Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1126 E. 2018/477 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1126 Esas
KARAR NO : 2018/477

DAVA : Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 14.03.2017 tarih …. E- …. Karar sayılı karar ile,
“Davacı vekili dava dilekçesi ile 27.05.2015 tarihinde …. firmasına gönderilmek üzere davalı firmanın yükleme yaptığını, davalı firmasının müvekkile teslim tarihi bildirmemesi üzerine 01.06.2015 tarihinde teslim tarihinin bildirilmesinin istendiğini, bunun üzerine gönderilen mailde ” Perşembe tatil Cuma acenta depo olarak programlanıyorlar ” şeklinde yani yanıt alındığını, bu tarihin karşı firmaya bildirildiğini, karşı firmanın da buna göre program yaptığını, 08.06.2015 tarihinde malın ulaşmadığına dair müşteriden bilgi geldiğini, bu gecikmeden dolayı karşı firmanın müvekkile 2.107,85 Euro gecikmeden kaynaklanan bedel yansıtıldığını, davalıya Bakırköy …. . Noterliğinin 14.07.2015 tarih …. yevmiye numarası ile ihtarname çekildiğini, dava konusu alacağın ödenmesinin istendiğini, fakat davalının Bakırköy ….. Noterliğinin 22.07.2015 tarih … nolu ihtarname ile borcu ödemeyeceğini bildirmesi üzerine davalının yükleme yapılan malları geç teslim etmesinden dolayı uğranılan zarar bedeli 2.107 Euro’nun dava tarihinden işleyecek Euro- …. Bankası … faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının 27.05.2015 tarihinde müvekkiline teslim ettiği parsiyel olarak taşınan yüke ilişkin davacının müvekkile mail olarak geçtiği konşimento ve gümrük talimatları ile diğer taşıma evraklarında söz konusu yükün belli bir tarihte veya sürede teslim edileceği hususunda bir ibarenin mevcut olmadığını, kaldı ki söz konusu mail cevabının da bir süre taahhüdü olmadğını, davacının yükü müvekkile 27.05.2015 tarihinde teslim ettiğini ve davacının dilekçesi ekinde sunduğu Çıkış Bildirimine göre de yükün 30.05.2015 tarihinde yola çıkmış olduğunun davacıya bildirildiği gözetildiğinde söz konusu yükün süreye bağlı acil olarak taşınmadığını gösterdiğini, kısaca gerek konşimento ve gümrük talimatında gerekse sonraki yazışmalarda belli bir tarih veya sürenin de yükün alıcıya teslim edilmesine ilişkin açık ve net bir talimat ve bu talimata bağlı taahhüt olmadığını, ayrıca davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının iddia ettiği gibi müvekkilinin sorumlu olsa idi dahi uluslararası olan bu taşımaya CMR Konvansiyonunu uygulanacağından CMR Konvansiyonunun 23. Maddesi 5.inci fıkrasındaki gecikme halinde hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder hükmü gereği söz konusu taşıma için davacının müvekkiline ödediği 270 Euro taşıma ücreti kadar müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunduğunu, bu sebeple davacının gecikme iddiasına dayalı zararının taşıma ücretini aşan kısmının da hukuksal dayanağının olmadığını, CMR Konvansiyonu 30. Madde 3.üncü fıkrasındaki hükmü gereği iddia edilen zarar talebinin mal alıcı firmanın tasarrufuna geçtikten sonraki 21 günü aştığını, bu sebeple CMR Konvansiyonu md. 30/3’e göre davacının taşıyıcı müvekkilden gecikmeye dayalı herhangi bir zarar dolayısıyla tazminat talep hakkının da olmadığını, acente … ‘ye dava konusu yükü 10.06.2015 tarihinde deposuna teslim ettiğini, akabinde acentede 12.06.2015 tarihinde dava dışı alıcıya yükü teslim ettiğini, bu teslimlerde söz konusu yüke ilişkin teslim belgelerinde gecikmeyle ilgili herhangi bir şerh ve ihtirazi kayıt koyulmadığını, bu sebeple de davacının zarar iddiasının kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, uluslararası kara yolu taşımasından kaynaklanan alacak davasıdır.
Dava konusu taşımayla ilgili gümrük beyannamesi, dolaşım belgesi, fatura , ihtarname, sevk irsaliyesi, konşimento talimatı , vs deliller celp ve tetkik olunmuş , bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taşıma bilirkişisi…. tarafından düzenlenen kök ve ek raporda, gecikme nedeniyle tazminatın ancak eşyanın alıcının kullanımına sunulduğu tarihi izleyen 21 gün içerisinde taşıyıcıya yazılı ihbarda bulunulması koşuluyla talep edilebileceği, davacının ise 10.06.2015 teslim tarihinden yaklaşık 40 gün sonra noterlik aracılığıyla gecikme bildiriminde bulunduğu, dolayısıyla 21 günlük sürenin dolduğu, ayrıca alıcı tarafından yansıtılan gecikme zararına ilişkin ibraz olunan belgelerden alıcının yansıttığı bedelin gecikmeden kaynaklandığına dair bir ibarenin bulunmadığı gibi davacının da bu bedeli alıcıya ödediğine dair delil sunmaması karşısında zarara uğradığını ispatlayamadığı, davacının haklı görülmesi halinde davacının talep edebileceği zararın taşıma bedeli 270 Euro olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine taşıma bilirkişisi Yrd. Doç. Dr. … ‘den alınan raporda, davacının teslimi takiben 21 günlük süre içerisinde gecikme zararı bildirimi ve tazminat talebinde bulunmadığı, davacının dolaylı zararlar bakımından tazmini talep hakkının süre geçmesi nedeniyle düştüğü, davacının gecikme sebebiyle müşterisine 2.094,95 TL Euro tazminat ödemek zorunda kaldığı, bunun gecikme zararı olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalının sorumluluğuna gidilmesi halinde ise 315 Euro gümrük ve taşıma bedeli ödemesi ile 270 Euro navlun kadar tazminat miktarı ile sınırlı sorumlu olduğunun kabulü gerekitği, dolayısıyla dava edilebilir miktarın 585 Euro olduğu belirtilmitir. Bilirkişi raporu gerekçeli ve denetlemeye açık hazırlanmış olup, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Dosya kapsamı , toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde , dava konusu olayda taşımaya konu yük 27.05.2015 günü taşımaya alınmış ve davacının müşterisine 16 günlük taşıma süresi sonunda olacak şekilde 12.06.2015 günü tamamlanmıştır. Keza 10.06.2015 günü teslim taşıyıcının ifa yardımcısında olup, halen yükün taşıma sürecinde olduğu, dolayısıyla taşımada gecikme bulunduğu kanaatine varılmıştır. Zira bilirkişi raporlarında da 6-8 gün tam dolu araç yükleri için , 10-12 gün parsiyel yükler bakımından makul – ticari teamüle uygun taşıma süresi olduğu belirtilmiş olmakla dava konusu olayda, söz konusu sürenin aşıldığı görülmüştür.
İstinaf mahkemesi kaldırma kararı öncesinde mahkememizin 2015/790 esasında yapılan yargılama sonucunda; davacının dayandığı müşteri iade faturasında 2.094,95 Euro geç teslim indirimi ve zayi zararı 12.90 Euro zararın fatura edildiği görülmekte olup 2.094,95 Euro zararın taşımadan kaynaklanan gecikme mi yoksa üretim ve satış teslim sürecinden kaynaklanan gecikme mi olduğu tespit edilemediği, davacının, CMR 30/3 maddesinde yazılı 21 günlük süre içerisinde davalı taşıyıcıya bildirimde bulunmadığından teslimdeki gecikmelerden dolayı tazminat talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığı, Keza taşıma konusu eşyanın 12.06.2015 tarihinde alıcısına teslim edildiği, davacının da 21 günlük hak düşürücü süre dolduktan sonra davalıya 14.07.2015 tarihinde ilk ihtarı gönderdiği, dolayısıyla davacının gecikmeden kaynaklı dolaylı zararların tazminini talep hakkını kaybettiğinin anlaşıldığı, her iki bilirkişi raporunda davalının 270 Euro navlun bedeli itibariyle sorumluluk sınırının mevcut olduğunun belirtildiği, davacı vekilinin 315 Euro gümrük giderine ilişkin bilgi ve belgeler sunmuş olup, CMR 23/4 maddesi uyarınca malın tamamen kaybedilmesi halinde davacının taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemeleri talep edebileceği, dolayısıyla bu maddenin gecikme halinde de kıyasen uygulanabileceği dikkate alındığında davacının 270 Euro navlun ücreti + 315 Euro gümrük ve taşıma bedeli toplamı 585 Euro’yu talep edebileceği sonuç ve kaanatine varıldığı, davacı vekili her ne kadar 01.02.2017 havale tarihli ıslah dilekçesinde, dava dilekçesinde belirttiği delillere yemin delilini de ekleyerek davalı tarafa 21 günlük süre içerisinde gecikme zararı bildiriminde ve tazminat talebinde bulunduğuna dair yemin teklifinde bulunmuş ise de davalı vekili ıslah yoluyla yemin deliline muvafakat etmediğinden davacının dava dilekçesinde dayanmadığı yemin deliline ıslah yoluyla dayanmasına yasal imkan bulunmaması karşısında davalıya yemin teklifi yoluna gidilmediği gerekçesiyle davanın 585 Euro üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş, mahkememiz İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. . Hukuk Dairesinin 08.11.2017 tarih … E- … Karar sayılı kararı ile özetle; mahkememizin yemin delili hususundaki değerlendirmesinin yerinde olmadığı, hükme tesir edecek derecede bir delilin değerlendirilmemesi kapsamında eksiklik bulunduğu kanaatına varılarak davacı vekilinin ıslah yoluyla dayandığı yemin delili değerlendirilmek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün kaldırılmasına ,bu aşamada davalı vekilinin bu aşamada istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilerek dosya yeniden mahkememize tevzi edilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı nazara alınarak davacı vekiline yemin teklifi sunmak üzere süre verilmiş, davacı tarafın sunduğu yemin metni, davalı şirketin adresine ihtaratlı olarak tedbir edilmiş, davalı şirket yetkilisi ihtarda belirtilen duruşma gün ve saatinde duruşmada hazır bulunmamış, her ne kadar davalı vekilince yeminin şirket yetkililerinden hangisine teklif edildiğinin belirli olmaması nedeniyle şirket yetkilisinin hazır olmadığını beyan etmiş ve bir sonraki celse şirket yetkilisini hazır etmişse de HMK’nın 232/2.maddesine göre taraflardan biri tüzel kişi olduğunda yeminin tüzel kişiyi temsile yetkili kişi veya organ tarafından yapılabileceğinin düzenlendiği buna göre şirket kayıtlarına göre şirketi temsile yetkili kişi veya organın yemin etmek için resen hazır olması gerektiği, yemin teklifinde bulunan davacı tarafın şirket yetkilisini özellikle belirtmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki itirazına itibar edilmeyerek davalının yemininden kaçınmış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilince dava konusu 2107,85 Euro bedelli fatura çevirisi dosya kapsamına sunulmuş, yapılan incelemede 2094,95 Euro’nun sevkiyat tarihi iskontosundan, 12,90 euronun ise eksik miktardan kaynaklandığının faturada belirtildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafın yeminden kaçınmış olması nazara alındığında, davacının dava konusu malların geç tesliminden dolayı davalı şirkete gecikmeden kaynaklı zararların süresinde ihbar edildiği iddiasını ispatladığı, böylece gecikmeden kaynaklanan dolaylı zararlarını talep edebileceği, yukarıda bahsedilen fatura içeriğine göre 2094,95 TL’nin gecikmeden kaynaklanan zarar olduğu anlaşılmakla davanın bu miktar üzerinden kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
2.094,95 Euronun dava tarihinden itibaren merkez bankasının Euro cinsinden 1 yıllık mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alınması gereken 442,20 TL harçtan, peşin alınan 111,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 330,85 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafça sarf edilen 139,05 TL ilk dava açılış harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafça sarf edilen bilirkişi ücreti , tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1306,05 TL yargılama giderinin kabul(%99,28) ve red oranı(%0,72) dikkate alınarak 1.296,65 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 50 TL yargılama giderinin kabul(%99,28) ve red oranı(%0,72) dikkate alınarak 0,36 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı yararına takdir edilen 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı yararına takdir edilen 46,61 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 10/05/2018

Katip ….
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı