Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1145 E. 2019/1178 K. 04.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1145 Esas
KARAR NO : 2019/1178

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 04/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile müvekkili şirkette satış ve pazarlama sorumlusu olarak işe başladığını, daha sonra yeni bir belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladıklarını ve böylelikle geçerli iş sözleşmesinin 04.11.2011 tarihli olduğunu, 02.05.2016 tarihli dilekçe ile davalının istifa ettiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranarak iş sözleşmesinin sona ermesinden hemen sonra rakip firmada çalışmaya başladığını ve müvekkili şirketin gizli bilgilerini burada paylaştığını, davalının son aya ait brüt maaşının 6 katı miktarındaki cezai şartı ödemekle yükümlü olduğundan gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kalması ile Bakırköy ….İcra Müdürlüğü ….. E sayılı dosyasından takibe başlandığını, davalının haksız itiraz ile takibi durdurduğunu beyanla; itirazın iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin görevsizliği yönünden davanın reddini talep ettiğini, müvekkilinin 6 yıl boyunca davacı şirkette çalıştığını, davacı şirketteki müdürüne yeni aldığı iş teklifini söylediğini, müdürünün bunun güzel ve iyi bir teklif olduğunu bildirdiğini, genel müdürünü de onayı ve izni ile müvekkilinin iş teklifini kabul ettiğini, etik kurulunun davacı şirketin gizlilik ilkesini ihlal ettiğinden bahisle şirkete uyarı yaptığını, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığını beyanla; öncelikle davanın görev yönünden reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, rekabet yasağı ve gizlilik ilkesine aykırı davranıldığından bahisle taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden cezai şartın davalıdan tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyanın Mahkememize Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin ….. Esas ve …. Karar Sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün…… Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 23.247,00 TL gizlilik ilkesini ihlal nedeniyle ceza şart, 23.247,00 TL rekabet yasasını ihlal nedeniyle cezai şart olmak üzere toplam 46.494,00 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
21/05/2018 tarihli celsede; davacı tanığı … hazır. Usulen yemini yaptırıldı görgü ve bilgisi soruldu :TANIK BEYANINDA : ben davacı firmada 2009 yılından beri iş geliştirme müdürü olarak çalışamaktıyam davalı … da satış müdürü olarak 2016 yılı mayıs başına kadar çalıştı, akabinde ayrılmak istediğini söyleyerek şirketten ayrıldı bizim rakip firmamız …. laboratuvar isimli firmaya girdi, ben …..’un diğer firmaya geçtikten sonra bizim firmaya ait bilgileri mail olarak rakip firmaya gönderdiğini gördüm, bu bilgiler müşteri ciro listesi onaylı müşteri listesi ve fiyat listesiydi, benim şahit olduğum bunlardır dedi. Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; ben maili yine bizim çalışanımız ……nun …… laboratuvar bünyesinde çalışmakta iken davalı tarafından kendisine gönderilmiş olması nedeniyle gördüm aynı iş alanında çalışan insanlar yine benzer firmalara geçiş yaparlar, ben de iş akdim sona erdiği takdirde benzer sektörde teklif geldiği takdirde aynı alanda çalışırım davalı teklif aldığı için ….. Laboratuvara geçtiğini söylemişti dedi. beyanı okunarak imzası alındı. Davacı tanığı … hazır. usulen yemini yaptırıldı görgü ve bilgisi soruldu : TANIK BEYANINDA : ben davacı firmada satış müdürü olarak görev yapmaktaydım 3 ay önce istifa ettim şuan çalışmıyorum, biz ….. Laboratuvarda çalışırken ……la beraber 2 ay beraber çalıştık,biz yeni müşteri arayışı içindeydik …. da eski çalıştığı yere ait müşteri verilerini, ciro listelerini bizimle paylaştı, bu bizim ….. Laboratuvar satış müdürünün talebiydi bu verileri satış ekibi ile paylaştı, biz de bu liste üzerinde çalıştık, biz ….’la beraber 3 kişiydik bu listeleri aramızda bölüştük, …. ….. Laboratuvara geçtikten sonra davacı firmada çalışırken tanıdığı bildiği müşterilerden kazandırdıkları olmuştu, dedi.Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu; biz …. ile ….. Laboratuvarda 2 ay çalıştık bu bilgileri ….. Laboratuvara gfeçtikten sonra bizimle paylaştı ben de ….’un ….. Laboratuvarda paylaştıklarını davacı firmaya geçtikten sonra onlara aktardım ben ….’un bu paylaşımları sırasnıda yapılan toplantıda bu hareketin etik olmadğına ilişkin bir yorum ve değerlendirme yapmadım dedi beyanı okunarak imzası alındı.
Davacının iddiası, davalının savunması ve icra dosyasındaki itirazı, icra dosyası ile tüm dosya kapsamına göre, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, her iki tarafın aynı sektörde aynı kişi ve şirketlerle iş yapıp yapmadığı, aynı iş kolunda faaliyetlerinin olup olmadığı, aynı şirketlerle iş yapmasının tek başına haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği, davacıya yönelik bu eylemler nedeniyle haksız saldırı söz konusu olup olmadığı, davacının söz konusu eylemleri nedeniyle maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı varsa miktarlarının ne kadar olduğunun tespiti için tarafların Ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 15/04/2019 günü, saat 15:00’da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi …… ve Ticaret ve Borçlar Hukuku Uzmanı bilirkişi ……. 21/06/2019 tarihli raporlarında özetle; herşeyden önce davalının, davacının iş yerinde 2010-2016 yılları arasında satış ve pazarlama sorumlusu olarak çalıştığını, daha sonra istifa etmek suretiyle işten ayrılarak rakip firmada çalışmaya başladığı hususlarında ihtilaf olmadığını, tanık ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde davacı firmaya ait bilgilerin rakip firmayla paylaşılmış olduğunun tartışmasız olduğunu, davalının iddiası, bu bilgilerin kendisi tarafından değilde dava dışı … tarafından paylaşılmış olduğu yönünde olduğunu, ancak, anılan müşteri listesinin davalının davacı firmada çalışırken edinmiş olduğu müşterilerin listesi olması, davalının davacı şirketin satış ve pazarlama sorumlusu olarak uzun yıllar çalışması, dava dışı …’nun bu bilgileri paylaştığına dair, davalı tarafından sunulmuş, davalı tanıklarının soyut ifadeleri dışında herhangi bir somut delil bulunmaması, davalı tanıklarının dahi …’nın; davacının gizlilik ve rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına ilişkin bir bilgisinin olmadığını … …’ın; dava dışı ……’nun davalının gittiği firmaların fiyat listelerinin mail yolu ile paylaşılmış olduğunu başka bir arkadaşından öğrendiğini, ancak maili bizzat görmediğini …….’nin; …..’nun müşterilerin bilgilerini paylaştığını düşündüğünü” ifadelerine yer vererek, bu bilgilerin mutlak surette …. tarafından paylaşıldığını söyleyememeleri, davalının sorumluluğunda olan bilgilerin bir başkası tarafından paylaşımasının hayatın olağan akışına aykırı olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiği müşteri bilgilerinin davalı tarafından paylaşıldığının kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığını, davalının taraflar arasındaki hizmet ilişkisinin sona ermesini takiben 1 yıl süreyle rakip firmalarda doğrudan veya dolaylı olarak çalışmamayı taahhüt ettiğinden TBK. M2 445/1 hükmün öngörülen süre, yer ve işlerin türü yönündeki sınırlamalara uyulduğu görüldüğünü, bu nedenle taahhütnamedeki rekabet yasağına ilişkin hükmün geçerli olduğunun kabulü gerektiğini, taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin taahhütnamenin TBK: m. 445/1 hükmünde yer alan “yer, zaman ve işlerin türü bakımından” uygun sınırlamalar içeren geçerli bir sözleşme olduğunu, taahhütnamenin, TBK. M. 444/2 hükmünde öngörülen “müşteri çevresi veya üretim sırları ile ilgili elde edilen bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması” şartını da taşıdığı, dolayısıyla dava konusu cezai şart tazminatının ödenmesi gerektiğini, cezai şart tazminatının fahiş olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğunu, ancak işçi-işveren arası bu gibi sözleşmelerde, bu miktarda cezai şartın yüksek olmadığı taahhüdünden ziyade, Mahkemece hakkaniyet indirimi yapılmasının söz konusu olduğunu bildirmişlerdir.
6101 Sayılı TBK’nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 4. maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce gerçekleşmiş olup da, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır hükmünü haiz olup, her ne kadar taraflar arasındaki rekabet yasağı hükmünü içeren iş akdi 09/02/2007 başlangıç tarihli olsa da, sözleşmede iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği 11/09/2013 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK’nın rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin 444 ve devamı maddelerinin tatbik edilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi uyarınca, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, işveren tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olması veya ayrılan işçi tarafından haksız olarak feshedilmemiş olması, davalı işçinin iş akdinin devamı sırasında işyerinin önemli müşteri çevresi veya üretim yönünden ticari sırlarına vakıf olabilecek bir pozisyonda çalışmış ve ayrıldıktan sonra yasaklı süre içerisinde rakip bir işyerinde çalışmaya başlaması veya kendisinin bu tür bir faaliyeti icra etmesi, önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanmasının önceki işverene önemli zarar verebilme ihtimalinin varlığı yeterlidir. Yani, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması aranmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 445/2 fıkrasına göre “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” Bu hükümden ve konuya ilişkin diğer hükümlerden de anlaşılacağı üzere, 6098 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile 818 sayılı Kanundan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı ve süresi bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşme hükmünün 10/3 maddesi değerlendirildiğinde, rekabet etmeme yükümlülüğünün sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren 1 yıl için ve işverenin işletme konusu ve müşteri çevresi ile sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır. Kanun hükmü gereği süre ve konu sınırlaması bakımından bir aykırılık bulunmadığı ve sözleşme maddesinin hakkaniyete aykırı olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davalı işçinin, sözleşmede yer alan rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra davacı ile aynı işi yapan aynı ilde faaliyet gösteren rakip bir işletmede çalışmaya başladığı gözetildiğinde, işletmenin bulunduğu yer, yapılan iş ve davalının işletmedeki durumu değerlendirilerek davacı şirket ile davalının çalışmaya başladığı şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, çalışırken yaptığı işe bağlı olarak şirket sırlarına vakıf olabilecek pozisyonda bulunduğu, davalının öğrendiği bilgileri rakip bir işletmede kullanarak eski işverenine önemli ölçüde bir zarar verme ihtimalinin bulunduğu, sözleşmenin 10. maddesi gereğince davalının faaliyet yürüttüğü işlerle ilgili olarak rekabet etmeyeceğinin taahhüt edildiği, davacı firmanın müşteri listesi ve fiyat bilgilerinin davalı tarafından, dava dışı şirkete aktarıldığı, sözleşmeden kaynaklanan rekabet etmeme taahhütlerini davalının ihlal ettiği, dinlenen tanık beyanları, celp edilen bilgi ve belgeler, şirketin mali boyutu ve sektörel bazda edindiği pazar payı gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde sübuta erdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının eyleminin haksız rekabet olduğunun tespitine, cezai şart yönünden eylemin şekli, sektördeki pazar payı ve diğer hususlar değerlendirilerek, hakkaniyete uygun olarak takdiren 1/2 oranında tenkise gidilmek suretiyle davalının 23.247,00 TL cezai şarttan sorumlu olduğunun tespitine ve alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının eyleminin haksız rekabet olduğunun tespitine, cezai şart yönünden eylemin şekli ve gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere diğer hususlar değerlendirilerek takdiren 1/2 oranında tenkis edilmek suretiyle, Bakırköy….. İcra Müdürlüğü …… Esas sayılı dosysaındaki takibin 23.247,00 TL üzerinden DEVAMINA, falzaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alacak yargılama gerektirdiğinden icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.588,00 TL harçtan peşin alınan 525,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.062,46 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 556,94 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta ücreti 1.696,70TL yargılama giderinin kabul oranı (%50,00) ret oranı (%50,00) dikkate alınarak hesaplanan 848,35TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yapılan 31,50 TL yargılama giderinin ret oranı (%50,00) dikkate alınarak hesaplanan 15,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.789,64 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinde davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 2.789,64 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …… sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır