Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1115 E. 2019/953 K. 23.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1115 Esas
KARAR NO : 2019/953

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 23/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında alım-satım ilişkisi nedeni ile ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili davacı firmanın, davalıya çeşitli elektronik ürünler sattığını, teknik kurulum hizmeti sağlanmış olduğunu, verdiği mal ve hizmetler için faturalar tanzim edildiğini, ancak davalının, müvekkilinden aldığı ürünlere karşılık kendi edimini ifa etmeyerek ödemelerini eksik yaptığını, davalının davacıya bakiye borcu bulunduğunu, müvekkili davacı şirketin davalıdan 43.052,19 TL alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından herhangi bir sebep göstermeksizin takibe itiraz edildiğini beyanla; davacı müvekkilinin 43.052,19 TL tutarında alacağının 26/09/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili davalı şirkete davacı tarafın dilekçesinde belirttiği türde herhangi bir mal satmadığı gibi, herhangi bir mal da teslim etmemiş olduğunu, aynı şekilde dilekçe içeriğinde her ne kadar müvekkili şirkete hizmet verdiğini iddia etmiş ise de herhangi bir hizmette vermemiş olduğunu, davacı şirket tarafından müvekkili şirkete e-fatura sistemi üzerinden Temel Fatura olarak bir kısım faturalar gönderilmekte olduğunu, temel fatura olarak gönderilen faturalara niteliği itibariyle sistem üzerinden itiraz edilemediğini, temel fatura olarak davacı şirket tarafından sürekli olarak gönderilen faturalara sistem üzerinden itiraz edilme imkanı olmadığından bir kısım faturalar için Noter yoluyla itiraz edilmiş olduğunu, ticari alım satımlarda sadece fatura kesilmiş olmasının yeterli olmadığını, faturaya konu malın da teslim edildiğnin ayrıca ispat edilmesi gerektiğini, mal veya hizmetin davacı tarafça verildiğinin davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya Mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 37.143,00 TL asıl alacak, 1.615,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 38.758,72 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu vekili tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.
Tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde 12/03/2018 günü, saat 14.00 de Mahkememiz duruşma salonunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup; Mali Müşavir Bilirkişi ….. 07/05/2018 tarihli raporunda özetle; dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili talebinden ibaret olduğunu, davacının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 43.762,18 TL alacaklı olduğunu, davalının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalının ticari defterlerine göre; dava tarihi itibariyle davalının davacıya 6.673,00 TL borçlu olduğunu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 43.762,18 TL – 6.673,00 TL= 37.089,18 TL olduğunu, davacının 01.01.2017 tarihinde 2016 yılından gelen devir rakamının 6.411,20 TL olduğunu, davalının ise 2016 yılından gelen cari devrin 6.673,00 T olduğunu bu itibarla taraf ticari defterleri arasındaki 261,80 TL cari hesap farkının 2016 yılı öncesinden kaynaklı olduğunun tespit edildiğini, ancak 2016 ve daha önceki yıllara ait cari hesap ekstreleri ve ilgili yıllara ait belgeler olmadığından bu farkın nedeni tespit edilemediğinden bu aşamada hesaplama bırakıldığını, özetle; davacı ile davalı ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının 37.089,18 TL olduğunu, bu cari hesap farkının ise 13.136,09 TL’sinin davacıda olup davalı ticari defterlerinde olmamasından, geriye kalan 23.504,82 TL tutarlı faturaların ise davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, ancak gerek davacı gerek ise davalının faturaların dayanak evraklarını sunmadığından 13.136,09 TL tutarındaki faturaların davacının ispatına muhtaç, 23.504,82 TL tutarındaki fatuarların ise davalının ispatına muhtaç olduğunu, neticeten, davacının davalıdan alacaklı olduğu 43.762,18 TL tutarından davacının ispatına muhtaç bırakılan 13.136,09 TL mahsup edilerek, dava tarihi itibari ile davacının davalıdan 43.762,18 TL – 13.136,09 =30.626,09 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Taraf itirazları irdelenmek suretiyle ek rapor tanzimi için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup; kök raporu hazırlayan bilirkişi 02/10/2018 tarihli ek raporunda özetle; dava dosyasına sunulu olan deliller, davacı ve davalı ticari defterleri ile mübrez tüm evraklar ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacının kök rapora yapmış olduğu itirazlar neticesinde sunmuş olduğu belgeler ile takibe konu alacağına dayanak belgelerin davacının ispatına muhtaç olduğundan ve davalı tarafından davacıya düzenlenen faturaların davalı ispatına muhtaç olduğundan kök rapordaki görüşü değiştiriecek herhangi bir evrakın ya da belgenin sunulmadığından kök rapordaki görüşünün değişmediğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda geçen ihtarnamelerin tebliğine ilişkin ilgili noterlikten celbi için müzekkere yazılmasına, geldiğinde dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verilmiş olup; kök ve ek raporu hazırlayan bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; davalının davacıya iade ettiği faturaların tebliğ mazbatalarının ek rapor sonrası sunulmuş olduğunu, ancak davacının 31.05.2018 tarihli dilekçesinde belirtmiş olduğu Hakem Heyeti Kararlarına konu cihazların öncelikle davalıdan alınıp alınmadığının birebir eşleştirilmesi gerekeceğini, eşleşme halinde bu cihazların tamirine ilişkin faturalardaki hizmetin de hakem heyeti kararlarına konu cihazlara ilişkin olup olmadığı ve fatura bedellerinin kadri maruf olmadığının da tespitinin gerekeceğini, tüm bu hususlara yönelik itirazları giderecek tespitlerin telekomünikasyon alanında uzman teknik bilirkişi tarafından yapılabileceğini, yapılacak bu tespitlerin neticesinde Tüketici Hakem Heyeti kararlarına konu servis gerektiren hizmetlerin davalının sorumluluğunda olup olmadığı ve servis hizmetinin davalıya yansıtılıp yansıtılamayacağı tespitinin de hukuki olarak değerlendirilmesinin gerekeceğini bildirmiştir.
HMK 222 madde gereğince; mahkeme ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtların sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabulü gerekmektedir. Zira kanuni şartlara uygun tutulduğu anlaşılan tarafın ticari defter ve kayıtları ancak karşı tarafın kanuna uygun tutulduğu anlaşılan ticari defter ve kayıtlarının incelenmek suretiyle hükümden düşürülebilir.
İddia, savunma, tespit ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlar ve ek raporlar, yukarıda anlatılanlar ile tüm dosya kapsamından, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraf ticari defterleri incelendiğinde, ticari defterlerin 6.673,00 TL kadar davalının borçlu olduğu şeklinde kısmen birbirini doğruladığı, tarafların defterlerinin kanunlara uygun şekilde tutulduğu, böylelikle sahibi lehine delil niteliklerinin bulunduğu, her ne kadar davacı, davalıya ürün sattığı ve hizmet sağladığı iddiasında bulunmuş ise de, yargılama aşamasında yapılan incelemede, davacının değil, davalının davacıya satmış olduğu ürünler nedeniyle, davacının 3. Kişilere ayıp nedeniyle yaptığı ödemelerin rücuen istemine ilişkin olduğu, davacının ayıplı mal satın aldıkları iddiasının ispata muhtaç olduğu, tarafların her ikisi tacir olup TTK’nın 23/son maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün içerisinde, açıkça belli değil ise sekiz gün içerisinde karşı tarafa bildirilmesi gerektiği, ayrıca tacirlerin bildirimlerini TTK’nın 18/3 maddesi gereğince yerine getirmeleri gerektiği, davacı taraf satılan malın ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de, yukarıda belirtilen yasa hükümleri gereğince süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığı, bu sebeple ayıplı ifadan kaynaklanan haklarını kullanamayacağı ancak davalı kendi ticari defterlerine göre davacıya 6.673,00 TL kadar borçlu olduğunun tespit edildiği, bu miktar kadar davanını kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-6.673,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Alınması gereken 455,83 TL harçtan peşin alınan 735,23 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 279,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 487,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafında yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 750,00 TL yargılama giderinin kabul oranı (%15,50) ret oranı (%84,50) dikkate alınarak hesaplanan 116,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan 5,15 TL yargılama giderinin ret oranı (%84,50) dikkate alınarak hesaplanan 4,35 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince 2,725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına A.A.Ü.T. gereğince 4.351,71 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır