Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1150 E. 2021/433 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1150 Esas
KARAR NO : 2021/433

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili (%50 pay sahibi) ile … (%50 pay sahibi)’in 28.12.2010 tarihinde hayvancılık ve besicilik konusunda faaliyet göstermek amacıyla … Nakliyat İnşaat ve Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti.’yi kurmuş olduklarını, şirketin ana sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca şirketin idaresi için dışarıdan atanan …’nın 20 yıl için münferiden şirket müdürü olarak seçilmiş olduğunu, 2015 yılında ortaklar arasındaki ilişkinin fiilen kopmuş olduğunu, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra şirketin ana sözleşmesinin yenilenmemiş ve …’nın, şirketin müdürü olarak görev yapmaya devam etmiş ve halen de etmekte olduğunu, bu nedenle başta müvekkili olmak üzere şirket ortaklarının şirket üzerindeki kontrolü ve yetkisinin kalmamış olduğunu, şirketin kurulduğu tarihten bu yana genel kurul yapılmamış ve kar payı dağıtılmamış olduğunu, öte yandan şirket kurulduğunda şirketin hiçbir borcu yokken, müvekkilinin bildiği son duruma göre şirket borçları ve kamu borçlarının çoğalmış olduğunu, müvekkilinden habersiz adres değişikliği yapılmış olduğunu, şirketin bütün yönetimi ve sorumluluğunun şirket müdüründe olduğunu, müvekkilinin ortağı ile hiçbir iletişimi ve bağlantısı kalmamış olduğunu, müvekkilinin, ortağı … ve şirket müdürü …’ya 13.06.2017 tarihinde noter kanalıyla ihtarname göndermiş ve hisse devrinin, şirket tasfiyesi ve müdür değişikliği nedeniyle ortaklar kurulunu 30.06.2017 tarihinde saat 11.30’da şirket merkezinde toplantıya davet etmiş olduğunu, 30.06.2017 tarihinde saat 11.30’da müvekkilinin şirket merkezi olarak bildiği … … Mah. … No:… adresine gitmiş ancak hiçbir muhatap bulamamış olduğunu, sonrasında araştırdığında bilgisi olmadan şirket merkezinin değiştirildiğini öğrenmiş olduğunu beyanla; TTK md. 638/2 gereğince davacı müvekkilinin varsa ortaklıktan doğan borçlarının tamamının dava süresince dondurulmasına, davacı müvekkilinin tüm hak ve alacaklarının ödenerek … Nakliyat İnşaat ve Gıda Sanayi Tic. Ltd. Şti. ortaklığından çıkarılmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket adına çıkartılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiş olduğu görülmüştür.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK.’nın 638/2.maddesi uyarınca haklı sebeplerle limited şirket ortaklığından çıkma isteğine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazıları, Atışalanı Vergi Dairesi cevabi yazıları ve delil niteliğindeki tüm bilgi ve belgeler dosyamız içerisine aldırılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevabi yazısının incelenmesinde, davalı şirketin tasfiye aşamasında olduğu, tasfiyenin sona erdiğine dair dosyasına intikal eden sicil kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacının iddiası, davacının ortaklıktan çıkması için haklı nedenlerin ve ortaklıktan çıkma şartlarının mevcut olup olmadığı, davacının davalı şirketteki hisse bedeli ve doğan hissedarlık haklarının tamamının karar tarihine yakın gerçek bedelinin; davalı şirketin fiilen faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyetini ne şekilde devam ettirip ettirdiği, şirketin asıl amacı olan kar elde etmesinin mümkün olup olmadığı ve bu yönde amacının gerçekleştirme yönünde faaliyetin devam edip etmediği, şirketin yönetimi ile ilgili aralarındaki ihtilaf nedeniyle bir zaafın oluşup oluşmadığı, oluşmakta ise şirketi yönetimine atayan bu durumun kimden kaynaklandığı, hakim ortağın çıkarları doğrultusunda şirketin keyfi olarak yönetimi söz konusu olup olmadığı, şirkete nakit akışında sermaye borcu dışında nakit olarak şirketin faaliyetinin hakim ortak çıkarları doğrultusunda yönetilip yönetilmediği ve davacının çıkma payının gerçek değerinin belirlenmesi hususunda resen SMM ve işletme bilirkişi ve sektör bilirkişisi tayin edilerek ticari defter ve belgeleri üzerinde 11/03/2019 günü saat 14:00’dan itibaren inceleme yapılmasına ve rapor alınmasına karar verilmiş olup, Ticari Sözleşmeler Uzmanı bilirkişi … ve Mali Müşavir bilirkişi …. 17/05/2019 tarihli raporlarında özetle; davalı şirketin 28.12.2010 tarihinde 450.000,00 TL sermaye ile kurulduğunu, davalı şirketin faaliyet adresinin ” … Mah. … Cad. … Sit. … APTNO. ….” olduğunu, davacı …’ın davalı şirkete %50 oranda 225.000,00 TL sermaye ile ortak olduğunu, dava dışı diğer ortak …’in davalı şirkete %50 oranda 225.000,00 TL sermaye ile ortak olduğunu, davalı şirket yetkilisinin münferiden …’ya ait olduğunun tespit edilmiş olduğunu, davacının dava dışı … ve …’yı muhatap tutarak keşide etmiş olduğu, Bakırköy …. Noterliği’nin 13.06.2017 tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesinin tebliğ edildiğine dair dosyaya mübrez herhangi bir kayıt görülememiş olduğunu, Gelir İdaresi Başkanılığı Atışalanı Vergi dairesi Müdürlüğü tarafından dosyaya gönderilen 06.03.2019 tarihli yazıda; … vergi kimlik numaralı … NAKLİYAT İNŞAAT VE GIDA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.’ nin bilgisayar kayıtlarının tetkikinden 28/12/2010-28/09/2018 tarihleri arasında dairelirinin mükellefi olduğu ve 06/03/2019 tarihi itibarı ile vadesi geçmiş 411.419,55 TL ve vadesi gelmemiş 3.756,93 TL borcunun olduğu anlaşılmış olup toplam 415.176,48 TL borcunun olduğunun tespit edilmiş olduğunun bildirilmiş olduğunu sonuç olarak; ayrılma akçesinin hesabı için şirketin karar tarihine en yakın güncel veriler ile TTK 376 md çerçevesinde aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartılması gerektiğini, ancak bu yönde hesaplama yapılabilmesi için öncelikle şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi ile stok, maddi ve maddi olmayan duran varlıklarının teknik bilirkişilerce rayiç (muhtemel satış) fiyatlarının çıkartılması gerektiğini, mahkememizce davalı … Nakliyat İnşaat ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. yönünden yerinde inceleme yetkisi verilmekle birlikte davalı şirket yerinde bulunmadığı ve İTO kaydında bulunan iletişim bilgileri ile davalı şirkete ulaşılamadığından, davalı şirketin defterlerinin incelenememiş olduğunu, bu itibarla mahkememizin tevdii ettiği ayrılma akçesine yönelik inceleme ve hesaplama yapılamamış olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporun ve taleplerinin ve bu rapora istinaden ayrılma akçesinin belirlenip belirlenmeyeceği açısından dosyanın ek rapora gönderilmesine karar verilmiş olup, kök raporu hazırlayan bilirkişi heyeti 19/08/2019 tarihli ek raporlarında özetle; Vergi Müfettişi …. ‘nın 28.09.2018 tarihli Vergi Tekniği Raporunda; “raporumuzun önceki belirtildiği üzere; mükellef kurumun 01.01.2016 tarihinden itibaren düzenlenen tüm belgelerin sahte belge olarak dikkate alınması gerektiği, mükellef kurum tarafından sahte fatura düzenlenen muhtemel kullanıcı mükellefler konu ile ilgili olarak Müfettişliğimiz tarafından incelemeye sevk edileceğinden vergi dairesince ayrıca inceleme talep edilmemesi gerektiği, raporun IV. bölümünde açıklandığı üzere, mükellef kurumun düzenlediği sahte faturalar karşılığında hangi yıl ne kadar komisyon geliri elde edildiği tespit edilememiş olup, 27.01.2016 tarihinden itibaren sahte fatura düzenleme faaliyetinden elde edilen komisyon geliri yönünden bağlı olduğu vergi dairesi tarafından takdir komisyonu sevk işlemi yapılarak, mükellef kurum adına Katma Değer Vergisi, Kurum Geçici Vergi ve Gelir Stopaj Vergisi matrahlarının Takdir Komisyonu marifetiyle Raporun IV. Bölümü dikkate alınarak takdir edilmesi gerektiği, Raporumuzun önceki bölümlerinde belirtildiği üzere; 213 sayılı Vergi usul Kanununun 333 ve 359-b maddesi hükmü uyarınca mükellef kurumun yetkilisi … (TC:…) hakkında 2016, 2017 ve 2018 hesap dönemlerinde sahte belge düzenleme sebebiyle Kaçakçılık Suçunu işlemesinden dolayı, yine mükellef kurumun yetkilisi … 2017 ve 2018 hesap dönemlerine ait yasal defter ve belgelerini 2018 takvim yılında ibraz etmeyerek 2013 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/a-2 maddesinde belirtilen Kaçakçılık Suçunu işlemesinden dolayı yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması için müfettişliğimizce Vergi Suçu Raporu Dzüenlenemsi gerektiği, Mükellef kurumun, yapılan araştırmalarda başkaca bir ticari faaliyetinin bulunmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyette bulunduğu iş bu rapor ile tespit edilmiştir. Mükellef kurumun mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinden 213 sayılı VUK ‘un 160. Maddesi gereği mükellefiyet kaydının vergi dairesince terkin edilmesi gerekmektedir. Raporun ekinde yer alan “VUK 153/A maddesi kapsamında takip edileceklere ilişkin bilgi formundaki bilgilerin dikkate alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.” şeklinde belirtilmiş olduğunu sonuç olarak; 28.09.2018 tarihli … ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının vergi inceleme raporuna istinaden davalı … Nakl. İnş. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2017 yılı sonu kaydi değerlere göre bilançosu gözükmekte olup, gerek çıkma payının hesabının karar tarihine en yakın tarihli mali verilerle (06/2019 tarihli verilerle) hesaplanması gerekliliği gerekse son mali verilerde yer alan kaydi değerlerin hali hazırda işletmede olup olmadığı ve olanların rayiç değerlerinin ne kadar olduğunun fiziki olarak teknik bilirkişilerce tespiti gerektiğinden ayrılma akçesinin mevcut aşamada tespitinin belirlenemeyeceği kanaatine varılmış olduğunu, davacının kar payı alacağının hesaplamasının huzurdaki dava konusu olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğunu, ayrıca davacının belirttiği şekilde kar payı hesaplamasının da mümkün olmadığı kanaatine varılmış olduğunu bildirmişlerdir.
TTK’nun 638 /2 maddesinde her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesine ilişkin dava açabileceği düzenlenmiştir. Maddede haklı sebepten bahsedilmiş ise de haklı sebeplerin neler olduğu belirtilmemiştir. Doktrinde kabul edildiği üzere kollektif ortaklıkla ilgili haklı nedenle feshin düzenlendiği TTK’nun 245. Maddesi limited şirketlerle ilgili haklı nedenle ortaklıktan çıkma davalarında da uygulanabilecektir. TTK’nun 245 maddesinde haklı sebep halleri örnekleme yolu ile sayılmış ise de söz konusu haller madde metninde yazılı olanlar ile sınırlandırılmamıştır. Dolayısıyla TTK’nun 245/1 maddesinde yer alan ” Haklı sebep şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunu elde etmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olması ” şeklindeki genel tanımlamaya göre olayın özelliğine göre mahkemece değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, davacı tarafın çıkmasına karar verilmesini talep ettiği davalı şirketin tasfiye aşamasında olduğu, TTK’nun 638/2 maddesinde belirtilen haklı sebebin oluştuğunun dosya kapsamı ile ispatlanamadığı, dava dilekçesinde belirtilen ve soyut beyana dayanan sebeplerin bu madde kapsamına değerlendirilemeyeceği, kaldı ki davalı şirketin tasfiye aşamasında olması nedeni ile davacının talep etmiş olduğu hak ve alacaklarının tasfiye işlemlerinin tamamlanmasına müteakip davacı tarafa ödeneceği, açıklanan bu nedenlerle açılan davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸