Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/283 E. 2019/175 K. 25.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/283 Esas
KARAR NO : 2019/175

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2017
KARAR TARİHİ : 25/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 25/10/2016 tarihinde Avcılar santraline ait ….güzergahının … adına davalı …. tarafından yapılan atık su alt yapı kazı çalışmaları sırasında kırılmak ve kopartılmak suretiyle zarar verildiğini, hasar sebebiyle müvekkilinin 7.352,13 TL zarara uğradığını belirterek bu miktarın hasar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı …. .. A.Ş.’nin Avrupa 2. Bölge 2014 yılı 4. Kısım Müteferrik Atıksu, Yağmursuyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaat İşi yüklenicisi olduğunu, bu iş kapsamında hasarın meydana geldiği adreste …. .. A.Ş. tarafından çalışma yapıldığını, sözleşmede Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 9- (10). Maddesinde “…..İşyeri ve çevresindeki bölgede yeterli güvenlik önleminin alınmaması sebebiyle doğabilecek hasar ve zararın ödenmesinden yüklenici sorumludur….” Kanalizasyon İşleri Teknik Şartnamesi’nin 2.3.5.1 maddesinde Yüklenici; tüm yer altı tesislerinin ve kazılara yakın bina, duvar, direk vesaire gibi bilimum tesislerin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altında almak mecburiyetindedir.” Hükümlerinin yer aldığını, bu hükümler gereği dava konusu edilen tazminatdan ancak yüklenici firma …. İnş. A.Ş.’nin sorumlu tutulabileceğini, bu nedenle davanın öncelikle husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, belirtilen işe ait Yapım İşleri Genel Teknik Şartnamesi’nin 9. maddesi ile müteahhit firma ile aralarındaki sözleşme içeriğine göre yüklenicinin üçüncü şahıslara verdiği tüm zararlardan dolayı doğrudan doğruya sorumlu olacağını, sözleşme hükümleri ve Yargıtay İçtihatları gereğince idareleri ile müteahhit firmanın çalıştırdığı kişiler arasında B.K.’nun 55. maddesinde düzenlenen istihdam ilişkisi bulunmadığını, ihale edilen işlerde İş Sahibi durumundaki idarelerin, yapılan işleri, müteahhit firmalara İstisna Akdi çerçevesinde anahtar teslimi şeklinde yaptırmakta olduklarını, dolayısıyla iş sahibi idarenin bu tip sözleşmelerde eserin yapılması sırasında meydana gelen zararlardan sorumlu tutulamayacağını, …. ile yüklenici firma arasında yapılan eser sözleşmesinde, işin yapımı sırasında üçüncü şahıslara verilecek tüm zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olacağının hüküm altına alındığını, bu sebeple eser sözleşmesi gereğince, yapılan kazı çalışmasından kaynaklanan hasar bedeline ilişkin işbu davada, müvekkili idareye husumet yöneltilmiş olmasının hukuka aykırı olacağını, müvekkili idarenin, yüklenici firma elemanları üzerinde BK.55 anlamında denetim ve gözetimi bulunmadığını, müvekkili idarenin, bir kamu kuruluşu olup inşaat işleriyle uğraşmadığından, bu işleri ihale yoluyla ve istisna akdiyle yüklenici firmalara yaptırdığını, yüklenici firmaların, üstlendikleri işleri kendi gözetim ve denetimi altında bulunan elemanlarına yaptırmakta olduklarını, idarelerinin sadece iş yapıldıktan sonra, yapılan işin teknik şartnamesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlediklerini, Borçlar Kanunu 41. maddesinde hukuka aykırı işlemin tazmin borcunu doğurabilmesi için kasıt veya ihmal kurucu öğe olma niteliği taşıması gerektiğini, dava konusu olayda müvekkili idarenin her hangi bir kasıt veya ihmali bulunmadığı gibi, zararlandırıcı eylemin idare tarafından meydana getirilmediğini, tazminata dayanak olarak gösterilen hasara ilişkin hasar tespit tutanağının yanlış hazırlanmış olduğunu bu raporun taraflarınca kabul edilemeyeceğini, Salt soyut iddia ve raporlara dayanılarak müvekkili idareden tazminat talebinde bulunulmasının hukuka aykırı ve kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın faizin başlangıç tarihine ilişkin taleplerini de kabul etmediklerini, eğer yapılan yargılama sonucunda idareleri tazminata mahkum edilirse, ancak dava tarihi itibariyla yasal faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. İnş. Vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu hasara ilişkin sorumluluğun müvekkili şirket üzerinde olmadığı gibi aksine hasardan dolayı sorumluluğun davacı yan üzerine olduğunu, zira hasarın meydana geldiği bölgede kabloların oradan geçtiğine dair herhangi bir uyarı ya da belirti mevcut olmadığını, böyle bir durumda müvekili şirketin söz konusu alanda davacı yana ait kablolar ve ilgili aksamın bulunduğunu önceden tahmin edebilmesi ya da öngörebilmesinin hayatın olağan akışı içerisinde beklenebilecek bir nitelikte bulunmadığını, söz konusu kablolar döşenirken gerektiği gibi koruma altına alınması da kabloları oraya yerleştiren davacı yanın bir yükümlülüğü olduğunu, tekniğe ve usule aykırı bir şekilde muhafaza edilmeksizin yerleştirilen kabloların gördüğü hasarın müvekkili şirkete yükletilmesinin mümkün olamayacağını, zira davacı yanın baştan itibaren sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı söz konusu hasarın meydana gelmeyeceğini, davacı şirketin, iddia ettiği hasarın müvekkili şirkete ait olduğuna dair hiçbir yazılı belge ya da görüntü kaydı veya fotoğraf mahkemeye sunamadığınıı, hasarın nasıl oluştuğuna ya da sorumluğun müvekkili şirkete ait olduğunu kanıtlaması gereken davacı yanın olduğunu bu konuya ilişkin kuşkuya mahal vermeyecek deliller sunamadığını, dava dilekçesinde davacı yan tarafından delil olarak gösterilen; hasar tespit tutanağı, hasar keşif tutarı formu, malzeme cins ve miktarını gösteren tablo ve 20.10.2016 tarihli faturayı kabul etmediklerini, zira delil olarak gösterilen bu belgelerin davacı yanın kendisi tarafından düzenlenmiş ve hesaplamalar da yine davacı yan tarafından yapıldığını, hasarın tespitini kendisi yapan ve zarar bedelini kendisi hesaplayan davacı yanın bu delillere dayanabilmesinin hukuki olamayacağını, şöyle ki söz konusu evrakın ne şekilde ve kimler tarafından hazırlandığının belli olmadığını, müvekkili şirkete yükletilmeye çalışılan hasarın boyutu, hasarın hangi malzemeler üzerinde etkili olduğu ve bu etkilerin uzman kişi tarafından tespit edilip edilmediği belli dahi olmadığını, bu taleplerin neye göre hazırlanıp hesaplandığı belli olmadığı için bu şekilde bir talebi kabul etmediklerini, davacı yanın müvekkili şirketin …. nezdinde olan alacaklarına ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi gerektiğini, davacı yanın faize ilişkin talebi de hukuk kuralları çerçevesinde olmadığını, müvekkili şirketin hiçbir eylem veya çalışması ile davaya konu hasarın oluşması arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gibi bahsi geçen meblağın fahiş olduğunu, hasarın meydana geldiği proje kapsamında müvekkili şirketin üçüncü şahıslar nezdinde doğabilecek her türlü hasarın…. Sigorta Şirketi tarafından sigortalandığını, dava neticesinin ilgili sigorta şirketine rücu edilmesi söz konusu olacağından huzurdaki davanın…. Sigortaya ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın kül halinde elektrik bilirkişisine tevdii ile olayın meydana gelmesinde davalıların sorumluluğu, gerçek zarar miktarı, davacı tarafça talep edilebilecek tazminat miktarı olup olmadığının tespiti ile rapor tanziminin istenmesine karar verilmiş olup, bilirkişi … 16/07/2018 tarihli raporunda özetle; hasar içeriğinin, hasara uğrayan menhol ve…. yer altı boru güzergahının hasara en yakın 2 menhol arasında yenilenmesi içerikli olduğunu, hasarın onarımı için kullanılan emtiaların (boru-briket (menhol yapımı) – manşon vb.) kullanılması gerekli ve hasar onarım bedelinin haddi layığında olduğunu, hesaplamalarda Telekom birim fiyat tarifelerinin dikkate alındığını, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği davacı şirketçe dosya kapsamına sunulan …. firmasına ait günlük şantiye defteri ve davacı adına kesilen fatura belgesinden; yeraltı güzergahına ilişkin çalışma yapılan telekom hattı için kullanılan malzeme ve onarımın yapıldığı adresin (…. Caddesi ile….Sokak kesişimi) hasar tespit tutanağı ile uyumlu olduğunu, ayrıca yapılan onarım işleri için kullanılan malzemelerin (HDPE boru ve ek odası) hasar ve hasarın onarımına yönelik malzemeler olduklarını, dolayısıyla davacı kurumca hasarın onarımında özel olarak adam tutulup çalıştırıldığının kanıtlanmış olduğunu, bu nedenle; hasara ilişkin 2.454,33 TL tutarındaki vasıta ilaveli işçilik bedeli hasar bedeline dahil edilerek, 4.894,42 TL (malzeme bedeli) + 2.454,33 TL (işçilik) + 2,64 TL (işletme zararı) olmak üzere toplam 7.351,39 TL davacı şirket zararı tespit edildiğini, davalı …. yönünden yapılan değerlendirmeler doğrultusunda davalı …. yetkililerinin diğer davalı şirket çalışanları üzerinde gözetim ve denetim yükümlülüğü bulunduğunun tespit edilmiş olduğunu hasara sebep olan …. … A.Ş. ile diğer davalı ….’nin müşterek müteselsil sorumlu tutulması ve ödeme tarihine kadar avans faizi uygulanması hususunun kabul edilebilir olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı davalılardan …. İnşaat’ın faaliyeti sırasında şebeke hattına zarar verildiğini ve bu zararın müvekkili tarafından dava dışı … firmasına yaptırıldığını belirterek 7.352,13-TL nin tahsilini istediği ve davalıların esas ve husumet yönünden itirazda bulunduğu, her ne kadar davalı …. husumet itirazında bulunmuş ise de diğer davalının faaliyet konusunun davalı …. ait çalışma olduğu, bu faaliyet sırasında davacıya ait şebekeye zarar verildiği, iş sahibi olarak doğan zarardan sorumlu olduğu, …. ile …. İnşaat arasında yapılan sözleşmenin taraflar arasında şahsi ilişki kurduğu, üçüncü kişilere karşı yöneltilemeyeceği, bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığı, netice itibariyle kazı çalışması sırasında şebeke hattına verilen zarardan iş sahibi ve faaliyeti bizzat yürüten şirketin birlikte sorumlu olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın 7.351,39-TL olduğu, davacının tutanak da tespit ettiği miktarın 7352,13-TL olduğu, bilirkişi tespitine göre zararın 7.351,39-TL olduğu, hasarın giderilmesi miktarı kadar haksız fiil nedeniyle zarar doğduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 7.351,39-TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, hasar tarihinden itibaren tarafların sıfatı dikkate alınarak avans faizi uygulanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE
2-7.351,39 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 502,17 TL harçtan peşin alınan 125,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 376,61 TL eksik harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir KAYDINA,
4-Davacı tarafından sarf edilen 901,76 TL yargılama giderinin kabul(%99,99) ve red oranı(%0,01) dikkate alınarak 901,67 TL sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin ve davalı …. vekilinin yüzüne karşı, davalı …. İnşaat vekilinin yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2019
Katip …
¸

Hakim ….
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır