Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1081 E. 2018/213 K. 12.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1081
KARAR NO : 2018/213

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/11/2017
KARAR TARİHİ : 12/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2018
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, davalı …’in… plakalı aracın karıştığı kazada yaralanarak çalışma gücü kaybına uğradığı iddiası ile müvekkili şirket aleyhine İstanbul Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin … esas sayılı dosyasında tazminat davası açtığını, davalıya aktüer raporu ile hesaplatılan taziminatın ödendiğini, ancak Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin … Esas sayılı dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre davalının araz bırakmadan iyileştiğinin tespit edildiğini, davalıya ödenen tazminatın iadesi gerektiğini belirterek 17.817-TL’nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle;açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas …Karar ve 14/09/2017 tarihli görevsizlik ilamıyla dosya mahkememize gönderilmiş, mahkememiz… Esas numarasını almıştır.
6102 sayılı TTK’nun 1472. (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. 6102 sayılı TTK’nun 1472. (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. – 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün defilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; doğal olarak sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, 3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda; davacının sigortalısı nezdinde trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı kazada yaralanarak çalışma gücü kaybına uğradığı iddiası ile ödenen tazminatın davalının araz bırakmadan iyileştiğinden bahisle ödenen bedelin iadesi istemiyle dava açıldığı, davalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, davalıdan fazla ödemenin tahsilinin talep edildiği, dolayısıyla uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olup, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, görevli mahkemenin Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Dosya Bakırköy… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile gelmiş olmakla dosyanın karar kesinleştiğinde mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın HMK 115/2, 114/1-c maddeleri gereğince GÖREV DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, görevli mahkemenin Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,
2-Dosya Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararı ile gelmiş olmakla dosyanın karar kesinleştiğinde mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK nun 331/2.maddesi gözetilerek davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 12/03/2018
Katip …

Hakim …