Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1137 E. 2019/557 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1137
KARAR NO : 2019/557

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 11/12/2017
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/05/2019

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirkette % 25 hissesinin bulunduğunu, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasını haklı gösterecek sebepler bulunduğunu, TTK’nun 636.maddesine göre haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın şirketin feshini talep edebileceği, ortağın şirketten çıkmasına karar verilebileceği şeklinde düzenlendiğini, davalı şirketin kuruluş tarihinden itibaren şirket müdürünün güveni kötüye kullandığını, finansal tabloları ve hesapları gizlediğini, müvekkiline bilgi verilmediğini, şirket müdürünün şirket gelirlerini kişisel harcamaları için kullandığını, müvekkiline kar payı ödemediğini, ortaklığın sürdürülmesinin imkansız hale geldiğini belirterek TTK m.638 gereğince şirket ortaklığından ayrılmasına karar verilmesini, ayrılma akçesi olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 25.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini, şirket ortaklığından çıkması yerine şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan tarafından ikame edilen huzurdaki davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana şirketin finansal ve mali kayıtları, günlük kasa raporları, banka hareketleri, verilen teklifler, alınan siparişler, üstlenilen işlerin sözleşmeleri, verilen siparişler olmak üzere şirketin faaliyetleri ile ilgili tüm bilgi, döküman ve veriler merkez bilgisayar olan server sistemi üzerinde depolanmakta olduğunu, ortakların tamamının kendilerine ait özel şifre ile bu sisteme giriş yaparak sınırsız erişim sağlayabilmekte ve bilgi sahibi olabilmekte ve ayrıca işlem yapmaya yetkili durumda olduklarını, üstelik davacı şu anda dahi bu sisteme girip şirketin hali hazırdaki durumu ile ilgili bilgi sahibi olabilecek durumda olduğunu, davacı yanın tüm asılsız iddialarının aksine şirkete ortak olduğundan bugüne değin davacıdan şirket ile ilgili herhangi bir bilgi saklanmadığını, zira davacının şirkette sorumlu olduğunu ve kendisinin yönettiği projelerde proje sorumlusu olmasından ötürü alınan tüm siparişlerin, yüklenilen tüm işlere ait sözleşmelerin bir nüshası kendisine teslim edildiğini, davacı her ne kadar şirkete gelmesine engel olunduğu gibi ciddi bir iddiada bulunmuşsa da böyle bir durum asla söz konusu olmamış aksine davacının şirkete daha konforlu gelebilmesi için şirket kuruluşundan şimdiye kadar tüm masraf ve maliyetleri şirket tarafından karşılanan haftanın her günü ve her saatinde olacak şekilde kendi kullanımına tahsis edildiğini, davacı yanın tüm iddiaları gerçeğe aykırı olup mesnetsiz olduğunu, bu nedenle iş bu davanın reddi gerektiğini, davacı yanın iddialarının aksine şirketin feshini gerektirir herhangi bir hukuki gerekçe de bulunmadığını, 6102 Sayılı TTK’nın 636/3. Maddesi haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebileceğini, mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebileceğini, ancak belirtilen nedenlerle davacının şirketini feshini isteyecek herhangi bir hukuki nedenin olmadığını, TTK madde 638/2 ise ” Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. ” demekte ise de davacı yanın ortaklıktan çıkmak için haklı hiç bir sebebi bulunmadığı gibi hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına aykırı davranan da davacının kendisi olduğunu, şirketin devamlılığının sürdürülebilesi açısından ise davacının iş bu haksız dava nedeniyle talep ettiği ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü de mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı şirketin ilk kuruluşundan itibaren ticaret sicil kayıtları dosyamız arasına celbedilmiştir.
Davacı tanığı….. duruşmada alınan beyanında, davalı şirketin eski ortaklarından olduğunu, 1,5 sene önce şirket ortaklığından ayrıldığını, ……’nin maaşını bilmediğini, çocuklarının okul giderlerinin şirketten karşılandığını bildiğini, şirketin faal durumda olduğunu ancak borca batık olduğunu bildiğini, şirkette para olmadığı zaman kendisi ve …… de dahil olmak üzere ceplerinden para koyduklarını, şirket bilgilerine şifre ile erişim sağlayan server olduğunu belirtmiştir.
Davalı tanığı … duruşmada alınan beyanında, muhasebe bölümünde çalıştığını, davacının şirkete alınmamasına şahit olmadığını, kendisinden bilgi ve belge gizlendiğini de duymadığını belirtmiştir.
Mahkememizin 03/04/2019 tarihli celsesinde “davalı şirketin tüm ticari defter kayıt ve belgeleri ile dosya kapsamı üzerinde bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak davacı tarafça ileri sürülen iddialar itibariyle davacının şirket ortaklığından çıkması, şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin haklı sebep olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına, bilirkişiler olarak resen mali müşavir …… ile Prof. Dr. …….’ın görevlendirilmesine, bilirkişiler için 1500’er TL ücret takdiri ile toplam 3000,00 TL bilirkişi ücretinin davacı tarafça mahkememiz veznesine depo edilmesi hususunda iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süreye uyulmadığı taktirde bu hususta bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” karar verilmekle, verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin mahkememiz veznesine depo edilmediği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, TTK’ nın 636 maddesi uyarınca limited şirket ortağı tarafından açılan şirketten çıkarılma, limited şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
TTK’nun 636/3. maddesine göre, haklı sebeplerin bulunması halinde her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemece istem yerine ; davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesine de karar verebileceği düzenlenmiştir.Bilindiği üzere limited şirketlerde; şirketin haklı sebeplerle feshi haklı sebep teşkil edecek nedenlerin hangi haller olduğu hususu TTK.nda sayılmamış olup, doktrinde ve Yargıtay …….HD’nin emsal içtihatlarında “şirketin kötü yönetilmesi ve ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması”, “şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesinin imkansız olması”,”şirket varlıklarının yanlış kullanılması veya israf edilmesi”,”azınlığa karşı fiili veya manevi güç baskı uygulanması”, “azınlığın meşru taleplerinin devamlı olarak reddedilmesi” ve “pay sahiplerinin şirketteki hareket kabiliyetinin ortadan kalkması”, şirketin feshi açısından haklı sebep olarak örnek olarak sayılmıştır.
Somut olayda, limited şirketin fesih ve tasfiyesi, ortaklıktan ayrılma için haklı sebep olgusunun oluşup oluşmadığının tespiti için bilirkişi incelemesine karar verilmiş ise de, bilirkişi ücretinin davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı, dosya kapsamı ve mevcut delillerle haklı sebep olgusunun ispat edilemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Alınması gereken 44,40-TL’nin harçtan peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 13-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
2-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca dosyaya yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğuda, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 22/05/2019

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır