Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1122 E. 2019/632 K. 17.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1122 Esas
KARAR NO : 2019/632

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/06/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bağımsız denetim ve yeminli mali müşavirlik firması olduğunu, davalı firma ile aralarında Ar-Ge Merkezi Danışmanlığı konularında hizmet alınmasına dair bir ticari ilişki mevcut olduğunu, bu hizmet için 16.12.2015 tarihli Ar-Ge Merkezi Danışmanlık Hizmet Teklifinin davalı firmaya aynı tarihli mail ile iletilmiş olduğunu ve davalı tarafından teklifin kabulü üzerine davalıya müvekkili tarafından hizmet verilmeye başlandığını, iş bu ticari ilişki nedeniyle davalı şirkete verilen hizmetler karşılığı faturalar düzenlendiğini, söz konusu faturaların davalı şirkete kargo ile teslim edildiğini, davalı şirketin faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını veya iade etmediğini, ancak davalı tarafından süresi geçtiği halde müvekkile ödeme yapılmamış olduğunu, bu durumun çeşitli kereler davalı firma yetkililerine sözlü ve yazılı ortamda bildirilmiş olduğunu, söz konusu fatura bedellerinin davalı tarafından kabul edilmesine rağmen ödemelerin yapılmaması üzerine davalı şirket aleyhine Küçükçekemce …. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olduğunu, ancak davalı şirketin kötüniyetli ve haksız olarak bu takibe de süresinde itiraz etmiş olduğunu ve takibin durduğunu beyanla; davalının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün…….. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulünce tebligat yapıldığı ancak davaya cevap verilmediği görüldü.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 8.850,00 TL Asıl alacak (Fatura) 287,63 TL işlemiş faiz (%9,75 değişen oranlarda ticari temerrüt) olmak üzere toplam 9.137,63 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 16/04/2018 günü, saat 14.00 da Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir bilirkişi ….. 31/05/2018 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın 2017 yılı yevmiye defteri açılış ve kapanış, defteri kebir açılış, envanter açılış defterlerinin incelendiğini, davacının defterlerinin açılış tasdikini yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğunu, kapanış tasdikinin yasal süresi dolmadığından yaptırılmamış olduğunu, bu itibarla davacının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının 16.04.2018 tarihli incelemeye katılmadığını ve yerinde inclemee talebi bulunmadığından ticari defterleri ve evraklarının incelenememiş olduğunu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi (06.12.2017) itibariyle ……Alıcılar cari hesap kodunda ve…… Şüpheli Ticari Alacaklar cari hesap kodunda davacının davalıdan 25.400,00 TL alacaklı olduğunu, davacının ticari defterlerine göre; davacının davaya konu 3 adet toplamda 8.850,00 TL tutarında “Danışmanlık Bedeli” Ar-Ge Merkezi Danışmanlık Bedeli açıklamalı davalıya fatura düzenlemiş olduğunu ve bu faturaları davalı adına 31.05.2017 tarihinde davalı adına ……’nin teslim aldığını ve 8 gün içerisinde faturalara itiraz edilmediğini, davaya konu Küçükçekmece …… İcra Dairesinin …… Esas dosyası dosyada mevcut olmadığından takip tarihinin ve takip tarihi itibariyle davacının alacak tutarının tespit edilmediğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz süresi dolduğunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 19/09/2018 tarihli ek raporunda özetle; davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (08.11.2017) itibari ile davacının davalıdan 25.400,00 TL alacaklı olduğunu, taleple bağlılık ilkesi gereği davacının davalıdan 8.850,00 TL alacaklı olduğunu, davacının ticari defterlerine göre; davacının davaya konu 3 adet toplamda 8.850,00 TL tutarında “Danışmanlık Bedeli” ve Ar-Ge Merkezi Danışmanlık Bedeli açıklamalı davalıya fatura düzenlemiş olduğunu ve bu faturaları 31.05.2017 tarihinde davalı adına ……’nin teslim aldığını ve 8 gün içerisinde faturalara itiraz edilmediğini, şirketin 07.05.2018 tarihinde konkordato sürecine başlamış olduğunu, özetle; davacının takibe konu yapmış olduğu 3 adet toplamda 8.850,00 TL tutarlı faturaları ve içeriğindeki ürünü/hizmeti teslim etmiş olduğnu, fatura itiraz süresinde itiraz edilmediğini, davalınınn da bu konuda itirazının bulunmadığını, konkordato sürecinde olduğundan dolayı ödeme yükümlülüğünün bulunamayacağını talep etmiş olduğunu bu itibarla takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 8.850,00 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Faiz yönünden ek rapor alınması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verilmiş olup, kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; kök raporda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10.maddesinde “Aksine sözleşme yoksa ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar.” hükmü bulunduğunu, bu hükümler gereğince, davacı alacaklının takip tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edebilmesi için davalı borçluyu icra takibinden önce temerrüde düşürmüş olması gerekitğini ancak kanunda sayılan şartların somut olayda sağlanmamış olduğundan takip öncesi faiz talebinin dayanağının bulunmadığı kanaatine varıldığını, davacı vekilinin “takip öncesi davalıya ödeme ihtarının olmadığını, taraflar arasında vadeye ilişkin imzalanmış sözleşme bulunmadığı gerekçesi ile takip tarihinden önce faizin talep edemeyceği yönündeki görüşe katılmadığını, takip ve dava konusu faturaların üzerinde vade tarihlerinin belirlenmiş olduğunu, söz konusu faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ve itiraz edilmediğini bilirkişi raporunda sabit olduğunu” itirazına yönelik olarak; iş bu raporda arz edilen Yargıtay kararında ve benzer birçok Yargıtay kararları ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında da ifade edildiği üzere, salt faturalar üzerindeki vade farkı uygulanacağı ifadesinin takip öncesi faiz talebine dayanak teşkil edemeyeceği yönünde içtihatların bulunduğunu, bu itibarla salt fatura üzerindeki vade tarihinin yeterli olmadığından takip öncesi işlemiş faiz alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği yönündeki kanaatinin değişmediğini, Mahkemece aksi kanaatte olunması durumunda fatura üzerindeki vade ile takip tarihi arasında işlemiş faizin 292,35 TL olarak hesap edildiğini, ancak davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin 287,63 TL olduğunun tespit edildiğini bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddede yer almaktadır. Ticari defterlerin delil olarak incelenmesi yönünden HMK’nın 219 ve 220. madde hükümleri de gözetilmelidir.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. Fatura karşı tarafça ticari defterlerine kayıt edilmiş ise, burada delil olan fatura değil ticari defterlerdir. Ticari defterler uyumlu olmadığı için lehe delil değeri bulunmasa da, karşı çıkılan faturanın ticari deftere kayıt edilmiş olması halinde ticari defter aleyhe delil oluşturacaktır. İtirazın iptâli davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup, takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılması mümkün değildir (Örnek: Yargıtay HGK. 14.12.2011 T. 2011/19-617 E. 2011/749 K.). Faturalarda gösterilen işler belli iken fatura kapsamı dışındaki işler esas alınarak hesaplama yapılamaz.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın fatura alacağından kaynaklı başlatılan takibi itiraz nedeniyle açılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu faturaların davacının defterlerinde kayıtlı olup devam eden ticari ilişki kapsamında davalının yaptığı kısmi ödemeler de davacının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafça defter ve belgeler bilirkişi incelemesine sunulmadığı, fatura içeriği mal ve hizmetin teslimi hususunda davalıya isticvap tebliği sağlandığı, davalının inceleme günü defterlerini sunmadığı gibi ödeme yaptığı fatura içeriği mallarında…. isimli şahıs tarafından alınmış olduğu ve …..’in şirket çalışanı olduğunun ihtarlı isticvap davetiyesi tebliğine rağmen davalı yetkilisinin gelmemiş olması nedeniyle kabul edilmesi gerektiği, faturanın tebliğ edildiğinin bu şartlar dikkate alınarak kabulünün gerektiği, süresinde faturaya itirazın bulunmadığı, daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair belge bulunmadığı, davacının fatura yönünden davasını ispatladığı ve İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği, borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan olmadığı, İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu, bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerektiği, daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması gerektiği, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı, açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda olması, alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun belirlenmesi nedeniyle açılan temerrüt oluşmadığı anlaşılmakla faiz talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün……. esas sayılı dosyasındaki takibin 8.850,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak olan 8.850,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 604,54 TL harçtan peşin alınan 156,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 448,49 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri olan 187,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, posta ve tebligat masrafı olan 832,60 TL yargılama giderinin kabul oranı (%96,85) ret oranı (%3,15) dikkate alınarak hesaplanan 806,37 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2,725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 287,63 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafında yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır