Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1039 E. 2018/1146 K. 24.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1039 Esas
KARAR NO : 2018/1146

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 24/12/2018
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01.01.2012, 01.01.2013 ve 01.01.2014 tarihlerinde denetim ve tasdik sözleşmesi yapıldığını, sözleşmeye göre ücretin aylık taksitler şeklinde sözleşme tarihlerine göre belirlendiğini, sözleşmenin amacına göre müvekkilinin yükümlülüğünün yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işleri ile diğer işlerin 3568 sayılı kanun ve ilgili diğer kanunlara ve mevzuata göre yapılması, davalı tarafın yükümlülüğü ise belirtilen işler karşılığında ücret ödemesi olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkilinin çalışmaları karşılığı olarak fatura tanzim edildiğini, ancak davalı tarafça ödenmesi gereken bir kısım miktarın ödendiğini, kalan bakiye kısmın ödenmediğini, faturalara yapılacak 8 günlük itiraz süresinde de herhangi bir itirazda bulunulmadığını, kalan fatura bedelleri ödenmediği için davalı şirket hakkında Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, bir diğer açıdan bakıldığında ise davalı şirket ile müvekkili arasında yapılan sözleşmede borçlu davalı şirket tarafından herhangi bir fesih ihbarının da bulunmadığını, borçlu davalının sözleşme ile bağlı olduğunun dikkate alındığında borçlu davalının borcun kaynağına itiraz etmediğini bu sebeple dava konusu borcun somut olmadığını, borçlu davalının icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini beyan ederek borçlu davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali (asıl alacak ve faize itirazının iptaline) takibin devamı ve borçlu davalının haksız itirazı sonucu alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı davaya cevap vermemekle icra dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesinde borcun ferileri ile birlikte tamamına itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında düzenlenen müşavirlik sözleşmesine dayalı alacak ile ilgili olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.

Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas ….. Karar sayılı ve 12/09/2017 tarihli kesinleşmiş görevsizlik kararıyla dosya Mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyası istenilmekle dosya sureti uyap sistemi üzerinden Mahkememize gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 12.604,98 TL asıl alacak üzerinden ve 3,11 TL faiz alacağına istinaden toplam 12.608,09 TL üzerinden ilamsız icra takibinde bulunmuş, süresinde itiraz ile takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın kül halinde SMM bilirkişisine tevdii ile taraflar arasında denetim ve tasdik sözleşmesi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise tarafların edimlerini ifa edip etmediği, sözleşmenin kapsadığı dönemler, ödenmesi kararlaştırılan aylık ücret, davacının davalıdan tahsilini talep edebileceği miktarın tespiti, bu miktarın davalıdan tahsilinin talep edilip edilemeyeceğine ilişkin bilirkişi raporu tanziminin istenmesine karar verilmekle; bilirkişinin 23/05/2018 tarihli raporunda özetle; davacı tarafın dosya kapsamında sunmuş olduğu faturaların yine dosya kapsamındaki sözleşmeler kapsamında tanzim edildiği ve tanzim edilen faturalar ile ilgili davalı tarafın 18/08/2015 keşide tarihli ….. nolu çek ödemesi yapıldığını davacının dava konusu takibin dayanak olduğu 18/08/2015 keşide tarihli …. nolu çeki davalı tarafa iade ettiğini ispat etmesi halinde ise davacı tarafın 18/05/2017 takip tarihi itibariyle 12.604,98 TL alacağının olacağını davacı tarafça talep edilen %20 oranında icra inkar tazminatının mahkemenin takdirinde bulunduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı itiraz süresi dolduğunda duruşma günü beklenilmeksizin dosyanın taraf itirazları irdelenmek üzere ek rapor tanzimi için bilirkişiye tevdiine karar verilmekle bilirkişinin 25/07/2018 tarihli ek raporunda; davacı beyanlarında çekin davalıya iade edildiğine dair belge sunmadığı gibi kendisince yapılan tespit ile ilgili herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, yine davacı tarafça 18/06/2018 tarihinde çek aslının mahkemeye ibrazının yapılmış olduğunu, bu itibarla davacı tarafça ibraz edilen 18/08/2015 keşide tarihli …… numaralı çekin karşılıksız çıkmasına dayalı olarak davalı taraftan 18/05/2017 takip tarihi itibari ile 12.604,98-TL’lik alacağının olduğunu, 18/05/2017 tarihli 12.608,09-TL’lik takip miktarını ile karşılaştırıldığında 3,11-TL’lik fazlalılığın olduğunu, fazlalığının işlemiş faiz talebinden kaynaklandığını, bu itibarla takibin 12.604,98-TL’si üzerinden devamı ile davalının mütemerrit olduğunu nazara alınmak suretiyle 18/05/2017 takip tarihinden itibaren talep doğrultusunda davacı asıl alacağı 12.604,98-TL’sine davacı talebi doğrultusunda 3095 Sayılı Kanunun 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2. Maddesi gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından dönemde kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranlarının temerrüt faizi tahakkukunun uygun olacağını, davacı tarafça talep edilen %20 oranında İcra İnkar Tazminatının takdirinde bulunduğunu beyan etmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirket, davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında dava konusu faturadan kaynaklanan alacağını tahsil amacıyla icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine takip durmuştur, itirazın iptali amacıyla iş bu dava açılmıştır. Tarafların ticari defter ve bilgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, davacı taraf defter ve belgelerini bilirkişi incelemesine sunmuştur. Davacı şirket ile davalı şirket arasında 01.01.2012, 01.01.2013 ve 01.01.2014 tarihlerinde denetim ve tasdik sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye göre ücretin aylık taksitler şeklinde sözleşme tarihlerine göre belirlendiği, sözleşmeye göre davacının çalışmaları karşılığı olarak fatura tanzim edildiği, faturalara yapılacak 8 günlük itiraz süresinde de herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davacı tarafça ibraz edilen 18/08/2015 keşide tarihli …. numaralı çekin karşılıksız çıkmasına dayalı olarak davalı taraftan 18/05/2017 takip tarihi itibari ile 12.604,98-TL’lik alacağının olduğunun anlaşıldığı, 18/05/2017 tarihli 12.608,09-TL’lik takip miktarını ile karşılaştırıldığında 3,11-TL’lik fazlalılığın işlemiş faiz talebinden kaynaklandığı, davacının takipten önce davalıyı temerrüte düşürüldüğüne ilişkin ihtarname vb. bir belge sunulmadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği,12.604,98-TL’lik yönünden kabul kararı verilmesi gerektiği ve İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerektiği, borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan olmadığı, İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olduğu, bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerektiği, daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması gerektiği, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulünün gerektiği, öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olmasının da şart olmadığı, açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda olması, alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun belirlenmesi nedeniyle açılan faiz talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek 12.604,98-TL’lik kısım yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜNE İLE;
2-Küçükçekmece …. İcra Md…Esas sayılı dosyasındaki takibin 12.604,98-TL üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 12.604,98-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Yapılan yargılama giderinin harç yönünden davalı üzerinde BIRAKILMASINA, Alınması gereken 861,04-TL harçtan, peşin alınan 152,23-TL nin mahsubu ile bakiye 708,81-TL eksik harcın davalıdan ALINARAK hazineye gelir kaydına
5-Davacı tarafça sarf edilen ilk dava açılış harç gideri 152,23-TL nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
6-Davacı tarafça sarf olunan 600,00-TL bilirkişi ücreti, 300,00-TL müzekkere ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 900,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre (%97,6 kabul %2,4 red) 878,40 -TL’sinin davalıdan TAHSİLİ İLE davacıya VERİLMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davacının kendisini vekil ile temsil ettiği anlaşılmakla, davanın kabul edilen miktarı üzerinden, Av. Kan. gereğince, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca, 2. kısım 2. bölüm ve 3. kısım göre hesaplanan, takdir ve tayin olunan 2180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı yana VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, 35 sayılı Kanunun geçici 2’inci maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20/07/2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ıncı madde hükümleri uyarınca, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veye istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/02/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

İş bu evrak 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümleri uyarınca imzalanmış olup HMK Yönt. 8/5 maddesi gereği fiziki olarak imzalanmayacaktır