Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/104 E. 2019/648 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/104 Esas
KARAR NO : 2019/648

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 02/02/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2019
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 21/06/2019
Mahkememizde açılan Ticari Şirkete Kayyım Atanması davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin kurucu ortakları olduğunu, müvekkillerinden …’in uzun yıllar boyunca imalattan sorumlu yönetim kurulu üyeliği yaptığını, hiçbir zaman fiii olarak şirket yönetimince bulunmadığını, son on yıllık döneme girildiğinde; şirketin diğer ortaklannın müvekkili şahıslara karşı tavırlarının değiştiğini, müvekkili şahıslara yeni bir pazarlama şirketi kurulacağı bu şirkette davalı şirketin ürettiği mallann doğrudan satışının yapılacağı ve bu şirketle ortaklık dahil hiçbir sıfatta kendilerine hisse yanut yer verilmeyeceğinin bildirildiğini, müvekkili …’in yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini ve tekrar seçilmemeye başladığını, şirket kayıtlarına erişimi hatta şirket içerisine girişi dahi engellendiğini, yıllardır şirketin üretim/atölye kısmında çalışırken yıllardır kendisine ödenen ücretinin son dönemlerinde kesildiğini, hatta daha ileri gidilerek şirket çalışanlarının hiçbir şekilde müvekkili şahıslara bilgi vermelerinin yasaklandığını ve kovulmak ile tehdit edildiğini, Fransa-Paris şehrinde 2007 yılında “….” unvanı ile pazarlama amaçlı şirket kurulduğunu, …. unvanlı şirketin %98 hissesi ….Sanı.ve Tic. A.Ş.ye ait olup kalan %2 hissenin %1’i davalılardan …. diğer %1’i davalılardan …’a ait olduğunu, davalılar …. ve …’ın …., ünvanlı şirketten doğrudan şahıslan adına %2 hisseyi almalan şirketi ve diğer ortaklan zarara uğratıcı işlem olduğunu, …. unvanlı şirketin kurulduğu tarihten bu yana (2007-2017) yaklaşık 10 senede ….San.ve Tic. A.Ş.’nin bilançolanna girmiş hiçbir karının bulunmadığını, aktiflerinde şirket değerinin çok düşük gösterildiğini, oysa …. unvanlı şirketin bugün milyonlarca EURO değerinde olup, yine her yıl yüz binlerce EURO kar elde ettiğini, ilgili şirketin tüm gelirleri şirketten hisseleri olan davalılar …. ve …’ın şahsi banka hesaplanna yatmakta olup, ….San. Ve Tic. A Ş. ve müvekkili şahısların zarara uğratıldığını, ….San. Ve Tic. A.Ş.’nin Fransa’da Paris Sanzelize’de bulunan ve yine şirkete ait olup kayıtlarda gözükmeyen mağaza/mağazalara, … Unvanlı şirkete bedelsiz veya yine bu mağazalar ve şirket ile başkaca Avrupa ve Rusya’da ki müşterilere çok düşük bedelden (minimum %40 ) fatura kesilerek satış yapılmak sureti ile mezkur şirket ve müvekkillerinin zarara uğratıldığını, davalıların yasaya aykın bir şekilde; şirketin faaliyetlerinden elde edilen gelirleri yönetim kurulunun verdiği yetkileri kötüye kullanarak şahsi hesap ve malvarlıklarına aktardığını, fazla hammadde harcanmış gibi gösterilen üretim kaydı sonucunda fiilen açığa çıkan deri ve diğer hammadde ile kayıt dışı üretilen malların kayıt dışı olarak satıldığını ve davalılarn şahsi hesap ve malvarlıklarına aktarıldığını, davalılar tarafından özellikle …. San. Ve Tur. Tic. A.Ş. unvanlı şirket başta olmak üzere piyasadaki diğer firmalardan; mal alınmadığı halde, sadece KDV bedeli ödenerek, faturalar alındığını ve bu firmalara gönderilen paraların haricen geri alınarak, şirket dışına ve davalıların şahsi hesap ve malvarlıklarına para aktarıldığını, bu şekilde hem şirket gideri fazla gösterilmek hem de şirket gelirleri doğrudan uhdelerine geçirmek sureti ile mezkur şirketi ve müvekkili şahıslan zarara uğrattığını, davalıların , şirketin yönetiminde ekonomik çıkarları gözetmeksizin adeta har vurup harman savururcasına şirket kaynaklannı harcadığını, şirketin kaynaklannı kendi şahsi iş ve ihtiyaçlanna kullandığını, şirket gelirlerini kendi şahsi hesaplanna ve malvarlıklanna aktardığını ve bütün bu işlemlerin bir kısmını “Genel Yönetim Giderleri” olarak gösterdiğini beyanla öncelikle dava sürecinde şirketin usulsüz borçlandınlmasını, şirketin zarara uğratıimasım engellemek için ….San.ve Tic. A.Ş.’ne yönetim için KAYYIM atanmasına, bu talep kabul görmediği takdirde yönetim kurulu üyelerinin yetkilerinin sınırlandınlmasına, dava sürecinde şirketin zarara uğramaması için şirkete ait taşınmazlara, banka hesaplanna, diğer tüm malvarlıklannın devir ve diğer her türlü tasarruf işlemlerine konu olmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine, davalılann bütün mal varlıklannın; işbu davamıza esas gösterdiğimiz değer üzerinden ihtiyat-i haczine karar verilmesine, davanın kabulü ile, davalılardan gerçek zarar dava neticesinde ortaya çıkacağından sonradan arttırma hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00-TL tazminatın alınarak ….San.ve Tic. A.Ş.’ye ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; aynı davalılara karşı aynı iddia ve vakıalara dayanarak dava dışı ….Sanayi ve Ticaret AŞ’nin feshini dava etmiş olan davalıların kez de aynı vakıa ve iddialara dayanarak daha önce ispatlayamadıkları iddiaları ile bu kez de sorumluluk davası açtıklarından ispatlanmamış olaylarla ikinci bir dava açılması kesin hüküm yasağına aykırı olduğunu, davacıların iş bu davada idida ettikleri vakıaları hakle sebeplerle fesih davasında da ileri sürdüklerinden bu vakıaları en geç haklı sebeple fesih dava tarihinde öğrendiğini, dolayısıyla iki yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden her halükarda beş yıllık zamanaşımı süresi geçtiğini, davacıların sorumluluk davası için 6 aylık hak düşürücü süreyi 2014 yılı ve öncesine dayanaka faaliyetler için hareketsiz geçirdiğini, bu sebeple olsa sadece 2015 yıl ve sonrası faaliyetler içerisinde bulunduğunu iddia etmedikleri, keza bunları 2013 yılında açtıkları haklı sebeple davasında ileri sürdüklerinden TTKK m 558/11 gereği de dava açma hakları bulunmadığını, Ekonomi Bakanlığı ve Vergi Dairesi ve YMM’ler tarafından denetlenen müvekkilerin faaliyetlerinde yasalara aykırı ve davacıların iddia ettikleri kusurlu hiçbir eylemin tespit edilmediğini, bilakis Ekenomi Bakanlığının ….destek programına alınarak iyi yönetmelerinin desteklediğini beyanla kötü niyetli ve paylarını fahiş fiyattan satma pazarlığında araç olarak kullanılmak üzere açılanın iş bu davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili uyap üzerinden gönderdiği 21.06.2019 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin feragat beyanı karşısında 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden,
1- Davanın feragat nedeniyle reddine
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanununun 22. maddesi gereğince 44,40 TL karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden 29,60 TL’nin peşin yatırılan 31,40 TL’den mahsubuna, fazla yatırılan 1,80 TL’nin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 10.750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemece kendiliğinden, davacı ve karşı davacı tarafından yatırılmış olan gider avanslarıının kullanılmayan kısmının davacı ve karşı davacıya iadesine, bu kararın tebliğ giderinin iade edilecek avanstan karşılanmasına,
Dair tarafların yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 21/06/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …
E-imzalı