Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/350 E. 2018/245 K. 16.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/350 Esas
KARAR NO : 2018/245

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2018
G. KARARIN YAZIM TARİHİ : 22/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten satın aldığı ürünler karşılığında borçlandığı, borcuna karşılık senet ve çeklerle ödeme yapmak suretiyle cari hesapta oluşan borcunu ödemekte olduğu, taraflar arasında, bu şekilde cari hesap işleyen bir borç alacak ilişkisinin mevcut olduğu, müvekkili şirketin, yine davalı şirkete cari hesapta oluşan borcunu ödemek ve ayrıca sonradan satın alınacak olan ürün bedellerine karşı peşinen çek ve bonolar düzenleyip verdiğini, müvekkilinin bu çek bonolardan bir kısmını gününde ödeyerek evrak asıllarını aldığını,müvekkili şirketin cari hesapta oluşan 27.105,00TL’lik borcunu ödemek üzere 09.11.2016 vadeli 27.105,00-TL bedelli bonoyu tanzim ederek davalıya verdiğini, müvekkili şirketin, vadesinde ödeyemediği 09.11.2016 vadeli 27.105,00-TL tutarlı senet borcundan düşülmek üzere davalıya 17.11.2016 tarihinde 14.000,00TL ve 28.12.2016 tarihinde 6.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin davalıya 09.11.2016 tarihli bonodan 7.105,00-TL borcu kaldığını, müvekkili şirketin tamamen haksız ve kötü niyetli olarak 09.11.2016 vadeli senetten bakiye 12.337,00-TL alacağı kaldığı iddiası ile ihtiyati haciz kararı alarak Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün …E.Sayılı dosyası ile takibe geçerek icra tehdidi altında müvekkili şirketten 18.815,94TL tahsilat yapıldığını, müvekkili şirketin, takip konusu bono nedeniyle davalı şirkete 7.105,00-TL bakiye borcu kalmış olup davalının haksız ve hukuka aykırı talepleri neticesinde müvekkil şirketten davalıya borçlu olmadığı halde fazladan 5.232,00-TL’si ile birlikte bu miktara tekabül eden icra, masraf, faiz ve vekalet ücretini de ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığı halde fazladan talep nedeniyle ödediği 5.232,00-TL’nin faiz ve icra masrafları ile birlikte geri alınmasının talep edildiği; İİK 72/7.maddesi uyarınca borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kalan tarafın bir yıl içerisinde genel hükümlere göre açacağı dava ile geri alabileceğini düzenlediği; bu nedenle huzurdaki davanın ikame edildiği hususlarını beyanla, fazlaya dair hak ve alacakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin davalıya borçlu olunmadığı halde fazladan ödenen 5.232,00-TL’si ve bu miktara tekabül eden faiz, icra harç ve masrafları ile vekalet ücretinin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan geri alınarak kendilerine iadesine, davalının (alacaklı), alacaklı olduğu miktarı belirleyip kesin olarak tayin edebilecek durumda olmasına rağmen alacağından fazla taleple haksız ve kötü niyetli olarak müvekkillerden hakkında haksız takip başlattığından aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP; davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı aleyhine başlatılan takip dosyası ile fazladan yapılan bir tahsilat bulunmadığını, bu nedenle hukuki mesnedi bulunmayan işbu davanın reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın, müvekkili şirket tarafından karşı taraf aleyhine başlatılan Bursa ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsil edilen alacağa ilişkin olduğunu, işbu takip dosyası ile talep edilen 12.977,74-TL asıl alacak miktarının karşı tarafın kaşe ve imzasının yer aldığı ve karşı tarafça kabul ve ikrar edilen taraflar arası cari hesap ekstresine istinaden başlatıldığını, işbu cari hesap ekstresine göre, taraflar arasında 8.880,35-USD bakiye kalmış olduğunu, işbu bakiye üzerinde “04.10.2016 Satış faturası malzeme geldiğinde mutabıkız. ” şeklindeki ifade ile birlikte şüpheye mahal vermeyecek şekilde borcu kabul ve ikrar iradesinin yer aldığını, cari hesap ekstresi incelendiğinde taraflar arası ticari ilişkinin ödeme tarihindeki USD kuru üzerinden yapıldığını ve bunun süregelen bir teamül olduğunun anlaşılacağını, taraflar arasında 31.08.2016 tarihinden itibaren USD bazında bir ticari ilişki olduğunu, müvekkili şirket tarafından satışı yapılan sac mamullerinin gerek yurtiçi ve gerekse yurt dışında dövize endeksli olarak yapıldığını, müvekkil tarafından USD bazlı satın alınan mallara ilişkin faturanın ekte yer aldığını, somut olayda 04.10.2016 tarihli faturanın Türk Lirası üzerinden belirtilmesi gerektiği, sebebinin ise Vergi Usul Kanunu amir hükmü gereği olduğunu, işbu fatura üzerine “ İşbu faturada belirtilen tutarlardan USD cinsinden olanı Esas ve Taraftan Bağlayıcı nitelikte olup, ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru uygulanır. ” dendiğini, T.C. Yargıtay 19.H.D. 2012/9853E.-2013/14066K. Sayılı ve 18.09.2013 tarihli kararı uyarınca, fatura borcu fiili ödeme günündeki kur ile sözleşme gereği ödenmesi gereken tarih arasında kur farkı oluşması halinde istenebileceğinin kabul edilmekte olduğunu, ayrıca işbu 04.10.2016 tarihli fatura alacağı işlendikten sonra cari hesap ekstresinin karşı tarafça kaşe ve imza edilmek suretiyle onaylanarak ödeme tarihindeki USD kuru baz alınarak cari hesaba işlendiği; müvekkil şirket tarafından kalan cari hesap ekstre borcu olan 12.997,94TL asıl alacak miktarı ile sınırlı icra takibi başlatıldığını, iş bu kur farkı alacağının müvekkil tarafından kur farkı alacak faturası olarak Zeytinburnu …Noterliği 26.04.2017 tarh ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de davacı yana gönderildiğini, kur farklarından kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile açılan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen emsal davalarda verilen kararlarda da, somut olayda müvekkil şirket tarafından tahsil edilen kur farkı alacağının istenmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun belirtildiği; (Yargıtay 19.H.D.2013/2749e-2013/8601KSayıh ve 15.05.2013 tarihli ilamı; Yargıtay 19.H.D.2011/5471E.-2011/15431KSayıh ve 07.12.2011 tarihli ilamı; Yargıtay 19.H.D. 2002/1886E.-2003/10768K.Sayılı ve 13.10.2013 tarihli ilamı) hususlarını beyanla, müvekkili şirket aleyhinde ikame edilen huzurdaki davaya ilişkin itiraz ve cevaplarının kabulüne, karşı tarafın hukuki mesnedi haiz olmayan afaki iddialarına müstenit istirdat talebinin reddine, aynı nedenlerle, karşı tarafın kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin reddine davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ticari alım satımdan kaynaklanan ve icra takibi sırasında icra bankası baskısı altında haksız olarak ödendiği belirtilen alacağın tahsiline ilişkindir.
Dosya arasına celp olunan Bursa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı takip alacaklısı tarafından davacı takip borçlusuna karşı 12.337,00-TL bedelli ilamsız icra takibinin başlatıldığı, takibin kesinleştiği ve takip konusu alacağın tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddiaları, alacak borç durumunun tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişi ibraz etmiş olduğu raporunda özetle; her iki tarafın defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunu, 31/12/2016 tarihi itibariyle her iki tarafın ticari defterlerine göre davacının davalıya 7.105-TL borcu bulunduğunu, icra takip tarihi ve dava tarihinden sonra davacı tarafından düzenlenen 26/04/2017 tarih ve 5.892,74-TL bedelli kur farkı faturasıyla davacının borcunun 12.997,99-TL ‘ye çıkmış olduğunu, davacının 5.892,74-TL kur farkı faturası düzenlemeden önce bu bedelin tahsil edilmiş olduğunu beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf açmış olduğu dava ile 06/11/2016 vadeli 27.105,00-TL bedelli senet nedeniyle davalıya 17/11/2016 tarihinde 14.000,00-TL 28/12/2016 tarihinde 6.000,00-TL olmak üzere 20.000,00-TL ödeme yaptığını, davalıya senetten 7.105,00-TL borcu kaldığını ancak davacının senetten bakiye miktarın 12.337,00-TL göstererek icra takibinde bulunduğunu ve haciz baskısı altında bu paranın ödendiğini belirterek 5.237,00-TL yönünden borçlu olmadığının tespitini ve ödenen bedelin istirdatını talep etmiş, davalı taraf ise aralarındaki ödeme şekline göre davacıya kur farkı alacağı nedeniyle fatura kestiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Karşılıklı iddialar dikkate alındığında da aralarındaki uyuşmazlık davalı tarafından tahsil edilen 5.232,00-TL’nin haksız olarak haciz baskısı altında ödenip ödenmediği hususundadır.
Alınan bilirkişi raporu, takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından davalıya verilen 09/11/2016 vadeli ve 27.105,00-TL bedelli bononun vadesinde ödenmediği, bu bonoya ilişkin davacı tarafından 17/11/2016 tarihinde 14.000,00-TL, 28/12/2016 tarihinde 6.000,00-TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL ödeme yapılmıştır. Senet nedeniyle davacının 7.105,00-TL alacağı kalmıştır. Tarafların ticari defterlerine göre de 31/01/2017 tarihi itibariyle davacının borcu bulunmaktadır. Ancak davalının 7.105,00-TL borcu bulunmasına karşın Bursa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 12.337,00-TL üzerinden takipte bulunduğu ve bu bedelin tahsil edildiği anlaşılmıştır. Tarafların ticari defter ve kayıtları ile her iki tarafında kabulünde olan senet bedelinden bakiye 7.105,00-TL kaldığı dikkate alındığında takip tarihi itibariyle 5.232,00-TL fazla talep edildiği ve bu miktarında haksız olarak ödendiği anlaşılmaktadır.
Ödemenin haciz sırasında haciz uygulaması yapıldıktan sonra ödendiği dikkate alındığında haciz baskısı altında ödendiğinin kabulü gerektiği, bu anlamda serbest irade olarak bir ödeme durumunun söz konusu olmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı taraf aralarındaki ticari alım satımın USD üzerinden yapıldığını belirterek davacıya kur farkı faturası düzenlediğini ve kur farkı dikkate alındığında fazla tahsilatın söz konusu olmadığını iddia etmiş ise de davalının kur farkına ilişkin faturanın 26/04/2017 tarih … numaralı 5.892,74-TL bedelli kur farkı faturası olduğu, faturanın tarihi dikkate alındığında bu davanın açıldığ tarih olan 11/04/2017 tarihinden sonra düzenlendiği, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, netice itibariyle 5.232,00-TL’nin tahsil edildiği tarih dikkate alındığında haksız bir tahsilatın söz konusu olduğu anlaşıldığından davacı şirket yönünden davanın kabulü ile 5.232,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir. Davacı … yönünden açılan davanın ise; uyuşmazlığın davacı ile davalı şirket arasında olduğu, davacı …’in aktif husumetinin bulunmadığı anlaşıldığından … yönünden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacı …’in açmış olduğu davanın husumet nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davacı şirketin açmış olduğu davanın KABULÜ ile 5.232,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihi olan 11.04.2017 tarihinden itibaren avans faiz uygulanmasına,
3-Alınması gereken 357,40-TL harçtan, peşin alınan 89,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 268,05-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 120,75-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen tebligat ve müzekkere gideri 92,75-TL ile bilirkişi sarf gideri 600,00-TL olmak üzere toplam 692,75-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yararına takdir edilen 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak …’ye verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 16/03/2018

Katip …

Hakim …