Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/357 E. 2019/724 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/357 Esas
KARAR NO : 2019/724

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/04/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …. Anaokulunun sahibi olduğunu, müvekkilinin davalı personeli çocuklarının okul önceki eğitimi için davalı şirkete verilen özel fiyat teklifleri ve dönem dönem yenilenen sözleşmeler ile….. Hastanesi personelinin çocukları 2009-2016 yıllar arası … Anaokulu bünyesinde eğitim-öğretim gördüğünü, ihtilafa konu en son sözleşme döneminde….. Hastanesi personelinin 33 çocuğu…. Anaokulunda eğitim-öğretim gördüğünü, ancak 25.12.2014imza tarihi ve 31.12.2014- 31.12.2016 dönemine ilişkin yani en son sözleşme yürürlükteyken davalı….. Hastanesi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden…. Anaokulu bünyesindeki 18 öğrenci sözleşmeye aykırı, haksız ve kötü niyetli bir şekilde okuldan alınarak 10.10.2016 tarihinde ….Anaokuluna verildiğini, ay sonunda yani 31.10.2016 tarihinde ise geri kalan 15 çocuğun da…. Anaokulundan alınarak …. Anaokuluna verildiğini, müvekkilinin eğitimine devam etmek zorunda kaldığını , aileler de iki çocukla faaliyetine devam etmek zorunda kalan müvekkili şirketin anaokuluna çocuklarını vermek istemediklerini, bu kötü niyetli davranış sonucu müvekkili şirketin iş potansiyelini de yitirdiğini ve neredeyse ekonomik faaliyetlerini yürütemeyecek duruma geldiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin haksız, gerekçesiz ve kötü niyetli bir şekilde sona erdirildiği 10.10.2016 tarihini kapsayan Ekim ayı hizmet bedeli için davalı şirkete 17.690 TL7lik bir fatura kestiğini, davalı şirket tarafından iş bu faturanın 10.11.2016 tarihinde teslim alındığını, iki ayda ise Ekim ayı fatura bedeli baz alınarak 31.11.2016 tarihli ve 31.12.2016 tarihli 17.690 TL’lik fatura kesildiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün….E sayılı dosyası ile iş bu ödenmeyen fatura bedelleri toplamı 53.070 TL için ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin takibe kısmen itiraz ettiğini, borcun 10.370 TL’lik kısmını kabul ettiklerini, 42.700 TL’sine itiraz ettiklerini beyan ettiğini beyanla itirazın iptaline, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
2016 senesi için davacının anaokuluna gönderilen öğrenci velilerinden sürekli şikayet gelmesi üzerine bu hususun daacı tarafa iletilmesine rağmen şikayetler giderilmediğinden veliler çocuklarını Ekim başı itibariyle bu okula göndermemeye başladığını, öğrenci velilerinin şikayetleri ve çocuklarının kayıtlarını anaokulundan almak istedikleri davacı tarafa yazılı dilekçeler ile Ekim ayı içerisinde iletildiğini, davacı tarafla sözleşmeye devam etmeme kararı alınarak Kadıköy … Noterliğinden keşide edilen 31.10.2016 tarih …. yevmiye sayılı ihtarname ile feshedildiğini, fesih sözleşme ve hukuka uygun olarak yapılmış olup, davacı tarafın dava dilekçesinde feshin haksız olduğu iddialarının yersiz olduğunu, davacı tarafın anaokuluna devam etmeyerek kaydını bu okuldan alan öğrenciler için sözleşmeye aykırı olarak bedel talep etmiş olup, bu talebin haksız olduğunu, söz konusu sözleşmede devacının anaokuluna gönderilecek öğrenci sayısı kararlaştırılmadığını, sadece anaokuluna devam eden öğrenci başına ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, Ekim ayında 12 öğrencinin okula kısmende olsa devam ederken 16 öğrencinin sadece ayın 1 haftası, 2 öğrenci ise iki haftası okulda gittiğini, kasım ve Aralık ayında ise hiç öğrenci gitmediğini, buna göre davacı tarafın anaokuluna devam eden öğrenci sayısına göre Ekim ayında fatura düzenlemesi gerekirken 29 öğrenci üzerinden hesaplama yapması ve 17.690 TL bedelli fatura keserek müvekkili şirkete göndermesinin haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle davacı tarafın alacağına istinaden başlatmış olduğu icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün…. icra sayılı dosyası celbedilmekle, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı fatura alacağına istinaden 53.070,00-TL bedelli ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresinde takibe ödeme emrine ve borca karşı kısmı itirazları ile takibin 42.700,00-TL üzerinden durduğu anlaşılmıştır.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında her iki tarafın karşılıklı olarak sözleşme hükümlerine aykırı davranıp davranmadıkları, sözleşmeden kaynaklanan edimleri yerine getirip getirmedikleri, dava dilekçesinde belirtilen anaokulu öğrencilerinin davacının anaokulundan alınmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmediği, bu kapsamda davacının davalıdan alacak hakkının mevcut olup olmadığı, varsa alacak miktarının ne kadar olduğu hususunun tespiti için tarafların sunacakları bilgi ve belgeler ile dosya üzerinde inceleme günü belirlenerek dosyanın SMMM, eğitim konusunda uzman ve finans uzmanı bilirkişiden oluşan heyete tevdi ile rapor tanzimi istenilmiş olup, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu raporunda özetle; davalı tarafça ibraz edilen yasal defterlerin davacı lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak davacının ilgili yıllara ait defterlerinin tamamını ibraz etmediği nazara alındığında sahibi lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davacının tanzim ettiği ve takip konusu faturaların tamamına davalı tarafından itiraz edilmiş olduğunu ancak Ekim ayına ilişkin 17.690,00-TL’lik faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı defterlerinde davacının 06/03/2017 takip tarihi itibariyle 17.690,00-TL’lik alacağının bulunduğunu, sözleşme kapsamında davacının okulunda okuyan çocukların dava dışı okula geçişlerini olması ve sonrasında davalı tarafın sözleşme kapsamında fesih ile ilgili davacı tarafa ihtarname çektiğini, işbu ihtar ve öğrencilerin başka okula geçmesinde davalının direkt olarak müdahalesinin olup olmadığının değerlendirmesinin mahkemeye ait olduğunu, 31/12/2016 tarihi öncesinde sözleşmenin feshine ilişkin ihtar ile birlikte ve öncesine okuldan alınan çocukların başka okula nakilleri ile ilgili kusurun davalıya ait olduğuna hükmetmesi halinde davacı tarafın alacağının rapor içeriğinde hesaplandığı üzere 40.090,00-TL olabileceğini, bu itibarla takibin 40.090-TL’si üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğu nazara alınmak suretiyle 06/03/2017 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağının 40.090,00-TL’sına davacı talebi doğrultusuda 3095 Sayılı Kanunu’nun 4489 Sayılı Kanunu’nun ile değişik 2. Maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından dönemde kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları üzerinden basit usulde temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağını, davacı okulunda okuyan çocukların sözleşmenin son ermesinden önce dava dışı okula nakillerinde davalının herhangi bir dahilinin olmadığına hükmedilmesi ve davacının sadece verdiği hizmetler dolayısıyla davalıya fatura tanzim edebileceğine kanaat getirilmesi halinde ise davacının 06/03/2017 takip tarihi itibariyle 2.970,00-TL’si olabileceğini, davalı tarafça kabulü yapılan 10.370,00-TL’nin davacı asıl alacağı ile icra müdürlüğüne yapılan 11.167,83-TL’lik ödemenin icra müdürlüğünce yapılan yeni hesaplamalarda dikkate alınmaması gerektiğini, davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatının mahkemenin taktirinde olduğunu beyan etmişlerdir.
Taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen öğrenci başı ücrette; eğitim, servis ve yemek ücretlerinin dağılımının (miktarının) ne olduğu hususunda beyanda bulunmak üzere taraf vekillerine 2 haftalık süre verilmiş olup, tarafların beyanından sonra, dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek; Tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi ve taktiri mahkememize ait olmak üzere kök raporda seçenekli olarak yapılan hesaplamalarda; Ekim ayında 18 öğrencinin 10 gün süreyle, Kasım ayında 15 öğrencinin 30 gün süreyle ve Aralık ayıda 2 öğrencinin 30 gün süreyle eğitim hizmeti yanında yemek ve servis hizmeti aldıkları, hesaplamalara dahil edilen tüm öğrencilere yemek ve servis hizmeti verilmemesi nediyle davacının bu hizmetlere ilişkin harcamaları yapmadığı nazara alındığında, davacının iddia ettiği alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunda ek rapor alınmasına karar verilmekle, bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; davacı tarafından 3 aylık 29 öğrenci için 2610 günlük(günlük bedel 19,33-TL) 50.460,00-TL’sinin sözleşme kapsamında olabileceğinin hesap edilmiş olduğunu, ancak yapılan incelemeler sonucunda öğrencilere toplam 690 günü ile ilgili yemek servis hizmeti verildiği, 1920 günlük kısmı ile ilgili yemek ve servis harcamasının yapılmadığı, bu durumda davacının 1920 günlük kısım ile ilgili yapmadığı yemek ve servis hizmetlerine ilişkin bedellerin düşülmesi gerektiğini ancak davacı tarafça işbu hizmetler ile ilgili beyan ve belge sunulmadığını, davacı tarafça belge sunulmaması dolayısıyla sözleşme kapsamında hesap edilen 50.460,00-TL’nin üzerinden mahkeme tarafından takdir edilecek tutarda indirim yapılması gerektiğini beyan etmişlerdir.
Mahkememizin 8 no’lu celsesinde, 6. celse 1 nolu ara kararın ihtaratının yapılmadığı görülmekle, davacı vekiline taraflar arasındaki sözleşmede belirlenen öğrenci başı ücrette; eğitim, servis ve yemek ücretlerinin dağılımının (miktarının) ne olduğu hususunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, busüre içerisinde beyanda bulunulmadığı takdirde dosya kapsamıan göre resen değerlendirme yapılabileceği ihtar edilmiş, davacı vekilince önceki beyan dilekçesi tekrar edilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Taraflar arasında davacının davalı çalışanlarının çocuklarına anaokulu olarak eğitim + 3 öğün yemek + servis hizmetleri verilmesi hususunda 2009-2016 yılları arasında 01/09/2009-31/12/2010, 31/12/2010-31/12/2012 31/12/2012-31/12/2014, 31/12/2014-31/12/2016 dönemlerini kapsayan sözleşmeler imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık 31/12/2014-31/12/2016 tarihleri arasında olduğunun sözleşme yürürlükte iken 10/10/2016 tarihinden itibaren öğrencilerin davacıya ait anaokulundan ayrılarak başka bir okula gitmeleri nedeniyle sözleşme hükümlerinin ihlal edilip edilmediği, bu kapsamda davacının sözleşme kapsamında zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı taraf her ne kadar sözleşmede davacının anaokuluna gönderilecek öğrenci sayısının kararlaştırılmadığı, sadece anaokuluna devam eden öğrenci başına ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, yani davacıya belli sayıda öğrenci için devam taahhüdünde bulunmadığını, okula devam etmeyen ve kaydını almak isteyen öğrenciler için ödeme yapmak hükümlülüğünün bulunmadığını beyan etmiş, taraflar arasındaki sözleşmelerin incelenmesinde 28/08/2009 tarihli sözleşmenin 14. maddesinde yaklaşık 36-40 öğrenci başlayacağı garantisinin verildiği, buna mukabil sonraki sözleşmelerde bu şekilde bir taahhüdün bulunmadığı görülmüştür. Bu hususta yapılan değerlendirme de her ne kadar 28/08/2009 tarihli sözleşme dışında diğer sözleşmelerde öğrenci sayısı taahhüt edilmemişse de eğitim döneminin başlangıcında okula başlayan öğrenci sayısının olağanüstü bir durum olmadığı sürece sezon sonuna kadar devam etmesi gerektiği hususunda taraflar arasında karşılıklı yükümlülük bulunduğu hususu işin doğası gereği olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Zira sözleşmenin diğer tarafı olan davacının vereceği hizmetleri, yapacağı masrafları ve kazancını buna göre değerlendirecek ve davalıya buna göre fiyat verecektir. Bilirkişi kök raporunda uyuşmazlığa konu dönemde, bir kısım öğrencilerin okuldan ayrılmasından önce mevcut olan 29 öğrenci üzerinden hesaplama yapıldığında aylık 580-TL bedelle kalan 3 aylık talep edilecek bedelin 50.460,00-TL olduğu, öğrencilerin ayrılmasından sonra kalan öğrenciler ve verilen hizmet günü esas alındığında ise talep edilecek bedelin 13.340,00-TL olduğu tespit edilmiş, buna göre ikili hesaplama yapılmıştır. Mahkememizce, taktiri mahkememize ait olmak üzere kök raporda seçenekli olarak yapılan hesaplamalarda; Ekim ayında 18 öğrencinin 10 gün süreyle, Kasım ayında 15 öğrencinin 30 gün süreyle ve Aralık ayıda 2 öğrencinin 30 gün süreyle eğitim hizmeti yanında yemek ve servis hizmeti aldıkları, hesaplamalara dahil edilen tüm öğrencilere yemek ve servis hizmeti verilmemesi nedeniyle davacının bu hizmetlere ilişkin harcamaları yapmadığı nazara alındığında, davacının iddia ettiği alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği hususunda ek rapor alınmasına karar verilmişse de davacı tarafça verilen hizmetlerin bedellerinin ayrıştırılması konusunda açık bir beyanda bulunmadığından bilirkişi heyeti ek raporunda bu hususta yeni bir hesaplama yapılamamıştır. Bu durumda mahkememizce yapılan değerlendirilme de davalının eğitim dönemi sonuna kadar taraflar arasındaki sözleşme kapsamında eğitim döneminin bitmesine 3 ay kala öğrencilerini davacıya ait okuldan ayrılması ve bu hususta haklı bir neden bulunduğunun ispatlanamaması nazara alındığında davacının kalan dönem için devam etmesi gereken öğrenci sayısı üzerinden zararını talep edebileceği kabul edilmiştir. Bunun yanında davacının eğitim döneminin kalan süresi içerisinde devam etmeyen öğrencilere yemek ve servis hizmeti vermemesi ve bir kısım eğitim masrafların da yapmayacak olması, ayrıca öğrenci başına belirlenen aylık 580.00-TL ücretin içerisinde bu harcama kalemlerinin de bulunması nazara alındığında bilirkişi raporunda devam eden öğrenciler için tüm harcama kalemlerini içerecek şekilde tespit edilen 13.340,00-TL yanında devam etmeyen öğrenciler için kalan (50.460,00 – 13.340,00 =) 37.120,00-TL için %40 oranında, takdiri indirim yapılarak 22.272,00-TL talep edilebileceği, bu durumda toplamda 13.340,00+22.272,00= 35.612,00-TL talep edilebileceği, davalının icra takibinde kabul edip ödediği 10.370,00-TL düşüldüğünde icra takibinin 25.242,00-TL üzerinden devamının gerektiği anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının 10.370,00 TL asıl alacak yönünden itirazı bulunmayıp, bu asıl alacak ve ferileri yönünden ödeme de yapılmış olduğu hususunun İcra Müdürlüğünce nazara alınmasına, alacak bilirkişi raporuyla tespit edilip likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının asıl alacağın 42.700,00 TL lik kısmına yönelik kısmi itirazının 25.242,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, davalının 10.370,00 TL asıl alacak yönünden itirazı bulunmayıp, bu asıl alacak ve ferileri yönünden ödeme de yapılmış olduğu hususunun İcra Müdürlüğünce nazara alınmasına,
2-İcra inkar tazminatı şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gereken 1.724,28-TL’nin peşin yatırılan 463,86-TL ve İcra veznesine yatırılan 265,35-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 729,21-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Dava ilk açılış ve harç gideri ve icra veznesine yatırılan harç olan toplam 760,61-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.653,35-TL’den kabul-red oranına göre 977,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 22,00-TL’den kabul-red oranına göre 9,00-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 3.029,04-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili davacı tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/07/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır