Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/335 E. 2020/150 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/335 Esas
KARAR NO : 2020/150

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 03.02.2016 tarihi saat 16:40 sıralarında sürücü …; Caddesi …. istikametine doğru yolun en sağ şeridinde …. plaka sayılı ticari araç ile seyretmekte olan sürücü …’ın yolun orta yerindeki kavşağa doğru girdiği esnada yolun sol şeridinde aynı yöne doğru seyreden … idaresindeki …. plaka sayılı otomobilin önüne doğru giren ticari araca duramayarak sol orta kısmından çarpmış olduğunu ve ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, meydana gelen bu kazada ticari taksi sürücüsü, müvekkilinin eşi …’ın ağır yaralanmış ve daha sonra kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiş olduğunu, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından halen devam etmekte olan müteveffa …’a herhangi bir kusur yüklenmesi yapılmamış olduğunu, Bakırköy CBS tarafından hazırlanan iddianamede bu kazanın oluşumunda şüpheli …’ın kavşak ve dönemeçlere girerken hızını azaltmamak kuralını ihlal ederek kazada kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın ise şerit değiştirme kurallarına uymayarak kazada kusurlu olduğunun tespit edildiğinin belirtilmiş olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitine kadar maddi tazminat ödeme yükümlülüğü olduğunu, sigorta şirketinin trafik kazasından kaynaklanan zararları karşılamak zorunda olduğunu, olayda 3.kişi konumunda bulunan müvekkilinin destekten yoksun kalma tazminatının karşılanması bakımından, kazazedenin kusurlu olmasının dahi bu tazminata hükmedilmesini engellemediğini, müteveffanın 18.06.1961 doğumlu olduğunu, kaza tarihinde 55 yaşında olduğunu, davacının herhangi bir geliri bulunmadığını, bu elim kaza neticesinde eşinin hem maddi hem manevi desteğinden mahrum kaldığını beyanla; davanın kabulü ile, sigorta şirketinin maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi (sigorta şirketi yönünden sigorta limiti sınırları kadar), yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı müvekkilinin yargılama harç ve giderlerini karşılayacak maddi gücü bulunmadığından adli yardım kararı verilmesni talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu … plakalı aracın müvekkili şirkete 05.03.2015/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başı 290.000 TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun, sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kusuru yoksa işletene düşen bir sorumluluk da olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, dava öncesinde dava konusu kaza sebebi ile müvekkili şirkete başvurulmuş olduğunu, müvekkili şirket tarafından …. numaralı hasar dosyasının açılmış olduğunu, …’ın vefatı nedeniyle 15.06.2016 tarihinde eş … için 33.437,00 TL ödeme yapılmış olduğunu, ödemenin %25 kusur ve PMF yaşam verilerine göre yapılmış olduğunu, davacılar tarafından …’ın vefatı sebebi ile destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini, öncelikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesi gerektiğini, müteveffanın vefatı sebebi ile işbu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa mahkeme tarafından re’sen tespit edilmesi gerektiğini beyanla; kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde, davacıların ve dava dışı kimselerin destekten yoksun kalıp kalmadıklarının tespitine, destekten yoksun kalan kimselerin olması halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasına, yapılan hesap sonucunda müvekkili şirketçe yapılan ödemenin ve güncellenmiş faizinin mahsup edilmesine, bakiye tazminat hesaplanması halinde faiz başlangıç tarihinin “borcun talep edilebilir hale geldiği” hesap raporu tarihi olarak dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesine, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun tarafına tebliğine, aleyhlerine hüküm kurulması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşumunda müvekkilinin kusuru olmadığını, muris …’ın hatası sonucu kazanın meydana geldiğini, hukukun genel ilkelerine göre tazminat talebinin zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, müvekkilinin işsiz olduğunu, davacılar tarafından talep edilen fahiş tazminat miktarını ödemesinin müvekkilinin mahvına sebep olacağını, davacı tarafından istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasının fotokopisi, … Sosyal Güvenlik … cevabi yazısı, … Sigorta cevabi yazısı, … Otomobilciler Esnaf Odası cevabi yazısı ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
Dosyanın ceza dosyası fotokopisi ile birlikte kül halinde Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur durumlarının tespitinin istenmesine karar verilmiş olup; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin 16/01/2018 tarihli raporunda özetle; Dosya içerisinde bulunan kaza tespit tutanağından kaza mahallinin meskun mahal olduğu, yolun bölünmüş yol, zeminin asfalt kaplama, yol yüzeyinin kuru, havanın açık, vaktin gündüz, yolun eğimsiz düz, yolun üç şeritli olduğu, çarpışma noktasının yolun sol şeridi üzerinde işaretlendiği, yol üzerinde çarpışma noktası ilerisinde her iki araca ait 30 m lastik izi bulunduğu, mahalde hız limitinin 70 km/s olduğunun görüldüğü, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasına sunulmuş olan, 26/04/2017 tarihli keşfe binaen hazırlanan 08/05/2017 tarihli bilirkişi raporunun sürücü …’ın asli kusurlu, sürücü …’ın tali kusurlu olduğu şeklinde tanzim edildiğinin görüldüğü, Dosya tümüyle incelenmiş olmakla; Bakırköy … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosya evrak sureti içeriği, trafik kazası tespit tutanağı, olay yeri inceleme raporu, bilirkişi raporu içeriği, ifadeler, keşif tutanağı, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak kazanın; 03/02/2016 günü saat 16.40 sıralarında … Caddesi üzerinde Havuzlu Kavşak istikametine sol şeritte seyreden davalı sürücü … sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobilin ön kısmının aynı istikamette yolun sağ şeridi üzerinde seyreden ve…. önündeki kavşakta sola manevra yapan müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı otomobilin sol yan kısmıyla çarpışması sonucu ölümlü trafik kazası şeklinde meydana geldiğinin anlaşıldığını, Mevcut verilere göre; Davalı sürücü … meskun mahalde seyrini kavşağa yaklaştığını dikkate alarak sürdürmesi, yolun sağ tarafından sola manevra yapan araç nedeniyle etkili fren tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki otomobilin kavşakta sola manevra yapan otomobille çarpıştığı olayda tali kusurlu olduğu, Müteveffa sürücü … sola manevra yapmadan önce yolu kontrol etmesi, solunda seyreden araçların hız ve yakınlık durumlarını dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmeden sola manevra yapıp sevk ve idaresindeki otomobilin aynı istikamette sol gerisinden gelen otomobille çarpıştığı olayda asli kusurlu olduğu sonuç olarak; Davalı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu, Müteveffa sürücü …’ın %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Dosya üzerinden GÜNSÜZ bilirkişi incelemesi yapılalarak dosya kapsamı, toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dava konusu trafik kazasında tarafların kusur durumları ve davacıların talep ettikleri destekten yoksun kalma tazminatları değerlendirilmesi ve hesaplanması için dosyanın aktüerya bilirkişisi …’a tevdine karar verilmiş olup; Tazminat Hesap Uzmanı bilirkişi …. 28/10/2019 tarihli raporunda özetle; 18/06/1961 doğumlu olan müteveffa …’ın 03.02.2016 vefat tarihi itibariyle 55 yaşında olduğunu, P.M.F.-1931 yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün 18 yıl ve muhtemelen 73 yaşına kadar yaşayacağını, müteveffanın kaza tarihi itibari ile emekli olduğunu ancak taksi şoförü olarak çalışmaya devam ettiğini, müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif devrede olduğundan bir işverene ait iş yerinde hizmet akdi ile vyea diğer değişik işlerde çalışarak kazanç sağlayabileceğini, Yüksek Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonunun 60 olarak kabul edildiğini, bu itibarla müteveffanın bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını 60 yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek kaza ve vefat tarihi itibariyle 55 yaşından itibaren 60 yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif hayat süresinin 5 yıl olduğunu, müteveffanın 60-73 yaşları arası geçecek olan pasif devresinin 13 yıl olduğunu, dosyadaki mirasçılık belgesinden müteveffanın desteğinden yoksun kalan tek hak sahibinin davacının eşi olduğunun anlaşıldığını, müteveffaya ait SGK hizmet dökümünde müteveffanın 2015/Şubat döneminden sonra sigortalı çalışmasının bulunmadığının anlaşıldığını, müteveffanın işleyecek aktif devre başındaki hesaba esas net aylık ücretinin 2.059,28 TL ve hesaba esas aylık net işleyecek pasif devre kazancının 1.829,02 TL olduğuna göre müteveffanın; işleyecek aktif devre başında yıllık net kazancının= 2.059,28 TLx12 Ay=27.711,36 TL, İşleyecek pasif devre başında yıllık net kazancının=1.829,02 TLx12 Ay=21.948,24 TL olduğunu, davacı …’ın 18 yıllık maddi zararlarının; 3 yıllık işlemiş Aktif Devrede İskontosuz Maddi Zararı: 53.486,83 TL x2/4 pay =26.743,41 TL, 2 yıllık işleyecek Aktif Devrede %10 Artış ve %10 İskontolu Maddi Zararı: 49.422,72 TLx2/4 pay=24.711,36 TL, 13 yıllık İşleyecek Pasif Devrede %10 Artış ve %10 İskontolu Maddi Zararı: 285.327,12 TLx2/4 pay=142.663,56 TL davacı …’ın 18 yıllık Maddi Zarar Tutarının 194.118,33 TL olduğunu, davacı …’ın nihai ve gerçek zararı: davacının indirimsiz maddi zararı = 194.118,33 TL, Evlenme şansı indirimi (194.118,33 TLx%2) =3.882,37 TL, Evlenme şansı indirimi sonrası kalan tutar = 190.235,96 TL, Kusur indirimi (104.355,57 TL x %30) = 152.188,77 TL, Kusur indirimi sonrası kalan tutar = 38.047,19 TL, Ödemenin güncellemiş tutarının indirimi = 43.578,03 TL, davacının nihai ve gerçek maddi zararı = KALMADIĞINI, 34 TD 0007 plakalı aracın kaza tarihinde geçerli ZMMSS poliçesi ile zeyilnameye bakılmaksızın 310.000,00 TL teminatla davalı … tarafından sigortalanmış olduğunu, yapılan ödeme neticesinde bakiye teminat limitinin 276.563,00 TL olduğunu, davacıya yapılan ödeme neticesinde davacının maddi zararı fazlasıyla karşılandığından davacının davalı … şirketinden talep edibleceği maddi zararının bulunmadığını sonuç olarak; hukuki durumun ve delillerin takdiri mahkemeye ait olmak üzere güncel verilere göre yapılan hesaplama neticesinde, davacıya yapılan ödeme ile davacının maddi zararının fazlasıyla karşılandığını ve davacının talep edebileceği maddi zararının kalmadığını bildirmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, Ceza davasında alınan kusur raporunda tespit edildiği üzere;
Maddi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede, ATK kusur raporunda tespit edildiği üzere; davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı Davalı …. tarafından sigortalı araç ile müteveffa …’ın sürücüsü olduğu …. plakalı aracın çarpması sonucunda davacı eşi …’ın ölümü ile neticelenen dava konusu kaza meydana geldiği, kazada kusur raporlarına göre davalı sürücünün %20 oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’ın %80 kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça talep edilebilecek maddi tazminat miktarının tespitine ilişkin aktüerya raporuna mahkememizce de itibar edilmiştir. Aktüerya raporunda tespit edilen miktarlara göre davacının maddi tazminat talebinin poliçe teminatı kapsamında tamamının davalı … tarafından karşılandığı, davacının karşılanması gereken maddi zararının kalmadığı anlaşılmakla davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, B.K’nun 56.. maddesine göre hâkim; bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade ettiği, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58) maddesine göre, “şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir” hükmünün yer aldığı, şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için 818 sayılı BK 49. (TBK 58) maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerektiği, bu şartların ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunması olduğu, hakimin manevi zarar adı ile karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, bu tazminatın sınırının bu amacına göre belirlenmesi gerektiği, 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterildiği, manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de, hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiği, hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması gerektiği (HGK 23.6.2004, 13/291-370) dolayısıyla manevi tazminatın zenginleştirici olmayan özelliği ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusur oranları, olayın oluş şekli, yaralanmanın derecesi nazara alınarak, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiz ile Davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE,
2-Maddi tazminat yönünden açılan davanın REDDİNE,
3-Manevi tazminat yönünden açılan davada 10.000,00 TL manevi tazminatın 03/02/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
4-Alınması gereken 54,40 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubuna,
5-Davacı tarafça yapılan bilirkişi, tebligat, posta ve ATK masrafı olmak üzere toplam 1.161,15 TL’nin 1/2’sine tekabül eden 580,57 TL’nin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden davalılar yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 500,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
7-Alınması gereken 683,10 TL harçtan peşin alınandan bakiye kalan 49,77 TL harcın mahsubu ile eksik 633,33 TL’nin davalı …’tan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
8-Davacı tarafça yatırılan 49,77 TL peşin harç ile 31,40 TL başvurma harcı toplamı 81,17 TL’nin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafça yapılan bilirkişi, tebligat, posta ve ATK masrafı olmak üzere toplam 1.161,15 TL’nin 1/2’sine tekabül eden 580,58 TL’nin kabul oranı (%33,33) ret oranı (%66,67) dikkate alınarak hesaplanan 193,51 TL’sinin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
11-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden bu davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalıya VERİLMESİNE,
12-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğnide ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır