bu suretle birinci derece sorumlu bulunan şirket alacaklarının alacaklarını ifa etmezse bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler müteselsilen sorumlu olurlar” denildiğinden bölünme ile oluşan her 3 şirketin dava konusu borç ile ilgili sorumluluklarının olduğu düşünülmüş, husumet itirazına itibar edilmemiş, 299.968,50 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden belirlenecek bedelinin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu …. ve 3 no’lu …. Aş’den alınarak davacı tarafa verilmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince 1 yıl vadeli USD döviz hesaplarına uygulanan değişen oranlarda faiz uygulanmasına, davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin kabulü ile takdiren % 15 oranında teminat yatırıldığı taktirde dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir. Tam bölünme ile tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşılan Davalı ….A.Ş’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
Davalı ,…. A.Ş’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyel REDDİNE,
Davacı tarafın tapu iptal-tescil talebinin REDDİNE,
Davacı tarafça ödenen 299.968,50 USD’nin fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden belirlenecek bedelinin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu …ve 3 no’lu …. Aş’den alınarak davacı tarafa verilmesine, bu miktara dava tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince 1 yıl vadeli USD döviz hesaplarına uygulanan değişen oranlarda faiz uygulanmasına,
Davacı tarafın ihtiyati haciz isteminin kabulü ile takdiren % 15 oranında teminat yatırıldığı taktirde dava konusu taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulmasına,
2-Alınması gereken 77258,61TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 19314,66TL nin mahsubu ile eksik kalan 57943,95 TL’nin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu … ve 3 no’lu …. Aş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 19350,66 TL’nin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu …ve 3 no’lu …. Aş’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 384,20TL ile bilirkişi sarf gideri 700,00TL olmak üzere toplam 1084,20 TL’nin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu … ve 3 no’lu …. Aş’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 57943,95 TL vekalet ücretinin davalılar 1 no’lu …., 2 no’lu … ve 3 no’lu …. Aş’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalılar 2 ve 3 nolu …. vekilinin yüzüne karşı diğerlerinin yokluğunda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 21/11/2018

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır